AVRUPA ÜLKELERİ LİDERLERİNE DUYURU!
insanları cennet ve cehenneme gitmekte özgür
bırakmış olan yüce TANRInın adıyla
Avrupa
ülkelerinin sayın
yöneticileri! 16 Nisan'da
Türkiye'de
yapılacak
olan Cumhurbaşkanlığı Siste-
mi'yle
ilgili referandum için ülkelerinizde kendi va-
tandaşlarına hitap etmek isteyen Türkiyeli
politika-
cıların bir kısmının ifade hürriyetini engellemekte-
siniz.
Fakat bu engelleme, insan hak ve hürriyetle-
rine aykırıdır. Ama sizin yapmakta olduğunuz bu
aykırılık içinde çok büyük bir hata ve haksızlık var-
dır.
Çünkü
referandumda evet oyu isteyen politikacıları
sustururken,
hayır
oyu isteyen politikacıların konuş-
masına izin veriyorsunuz. Onlara verdiğiniz bu izin
ile de
Türkiye'ye ait bir referandumda taraf oluyor-
sunuz.
Madem taraf oluyorsunuz, kendinize konuş-
ma hakkı tanıyorsunuz; o halde karşı tarafın konuş-
ma hakkına engel olmamalısınız. Bu engelciliğiniz,
insan hak
ve hürriyetini çiğnemektir. Bu hak ve hür-
riyet çiğneyiciliğiniz karşısında sizlere "Hitler" ben-
zetmesi
yapılınca hemen kızıyorsunuz! Kızmama-
lısınız! Çünkü Hitler, Yahudileri katletti.
Sizler ise,
hak ve
adâlet ve hürriyeti katlediyorsunuz. Cinaye-
tiniz,
Hitler'in cinayetinden daha büyüktür! Bu cina-
yetten
kurtulmak isterseniz, ifade hürriyetini çiğne-
mekten
vazgeçiniz.
Eğer ülkenizde siyasî kavga çıkmasından korkuyor-
sanız, bu durumda her iki tarafın konuşmasını en-
gellemek
zorundasınız. Ama siz, bir tarafın konuş-
masını engellerken, diğer tarafın konuşmasına yol
veriyorsunuz
ve bununla da koskocaman bir hak-
sızlık ve adâletsizlik yapıyorsunuz. Şu anda, şimdi-
ye kadar
savunageldiğiniz
hak, hukuk, adâlet ve öz-
gürlükler
gibi değerleri
ayaklarınızın altına almış va-
ziyettesiniz.
Bunu size "çıkarlarınız" mı emrediyor?
Eğer ülkelerinizde denge, düzen ve barış olsun
istiyorsanız, hak ve adâlet ve hürriyeti çıkarlarınıza
çiğnetmemelisiniz. Şimdi buna engel olmazsanız,
yarın barışınızı kaybedersiniz. Bu da sizin batışınız
olur.
Batmak
istemiyorsanız,
haklı
hürriyeti çiğnemeyiniz
ve çiğnetmeyiniz. Türkiyeli politikacıların sizin ülke-
lerinizde
kendi vatandaşlarına hitap etmek isteme-
leri,
"haklı
hürriyet"tir ve bu hürriyetin talep edilme-
sidir. Bu
hürriyeti engellemeye hakkınız yoktur. E-
ğer
hak çiğnemeye devam ederseniz, Hitler'den
daha
beter bir durumda olduğunuzu da kabullen-
mek
zorunda kalırsınız! Kabul edebilecek misiniz?
Ey Avrupa
halkları!
Ey hak, adâlet ve hürriyet taraf-
tarları! Ey Avrupa'nın "iyiler" kısmı! Ülkelerinizde
doğmakta olan "yeni faşizm"e geçit vermeyiniz! E-
ğer
bu faşizme
geçit
verirseniz, helâk olacaksınız!
Hitler'in
başınıza ne işler açtığını, ne felâketler ge-
tirdiğini unutmayınız!
İmza:
Mehdiyet Makamı.
Not 1: Ey
Avrupa liderleri! Eğer ABD eski Başkanı
obama
Suriye diktatörü Beşar Esad'ı zamanında
devirseydi,
Suriyeli göçmenler
derdiyle ve IŞİD
be-
lâsıyla ve onların tetiklediği sorunlarla karşılaşma-
yacaktınız. Durum böyle olduğu halde bir kısmınız
(veya basınınız), halk çoğunluğunun oylarıyla iktida-
ra gelmiş Türkiye lideri Erdoğan'ı "diktatörlük"le
suçlamaktasınız! Buna hakkınız yoktur. Diktatör arı-
yorsanız, önce binlerce masûm insanı dünyanın
gözleri
önünde katlettirmiş Mısır diktatörü Sisi'yi
görmelisiniz.
Ama siz bunu görmek yerine onunla
el sıkışıyorsunuz!500 bin Suriye vatandaşını katlet-
tirmiş olan Beşar Esad'ı görmüyor ve ondan hesap
sormuyorsunuz!
Güney Kore'yi nükleer silahlarla
tehdit
eden Kuzey Kore diktatörüne ses çıkaramı-
yorsunuz!
Geçtiğimiz 15 Temmuz'da Türkiye'de
darbeye
kalkışan
ve 250 masûm vatandaşı katlet-
tiren,
1500'ünün yaralanmasını sağlayan ve bir çok
önemli
yeri bombalattıran
Fethullah Gülen'e ve çe-
tesine
neden sahip çıkıyorsunuz? Niçin FETÖ ve
PKK'nın akıllarına göre hareket ediyorsunuz? Siz
gerçek diktatörleri neden görmüyorsunuz?
Yoksa
yine
kahrolası çıkarlarınız mı gözlerinizi kör ediyor?
Şimdiye
kadar putlaştırdığınız değerlerinizi niçin yi-
yorsunuz?
Bu yamyamlığa
mecbur musunuz? Bi-
raz açlığa tahammül edemez misiniz? Değerlerinizi
korumak için bir gayretiniz olmayacak mı? Korkma-
yın, bu gayret sizi öldürmez! Ama
gayretsizliğiniz,
sizin
ruhunuzu yok eder, ruhsuz bir cesed olarak or-
tada kalırsınız. Asıl bu kalış sizi korkutmalıdır. Eğer
korkmak
istiyorsanız
müslümanlardan değil,
asıl
bundan
korkunuz. Eğer
gerçek
diktatörleri görmez-
seniz,
onların
besleyicisi ve büyütücüsü olduğunu-
zu
göstermiş
olursunuz ve göstermektesiniz. Ama
bu
gösterim çok
çirkin!
Size yakışmıyor. Yoksa
(geçmişinize bakarak) yakışıyor mu demeliyiz?
Darbe
destekçiliği, diktatör besleyiciliği ve faşizme
dönüş gibi suçlarınız çoğalıyor. Eğer geri dönüş
yaparsanız, yani faşizme dönerseniz, savaş kaçı-
nılmaz olur.
(Türkiye
Ordusu, savaş
baltalarını bileylemeye baş-
lamalıdır. Çünkü faşizme geri dönüş yapmakta olan
Avrupa
ülkeleri, Hitler gibi, katliam yapmaya başla-
yabilirler.
Hollanda yönetiminin Türkiyeli diplomatla-
ra yapmış olduğu düşmanca muamele de bunun ilk
kıvılcımlarıdır. Avrupa'daki müslümanların Tanrı'ya
ait
Avrupa topraklarını terketmeye niyetleri olmadı-
ğından,
savaş
kaçınılmazdır. Bütün İslâmlı Ülkeler,
Avrupa ve
Amerika'daki vatandaşlarını, çok yakın
gelecekteki
faşist yönetimlerden korumak için
muhtemel
bir savaşa
hazır
olmalıdır.)
Yüce Tanrı Avrupa ülkelerini faşizme düşmekten
korusun!
Amin.
Not 2: Bu
bildiri, uluslararası diplomatik platformda
paylaşıldı.
İmza:
Mehdiyet Makamı.
Tanrı tektir.
Mehdi ve
Mesih O'nun kulu ve elçisidir.
Zaman: Yeni Çağ'ın
onyedisi, Mart ortası.
Mekan: Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut: Muranizm.
YAYINLAYAN
AVRUPA MURANİSTLERİ
* * *
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen