Samstag, 2. April 2022

RUSYA TOPRAKLARINI PAYLAŞMALIDIR!

RUSYA TOPRAKLARINI PAYLAŞMALIDIR!

 

paylaşan ve iyilik edenleri seven tekTANRInın adıyla

 

Yukarıdaki başlığı görünce "bu da nereden çıktı?" diyeceksiniz. Açıklayalım:

Dünyaya komünizm sisteminin yerleştirilecek olmasında bütün insanlık hemfikir olsa ve yeryüzü topraklarının adâletli bir şekilde paylaştırılması kararlaştırılsa veya evrenin gerçek sahibi yüce Tanrı tarafından bir bildiri gönderilse ve dese ki: "Bana ait olan yeryüzü topraklarını aranızda adâletli bir şekilde paylaştırın. Bu paylaşımı kabul etmeyen milletleri helâk edeceğim." İnsanlık da bu emri uygulamaya mecbur kalsa ve adâletli bir paylaşım yapılsa acaba nasıl bir sonuç ortaya çıkar. Şimdi ona bakalım:

Yeryüzü karaları yaklaşık 150 milyon kilometre karedir. Bu karaları dünyadaki 200 ülke arasında paylaştıracak olursak, her birine 750 bin kilometre karelik bir parça düşer. Eğer: "Böyle bir paylaşım adâletli olmaz. Çünkü Çin'de ve Hindistan'da çok büyük bir nüfus var." O zaman biz de paylaşımı dünyadaki insan nüfusuna göre yapalım.

O zaman 150 milyon km karelik yeryüzü topraklarını 8 milyarlık dünya nüfusuna böleriz. Sonuç 0,01875'dir. Yani her insanın toprak payı: (Yuvarlak hesap) 18 m karedir.

Bu sonuca göre, Rusya'daki 150 milyonluk nüfusun toprak payı: 2,7 milyon km karedir. Rusya'nın ise 17 milyon km karelik bir toprağı vardır. Adâletli paylaşıma göre, Rusya, topraklarının 14 milyon km karesinden fazlasını toprağı az olan milletlere dağıtmak zorundadır.

84 milyon nüfuslu Türkiye'nin toprak hakkı: 1,5 milyon km karedir. Ama onun 783 bin km karelik bir toprağı vardır. Çok fazla toprağı bulunan Rusya, Türkiye'nin açığını kapatabilir. Tabii adâletli paylaşıma râzı olursa...

Elinde çok fazla toprak parçası bulunan Rusya, bağımsız bir Kürt Devleti kurmak isteyen 30 milyon nüfuslu Kürtlere 500 bin km karelik bir toprak verebilir. İsrailliler de toprak sıkıntısı çekmekte ve bu yüzden Filistinlileri yok etmeye çalışmaktadır. Rusya Filistinlileri kurtarmak için İsrail'e toprak verebilir. Bangladeşliler de çok dar bir alana sıkışmıştır. Rusya onlara da toprak verebilir. Yurtlarından atılan Arakanlıların da toprağa ihtiyacı var. Rusya onları da memnun edebilir.

Durum bu iken Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmeye ihtiyacı olamaz. Ama maalesef o çok ters işler yapmakta ve yüce Tanrı'yı kızdırmaktadır. Öfkelenmekte olan yüce Tanrı Rusya'ya bir darbe vurursa, Rusya yıkılır ve 50 yıl ayağa kalkamaz. Bir Tanrı darbesi yemek istemezse, Rusya haddini bilmeli ve Ukrayna'dan derhal çıkmalıdır. Ve Ukrayna'nın kuzey batısı ile Kazakistan'ın kuzey doğusu ve Gürcistan arasında (haritada bir çıkıntı gibi) kalan topraklarını da Türkiye'ye bırakarak kendini hafifletmelidir.

Çünkü nüfusa göre Türkiye'nin toprak hakkı 1,5 milyon km karedir. Rusya Türkiye'nin açığını kapatabilir. O halde Rusya yönetimi, Rusya'nın merkezinden çevresine doğru 3 milyon km karesini kendine ayırıp geri kalanını, toprağı az olan ülkelere dağıtmalı ve adâletli paylaşımı gerçekleştirmelidir. Geçmişte komünizmi ve sosyalizmi çok sevmiş olan Rusyalılar için adâletli paylaşım, isabetli bir karar olur. Çünkü komünizmi sevenler, adâletli paylaşımı da severler. Yoksa yanılıyor muyuz?

Rusya Çin'in de toprak açığını kapatabilir. Çin de Rusya'ya "benim toprak hakkımı ver" diyebilir. Rusya Çin'in hakkını ödemezse, Çin Rusya'ya savaş açabilir. Çin savaş açmadan Rusya, Rusya'nın Çin'in kuzey doğusunu saran çıkıntı parçasını Çin'e bırakabilir. Rusya, İsrail'in de toprak hakkını ödemelidir. Birleşik Amerika isterse, İsrail'in toprak hakkını Rusya'dan alabilir. Bunun için de Rusya'ya savaş açması gerekir, tabii İsrail'in hakkını güzellikle alamazsa. Adâletli paylaşımın gereği olarak Rusya İsraillilere 100 bin km karelik bir toprak vermek zorundadır. Bağımsız bir devlet kurmak isteyen Kürtlerin de hakkını ödemelidir Rusya. 30 milyonluk Kürtlerin toprak hakkı: 540 bin km karedir. 600 bin km karelik toprağı bulunan 44 milyonluk Ukrayna'nın toprak hakkı 900 bin km karedir. Rusya Ukrayna'ya 300 bin km karelik toprak borçludur. Rusya bu borcu da ödemelidir. Rusya'nın Donbas'ı alma hakkı yoktur!

Sözün kısası; Rusya adâletli paylaşımla pek çok insanı memnun edebilir ve etmelidir. Çünkü huzurlu bir yeni dünya düzenine ihtiyacımız var. Bu düzenin kurulabilmesi için de adâletli paylaşım şarttır. Bu paylaşımda sadece toprakların paylaşımı yeterli değildir. Servetin de paylaşılması şarttır. Bu şartın gereği olarak da zenginlerden her yıl yüzde beşlik bir "servet vergisi" alınıp fakirlere dağıtılmalıdır. Bu dağıtım ve paylaşımla yeryüzü insanlığı barışa erer. Barış da "huzur" doğurur. Ne güzel değil mi?

O halde hep birlikte "Adâletli Yeni Dünya Düzeni"ne evet diyelim!  

İmza: Mehdiyet ve Hilâfet Makamı.

 

Not 1: 9 milyon 800 bin km karelik toprak sahibi olan Birleşik Amerika'nın, adâletli paylaşım gereği toprak hakkı, 6 milyon km karedir. ABD sahip olduğu toprakların 3 milyon 800 bin km karelik kısmını dağıtmak zorundadır. Meksika'nın 1 milyon 973 bin km karelik toprağı vardır. 130 milyonluk nüfusu olan Meksika'nın toprak hakkı, 2 milyon 340 bin km karedir. ABD kendi topraklarının 367 bin km karelik kısmını Meksika'ya ödemek zorundadır. Meksika bu hakkını ABD'den istemelidir. "İnsan hakları"nı çok düşünen ABD yönetimi de, Meksikalıların toprak hakkını ödemelidir.

Not 2: 25 milyon 700 bin nüfusu olan Avustralya toprakları 7 milyon 700 bin km karedir. Adâletli paylaşıma göre Avustralya'nın toprak hakkı, 462 bin 600 km karedir. Avustralya yönetimi, topraklarının 7 milyon 237 bin 400 km karesini, toprağa ihtiyacı olan ülkelere dağıtmak zorundadır. Amerika Birleşik Devletleri ve Avustralya yönetimi, İsraillilere toprak verebilir. Bu sayede İsrailliler de Filistinlilerle savaşmak zorunda kalmaz. Görüyorsunuz, adâletli paylaşım, pek çok sorunları çözüyor.

Not 3: Yaklaşık 10 milyon km karelik toprağı bulunan 38 milyon nüfuslu Kanada'nın da topraklarının çoğunluğunu ihtiyacı olan milletlerle paylaşması gerekiyor. Kanada ve Avustralya'da onlarca devlet kurulabilir. Kendilerine ait bir devlet isteyen milletler gerekli müracaatlarını yapmalıdır.

Suudi Arabistan da kendi nüfusuna göre fazla olan topraklarını, toprağı yetersiz olan milletlere dağıtmak zorundadır.

Filistinlilerin topraklarını gasbetmiş olan İsrail, 1967 sınırlarına dönerek gasbettiği toprakları iade etmelidir. İsrail yönetimi, ABD'den, Kanada'dan, Avustralya'dan, Rusya'dan veya  Suudi Arabistan'dan toprak talep edebilir.

Yüce Tanrı insanlara ve yöneticilere adâletli olmalarını emretmiş olduğu için, servetin ve toprakların adâletli olarak paylaşımı  şarttır. Bu şarta uymayanlar bir suç yüklenmiş olur.    

Not 4: Merak ediliyor: "Rusya-Ukrayna savaşı dolayısıyla nükleer bir savaş çıkacak mı?

Cevap: Hz. Muhammed'in gelecekten verdiği haberlerden yapılan çıkarıma göre, Suudi Arabistan'la İran arasında bir savaş çıkmadan, Avrupalılar Türkiye'ye saldırmadan ve Müslümanlar ile İsrail arasında bir savaş olmadan 2070'e kadar küresel çapta ve çok taraflı nükleer bir savaş yaşanmayacaktır. Belki tek taraflı bölgesel nükleer saldırılar olabilir.

Not 5: Putin, nükleer silahların düğmesine basabilir mi?

Cevap: Yüce Tanrı buna izin vermeyecektir. "ABD'nin Hiroşima ve Nagazaki'yi bombalamasına izin verdi ama?" denecek olursa, atom bombasının kullanıldığı yer küçük iki bölgeydi. Nükleer silahların patlatılması ise bütün insanlığı yok edecek etkiye sahiptir. İşte yüce Tanrı buna izin veremez. Çünkü kader programında olması gereken bazı çok önemli olaylar var. Bu olaylar gerçekleşmeden kimse nükleer silahı patlatamayacaktır. Bütün insanlık rahat olsun. Putin'in korkutmalarına aldanmasın. Çünkü Putin'in kalp damarları yüce Tanrı'nın iki parmağı arasındadır. Bu damarları sıktığı an Putin hiçbir düğmeye dokunamaz ve dokunamayacaktır!

Not 6: Putin'in akıl hocası Aleksandr Dugin demiş ki:  "Rus Ordusu gerekirse nükleer silah kullanmalı. Yenilgi ihtimalini düşünmüyoruz. Bu olamaz, olursa dünya da olmayacak. Bu dünyada yaşamak istiyorsanız, büyük ve bağımsız Rusya'yı kabul etmelisiniz. Rusya olmadan insanoğlunun varlığı imkânsız. Tarihimizin her aşamasında kazanmayı başardık. Değersiz herkes ölecektir." Siz ne dersiniz?

Cevap: İnsanlığın varlığı, Rusya'nın varlığına bağlı değildir. İnsanlığın varlığı Tanrı'ya bağlıdır. Tanrı isterse Rusya'yı yok eder, insanlık da varolmaya devam eder. Değersiz olanlar, insanlığa zulmedenlerdir. Rusya, Suriye ve Ukrayna'da milyonlarca insana zulmetti. Rusya'yı yönetenler Tanrı katında yok edilmeyi haketti. Rusya, Tanrı'nın vuracağı bir darbeyi beklemelidir.

Bağımsız bir Rusya'ya evet. Ama zâlim ve adâletsiz bir Rusya'ya hayır!

Not 7: Rusya ve İran Suriye'de yüzbinlerce masum sivili katletti. ABD de Ortadoğu'da milyonlarca masum sivili yoketti. Yüce Tanrı eğer bu katliamcıları dünyada cezâlandırmak isterse vereceği adâletli cezâ ne olur?

Cevap: Yüce Tanrı Rusya'ya doğal bir felâket gönderir, yüzbinlerce Rusyalı ölür. İran da, ABD veya Suudi Arabistan'la savaşmak zorunda kalır, milyonlarca insanını kaybeder, İran parçalanır. ABD ise, bir iç savaşa mecbur bırakılır, yüzbinlerce, milyonlarca Amerikalı ölür ve ülkeleri üçe veya otuza bölünür. Yani Irak'ı parçaladıkları gibi, kendileri de parçalanır.

Not 8: Rusya'nın Suriye'de yüzbinlerce masum sivili katletmesiyle ABD'nin Irak'taki birbuçuk milyonluk katliamı arasında nasıl bir fark vardır?

Cevap: Rusya (İran'la beraber) bu katliamlarıyla zâlim bir diktatörü ve rejimini yıkılmaktan kurtardı. ABD ise yaptığı katliamlarla zâlim bir diktatörü ve rejimini yıktı. Aradaki fark budur! Bütün bu katliamlar, ABD ve Rusya'nın çıkarları için yapılmıştır. Önemli olan bunu bilmektir. Yani dünyamız ve insanlık, çıkarlarına tapan iki adâletsiz gücün elinde bulunuyor. İnsanlık ise bu adâletsiz güçlerden kurtuluş bekliyor.

Not 9: "Kapitalizm", fakirlerin hakkı ödenmeyerek, yani onların hakkı gasbedilerek oluşmuştur. Bu sömürgeci oluşumu adâletli paylaşımla "Kur'anizm"e dönüştürmek gerekiyor. Kur'anizmde zenginlerin bütün serveti ellerinden alınmaz. Zenginlerden sadece fakirlerin payı istenir. O pay da, yüzde beştir. Bu oran, fakirlik durumuna göre değişir. Bütün insanlık hakka, adâlete ve merhamete dayanmayan kapitalizmi reddetmek zorundadır. Yeni Dünya Düzeni de hakka, adâlete ve merhamete dayanmadan kurulamaz. Eski düzende de kalınamaz. Ya Adâletli Düzen, ya da yıkılış! Seçim insanlığın.

Ey insanlar! Ey devlet liderleri! Aleksandr Dugin'in kendi milletinden başka milletleri değersiz görmesinin bir kıymeti yoktur. Çünkü değerli insan, değerli millet ve değerli lider; adâletli olandır. Adâletli olanlar da haklıya hakkını verir. Haklının hakkını gasbetmez. Adâleti olmayanlar ise zâlimdir! Öyle ise ey insanlar! Adâletli olunuz ve sizi yaratmış ve yaşatmakta olan Tanrı'nızın da hakkını veriniz. O'nun hakkı, teşekkür edilmek ve yüceltilmektir. O'na teşekkür ve yüceltme ile ibadet etmeyenler değersizdir. Değerli olmak isteyenler O'na inansın ve ibadet etsin. Tanrı'ya saygıda en ileri olan en değerlidir. Değerli olmak isterseniz, işte sizin ölçünüz!

İyi bilinmelidir ki, insanı kim yaratmışsa, değerlik ölçüsünü de ancak O belirler. İnsanın keyfine göre değerlik ölçüsü olamaz. Tanrı'nın ölçüsüne göre değerli omak için; O'na inanıp ibadet etmek ve haklı, adâletli ve namuslu olmak gerekiyor. Haksızlık, adâletsizlik ve namussuzluk edenlerin Tanrı katında bir değeri yoktur. Tanrı katında değersiz olanı, kimse değerli yapamaz!

O halde ey İnsanlar! Şu fikri kalp ve kafamızda sabitleyelim: Değerli insan, Tanrı'nın ve insanların hakkını verir, onların hakkını çiğnemez. Hak çiğnememek demek; açları doyurmak, köleleri özgürleştirmek ve göçmenlere, sığınmacılara sahip çıkmak demektir. Ama diktatörler, bunların hiçbirini yapmazlar, tam aksini yaparlar; milleti kendilerine köle ve esir eder, onlara seçme ve seçilme hakkı ve düşünce özgürlüğü vermezler. Hak ve özgürlük isteyince de onlara savaş açarlar, göçe zorlarlar ve başka milletlere de haksızca saldırırlar. Bu sebeple Esad, Sisi, Kim Yong ve Putin gibi diktatörler dünyanın en değersiz, en zâlim insanlarıdır. Onları koruyan lider ve yönetimler de en alçaktır! Köleliği yıkmak isteyen insanlar, diktatörlüğü yıkmak zorundadır. Yüce Tanrı'nın da bizden istediği budur! Diktatörleri korumak, insanlığa en büyük zulümdür! Bu zulüm ve kötülük son bulmalıdır! Çünkü adâleti olmayanlar zâlimdir. Zâlimlerin de insanları yönetme hakkı yoktur ve olamaz!

Ey insanlar! Evreni ve içindekileri yaratamıyacak, yaşatamıyacak ve yönetemiyecek olanlar sizin Tanrı'nız değildir. Sizin Tanrı'nız ancak İsa'yı, Musa'yı ve Muhammed'i elçi olarak Gönderen'dir.     

İmza: Mehdiyet ve Hilâfet Makamı.

 

Tanrı tektir. İsa, Musa ve Muhammed tek Tanrı'nın kulu ve elçisidir.

 

Zaman: Yeni Çağ'ın yirmiikisi, Mart sonu.

Mekan: Avrupa.

Makam: Hakka davet ve uyarı.

Boyut: Muranizm.

 

Yayınlayan: Avrupa Muranistleri.

* * *

 

Keine Kommentare: