Donnerstag, 24. Januar 2019

NAMAZSIZ İNANÇLILARA DUYURU!

          NAMAZSIZ İNANÇLILARA DUYURU!

        acıyarak yaşatmakta olan ALLAHın adıyla

Ey Allah'a inanan insanlar! Allah'a inanıyorsunuz,
ama çoğunuz O'na kulluk ve ibadet etmiyorsunuz.
O'na kulluk ve ibadetten neden kaçıyorsunuz? Oy-
sa O size hergün yirmidört saatlik bir hayat vermek-
tedir. Bu hayat iyiliğinin teşekkürünü yapmanız ge-
rekmez mi? Bunun için de namaz ibadetiyle hergün
beş defa O'nun huzuruna çıkmanız gerekmiyor
mu? Gerektiğini çok iyi biliyorsunuz, değil mi? O
halde Allah'a ilgisizliğiniz, O'na bu uzaklığınız ne-
den? Bu uzaklığınızı ve O'na ilgisizliğinizi ortadan
kaldırmalısınız. Çünkü size yapılan bir iyilik var. Or-
tada gözardı edilmeyecek bir gerçek var. Bu ger-
çeğe ölünceye kadar kör kalamazsınız ve kalma-
malısınız. Çünkü ebedî bir hayata ve sonsuz bir
saadete ihtiyacınız var. Bu ihtiyacınızı da ancak si-
ze hayat vermekte olan Allah karşılayabilir.Fakat bu
karşılığı alabilmeniz için hayat Sahibi'ne ibadetle
de bağlanmalısınız. Bu bağlanma için de Allah sizi
hergün beş defa ezan ile, Kur'an ile huzuruna ça-
ğırmaktadır. Ama siz bu çağrı ve dâveti cevapsız
bırakmakta, en önemli ibadet zamanınızı şeytana
kaptırmaktasınız. Şeytana kaptırmakta olduğunuz
zamanın sonucu ile de ebedî saadetiniz olan Cen-
neti kaybetmektesiniz. Artık bu kayba râzı olmama-
lısınız. Artık sanki herşeyi siz yaratmışsınız da Al-
lah'a bir borcunuz yokmuş gibi davranmamalısınız.
O'nun sizin üzerinizdeki hakkını, O'nun ibadet çağ-
rısına uyarak ödemeye çalışmalısınız. Bu çalışma-
nız olmazsa, hiçbir değeriniz olmayacak ve kalma-
yacaktır.

Dua ve ibadetiniz olmadan nasıl değeriniz olabilir
ki! Çünkü siz insanlar evinize aldığınız bir çamaşır
makinası, bir bulaşık makinası, buzdolabı, fırın gibi
cihazları, size hizmet etsinler diye alırsınız. O ci-
hazların iyi çalışması, onların size hizmetidir. İyi ça-
lıştıkları müddetçe de değerlidirler. İyi çalışmadık-
ları takdirde onların bir değeri kalmaz, atarsınız.
Çalışmayan yani size hizmet etmeyen bir otomobili
kapınızda tutar mısınız?

Bunun gibi, sizin vücudunuz da Allah'ın yarattığı bi-
yolojik, ruhlu ve şuurlu bir makinadır. Allah ise bu
vücut makinanızı, O'na hizmet etsin, kulluk ve iba-
det etsin diye yaratmıştır. O'na ibadetiniz olmadığı
takdirde, kıymetsiz bir cihaza dönüşürsünüz. Siz,
size hizmet etmeyen bir cihaza değer verir misiniz
ki, Allah sizin ibadetsiz varlığınıza değer versin?

O halde varlığınızı ibadetlendiriniz ki, Allah katında
bir değeriniz olsun ve bu değerinizin ücreti ve te-
şekkürü olarak da Allah size cennet karşılığını ver-
sin, râzılığını versin. Sizin dünya hayatındaki ger-
çek göreviniz de işte bu karşılığı ve râzılığı kazan-
maktır. O halde haydin namaza!

Ey namazsız inançlılar! Sizin için bu güzel dünyayı
yaratan, yaşamakta olduğunuz hayatı veren Allah
övülmeyi, yüceltilmeyi ve teşekkür edilmeyi haket-
miyor mu? Madem hakediyor, o halde Allah'ı övme,
birleme, yüceltme, kusursuzlama ve O'na teşekkür
etmenin aracı olan namazınızla O'nun hakkını öde-
yiniz.

Ey Allah'a inananlar! Eğer alnınız secdeye gitmi-
yorsa; Allah'a teslim olmamışsınız demektir. Allah'
a teslim olmamışsanız; müslüman değilsiniz de-
mektir. Müslüman olmayanlar için de cennet yoktur.
Cenneti olmayanların nereye gideceklerini biliyor-
sunuz değil mi? O halde hâlâ uyanmayacak mısı-
nız? Yoksa dünyada ölümsüz olmanın ve kalmanın
yolunu mu buldunuz?

Allah'ı yüceltmek, O'nu kusursuzlamak ve O'na te-
şekkür ve dua etmek için kılacağınız namaz; sizin
Allah'a bağlanmanız, O'na yaklaşmanız ve yakınlaş-
manızdır. Bu yakınlaşma ile Allah'a inandığınızı is-
batlamış olacak, "müslüman" ismini hak kazanacak-
sınız. Bu kazançla da rahatça: "Çok şükür ben
müslümanım" diyebileceksiniz. O halde namazınız
ve namazla kazanacağınız müslümanlığınız hayırlı
olsun!

Allah'ın Mehdisi Mehmed Nur'an


Not 1: Ey namazsızlar! Ey ibadetten kaçan ve uzak
yaşayanlar! Eğer bu ibadetsizliğiniz ve ondan kaçı-
şınız, Allah'a inançtaki noksanlığınızdansa, şunu
kesinlikle biliniz ki: Sizin hayat bulmanız; aldığınız
gıdalar, hava, su ve ışık iledir. Bu dört yaşam unsu-
runun üretilebilmesi için de koskoca bir evrenin iş-
letilmesi gerekiyor. Bu işletimi yapabilmek için de
herşeyi bilen, herşeyi gören, herşeye gücü yeten
ve ölümü olmayan biri olmak gerekiyor. Bu gerek-
liklere sahip olana Allah denir. O halde bu gereklik-
lere sahip olmayana Allah denemez, Tanrı dene-
mez.

Ayrıca, yaratılmışlar içinde bu evreni işletebilecek
bir varlık yoktur. Bundan da anlamalıyız ki, evrenin
Sahibi "tek"tir. Tekliği olmayana Allah denemez,
"Tanrı" diye tapılamaz. O halde İsa, Musa ve Mu-
hammed gibi Peygamberler de Tanrı yerine konu-
lamaz. Onlar ancak "Tanrı Elçisi" olabilirler. Çünkü
12 milyar yıldan daha fazla zamandan beri işletil-
mekte olan ve 12 milyar yıl daha yaşaması müm-
kün görünen bu evreni yönetebilmek için sonsuz bir
ömre sahip olmak gerekir. İsa gibi Peygamberler
ise doğumlu ve ölümlü varlıklardır. Öyle varlıklar
ise Tanrı'nın tahtına oturamaz. O halde "Tanrı'nın
ortağı yoktur." Bu da demektir ki: Allah tektir. Hayatı
sonsuz olan Allah'ın çocuğa ihtiyacı olmaz. Hem O'
nun bir eşi yoktur. Çünkü O bir yaratık değildir; ya-
ratıkları Yaratan'dır.

Eğer sizin hayatınız varsa, işletilen bir evren de var
demektir. Bunu siz de görüyorsunuz. İşletilen bir
evren varsa, onu işleten Allah da vardır. Çünkü fab-
rika fabrikatörsüz, ülke başkansız olmaz. Allah var-
sa, O'nun memurları olan melekler de vardır. Bu
memurların varlığı, Allah'ın gökler üstündeki devlet
ve saltanatının varlığını gösterir. Allah'ın saltanatı-
nın varlığı, bu saltanatın yönetimi altındaki cansız
madde ve madenlerin, bitkilerin, hayvanların, cinle-
rin, insanların ve şeytanların varlığını gösterir. Bu
yönetilenler arasında akıllı varlıklar olan cinler ve in-
sanlarla Tanrısal Saltanat arasında iletişim sağlaya-
cak bir millet vekili gereklidir. O millet vekili de Pey-
gamberlerdir. Peygamberler varsa ve gönderilmiş-
se, onlara verilen bir Kitap da vardır. Onlara Kur'an,
İncil, Tevrat gibi kitaplar verilmişse, bu kitaplarda
Allah'ın yönetim yasası da bildirilmiştir. Allah'ın bir
kitabı ve yasası varsa, bu yasaya itaat edenlerin
mükâfatlandırılacağı ve itaatsizlerin cezâlandırıla-
cağı yer olan Âhiret de vardır. Âhiret varsa, cennet
ve cehennem de mutlaka olacaktır. Cennet ve ce-
hennem varsa, cinlerin ve insanların yaptıkları her-
şey kaydediliyor demektir. Herşey kaydediliyorsa,
bu kayıtlarla ilgili bir Büyük Mahkeme de olacak ve
kurulacak demektir. Bu mahkemenin kurulabilmesi
için de, bütün insanların ölmesi ve evrenin yıkılma-
sı gerekiyor. Bu yıkılışa da "kıyamet" denir. Kıya-
mete de 104 yıl kadar bir zaman kalmıştır. Ama
çoğunuzun ölümü, kıyametten önce olacaktır. Ölü-
mü öldürmeniz mümkün değilse, âhiretten ve âhiret
içindeki hesap soruştan ve hesap verişten sonraki
cezâ ve mükâfattan kaçışınız mümkün değil de-
mektir. Eğer dünyadaki doğuşunuzu engelleyeme-
mişseniz, tekrar diriltilmenizi engellemeniz de
mümkün olmayacaktır.

Bu başınıza gelecek olanlar karşısında ibadetsiz-
likte hâlâ diretecek misiniz?

Ey namazsız Allahlılar! şu andaki namazsızlığınızla
cehennemi kazanmaktasınız. Ama biraz gayretle
bu kötü kazançtan kurtulabilirsiniz. Bunun için de na-
maza başlamak zorundasınız. Çünkü sizin yaratıcı-
nız ve yaşatıcınız olan Allah, sizi ibadet için yarat-
mıştır. Bu yüzden namaz ve ibadet, sizin insanlık
görevinizdir. Bu görevden kaçamazsınız ve kaç-
mamalısınız.

O halde haydi görev başına! Haydi namaza!

Eğer kabrinizin aydınlık olmasını isterseniz, nama-
za sarılınız. Sırat köprüsünden süratle geçebilmek
isterseniz, namaza koşunuz. Dünyalık iyi işlerinizin
değer kazanmasını isterseniz, namaza değer veri-
niz, namazsız olmayınız. Bir bulaşık makinasının
sizin bulaşıklarınızı yıkaması sizin için ne kadar çok
önemliyse, sizin vucudunuzun namazlı olması da
Allah için o kadar çok çok önemlidir. Ama Allah'ın
verdiği önem, sizinkinden çok daha büyüktür. Çün-
kü Yaratıcı, yarattığı eserden iyi verim bekler. Al-
lah ne kadar büyükse, beklentisi de o kadar büyük-
tür.

O halde; cennetin anahtarını istiyorsanız, o anahtar,
sizin namazınızdır. Namazınız yoksa, cennete gire-
mezsiniz. Cennete giremeyenler de boş bir sahaya
değil, ancak cehenneme atılırlar. Ama siz bu atılışa
râzı olmamalı, gereken gayreti gösterip, ondan kur-
tulmayı bilmelisiniz. Akıl da size bunun için verilmiş-
tir. O halde aklınızı iyi kullanınız.

Not 2: Namazdan sonraki ibadetleriniz ise;  Zekât,
Oruç, Kurban, Hac ve Kelime-i Şehadet'i söyle-
mektir. Zekât, eğer zenginseniz, yılda bir kere malı-
nızın kırkta birini fakirlere dağıtmaktır. Oruç, eğer
sıhhatliyseniz, Ramazan'da 30 gün seher vaktinden
akşama kadar yeme-içmeden ve cinsel ilişkiden
kesilmektir. Kurban, eğer zenginseniz yılda bir kere
Allah için koyun gibi bir hayvanın kanını akıtmak ve
etini fakirlere dağıtmaktır. Hac, eğer zengin ve sıh-
hatliyseniz, ömürde bir kere Mekke'ye gidip kâbe
etrafında tavaf etmektir. Kelime-i Şehadet ise; fır-
sat buldukça Allah'ın birliğini ve Muhammed'in O'
nun elçisi olduğunu okuyup zikretmektir. Bu zikri
her namazda zaten yapmaktasınız ve yapılmakta-
dır. Ama şunu unutmayınız: Eğer namazınız yoksa,
diger ibadetler başsız bir beden gibi değersiz kalır-
lar. Diğer ibadetlerin değer kazanması ancak na-
maz ile mümkündür. Demek oluyor ki; namaz, iba-
detlerin başı ve dinin direğidir. Dolayısıyla hergün
size verilen yirmi dört saatlik zamanın bir saatini,
beş vakit namaz için Allah'a ayırmak zorundasınız.

Not 3: Bu bildiri, namazsız Allahlılara iletilmelidir.

İmza: Mehdiyet Makamı.


                  İNSANIN GERÇEK KİMLİĞİ

Adı: İnsan
Soyadı: Allah yaratığı
Anne adı: Havva
Baba adı: Âdem
Yaratıcısı: Allah
Dini: Allah'a teslim oluş
Peygamberi: İsa veya Musa veya Muhammed
Doğduğu yer: Dünya
İli: Samanyolu galaksisi
İlçesi: Güneş sistemi
Köyü: Dünya
Doğum meleği: (Adı bilinmiyor)
Ölüm meleği: Azrail
Gömüleceği yer: Toprak
Ömrü: 70-80 yıl
İhtiyaçları: Pek çok ve nihayetsiz
Kudreti: Yok, nihayetsiz âciz
Mülkü: Yok, nihayetsiz fakir
Lezzetleri: Çok az
Acıları: Pek çok
Dünyaya gönderiliş sebebi: İmtihan
İşi: Allah'a ibadet
Hedefi: Cenneti kazanmak
Hapishanesi: Cehennem
Ebedî mutluluk yurdu: Cennet

Not: Bu kimlik, İlâhî Yönetim Saltanatı tarafından
her insana doğuştan verilmekte ve varlığına
yapıştırılmaktadır.

İmza: Mehdiyet Makamı.


                     Allah'tan başka ilah yoktur.
         Mehdi ve Mesih Allah'ın kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın ondokuzu, Ocak başı.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *





Keine Kommentare: