Donnerstag, 26. Januar 2017

DÜNYA DEVLETLERİNE ÖNEMLİ DUYURU!

 DÜNYA DEVLETLERİNE ÖNEMLİ DUYURU!
    VE DÜNYA KRALI D. TRUMP'A MEKTUP

               adâletli olmayı emreden
                  yüce TANRInın adıyla

Ne yazık ki bir çok dünya devletinin adâlet-
sizlik içinde olduğunu görmekteyiz. Bu adâ-
letsizlik durumunun süratle düzeltilmesi ge-
rekmektedir. Adâletsizligi düzeltebilmek i-
çin de, adâletin ne olduğunu iyi bilmemiz
gerekir.

Türkiye'de yaşamış bir Kur'an bilgini ve i-
nanç kurtarıcısı, adâlet'i kısaca şöyle tarif
etmektedir: "Adâlet, haklıya hakkını, hak-
sıza cezâsını vermektir."

Demek, adâlet edebilmek için haklıya hak-
kını ve haksıza cezâsını tam vermemiz gere-
kir. Fakat bu tam adâlet, dünyanın bir çok
ülkesinde, özellikle Avrupa Birliği ülkelerin-
de ve bu ülkelerin tesiri altında bulunan ve
tutulan Türkiye'de gerçekleşememektedir.

O ülkelerde adâletin nasıl gerçekleşemedi-
ğini gösterebilmek için de katillere ve kat-
liamcılara verilen komik cezâları göz önüne
getireceğiz. Verilen bu cezâlarda çok müt-
hiş bir adâletsizliğin bulunduğunu sizler de
göreceksiniz.

Birinci örnek: Norveç'in başsehri iki adada
77 kişiyi katletmiş 242 kişiyi de yaralamış
olan 36 yaşındaki Anders Behring Breivik'e
verilen 21 yıllık hapis cezâsıdır. Bu cezâya
göre katliamcı sahıs, katlettiği her kişi için
3 ay kadar bir cezâ almış durumdadır. Hal-
buki bu katliamcının doğal ve Tanrısal hu-
kuka göre alacağı gerçek cezâ, bir katle bir
idamdır. Buna göre o katliamcıya verilecek
gercek cezâ, 77 idamdır. Ayrıca 242 yarala-
manın da bu cezâya eklenmesi gerekiyor.
Tabii bu dünyada o katliamcıyı 77 kez idam
etmek mümkün değildir. Fakat 1 kere idam
etmek mümkündür. Ve bu cezânın verilme-
si şarttır. Bu şart yerine getirilmezse, 77
maktülün hakkı gasbedilmiş olur. Çünkü siz
77 mâsumu katletmiş bir caniye 21 yıl hapis
cezâsı verdiğiniz zaman, o caniye 21 yıllık
bir hayat hakkı bahşetmiş ve onu ödüllen-
dirmiş oluyorsunuz. Halbuki o katliamcının
yaşamaya hiç hakkı yoktur! Ama siz, sadece
hürriyetini elinden alarak 21 yıllık bir yaşam
hakkı sunuyorsunuz. Maktullerin ve maktül
yakınlarının hakkını gasbediyor ve çiğniyor-
sunuz! Buna ne hakkınız var? Hangi hakla
bu haksızlığı yapıyorsunuz? Niçin o katliam-
cının hakettiği gerçek cezâ olan idam'ı ge-
tirmiyorsunuz? Çok büyük bir adâletsizlik
içinde olduğunuzu görebiliyor musunuz?
Bu adâletsizliğe son vermeniz gerek miyor
mu? Daha ne zamana kadar adâlet'i kendi
keyfinizce yorumlayacaksınız? Verdiğiniz
yetersiz cezâlar ile daha ne zamana kadar
katliamcılara ortaklık edeceksiniz? Zâlim-
lerle ortaklık içinde olduğunuzu görebili-
yor musunuz? Katliamcılar ve teröristler
için idam cezâsının getirilmesinin şart oldu-
ğunu ne zaman idrak edeceksiniz? Artık id-
rak ediniz! Zâlimlerle ortaklık içinde olma-
nıza daha fazla tahammül edilemez! Çünkü
haksızca öldürenin hakkı ancak idamdır.
Yoksa hapis cezâsıyla ona hayat hakkı verip
ödüllendirmek değildir! Bu ödüllendirme,
maktüllerin ve maktül yakınlarının hakkına
ihanettir! Bu ihanet artık son bulmalıdır!
Keyfinize göre hukuk uyduramazsınız! Buna
kesinlikle hakkınız yoktur!

İkinci örnek: İstanbul'da yılbaşı gecesi bir
eğlence mekanında katliam yapan A. Ma-
sharipov'dur. 39 kişiyi katletmiş olan bu 34
yaşındaki REİNA katliamcısı, muhtemelen
40 veya 50 kere ağırlaştırılmış ömür boyu
hapis cezâsı alacaktır. Ama ortalama ömür
hesabı üzerinden -eğer öldürülmezse- ancak
27 veya 37 yıl hapis yatacaktır. Yani 39 mâ-
sum insanı hiç acımadan katletmiş bu cani-
ye de 30 yıllık bir hayat hakkı verilecektir.
Ve öldürdüğü her insan için ancak 1 yıl ka-
dar çok kısa bir cezâ görmüş olacaktır. Eğer
bu cani idam edilmezse, ona verilecek
olan 30 yıllık hayat hakkı, maktüllerin hak-
kını gasbetmekten başka, maktül yakınları-
na da ağır bir cezâ olacaktır. Halbuki mak-
tül yakınlarının hakkı mükâfattır, cezâ değil.
Onlara verilecek mükâfat da ancak katliam-
cının idam edilmesi olabilir. Bu idam yerine
gelmezse, adâlet adâlet olmaktan çıkar.

Ey devlet başkanları! Ey kanun koyucular!
Ve ey hukukçular! Adâleti adâlet olmaktan
çıkarmaya ne hakkınız var? Katliamcılara
hakettikleri idam cezâsını vermekten niçin
kaçıyorsunuz? Yoksa sizler, yüce Tanrı'dan
daha mı merhametlisiniz? Sizin bu merha-
metinizde, maktül ve maktül yakınlarına
yapılmakta olan çok büyük bir zulüm bu-
lunduğunu görmüyor musunuz? Eğer dev-
let yönetmek istiyorsanız, bu zulmünüze
derhal son vermeniz gerekir. Çünkü bir dev-
let, ancak tam adâletle ayakta kalabilir. Hiç
bir devlet zulümle ayakta kalamaz.

O halde ayakta kalmak istiyorsanız, yüce
Tanrı'nın "adâletli olun" emrine uymak zo-
rundasınız. O'nun emrine uymadan da a-
dâletli olamazsınız. Yüce Tanrı sizden, hak-
sızlıkla insan öldürmüş bir katilin öldürül-
mesini istiyor. Gerçek adâlet, bu emri yeri-
ne getirmekle gerçekleşir. O halde REİNA
katliamcısına ve onun gibilere hapisle ömür
boyu hayat hakkı vermek yerine, onun ha-
yat hakkını derhal söndürmelisiniz. Çünkü
39 kişiyi haksızlıkla katlederek o kişilerin
toplam olarak 1500 yıl kadarlık hayatlarını
yok etmiş bir katliamcıya hayat hakkı veri-
lemez. Tam aksine o katliamcının bütün ha-
yatını elinden almalısınız ki, hak yerini bul-
sun; maktül yakınlarının yüreği soğusun. E-
ğer o katliamcıyı idam etmezseniz, maktül
yakınlarının yüreğinde daima o adamı öldür-
mek için kin ve intikam bulunacaktır. Onla-
rın yüreğindeki haklı kin ve intikam ateşini
ancak o katliamcıyı idam etmekle söndüre-
bilirsiniz. İşte ancak bu söndürüşle maktülü
ve yakınlarını ödüllendirmiş olursunuz. Bu
ödülü onlara vermezseniz, tam adâlet etme-
miş olacaksınız ki, bu da zulümdür! Bu zul-
me hakkınız yoktur. Artık katiller, katliamcı-
lar, vatan hainleri ve teröristler için idam ce-
zâsını hemen getirmek zorundasınız. Devle-
tinizin ayakta kalmasını ve uzun ömürlü ol-
masını ve Tanrı'ya vereceğiniz hesabın te-
miz olmasını isterseniz, bu zorunluğu ve so-
rumluluğu yerine getiriniz. Ve böylece adâ-
letli başkanlar ve başbakanlar olunuz ve o-
lursunuz.

İmza: Mehdiyet Makamı.

Not 1: Norveç'teki Breivik ve Türkiye'deki
Mashirapov mağdurlarının Türkiye ve Nor-
veç devletlerine: "Ya yakınlarımızı katleden
katilleri idam edin, ya da her katledilen kişi
için bize 1 milyon liralık kan parası ödeyin"
deme ve talepte bulunma hakkı vardır. Dev-
let bu hakkı ödemek zorundadır. Türkiye ve
Norveç devletleri, maktül yakınlarına 77 ve
39 milyon lira ödemeye hazır mı? İdam ce-
zâsı getirmeyecek olan devletler, kan parası
ödemeye hazır olmalıdır.

Not 2: Yüce Tanrı'nın indirdiği son Kitap o-
lan Kur'anda: "Bir kimseyi haksızlıkla öldü-
ren, bütün insanları öldürmüş ve onu kur-
taran da bütün insanları kurtarmış gibi olur"
deniyor. Acaba bu neden böyledir? Çünkü
bir kimse haksızlıkla bütün insanları öldüre-
cek olsa, o kimseyi ancak bir kere idam ede-
bilirsiniz. Veya o cezâyı da vermeniz müm-
kün olmaz. İşte bu gerçek sebebiyle bir kişi-
yi öldürmekle bütün insanları öldürmek ara-
sında fark yoktur. İşte bu yüzden bir kişiyi
öldüren, bütün insanları öldürmüş gibi olu-
yor ve bir mâsumu kurtaran da, bütün in-
sanları kurtarmış gibi oluyor.

Katiller cinayetlerinin büyüklüğünü görmeli
ve devlet yöneticileri de katillere hayat hak-
kı vermemelidir. Çünkü hasızlıkla insan öl-
düren bir katil, hayat hakkını kaybeder. Ha-
yat hakkını kaybetmiş bir katile hapis cezâ-
sı vermek, onu ödüllendirmekten farksızdır.
Bu da, maktüle ve yakınlarına dehşetli bir
haksızlıktır. Bu haksızlık son bulmalıdır.

Not 3: Amerika Birleşik Devletleri'nde bir
yılda 90 bin kadın tecavüze uğruyormuş.
Bu, çok dehşetli bir rakamdır! Bir tek kadı-
nın bile tecavüze uğraması dehşetlidir ve
kabul edilemez. ABD devleti bu dehşetli
ve korkunç rakamı yok etmeli veya yok
edemese de hiç olmazsa azaltabilmeli ve
azaltabilir. Bunun yolu da, tecavüze idam
cezâsı getirmektir. Çünkü bir tecavüzde
hem zina, hem zorbalık ve hem de ölümle
tehdit etme vardır. Bu üç suçu içinde barın-
dıran büyük günahın cezâsı da ancak idam
olabilir ve olmalıdır. ABD'nin yeni Başkan'ı
Sayın Donald Trump tecavüze idam cezâsı
getirerek ülkesine hükmeden o korkunç ra-
kamı yok edebilir veya azaltabilir. Sayın Do-
nalda Trump bu cezâyı kanunlaştırarak, o-
nu, kendisine isyan etmekte olan dünya ka-
dınlarına hediye edebilir ve bununla onların
isyanını kırabilir.

Sayın Donald Trump! Ülkenizdeki suç oran-
larına yani yılda 90 bin tecavüz ve 15 bin ci-
nayet ve 327 bini aşan hırsızlık rakamlarına
bakacak olursanız, sizin gerçek düşmanını-
zın İslâm olmadığını, tam tersine  haksızlık,
adâletsizlik ve namussuzluk olduğunu gö-
receksiniz. Sizin savaşınız da bu üç düşma-
na karşı olmalı. O halde hak, adâlet ve na-
mus silahlarıyla silahlanarak bu üç düşma-
na karşı hücuma geçiniz. Haksızlığı, adâlet-
sizliği ve namussuzluğu öldürünüz. Bu öl-
dürmeyi, bu savaşı yapmazsanız, ülkeniz ve
devletiniz daha fazla ayakta kalamaz; yıkılı-
şa mahkûm olursunuz. Yıkılmamak isterse-
niz, gereken savaşı hemen başlatmalısınız.
Bu savaşı başlattığınızda eşcinselliğin meş-
rulaştırılmasını da durdurmalısınız. Çünkü
bir devletin eşcinselliği meşrulaştırması,
yüce Tanrı'nın gazabını çeker ve ülkeniz
helâk olur. Eşcinsel evlenmeyi durdurarak
bu helâki önlemelisiniz.

Unutmayınız! Sizin düşmanınız İslâm değil;
en başta haksızlık, adâletsizlik ve namussuz-
luk'tur. Bunlarla birlikte İslâm'ı kötüye kul-
lanmakta olan teröristlerdir. O halde düş-
manınızı iyi belleyiniz, hata yapmayınız...
Bütün kötülükleri terketmeyi emreden
İslâm, sizin düşmanınız değil, ancak dos-
tunuz olabilir. İyilikleri emreden bu dostu
kaybetmemelisiniz.

Not 4: Cinayet; hem haksızlık, hem adâlet-
sizlik ve hem de zulümdür. Zina, tecavüz
ve eşcinsellik ise; namussuzluk'tur. Namus-
suzluk da içinde üç zulüm barındırmaktadır.
Devletler ise; haksızlığı, adâletsizliği ve
namusuzluğu önlemekle ayakta kalabilir.
Sayın Donald Trump! Ülkenizde eğer sağ-
lam ve temiz nesillere sahip olmak isterse-
niz, zinayı da yasaklayabilirsiniz. Eğer bun-
ları yapabilirseniz, hem Musa peygamberin,
hem İsa peygamberin ve hem de Muham-
med peygamberin ruhlarından alkış ve teb-
rik alacaksınız.

Not 5: Sayın Donald Trump! Suçu yüzde yüz
sabitleşmiş katillere, tecavüzcülere, terö-
ristlere, vatan hainlerine ve uyuşturucu pat-
ronlarına hayat hakkı vermemeli, onları der-
hal idama göndermelisiniz. Tabii ülkenizin
kötülük ve pisliklerden temizlenmesini is-
terseniz.

Sayın Donald Trump! Tecavüzcülere idam
cezâsı getirmek hususunda iyi düşünmeli-
siniz. Çünkü, Tanrı korusun, sizin kızınız bir
erkek tarafından tecavüze uğrayacak olsa
ne yaparsınız? Tecavüzcüyü yaşatır mısınız?
Onu yaşatmazsınız değil mi? O halde şimdi
Amerika'nızın bütün kadınları sizin kızlarınız
hükmündedir. Onların da ırzlarını korumak
zorundasınız. Bunun için de, tecavüzcülere
idam cezâsı getirmek durumundasınız. Bu-
nunla birlikte ilkokul çocuklarının kalbine
ve kafasına "Tanrı'ya verilecek hesap ve ce-
hennem azabı"nı da yerleştirebilirseniz,
tecavüzleri durdurmayı başarabilirsiniz.

("Tecavüzcüye verilecek idam cezâsı adil
midir?" diye sorabilirsiniz. Cevap: Bir teca-
vüzcü zina ettiği için 100 kırbaç yemek o-
nun hakkıdır. 100 kırbaç da saldırı ve zorba-
lığı için atılır ve ölümle tehdit ettiği için de
ona 100 kırbaç vurmak gerekir. Bu takdirde
bir tecavüzcünün toplam cezâsı 300 kırbaç
atılmak olur. 300 kırbaç ise bir adamı öldü-
rür. Dolayısıyla bir tecavüzcüyü idam etmek-
te haksızlık ve adâletsizlik yoktur. Eğer bir
tecavüzcü tecavüz ettiği kadını öldürürse,
onun cezâsı 2 idam olur.)

Not 6: Sayın Donald Trump! Faşistlik, kendi
ırkından ve milletinden başkasına hayat
hakkı tanımamak ve onlara saldırmaktır.
Sizde böyle bir maksat yoksa, sizi faşistlikle
suçlamakta olan protestoculara: "Ben faşist
değilim! Çünkü ben, ülkemin ve halklarımın
iyiliğini istiyorum, onlar için çaba göstermek
arzusundayım. Başka milletler için kötülük
düşünmüyorum. Ama bizim için kötülük dü-
şünenlerin de düşmanıyım, onlara dostluk
gösteremem. Bana faşist diyemezsiniz. Ben
bir vatan ve millet severim" diyebilmelisiniz.
"Kötüler"in kim olduğunu bilmek isterseniz,
onlar: En başta Tanrısızlığı ve sonra haksızlı-
ğı, adâletsizliği, namussuzluğu, saldırganlığı
ve bozgunculuğu hayat tarzı haline getirmiş
kimselerdir. Sizin düşmanınız işte bunlar
olabilir. O halde dostunuzu, düşmanınızı iyi
biliniz.

Not 7: Sayın Donald Trump! Şu an dünyanın
yeni kralı sizsiniz ve İngiltere kraliçesinin de
üzerindesiniz. Sizden; haklıca, adâletlice ve
namusluca bir yönetim bekliyoruz. Eğer
Tanrı elçisi İsa'yı seviyorsanız, merhametli-
ce de olabilirsiniz. Merhametliliğin gereği
olarak da, yalnız kendi ülkesinin ve milleti-
nin degil, başka ülke ve milletlerin de çıkar-
larını düşünen olabilmelisiniz. İşte bu dü-
şüncelilik, sizi gerçek krallığa çıkarır. O hal-
de çıkarlarınız, hak ve adâleti çiğnememe-
lidir.

(Sayın Donald Trump'a özel not: Siz, oy ço-
ğunluğu ile değil, oy azınlığı ile iktidara gel-
diğiniz için bir "Başkan" değil, "Kral"sınız.
Çünkü Bayan Clinton'un oyları sizinkinden
1-2 milyon daha fazlaydı. Bununla birlikte
ülkeniz ve yönetiminiz dünya liderliğinde
bulunduğundan ve fakat ülke liderlerinin
çoğunluk oyuyla seçilmiş olmadığınız için
de siz yine bir "Kral"sınız, "Başkan" değil.
Yani: Demokrasi sizin için bitmiş durumda-
dır!

Sayın Trump! Dünya, bir tek kral ile yöne-
tilir, iki kral ile değil. Artık İngiltere krallığı
sona ermelidir... Ve Arabistan krallıkları da
demokrasiye dönüşmelidir. Ayrıca, şu an
mezarda değil, gökte bulunan dininizin ger-
çek lideri İsa Mesih, 5 yıl içerisinde Suriye'
ye ineceğinden, katliamcı Beşar Esad'ı ve
onun zorbalık rejimini acilen bitirmelisiniz.
Bu konuda Suriye diktatörünün cinayetle-
rine göz yummus olan zulüm ortağı Obama'
nın izinden gitmemelisiniz.)

Dünyanın yeni kralı Sayın Donald Trump,
sizi uyarıyoruz! İsrail'deki Büyükelçiliğinizi
Kudüs'e taşımanız ve İsrail yönetiminin Fi-
listin'e ait topraklarda yeni yerleşim birim-
leri inşa etmesine göz yummanız ve İsrail
yönetiminin 1967 sınırlarına dönmesi için
ona yaptırımda bulunmamanız, İsrail dev-
letinin ortadan kaldırılmasını hızlandırır.
Yoksa siz de bunu mu istiyorsunuz? Bu ko-
nuda hak ve adâletten sapmamanız gerek-
tiğini size tekrar hatırlatmak isteriz. Zira hak
ve adâlet ve namus'u çiğneyen ve çiğneten
bir Kral, "zâlim Kral" olur! Yüce Tanrı da, zâ-
lim Kralların düşmanıdır! (Ayrıca Birleşmiş
Milletler üyeleri de İsrail'in hadsizlikleri
karşısında sessiz kalmamalıdır.)

Not 8: Türkiyeli dindarlar bu mektup ve bil-
dirimizi, ABD yeni Başkan'ı Sayın Donald
Trump'a mutlaka iletmeye çalışmalıdır.

Not 9: Bu bildiri, Allah'ın Mehdisi Mehmed
Nur'an tarafından tasdik edilmiştir.

İmza: Mehdiyet Makamı.

Tek Tanrı'dan başka tanrı yoktur. İsa, Musa
ve Muhammed tek Tanrı'nın kulu ve elçisi-
dir.

Zaman: Yeni Çağ'ın onyedisi, Ocak ortası.
Mekan: Avrupa.
Makam: Duyuru ve hakka dâvet.
Boyut:   Muranizm.

                                   YAYINLAYAN
                        AVRUPA MURANİSTLERİ
                           *   *   *


Keine Kommentare: