Sonntag, 1. Mai 2022

ORUCUN GİZLİ KALMIŞ BİR SIRRI VE ALLAH'IN MEHDİSİ'NİN MESAJI!

ORUCUN GİZLİ KALMIŞ BİR SIRRI VE ALLAH'IN MEHDİSİ'NİN MESAJI!

 

gizli sırları açığa çıkaran büyük ALLAHın adıyla

 

Allah'ın Mehdisi, Oruç'un gizli kalmış bir sırrını açıklıyor:

Yaz aylarına denk gelen bir Oruçta sahur ile iftar arasında 15 saat kadar bir zaman vardır. Bir oruçlu bu zaman süresince ibadettedir. 30 günlük Ramazan'da günde 15 saatten 450 saat ibadet edilmiş oluyor.

Namaz ise günde 5 kere 1 saat kadar zaman tutuyor. Yani 1 yılda 365 saat ibadet yapmış oluyorsunuz.

Bir yıllık Namaz ibadetiyle 30 günlük Oruç'un müddetini karşılaştırdığımızda Oruç'ta Namaz'dakinden daha fazla ibadet edildiği görülür. Yani 30 günlük Oruç ibadeti, 1 yıllık Namaz ibadetini içine almakta ve onu (yaz aylarında) geçmektedir. Kış aylarına denk gelen Ramazan'da ise günde 10 saat kadar süren Oruç, 30 günde 300 saat yapar. Bu da hemen hemen 1 yıllık Namaz ibadetine yakındır. Yani 30 günlük Oruç, 1 yıllık Namaz ibadetine denk gelmekte, aşağı yukarı eşitlenmektedir.

Demek Oruç, çok kıymetli bir ibadetmiş.

Siz Allah'a(cc) inanmış ve O'na ibadetle teslim olmuş değerli müslümanlar kesinlikle bilmelisiniz ki, açlık ibadeti olan 30 günlük oruçla 30 zafer kazandınız. Bu 30 günlük açlık ibadetiyle nefis ve şeytanınıza galip geldiniz. Oruçtan kaçanlar ise, nefis ve şeytanlarına mağlup oldular, bayram yapma hakkını kaybettiler. Siz ise, kazandığınız 30 zaferle bayram yapma hakkı kazandınız. İşte aranızdaki fark budur!

Bayram yapma hakkını tam kazanabilmek içinse, varsa günahlarınıza tövbe etmelisiniz. Çünkü günahlarına tövbe etmeyenleri Allah, "zâlim" sayıyor. Üzerinde zulüm bulunanların bayram yapma hakkı yoktur, olamaz!

(Âciz, fakir, muhtaç ve ölümlü bir kulu olarak)  Allah'ın Mehdisi ben Mehmed Nur'an, Allah'a inanmış ve teslim olmuş ve olmak isteyenlerin Ramazan Bayramı'nı tebrik ediyor, Allah'ın dininin galip geleceği günler diliyorum.

Allah'ın Mehdisi Mehmed Nur'an

 

Not 1: Mehdi bekleyen fakat kime inanacağını bilmeyen ve Mehdiyeti reddedenler şunu iyi bilmelidir: Geçmişte yüce Allah bütün toplum ve topluluklara bir elçi ve haberci göndermiş ve bunları, onlardan inanmış olanlara mânevi lider yapmıştır. Peygamberimiz(sav)den sonra da her yüzyılda İmamları vazifelendirip, müslümanlar mânevî yönden başsızlıktan kurtarılmıştır. Şimdi ise müslüman dünya birbuçuk milyarı geçmiştir. Bu kadar büyük bir topluluğu Allah hiç başsız bırakabilir mi? Evet müslümanlar uzun bir müddet başsız kaldı. Fakat bu müddetin bir nihayeti yok mudur? Vücudu başsız, arıyı beysiz, aileyi reissiz ve ülkeleri başkansız bırakmayan Allah, milyarlık bir dünyayı başsız bırakabilir mi? Bu başsızlığı kıyamete kadar sürdürebilir mi? Elbette sürdürmez! Bunun için de kıyamete çok çok yaklaştığımız ve kıyamet belirtilerinin çoğunlukla gerçekleştiği şu dönemde son olarak Mehdi'sini gönderecek, gökteki Mesih'ini indirecektir.

Mesih'in kim olduğunu, kim olacağını biliyoruz. O da, 2030'lu yılların başında yeryüzüne indirilecektir. Mehdi'yi ise insanlar değil, Allah seçer ve belirler. Mehdiliğin işareti ise; Allah tarafından seçilmesi, ona bilgi ve ışık verilmesidir. Mehdi, Allah tarafından görevlendirilen kişidir. Onun görevi, yollarını sapıtmış veya bulamamış olanları doğruluğa götürmektir.

Peki, kendini Mehdi gören onlarca kişi arasında gerçek Mehdi'yi nasıl bileceğiz?

Gerçek Mehdi; en başta Allah'a, Kitabı'na, son Elçisi'ne zıt hareket etmez. Daima müslümanlar lehine çalışır. Onlara liderlik etmede hak ve adâlete dayanır. Kendisine verilen bilgi ve ışıkla islâmlıların yollarını açar ve aydınlatır. Ve o bilgiyle İslâmiyet'i korur. İslâmiyet de ancak Allah'ın verdiği bilgiyle korunur. Bu koruma gereği olarak eğer şartlar değişmişse, İslâmî anlayışı yeniler. Bu yenileme Allah'ın sünnetidir. Bu sünnet gereği olarak Allah da daima elçiler göndererek ve toplumların hayat şartlarını nazara alarak dinini yenilemiştir. Şimdi de görevlendirdiği Mehdisi'yle gerekli yenilemeyi yapmak istemektedir.

Sorulabilir: "Hz. Mehdi'nin gelip gelmediğini nasıl anlayacağız?"

Hz. Peygamber'in gelecekle ilgili verdiği haberlerden yapılan çıkarım ve hesaba göre, 2030'lu yılların başlarında İsa Mesih gökten yere indiriliyor. Peygamberimiz de Mehdi'nin İsa Mesih'den önce geleceğini bildirmiştir. Buradan da Mehdi'nin gelip gelmediğini anlayabilirsiniz.    

Not 2: Benim Mehdiyetime gıyaben bağlananlar ve bağlanacak olanlar bilmelidir ki; bağlanmalarıyla onlar benim çok kusurlu şahsıma değil, Allah'tan aldığım bilgi ve ışığa bağlanmış olurlar.

Mehdi bekleyen bütün imanlılar bilsin ki, artık Mehdiyet Dönemi başlamıştır. Bundan sonra dünyada herşey değişecektir. Dünyayı, herşeye hâkim olan Allah'ın Kudsileri devralacaktır. Birinci Kudsî, Allah'ın Mehdisi ve ona bağlananlardır. İkinci Kudsî ise, Meryem oğlu İsa Mesih ve ona tabi olanlardır. 

Şimdi artık "Allah'ın Planı" devrededir. Önümüzdeki günlerde hoş görünmeyen dünya olaylarıyla karşılaşacağız. Fakat şer gibi görünenlerden Allah'ın hayr çıkardığı unutulmamalıdır. Hem yeni devrin başlayabilmesi için eskinin yıkılması gerekiyor. Sahibimiz Allah, zulümlü devri kapatıp, adâletli devri açmak ve başlatmak istiyor.

Artık Mehdi arayışı ve bekleyişi sona ermeli birliğe girilmelidir. Birliğiniz, tevhid ile ve tevhid edenlerledir. Bu sebeple zihniyet ve mezhebinizi, tarikat ve ekolünüzü tevhidin altına indirip Tevhid ve Mehdiyet etrafında birleşmelisiniz. Birliğiniz olmazsa hepiniz kaybedersiniz. Kazancınız birliktedir. O halde şimdi bir tek cemaatiniz vardır. O da, bütün cemaatleri içine alan Tevhid ve Mehdiyet Cemaati'dir. Sizleri bu büyük cemaat içinde birliğe dâvet ediyorum.

Birliği ve birleşmeyi kabul ettiyseniz artık bundan sonra dinde ve siyasette her kafadan ayrı ses çıkma dönemi bitmiş demektir ve bitmelidir. Bitmelidir ki, milletin kafası karışmasın.

Bizim dinimiz; evrenin ve içindekilerinin sahibi Allah'ı birlemek, Elçisi'nin ölçüsüne uymak ve Mehdisi'nin yenileyiciliğini kabullenmektir.

Bizim siyasetimiz ise; hak ve adâlet ve namus'u ve bunlara uygun özgürlüğü yönetimde temel ve egemen yapmak ve bu egemenliği kabul etmiş liyakatli Başkan adayını da millet çoğunluğunun seçmesine bırakmaktır. Seçim milletin, egemenlik hak ve adâletin, yönetim ise liyakatlinindir. Hak ve adâlet ancak Allah'a dayanır, insanların keyfine değil. Bu sebeple zâlim ve zorbalar, hain ve diktatörler, çıkarlarını hak ve adâletin üstünde tutanlar reddedilir.

Hiç bir İslâmlı Ülke'de siyaset müslümanlara yasaklanamaz. Dolayısıyla "siyasal İslâm", İslâmlı Ülkeler'in bir gerçeğidir. Bu gerçek reddedilemez. Bu gerçeği reddedenler, İslâmiyet'e ve müslümanlara savaş açmış olur. Biz de bu haksız savaşı reddedenleriz. Çünkü İslâmlı bir ülkede müslüman olmayanların müslümanları din ve inanç özgürlüğünden mahrum etme hakkı yoktur. 

Duamız şöyle olsun: Allah'ım! Kusurlarımı affet. Noksanlıklarımdan arındır. Bizde rızânı hâkim kıl. Bizi hak ve adâlet ve namusu koruyanlardan yap, çiğneyenlerden yapma. Zâlim devletlerin gücünü yok et. Aleyhimizde faaliyet gösteren bozguncuların işini boz, onlara daha fazla fırsat verme. Sana dönüşümüzü güzel eyle. Amin.

Not 3: Uygun görülürse bu mesajım İslâmlı Dünya'nın bütün câmilerinde okunabilir ve okunmalıdır.

Allah'ın Mehdisi Mehmed Nur'an

 

Allah'tan başka ilah yoktur. Mehdi ve Mesih Allah'ın kulu ve elçisidir.

 

Zaman: Yeni Çağ'ın yirmiikisi, Nisan sonu.

Mekan: Avrupa.

Makam: Hakka dâvet ve uyarı.

Boyut: Muranizm.

 

Yayınlayan: Avrupa Muranistleri.

                        *   *   *

 

Keine Kommentare: