Sonntag, 3. September 2017

MYANMAR YÖNETİMİNE DUYURU!




           MYANMAR YÖNETİMİNE DUYURU!

        zâlimleri kahreden yüce TANRInın adıyla


Myanmar yönetimini uyarıyoruz! Ordu güçleriniz, 3
gün içinde 3000 Arakanlı müslümanı katletmiş. Bu
insanların katledilmelerini gerektirecek suçları ney-
di? Onların katledilmelerini hangi hakla izin verdi-
niz? Katlettirdiğiniz müslümanlar sizden ne istiyor?
Onların haklarını veriyor musunuz? Eğer onların
haklarını vermezseniz, elbette ki onların isyanlarıy-
la karşılaşacaksınız! İsyan istemiyorsanız, onların
haklarını ödemelisiniz. Eğer bu insanların ana ba-
baları 40 yıldan fazla bir zamandan beri sizin ülke-
nizde bulunuyorlarsa ve orada doğup büyümüşler-
se, artık onlar sizin vatandaşınız olmuş demektir.
Irkları sizin ırkınızla ister uyuşsun, ister uyuşmasın!
Onlar sizin vatandaşınızdır. Bu halde ya onların va-
tandaşlığını tam verin, ya da onlara devlet kurma
hakkı tanıyın. Bu hakkı tanımak istemiyorsanız, on-
lara tam vatandaşlık vermek zorundasınız. Çünkü
yeryüzü ve içinde bulunduğunuz vatan, size ait de-
ğil, önce herşeyin gerçek sahibi yüce Tanrı'ya aittir.
Eğer o katlettiğiniz müslüman halka haklarını ver-
mezseniz, yüce Tanrı o vatanı elinizden alır, iyilere
miras bırakır. Eğer vatanınızın elinizden alınmasını
istemezseniz, o zulmettiğiniz insanlara haklarını he-
men ödeyin. Ödeyin ki, yüce Tanrı size acısın ve
vatanınızı elinizden almasın. Eğer zulmünüze de-
vam ederseniz, 90'lı yıllarda uğradığınız fırtınanın
daha büyüğüne uğrarsınız. Çünkü yüce Tanrı, yap-
tıklarınızı görmekte ve bilmektedir. Eğer çok büyük
doğal bir felâkete uğramak istemezseniz, zulümle-
rinize son veriniz! Arakanlı müslüman halkınıza a-
dâletli davranınız. Adâlet, bir devletin temel direği-
dir. Adâleti ayakta tutmazsanız, devletiniz kısa za-
manda yıkılır. Yıkılmak istemiyorsanız, Arakanlıları
yok etmeye son veriniz. Bu, ilk ve son ihtardır! Bu
ihtara uymazsanız, doğal felâketlerle yüzleşmek zo-
runda kalacaksınız. O halde vicdanlı olunuz! Acaba
siz onların yerinde, onlar da sizin yerinizde olsalar-
dı ne yapardınız? Ama onlar sizin gibi yapmazlardı.
Çünkü yüce Tanrı'dan korkarlar. Öyle ise siz de
korkunuz! Korkunuz ki, yüce Tanrı'nın kahrından
emin olunuz. Sizi adâletli olmaya dâvet ediyoruz.
Adâletin gereğini süratle yerine getirmelisiniz. Ak-
si halde felâket üzerinize gelmek üzeredir!

İmza: Mehdiyet Makamı.


Not 1: Bu bildiri, Türkiye Cumhuriyeti tarafından
Myanmar hükümetine iletilmelidir.

Not 2: Bu duyurumuzu, isterse Vatikan da tasdikle-
yerek Myanmar yönetimine iletebilir veya ayrı bir
mektup yazabilir.

Not 3: Arakan'daki zulümler karşısında özellikle
ABD, Avrupa, Rusya ve Çin yönetimleri sessiz ve
seyirci kalmamalıdır. Bu zulme seyirci kalan ülke-
ler, zulme ortak olmuş olurlar. Dünya ülkeleri, bu
en çirkin ortaklığı kabul etmemeli ve ciddî adımlar
atmalıdır. Birleşmiş Milletler teşkilâtı'nın sesi daha
gür çıkmalı, sanki adâletin ne olduğunu bilmiyorlar-
mış gibi hareket etmemelidirler. Bunu bütün dünya
ülkeleri yönetimleri bilmelidir: Zulme seyirci kalmak
zulümdür. Zulüm, insanın insanlığını yok eden en
büyük kötülüktür.

Not 4: Myanmar yönetimine uyarı! Ülkenizde Ara-
kanlı müslümanların varlığını istemiyorsanız, onlar
için önce gidebilecekleri güvenli bir yer bulmalı ve
onları oraya zarar görmeden ulaştırmalısınız. Bun-
ları yapmayıp onları yok etmeye yönelmeniz, Tanrı
ve hukuk katında büyük suçtur. Bu suçu işlemeye
devam ederseniz, size savaş açmak hak olur. Bu
hakkı kullanmak da bir dünya savaşını gerektirebi-
lir.

Not 5: Ey Myanmarlı budistler! Tanrı'nın imtihanın-
da olduğunuzu unutmayınız. Bilmiyorsanız, biliniz!
Bu imtihanı ancak iyilikçiliğinizle kazanabilirsiniz. O
halde sizinle birlikte yaşamakta olan müslümanlara
iyilik ediniz. Yüce Tanrı bu iyiliğinizi ebedî cennetiy-
le mükâfatlandıracaktır. Eğer kötülük ederseniz,
Tanrı'nın yakıcı zindanına atılacaksınız. Bu zindan-
dan çekinmelisiniz. Zira herşey sizin elinizde değil,
yüce Tanrı'nın elindedir. O ne derse ve ne demiş-
se, ancak o olur. Sizin inançlarınız ve düşünceleri-
niz, Tanrı'nın hükmünü bozamaz. Eğer "evrenin sa-
hibi kimdir?", "Tanrı'nın hükmü nedir?" diye sorar-
sanız, bunların cevabını Kur'anda bulacaksınız. Bu
kitapta göreceksiniz ki; Tanrı, bu evreni çok yakın-
da yıkacaktır. Bu yıkımın ardından geçmiştekilerle
beraber bütün ölüleri yeniden diriltecektir. Bu dirilt-
meyi de onlardan hesap sormak ve hakettiklerini
vermek için yapacaktır. Çünkü bu dünyada zulüm
ve kötülük görenlerin çoğu haklarını alamadan ve
zâlimlerin çoğu da cezâ görmeden ölmektedirler.
Bu haksızlığı ortadan kaldırmak için öte dünyanın
varlığı gerekli olmuştur. İşte bu gereklilik için dün-
ya ve bütün evren yıkılacak, bu yıkımın ardından
bütün insanlar diriltilecek ve Tanrılarına hesap ve-
receklerdir. Sonra hesabı iyi olanlar ebedî cenne-
te, hesabı kötü olanlar da ebedî cehenneme atıla-
caklardır. Bu şekilde yüce Tanrı'nın adâleti gerçek-
leşmiş olacaktır. Madem bu olacak olanları engel-
leyecek gücünüz yoktur, o halde iyilikçiliğinizle o
yüce Tanrı'ya teslim olunuz. İşte "gerçek din" bu-
dur. Eğer sizin dininiz adâlet getirmiyorsa, dünyada
cezâsız kalmış zâlimlere ebedî cezâ ve hakkını a-
lamamışlara ebedî mükâfat veremiyorsa, o dini ter-
ketmelisiniz. Eğer "bu evreni biz yarattık, biz işleti-
yoruz ve onun yıkılıp yıkılmaması da bize aittir" di-
yorsanız ve diyebilirseniz ve gerçekten bunları ya-
pabilecekseniz, bu halde dininizde kalmaya devam
edebilirsiniz. Eğer o dediklerinizi yapamıyacaksa-
nız -ki asla yapamayacaksınız- o halde gerçeği
görmeli ve onu kabullenmelisiniz. Tabii iyi bir gele-
cek istiyorsanız. İyi ve ebedî geleceği istemelisi-
niz. Zira mutlak adâleti gerçekleştirmek için yüce
Tanrı'nın bu evreni yıkacak olması karşısında sizin
ruhçuluğunuzun veya başka inançlarınızın bir hük-
mü yoktur!

Duamız: Ey bu evreni yaratacak, yaşatacak ve yö-
netecek güce sahip olan tek ve gerçek Tanrımız,
ey herşeyin ve herkesin sahibi olan Allah'ımız!
Doğruları görmek isteyen Myanmarlılara doğruyu
göster. Doğruyu görmek istemeyenlerin ve zulmü-
ne devam edenlerin de hakkından gel!


                                Tanrı tektir.
     Mehdi ve Mesih tek Tanrı'nın kulu ve elçisidir.


Zaman:  Yeni Çağ'ın onyedisi, Eylül başı.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *





Keine Kommentare: