Sonntag, 5. Mai 2013

ALLAH'IN MEHDİSİ VE HALİFESİ MEHMED NUR'AN'DAN VATİKAN LİDERİNE AÇIK MEKTUP


             ALLAH'IN MEHDİSİ VE HALİFESİ
                      MEHMED NUR'AN'DAN
           VATİKAN LİDERİNE AÇIK MEKTUP

       görünmezin bilgisi yalnız onun yanında olan
                               ALLAHın adıyla

Önce şu gazete haberlerini okuyalım:

[Papa Fransuva, 3 yıl önce yazdığı bir kitapta Türk-
leri Nazilere benzetmiş. Papa seçilmeden önce
Jorge Mario Bergoglio adını kullanan Arjantinli kar-
dinalin, 2010 yılında Arjantinli Haham Abraham
Skorka ile birlikte kaleme aldığı "Cennette ve Yer-
yüzünde" (Sobre el Cielo y la Tierra) adlı kitabı,
geçtiğimiz günlerde gözden geçirilerek bir kez
daha yayınlandı.

Papa kitabın "Dinler" bölümünde, "20. yüzyılda ken-
dilerini tanrılar olarak görenler, tüm köyleri yerle bir
ettiler. Türkler Ermenilere yaptı, Naziler de Yahudi-
lere. İnsanları öldürmek için tanrısal niteliklere atıfta
bulunan söylemler kullandılar" ifadesini kullanıyor.
Papa kitapta, büyük güçlerin Ermeni soykırımı ko-
nusunda "ellerini yıkayarak" başka tarafa baktıkları-
nı, çünkü aynı dönemde Osmanlı İmparatorluğu-
nun da güçlü olduğunu savunuyor.] (Çeşitli gazete-
ler.)

Sayın Papa Hazretleri üç yıl önce yazdığı bir kita-
bında, Ermenilerin 1915 yıllarında uğradıkları felâ-
kete, Adolf Hitler'in Yahudilere yaptığı zulümle bir
tutarak "soykırım" demektedir. Aşağıdaki haber
paragrafı da, onun bu inançta olduğunu göster-
mektedir:

[Buenos Aires Kardinali olduğu 2006 yılında,
Buenos Aires'te 1915'te hayatını kaybedenlerin a-
nıldığı 24 Nisan törenini yönetmişti. Panarmenian.
net sitesinin haberine göre, Bergoglio törende
Türkiye'den Ermeni iddialarını kabul etmesini iste-
mişti. Bergoglio,  "Ermeni soykırımını Osmanlı
Türkiyesi'nin Ermeni halkı ve tüm insanlığa karşı
işlediği korkunç bir suç olarak, koşulsuz biçimde
tanımalı" çağrısı yapmıştı.]

(Eğer bu haberler doğruysa), şimdi biz de soruyo-
ruz: Acaba sayın Papa Hazretleri bu kesin hükme
nereden varmıştır?

Çünkü bugüne kadar tarih bilginleri kendi aralarında
toplanarak bu konuda kesin bir hükümde bulunma-
mışlardır.

Peki, ortada uzmanlarının kesin bir hüküm bildirme-
diği bir konuda siz o hükmü nasıl bildiniz? Çünkü
siz, Türkiye Tarihi uzmanı da değilsiniz! O halde Er-
meni Diaporasının tek taraflı yakınmalarına nasıl al-
dandınız?

Hâkimler, hem zanlıyı, hem mağduru dinleyerek ve
gerekliyse uzman bilirkişilerin raporlarını inceleye-
rek bir hükme varırlar. Ama siz, bir hâkim gibi ola-
mamışsınız.

Çünkü Ermenilerin Osmanlı Türkiye'sinde uğradık-
ları felâketle, Hitler'in Yahudi ırkına yaptığı katliam
eşit değildir.

Çünkü Ermenilerin, onların Türklere yaptıkları iha-
net ve katliamlarından dolayı mı sürgüne mecbur
bırakıldıkları, yoksa onlar suçsuz oldukları halde
ırksal bir düşmanlık sonucu mu o felâkete uğradık-
ları hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. En a-
zından tarih bilginleri arasında bu konuda verilmiş
kesin bir hüküm yoktur. Kesin bir hüküm yoksa,
sizin bu felâkete "Türklerin soykırımı" hükmünü
yapıştırmanız büyük bir haksızlıktır! Ayrıca o felâ-
keti Hitler'in zulmüyle bir tutmanız da adâletsizliktir!

Haksız ve adâletsiz bir Papa'nın Vatikan'ın başında
bulunması ise, yüce Tanrı'nın hoşuna gitmez.

O'nun hoşuna gitmek isterseniz, hak ve adâletteki
noksanınızı telâfi edersiniz. Bunun için de gereken
özrü yapmanız isabetli olacaktır. Yok Tanrı'nın ho-
şuna gitmek gibi bir derdiniz yoksa, bu halde yüce
Tanrı'nın yeryüzündeki koltuğundan inmek zorun-
dasınız. Çünkü bu koltuk; haklı ve adâletlilerin ve i-
nançlı iyilikçilerin koltuğudur. Gerekeni yapmadığı-
nız takdirde, yüce Tanrı sizi bu koltuktan düşüre-
cektir.

Allah'ın Mehdisi ve Halifesi:
Âhirüzzaman
Mehmed Nur'an                                          

Not 1: Biz burada, Papa Fransuva'nın geçmişte
yazdığı ve söylediklerinin hesabını sormuyoruz.
Tam aksine, şimdi yeni kazanmış olduğu papalık
makamı dolayısıyla geçmişte söylediklerinin anla-
mı değişmiş oldugu için ve geçmiş geçmişte kal-
mayıp şimdi söylenmiş gibi aktuellik ve önem ka-
zanmış olması sebebiyle onun üzerine yapışmış
bulunan haksızlık ve adâletsizliğin giderilmesine
çalışıyoruz. Eğer sayın Papa Hazretleri; "geçmiş-
te Türkler hakkında söylediklerim geçmişte kaldı,
şimdi aynışüncede değilim" veya "o sözlerin
yazarı ben değilim, ikinci yazardır" şeklinde bir dü-
zeltme yaparsa ve doğruyu söylerse ve "hakkında
kesin bir hüküm bulunmayan bir konuda Türklerin
soykırım yaptıklarını söylemem adâletsizlik olur ve
olmuştur" diyerek özür beyan ederse, onun üzerine
yapışmış olan haksızlık ve adâletsizlikten kurtul-
muş olur.

Not 2: Geçmişi bugüne getirip hesap soracaksanız,
adâletli olmak zorundasınız.

Dedenin yaptığı hatanın hesabını torunundan sora-
cak olursanız, adâletsizlik yapmış olursunuz.

Not 3: Ermenilerin 1915'te uğradığı felâketle Hitler'
in Yahudi ırkına yaptığı katliam eşit tutulamaz. Çün-
kü, Ermenilerin uğradığı felâket hakkında iki ihtimal
vardır: Ya onlar Türklere yaptıkları ihanet ve katliam-
lar sonucunda suçlu bulunarak zorunlu göçe tabi
tutuldular, ya da suçsuz oldukları halde ırksal bir
şmanlık nedeniyle sürüldüler.

Osmanlılara hâkim olan din, İslâmiyetti. Müslüman-
lıkta ırkçılık ve ırklara düşmanlık yasaktır. Bu se-
beple, yetmiş ırkı asırlarca yönetmiş bir Osmanlı yö-
netiminin soykırım uygulaması mümkün değildir.
Böyle bir şeyi kimse isbatlayamaz. Bu durumda ge-
riye kalıyor iki şık. Birisi: Ermeniler, Türklere ihanet
ve katliamlarından dolayı suçlu bulunup sürüldüler.
İkincisi: Osmanlı yönetimini ele geçiren bazı dinsiz
zâlimler, ırksal düşmanlık nedeniyle onlara soykı-
rım uyguladı. Veya açlık, kıtlık, fakirlik nedeniyle de
çe zorlama meydana gelmiş olabilir. Fakat kim-
senin elinde hangi şıkkın geçerli olacağına dair ke-
sin bir bilgi yoktur. Bilgi yoksa, bu konuda tek taraflı
kesin bir hükümde bulunmak da doğru olamaz. Bu
durumda özel bir mahkeme kurularak ve tarih bilgin-
lerinin üzerinde birleştikleri çıkarıma dayanarak ke-
sin bir hükme varılabilir. Böyle bir şey yapılmadığı
müddetçe de, kimse kesin bir yargıda bulunamaz.
Bulunduğu takdirde iftira etmiş olur. İftira edenler
hakkında da dâvâ açmak ve hesap sormak bir hak-
tır.

Ellerinde kesin bir bilgi ve belge bulunmadığı hal-
de Türklere "soykırımcı" diyenler ve geçmişte o-
lanların hesabını şimdiki Türklerden sormaya kal-
kanlar, açıkça hadlerini aşmaktadırlar! Kesin bir
mahkeme kararı olmadan hiç bir Türk, geçmişte
işlenilmiş (hata sanılan) hataları tanımak zorunda
değildir!

Not 4: Uluslararası özel bir mahkemede 1915 Er-
meni olayları yargılanıp sonuçta o zamanın yöneti-
mi suçlu çıkarsa, bu takdirde şimdiki zamanın yö-
netimi, bu hatayı kabul ettiğini ve suçluları kınadığı-
nı açıklayabilir ve bu açıklamayı yapmak bir insanlık
borcu olur. Ama ortada suçlu kim, suçsuz kim tam
kesin belli olmadığı halde bütün Türkleri "soykırım-
cı" ilân etmek, büyük bir hata, suç ve günahtır!

Not 5: Acaba Papa Fransuva, Ermenilerin iddiaları-
ni dinlerken Türklerin savunmasını aldı mı? Alma-
dıysa, onları toptan nasıl soykırımcılıkla suçlayabil-
mektedir? Geçmişteki bir yönetimin kesinleşme-
miş bir hatasının cezâsını bütün Türklere kesmek,
hangi adâlet kitabında yazmaktadır?

Not 6: Eğer koskoca bir kardinalin adâlet anlayışı
buysa, Vatikan o kardinali papalık makamına oturt-
makla çok büyük bir hata etmiş demektir!

Not 7: Madem geçmiştekilerin hesabını şimdikiler-
den sormak âdet olmuş, o halde Papalık Makamı
gereken özrü yerine getirinceye kadar Vatikan ile
ilgili şu bilgiler açığa çıkarılmalıdır: Adolf Hitler Ya-
hudileri katlederken Vatikan'dan yardım aldı mı ve
fetva istedi mi? Eğer istememişse, Vatikan'ın bu
faşist soykırıma tepkisi ne olmuştur? Yoksa tepki-
siz mi kalmıştır?

Not 8: 1915 yılları, Osmanlı imparatorluğunun çö-
ş, bitiş, yıkılış yıllarıdır. Eğer Osmanlı "soykırım-
cı" olsaydı, en kuvvetli ve kudretli zamanlarında is-
tediği ırkı yok edebilirdi. Bunu o zamanlar yapma-
dıysa, en zayıf anında nasıl yapsın? Müslümanlığı
izin vermez ki yapabilsin! Dolayısıyla Papa Hazret-
leri'nin kardinalken yazdığı kitaptaki o sözler, gerçe-
ği tam aksettirmekten uzaktır.


Zaman:  Yeni Çağ'ın onüçü, Mayıs başı.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Hak ve Adâlet.
Boyut:   Muranizm.

                                                  YAYINLAYAN
                                      AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                      *   *   *


Keine Kommentare: