Donnerstag, 17. Oktober 2019

ABD İRAN'I NEDEN VURACAK?

              ABD İRAN'I NEDEN VURACAK?

               haksız saldırının karşısında olan
                          tekTANRInın adıyla

Suudi Arabistan ve ABD'ye ait olan Aramco petrol
tesislerinin vuruluşunu, İran'ın Yemen kolu olan şii
Husi güçleri üstlendi. Fakat bu saldırıyı İran'ın izni
olmadan Husiler yapamaz. Bu saldırıyı İran'ın yap-
tığına veya yaptırdığına dair delil bulunabilirse, sal-
dırı sonucu meydana gelmiş olan bütün zararın kar-
şılığı İran yönetiminden talep edilir. Eğer İran yöne-
timi bu talebi karşılarsa, İran'a savaş açılmaz. Eğer
İran meydana gelen zararın karşılığını ödemeyi ka-
bul etmezse, ona savaş açmaktan başka çare kal-
maz.

Eğer Aramco saldırısı İran tarafından yapıldıysa
veya yaptırıldıysa, İran'ın cezâsını vermek gerekir.
Eğer gerekli cezâ verilmezse, İran yeni saldırılara
devam edebilir.

Eğer saldırının suçlusu İran ise, Aramco'nun vuru-
luş tarihinden petrol tesislerinin tamir edilişine ve
üretimin tekrar başlamasına kadar geçen sürede
yüzde beşlik üretim düşüsünün bütün tutarını ve
tesislerde meydana gelen zararın karşılığını İran
yönetiminden talep etmek gerekiyor.

Suudi Arabistan devletinin izni olmadan nasıl o
devletin bir konsolosluğunda bir adamı yok etmek
mümkün değilse, aynı şekilde İran'ın izni olmadan
da şii Husilerin Aramco'yu vurması mümkün olmaz.
Eğer Kaşıkçı'nın Prens Selman'ın izni olmadan öl-
dürülmesi mümkünse, o zaman Husiler'in de İran'ın
izni olmadan Aramco'yu vurması mümkündür.

Bu tezlerin zıddı isbat edilemezse, Aramco saldırı-
sının gerçek failinin İran olduğu açık olur. Bu du-
rumda da ABD ve Suudi Arabistan'ın İran'ı cezâlan-
dırma hakkı doğar. Bu hak gereğince de ABD İran'
a savaş açmak isteyebilir.

Peki, ABD gerçekte İran'a neden saldıracaktır?

Bunun cevabını vermeden önce şu noktayı görmek
gerekiyor: ABD yönetimi, Türkiye'nin Suriye'deki
"Barış Harekâtı" karşısında askerlerini ve terör or-
dusu YPG'yi geri çekmek zorunda kaldı. Bu zorun-
dalığı niçin kabul etti ABD acaba? Çünkü kabul et-
meseydi, Türkiye ABD üslerini kapatmakla tehdit
edebilirdi. Oysa bu üslerin bir müddet daha açık
kalması gerekiyor. Çünkü ABD İran'a saldırmak
istediğinde bu üslere ihtiyacı olacak. Bunun için o
üslerin kapatılmaması gerekmektedir. Bu sebeple
ABD Türkiye'nin harekâtına yol verdi.

Peki, ABD İran'a saldırmak istediğinde Türkiye
ABD üslerini kapatmakla tehdit ederse ne olacak?

O zaman da ABD, Türkiye'yi NATO'dan çıkarmakla
tehdit edecek ve Türkiye de bu tehdit karşısında
ABD üslerini kapatamayacak. Bu şekilde ABD, İran'
a saldırı yolunu açmış olacak.

ABD NATO'dan çıkarak NATO'yu işlevsiz hale ge-
tirebilir. Bu durumda Türkiye NATO'dan atılmış
olur. Ama ABD İran'ı vurmadan bunu yapamaya-
caktır.

Rusya karşısında ABD böyle bir adım atabilir mi?
Mesele İsrail'in bekâsını korumak ve kurtarmaksa,
ABD bu adımı atabilir. Zaten Aramco saldırısıyla
ABD İran'a saldırma hakkı ve fırsatı kazanmış du-
rumda. ABD bu fırsatı değerlendirmek isteyecektir.
Çünkü ABD bu firsatı bir daha bulamayacaktır.Baş-
ka bir fırsat gelene kadar da İran nükleer silahını
üretmiş olacak ve vurulması zorlaşacaktır.

Türkiye ise ABD'nin İran'a saldırısını belki ancak
NATO'dan çıkmakla tehdit ederek durdurabilir. Bu
tehdit de ancak ABD NATO'ya değer verdiği müd-
detçe geçerli olur. Eğer ABD NATO'yu gözden
çıkarırsa, Türkiye'nin tehdidi işe yaramaz hale gelir.
Bu da demektir ki, Türkiye ABD'yi tehdit edemeye-
cek ve ABD İsrail için İran'ı vuracaktır.

Bu saldırıda Rusya ABD'nin önünde durabilir mi?
Onu da yakında göreceğiz.

İran, ABD saldırısından ancak Aramco'nun zararını
ödemekle kurtulabilir. Ama İran bu cezâyı ödeme-
yecektir. Yani ABD'nin saldırısı kaçınılmaz görünü-
yor.

Bu saldırı sebebiyle de ABD, Suriye'de silahlandır-
dığı YPG/SDG isimli terör ordusundan vazgeçme-
yecektir. Türkiye'nin harekâtı karşısında bu orduyu
geri çekerek, onu korumuş oluyor ve koruyacaktır.
Bu ordu ancak Türkiye'ye karşı kullanıldığında yok
edilecektir.

İran vuruluncaya kadar Türkiye'deki Amerikan üsleri
Türkiye için değerli bir silah olacak ve Türkiye bu si-
lahı ABD'ye karşı kullanabilecektir. Ama İran vurul-
duktan sonra bu üslerin ve NATO'nun bir değeri
kalmayacak ve NATO dağılma sürecine girecektir.
NATO'nun dağılmasını da Rusya can-ı gönülden
ister. Bu yüzden Rusya İran'ın vurulmasına ses
çıkarmayacaktır. Ses çıkarsa bile, ABD'yi
durdurmayacaktır.

ABD yönetimi İran'ı vurma kararı alırsa, önce İran'
ın nükleer tesislerini vuracak ve Humeyni'nin kurdu-
ğu rejimi yıkacaktır. Çünkü eğer bu rejimi yıkmaz-
sa, İsrail güvende olmayacaktır. Rejimin yıkılma-
sından sonra ABD İran'da üs sahibi olacak ve Tür-
kiye'deki üslere ihtiyacı kalmayacak. Sonuçta İsrail,
Irak tehlikesinden kurtulduğu gibi, İran tehlikesin-
den de kurtulmuş olacak. Ama ABD, Türkiye enge-
lini aşamayacak. Çünkü karşısında Tanrı'nın ordu-
larını bulacak ve Türkiye karşısında yenilgiye uğra-
yacaktır. Bu yenilgiden sonra ABD imparatorluğu
çöküşe geçecektir.

İmza: Mehdiyet Makamı.


Not 1: ABD Başkanı Trump eğer İran'a saldırmayı
kabul etmezse, Siyonist Lobi'nin sağlık ajanları
Trump'ın beynini sakatlayıp onu saf dışı edecekler.
Bunun için Bulgar kâhin Baba Vanga boşuna:
"Trump gizemli bir hastalığa yakalanacak ve hafıza-
sını kaybedecek" dememiştir. Eğer Trump İran'ı
vurmayı kabul ederse, gelecek seneki seçimi kaza-
nabilecektir.

Not 2: Şu anda Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD, Tür-
kiye'yi, Suriye'deki operasyonunu durdurmadığı
takdirde onu NATO'dan atmakla tehdit etseler, bu
tehdit karşısında Türkiye'nin cevabı şu olur: "Atar-
sanız, atın!" O ülkeler Türkiye'ye savaş açmakla da
tehdit edemezler. Çünkü Türkiye'ye savaş açabil-
meleri için onu önce NATO'dan çıkarmaları gere-
kecektir. Türkiye'yi NATO'dan çıkarmak ise, Avru-
pa'yı Rusya karşısında zayıf bırakır. Rusya da
bunu, dört bin gözle bekliyor... Ve şu anda Türkiye
yönetimi ABD yönetimine diyebilir: "Ekonomik yap-
tırımlarınızdan vazgeçmezseniz, üslerinizi kapatır,
NATO'dan çıkarım!"

Not 3: Trump İran'ı vurmayı kabul ederse sorun
yok. Ama vurmayı kabul etmezse, Siyonist Lobi'nin
sağlık ajanları Trump'a çok büyük ihtimalle "deli da-
na" hastalığını bulaştırmaya çalışacaklardır. Artık
bundan sonra Sn. Trump et yemeyi bırakmalı, balık
etiyle yetinmeli veya veterjanlığı seçmelidir. İsrail
dostu olan doktorları yanından uzaklaştırmalı, he-
men bir sağlık muayenesinden geçmeli ve dama-
dına da çok dikkat etmelidir.

Not 4: Sn. Trump Türkiye'ye ekonomik darbe vur-
maktan vazgeçmelidir. Çünkü Trump'ın Türkiye'ye
ekonomik darbe vurmaya hakkı yoktur. Bu darbeyi
vurursa, Tanrı da ona bir darbe vurur. Çünkü Tanrı
haksızlıktan hoşlanmaz. Ağır borç yüzünden uçu-
rumun kenarında olan ABD ekonomisi Tanrı'dan
bir darbe yerse, Amerika mahvolur. Bu mahvoluş-
tan korunmak ve kurtulmak için Sn. Trump Türkiye'
ye darbe vurmaktan uzaklaşmalı ve borçlardan
kurtulmak için Tanrı'ya yalvarmalıdır.

Not 5: Türkiye'ye uyarı! ABD, Avrupa'nın savaş ve
savunma gücünü kırmak istediğinde NATO'dan çe-
kilecektir. Ama bu çekilme, İran'ı vurmadan önce
olmayacaktır. ABD İran'ı vurmak istediğinde ise Av-
rupa'ya diyecektir: "Ya benimlesiniz, ya da NATO'
dan çekilirim." Avrupa da çaresiz ona boyun eğe-
cektir.

Not 6: İran'a uyarı! İran yönetimi Aramco'nun zara-
rını ödemeyi kabul ettiğinde, ABD yönetimi: "Nük-
leer tesislerini de sök, at. Yoksa vururum!" diyecek-
tir. Bu da yerine getirilince "Suriye'den de çık!" di-
yecektir. Gerekli saldırıyı Trump yapmazsa, onun
yerine getirilecek olan İsrail yanlısı bir kadın Baş-
kan yapacaktır. ABD ve Sudistan'ın yapacağı bu
saldırı karşısında İran ordusunun nükleerden daha
etkili bir silah bulması gerekiyor. Çünkü ABD derin
devleti; İsrail ve Sudistan'ın güvenliği ve Çin'e karşı
İran petrollerinin kontrol altına alınmasi için İran'ı
mutlaka vuracaktır.

Not 7: Dünya ülkelerini barışa dâvet etsek olmaz
mı? Olmaz! Çünkü ABD derin devleti hedefine var-
madan veya Amerikan imparatorluğu çökmeden,
İsrail devleti ve diktatörlükler yıkılmadan dünyaya
barış gelmez ve gelmeyecektir. Barış isteyenler
Amerikan imparatorluğunu çökertmek, İsrail dev-
letini ve diktatörlükleri yıkmak zorundadır. Bunlar
da savaşı gerektirir ve gerektiriyor.

Not 8: Saddam devrilmeden ve Irak parçalanma-
dan önce Amerika Birleşik Devletleri yönetiminin
Irak'a uyguladığı ambargolar yüzünden 500 bin
Iraklı çocuk açlık ve ilaçsızlıktan dolayı öldü. Bu
"sivil ölümleri"ni ABD yönetimi kendi çıkarlarınca
"haklı" buluyorlardı. Onların hak ve adâlet anlayışı
bunu gerektiriyordu. Şimdi Türkiye ABD'nin hak ve
adâlet anlayışını Suriye'de uygulayacak olsa, 500
bin sivili katletme hakkı var. Eğer Avrupa Birliği ve
ABD ülkeleri bu hakkı Türkiye'ye vermek istemi-
yorlarsa, önce ambargo yüzünden ölen (daha doğ-
rusu öldürülen) 500 bin Iraklı çocuğun hesabını o
ABD yönetimindekilerden sorsunlar. Bu hesap so-
rulmadığı müddetçe, AB ve ABD, hedefi Suriyeli
mülteciler için yer açmak ve ABD'nin silahlandırdı-
ğı YPG'li teröristleri işgal ettikleri bölgeden atmak
olan Türkiye karşısında seslerini kesmelidirler!
Türkiye, dindaşları olan Suriyelileri katledecek ol-
saydı, onların mültecilerini kapıdan içeriye sokmaz-
dı. Türkiye'de kaç milyon Suriyeli mülteci var? Ey
Avrupa ve Amerika devletleri ve milletleri! Türkiye
Suriye'de 500 bin sivili katledinceye kadar sesleri-
nizi kesmek zorundasınız. Eğer Türkiye bu sayıdan
fazlasını katletmeye kalkarsa, o zaman ses çıkara-
bilirsiniz. Ama korkmayın(!)! Türkiye'nin sivil katlet-
mek gibi bir hedefi yok. Ey Avrupa! Esad'ın katlet-
tirdiği 700 binden fazla Suriyeli sivilin hesabını sor-
madığın müddetçe, Türkiye'den hesap sorma hak-
kın yoktur. Eğer Rusya ve İran olmasa veya onları
altedebilecek olsaydı, Türkiye gerekli hesabı he-
men sorardı ve Esad, o katliamları yapamazdı. Ey
Avrupa ve Amerika! Derdiniz gerçekten siviller ise,
o halde katledilmiş 700 bin Suriyeli sivilin hesabını
Esad'dan sormalısınız. Bu hesabı sorunuz ki, sivil-
lerin "umurunuzda olduğu"nu isbatlayasınız. Ama
sizler BM'de, asılması gereken Esad'a meşruiyet
vermektesiniz. Ey Avrupa İnsan Hakları Örgütü!
Türkiye'nin haklarını, Avrupa'nızın haksızlıklarını
görebiliyor musun? Devletlerinizin haksızlıklarına
ses çıkarabilme kudretiniz var mı? Olması gerek-
mez mi? İsrail ordu ve polisi, toprak haklarını iste-
yen silahsız Filistinli sivilleri rahat rahat katlederken
sesiniz neden çıkmıyor? Haksızlıkları gören göz-
leriniz mi bozuldu da bu haksızlıkları görmüyor ve
Türkiye'nin haklarını haksızlık olarak görüyorsu-
nuz? Gözlerinizi tamir ettiriniz!

Not 9: Dikkat! Bu bildiride bir oyun vardır. Bu oyu-
nun adı: "Türk Ruleti"dir. Rus ruletinde oyuncu,
kendine isabet edecek kurşunu bilmez ve görmez.
Ama Türk ruletinde; oyuncu kendine isabet eden
kurşunu görür ve bilir ve göz göre göre kurşunu
kafasına sıkar. Kaçış yoktur. Bu oyunda kullanılan
tabancanın topu şeffaftır veya elektroniktir ve 6 kişi
arasında oynanır. Bir kişi ölür, beş kişi kurtulur. İs-
tenirse oyun, geri kalanlar arasında devam eder.
Şimdiki oyuncular: Amerika, Rusya, Çin, Türkiye,
İran ve Avrupa'dır. İsrail ve Arap Birliği, Amerika'
nın arkasındadır. Bu oyunda Amerika ölürse, onun
arkasındakiler de ölecektir. Bu savaş oyununda ta-
bancaya mermiyi, Allah'ın Mehdisi sürer ve taban-
canın topunu (yani savaş çarkını) da o döndürür.
Oyuncular da tetiği çeker. Türk ruletine hoş geldi-
niz!

Not 10: Bu bildiri, uluslararası diplomatik platform-
da paylaşılmıştır.


                                 Tanrı tektir.
   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.


Zaman:  Yeni Çağ'ın ondokuzu, Ekim'in ikici haftası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *





Keine Kommentare: