Freitag, 3. Juni 2016

MÜSLÜMAN DÜNYA'YA MESAJ!



              MÜSLÜMAN DÜNYA'YA MESAJ!

                        acıyanALLAHınadıyla

Yeryüzündeki bütün müslümanlar bilmelidir ki, bek-
ledikleri Mehdi gelmiş ve şu an görev başındadır.
Görev başında olan Hz. Mehdi, Saddam Hüseyin'in
devrilmesinden beri de icraattadır.

Bu mesaji vermemizdeki amaç şudur: Müslümanlar
artık Mehdi beklemeyi bırakıp, gerçek Mehdi ile
sahtesinin ne olduğunu öğrensin ve sahtelerin pe-
şine takılmaktan kurtulsunlar.

Kurtuluş için de şu farka dikkat etsinler: Gerçek
Mehdi'nin üç önemli görevi vardır: Birincisi; İslâmi-
yet'i yenilemektir. İkincisi; İslâmiyet'in şartlarını can-
landırmak, onu çoğunluk tarafından yaşanır hale
getirmektir. Üçüncüsü de; Muhammedî Hilâfet'le
bütün müslümanlar arasında birliği sağlamaktır.

Sahte Mehdi ise, bütün bunların tersini yapar. Yani
İslâmiyet'i yozlaştırmaya, yobazlaştırmaya ve zor-
balaştırmaya çalışır. Allah'ın dini İslâmiyet'i şiileşti-
rir, IŞİDleştirir, teröristleştirir ve bazı şahısların key-
fi haline getirir. Müslümanları birbirine kırdırmaya
veya birbirleriyle ayrıştırmaya veya hak olmayan
merkezler etrafında birleştirmeye gayret eder. Zâ-
limleri ve diktatörleri ayakta tutma savaşı verir.

İsimler ve suretler de sizi aldatmamalıdır. Çünkü
Hazret-i Mehdi'nin en önemli özelliği; Allah'tan bilgi,
ışık ve elçilik almış olmasıdır. Onun aldığı elçilik i-
se, yeni bir din getirmekle ilgili değil, Allah'ın dinini
yenilemekle ilgilidir. Dini yenilemek ise; halkın İslâ-
mî anlayışını düzeltmek, ilerleyen bilim ve akıl ve
değişen şartlar karşısında yeni bir pozisyon almak
ve değişen şartların meydana getirdiği haksızlık ve
adâletsizlik ve düzensizlikleri ortadan kaldırmaktır.
Allah'ın Mehdisi de, bunları yapmaya ehil ve yetkili-
dir.

Allah'ın Mehdisi, haksız saldırı ve teröre izin ver-
mez. Ama haklı savunma ve savaşa izin verir. O
halde müslümanlar, Allah'ın Mehdisi'nin izin ve em-
rine göre hareket etmelidir ki, haksızlığa ve zulme
düşmesinler. Onun emrine göre hareket edenler,
hem dünyalarını, hem de âhiretlerini kurtarmış olur-
lar. Onun emrine itaatsizlik edenlerin de, din günü-
nün sahibi Allah'a verecekleri büyük bir hesapları
ve çekecekleri ağır bir cezâları olacaktır.

Allah'ın Mehdisi geldiğine ve vazife başında oldu-
ğuna göre, "Mehdilik iddiası"nda olanlar artık bu id-
dialarından vazgeçmelidir. Onların yapacağı iş, Al-
lah'ın Mehdisi'nin yardımcısı olmaktır. Bu yardımcı-
lığı kabul edenlerin, mükâfatlandıran Allah'tan ala-
cakları sevap çok büyük olacaktır. Akıllı olanlar, bu
büyük sevap ve ödülü kaçırmaz ve gereksiz iddia-
larından vazgeçer.

IŞİD'ciler, dinî bir devlet kurmaktan vazgeçmelidir.
Çünkü İslâmî bir devlet, zorbalıkla kurulmaz ve zor-
balığa dayanamaz. Müslüman Dünya'yı dizayn et-
mek, Allah'ın Mehdisi'nin vazifesidir. Bu dizayn, ona
bırakılmalıdır. Allah'ın Mehdisi'nin yapacağı dizayn-
a göre, Müslüman Dünya önce zâlimlerden, zorba-
lardan ve diktatörlerden temizlenecektir. Bu temiz-
lik yapılmadan normal bir rejim gelemez ve dindar
çoğunluğun kabul edeceği dinî bir devlet kurula-
maz. Buna göre de Ortadoğu'nun diktatörlerden
arındırılması gerekiyor. Bu arındırılmanın gereği
olarak da Beşar Esad mutlaka devrilecektir. Eğer
IŞİD'ciler doğru ve isabetli bir iş yapmak istiyorsa,
bütün gayretlerini bu devirme işine yığsınlar ve
güçlerini bunun için harcasınlar. Aksi halde bütün
çalışmaları heba olacak ve Allah'a karşı da zıt
düşecekler, hesaba çekileceklerdir.

Ortadoğu'nun kralları, Allah'ın Mehdisi'nin yapacağı
dizayndan korkmamalıdır. O krallar yeter ki kendile-
rini, Allah'ın râzı olacağı "dine ve siyasete ve halka
zarar vermeyen" normal bir rejimle uyumlu hale ge-
tirsinler ve diktatörlerin devrilmesinde Allah'ın Meh-
disi'ne yardımcı olsunlar, ona engel olmasınlar. Ak-
si halde Allah'ı karşılarına almış olurlar, Allah'a i-
nançları da beş para etmez hale gelir. Şu da unu-
tulmasın: Allah, Mehdisi'ne karşı gelen kralların
gücünü yok eder.

Eğer ABD, (bir dünya lideri olarak) Suriye diktatörü-
nü ve rejimini devirmezse, Müslüman Dünya'yı kay-
bedecektir. Müslüman Dünya'yı kaybeden bir ABD'
de, dünya liderliğini kaybetmiş olur. Eğer ABD,
Mehdi Hazretleri'nin isteğine uyarsa, onun dünya
siyasal liderliği -eğer Rusya'dan süpriz bir nükleer
saldırı olmazsa-15-20 yıl daha devam edecektir. O
halde zarara uğramak istemeyen ülkeler, Allah'ın
Mehdisi'ne zıt gitmesin. Rusya Suriye'den çıksın.
İran yönetimi de aklını başına toplasın. Allah, zul-
me ve zâlime yardım edenleri kahreder, ülke ve
yönetimlerini başlarına yıkar. Şu da iyi bilinsin: Bü-
yük devletlerin Müslüman Dünya'ya ait ülkelerde
yapacağı hakka ve adâlete uygun olmayan dizayn-
lar ve düzenlemeler geçersizdir, kabul edilemez!
O halde Rusya ve Amerika, Suriye'de adımlarını
dikkatli atmalıdır.

Ey Allah'ın, O'na inanmış ve teslim olmuşları 'dost'
kabul ettiği değerli müslümanlar! Allah'ın Mehdisi'
ne biat ve itaat ediniz ki, bu dostluğunuzu kaybet-
meyesiniz. Eğer Allah'ın Mehdisi'ni merak ediyor-
sanız, O; Mehmed Nur'an'dır. 1985 yılının Rama-
zan ayının Kadir Gecesi'nde Allah'tan bilgi ve ışık
almaya başlamış ve bütün din ve dünya bilgilerinin
özeti bir üzüm tanesi gibi kendisine üç ay içinde
yutturulmuş ve Kur'anın bir özeti de kalbine indiril-
miştir. 1995 yılında da kendisine elçilik verilmiştir.
Saddam'ın devrilmesinden beri görev başında olan
Allah'ın Mehdisi'nin mânevî liderliği, 11 Eylül Terör
Olayı'ndan sonra da global hale getirilmiştir. Şöh-
retten ve yüceltilmekten hoşlanmayan Allah'ın Meh-
disi, Müslüman Dünya'nın birliği sağlanıncaya kadar
ortaya çıkmayacak, kendini göstermeyecektir. Al-
lah'ın elden tutmasıyla tasavvuf ve tarikat dairele-
rinden geçmiş olan Allah'ın Mehdisi, tarikat ve ta-
savvufun kaideleriyle değil, Kur'anın kaideleriyle
hareket eder. Allah'ın Mehdisi'nin önemli bir özelliği
de şudur; Müslümanlardan para toplamaz ve servet
yığmaz. O halde sahte mehdilere kapılmayasınız.

İmza: Mehdiyet Makamı.


Not 1: İran yönetimini yönetenler, sahte bir Mehdi
ortaya sürmekten uzak durmalıdır.

Not 2: Avrupa ve Amerika'daki İsrail Lobileri'ni uya-
rıyoruz! İsrail yönetimini, işgal altında tuttuğu Filistin
topraklarından en kısa zamanda çıkmaya veya Fi-
listin yönetimini râzı edecek bir anlaşmaya evet
demesini sağlayacak bir teklife dâvet ediniz. Fakat
bu dâvetin mutlaka bir yaptırım gücü olmalıdır. E-
ğer İsrail'in kıyamete kadar yaşamasını istiyorsa-
nız, gerekeni yaparsınız. Eğer yapmazsanız, İsrail'
in çok kısa bir zaman içerisinde ortadan kalktığını,
kıyametinin koptuğunu göreceksiniz. O halde hak-
sızlık içerisinde olan İsrail'i bir an önce bu duru-
mundan kurtarınız. Fakat bu kurtarıcılığı yaparken
sakın elinizdeki nükleer ve ekonomik kuvvete güve-
nip de yanlış yollara sapmayınız. Çünkü yüce Tan-
rı'nın yeryüzündeki Büyük Birlik Ordu'suna karşı
koyamazsınız!

Not 3: Türkiye'deki dindar müslümanlar, Ayasofya'
nın ibadete açılması hususunda biraz daha sabret-
sinler. Allah'ın Mehdisi bu konuda izin verdiği tak-
dirde Ayasofya ibadete açılacaktır. Şimdilik onun
iznini beklemek gerekiyor. O halde dindarlar, açılış
hakkında herhangi bir zorlamaya girmekten uzak
dursunlar.

Not 4: Eğer dindar kadınların baş örtmekle ilgili so-
runları hakkında Mehdi Hazretleri'nin görüşünü so-
ruyorsanız, onun bu konu hakkındaki görüşü şudur:
"Dindar kadınlar, dışarıya çıkarken ve içeride mah-
rem olmayan erkeklerin yanında -avret yerleriyle
birlikte- kol, bacak ve göğüslerini ve omuzlarını
-seksî ve yabancı erkeğin bakışını ve nefsini çekici
olmayan bir şekilde- örttükleri takdirde, Allah'ın ör-
tünme emrini yerine getirmiş olurlar. Başlarını örtüp
örtmeme hususunda ise, -baş örtmeyi emreden
kesin ve açık bir âyet bulunmadığından- onları Al-
lah'ın izniyle özgür bırakıyorum. Eğer başlarını da
örtmek isterlerse, bu örtünme, süssüz ve makyaj-
sız olmalıdır. Aksi halde baş örtmenin bir anlamı
kalmaz. Çünkü baş örtmekten maksat, mahrem ol-
mayan yabancı erkeğin bakışını çekmemek, kötü
nazarı kesmektir. Süs ve makyaj ise bu durumu
tersine çevirir. Bu sebeple baş örtmekle makyaj-
lanmak bir arada olmaz. Ancak günümüz müslüman
kadını sırf dindarların yaşadığı bir ortamda bulun-
madığından ve dindar bir hayattan uzak kimselerle
birarada yaşamak zorunda kaldığından, ona; "süs-
lenme, makyajlanma!" denilmez. Çünkü süslenme-
diği ve makyajlanmadığı zaman, kocasının nazarı,
dindar bir hayattan uzak yaşayan süslü ve makyajlı
kadınlara dönebilir ve bu şekilde süssüz ve makyaj-
sız dindar kadın eşini kaybedebilir. Bu kaybın ya-
şanmaması için dindar kadın kendini, hem başını
örtmek, hem de makyajlanmak zorunda bulabilir. E-
şini kaptırmamak için bu tür korunma da onun hak-
kıdır. (Günümüz dünyasında başörtüsü, bir yandan
namusu koruyan bir araç iken, aynı zamanda koca-
yı kaybettiren veya -genç kızlar için- koca bulmaya
engel olan bir vasıta da olabiliyor, malesef... Bu
durumda dindar kadına, şartlara uyum sağlamaktan
başka çare kalmıyor.) Bu sebeple dindar kadına
baş örtmesi için ve süslenmemesi için baskıda bu-
lunmak, ona haksızlık olur. Ancak sırf dindarların
yaşadığı bir ülke ve şehirde dindar kadın dışarıya
çıkarken ve içeride mahrem olmayan erkekler ara-
sında başını örtebilir ve süsünü bırakabilir.Kadının
baş örtmesi, ona melekî bir hâl kazandırıyor. Şart-
lar uygun olduğunda dindar kadın bu hâli kaybet-
memeye çalışmalıdır. Şu da unutulmamalıdır: Na-
musu korumak, kadın için de, erkek için de İslâmi-
yet'in emridir. Kadının namusunu korumasında
başörtüsü, -örtülmesi gereken diğer yerlerin de
gerektiği gibi örtülmesi halinde- iyi bir koruyucu ve
kalkandır. Eğer kadın; "ben baş örtüsü takmadan
da namusumu koruyabilirim" derse, onun baş örtü-
sü takmasına gerek kalmaz. Baş örtüsüyle korun-
mak isteyen müslüman kadınlar da, örtülmesi gere-
ken diğer yerleri gerektiği gibi örtmeli, baş örtüsü-
nün etkisini boşa çıkarmamalıdır. Aksi halde baş
örtmek, boşuna bir iş ve yük olur. Eğer dinden ve
dindarlıktan uzak kadınlar da buradaki ruhsattan ce-
saret alıp: 'Biz de açık-saçıklığımızla namusumuzu
koruyabiliriz' derlerse, onlara söylenecek söz şu-
dur: 'Açık-saçıklık namusu korumaz. Tam aksine
açık-saçıklık, erkeklerin şehvetperest kısmının her
vakit namussuzluğunu çeker, tacize maruz eder,
namusu her an tehlikede bırakır. Açık-saçıklık an-
cak (ev haricinde) erkeklerin melekleştiği bir yerde
zararsızdır. O da, bu dünyada yoktur.'

Dindarca yaşamak isteyen kadınlarla dindarlıktan
uzak yaşamak isteyen kadınları -İran'daki gibi- eşit-
lemeye çalışmak ve bütün kadınları isteseler de is-
temeseler de başörtüsüne mahkûm etmek, İslâmi-
yet'in ruhuna uygun bir tavır değildir. Çünkü İslâmi-
yet, dinde zorbalığı yasaklar. O halde bu yasağa
riayet edilmelidir. Hiç kimse kendi keyfini yasa ha-
line getirmemelidir. Getirmeye de hakkı yoktur. Yö-
netimi dine dayalı olmayan bir ülkede de, hem dini-
ni, hem namusunu korumak ve geçimini sağlamak
zorunda olan dindar kadını, istediği seçimi yapabil-
mesinde özgür bırakmak gerekir. İstediği seçimi
yaptığında da, hayat ona zorlaştırılmamalıdır.

Sırf dindarların yaşamadığı, yani dindarlar ile din-
den uzak yaşayanların karışık olduğu (Avrupa gibi
veya Avrupalılaşmış) ülkelerde müslüman dindar
kadının kendini peçe, çarşaf ve burka ile gizleme-
sine gerek yoktur. Böyle ülkelerdeki dindar kadın,
yüz kimliğini gizlememelidir.Çünkü bu tür gizlenme,
şehir güvenliğini tehlikeye atar. Müslümanın bir gö-
revi de, güvenliği sağlamaktır. O halde Avrupa'da
ve Avrupalılaşmış ülkelerde yaşayan İslâmlı kadın-
lar, yüzlerini gizlemeyi terketmeli ve kocaları da bu
konuda o kadınlarına karşı zorbalığı bırakmalıdır.
Çünkü Kur'anda, yüzü örtmeyi emreden bir âyet
bulunmamaktadır.

İran yönetimi de, kadınlar üzerinde sürdürmekte ol-
duğu zorbalığa artık son vermelidir. Aksi halde, öz-
gürlük isteyen halk harekete geçer. Bu da, İran için
üzücü olur. İran'ın zarar görmesini istemeyiz.

Allah'ın Mehdisi: Mehmed Nur'an."

Allah'ın Mehdisi'nin bu beyanı karşısında hiç kimse
Onun önüne geçmeye çalışmamalıdır.

Allah'ın selâm ve rahmeti, O'na ve Mehdisi'ne tabi
olanlar üzerine olsun! Allah dünyanıza ve Ramazan'
ınıza birlik, barış ve kardeşlik doldursun.

İmza: Mehdiyet Makamı.

                     Allah'tan başka ilah yoktur.
          Mehdi ve Mesih O'nun kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın onaltısı, Haziran başı.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:   Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *



Keine Kommentare: