Sonntag, 19. März 2017

AVRUPA ÜLKELERİ LİDERLERİNE DUYURU!



  AVRUPA ÜLKELERİ LİDERLERİNE DUYURU!

   insanları cennet ve cehenneme gitmekte özgür
            bırakmış olan yüce TANRInın adıyla

Avrupa ülkelerinin sayın yöneticileri! 16 Nisan'da
Türkiye'de yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı Siste-
mi'yle ilgili referandum için ülkelerinizde kendi va-
tandaşlarına hitap etmek isteyen Türkiyeli politika-
cıların bir kısmının ifade hürriyetini engellemekte-
siniz. Fakat bu engelleme, insan hak ve hürriyetle-
rine aykırıdır. Ama sizin yapmakta olduğunuz bu
aykırılık içinde çok büyük bir hata ve haksızlık var-
dır.

Çünkü referandumda evet oyu isteyen politikacıları
sustururken, hayır oyu isteyen politikacıların konuş-
masına izin veriyorsunuz. Onlara verdiğiniz bu izin
ile de Türkiye'ye ait bir referandumda taraf oluyor-
sunuz. Madem taraf oluyorsunuz, kendinize konuş-
ma hakkı tanıyorsunuz; o halde karşı tarafın konuş-
ma hakkına engel olmamalısınız. Bu engelciliğiniz,
insan hak ve hürriyetini çiğnemektir. Bu hak ve hür-
riyet çiğneyiciliğiniz karşısında sizlere "Hitler" ben-
zetmesi yapılınca hemen kızıyorsunuz! Kızmama-
lısınız! Çünkü Hitler, Yahudileri katletti. Sizler ise,
hak ve adâlet ve hürriyeti katlediyorsunuz. Cinaye-
tiniz, Hitler'in cinayetinden daha büyüktür! Bu cina-
yetten kurtulmak isterseniz, ifade hürriyetini çiğne-
mekten vazgeçiniz.

Eğer ülkenizde siyasî kavga çıkmasından korkuyor-
sanız, bu durumda her iki tarafın konuşmasını en-
gellemek zorundasınız. Ama siz, bir tarafın konuş-
masını engellerken, diğer tarafın konuşmasına yol
veriyorsunuz ve bununla da koskocaman bir hak-
sızlık ve adâletsizlik yapıyorsunuz. Şu anda, şimdi-
ye kadar savunageldiğiniz hak, hukuk, adâlet ve öz-
gürlükler gibi değerleri ayaklarınızın altına almış va-
ziyettesiniz. Bunu size "çıkarlarınız" mı emrediyor?
Eğer ülkelerinizde denge, düzen ve barış olsun
istiyorsanız, hak ve adâlet ve hürriyeti çıkarlarınıza
çiğnetmemelisiniz. Şimdi buna engel olmazsanız,
yarın barışınızı kaybedersiniz. Bu da sizin batışınız
olur.

Batmak istemiyorsanız, haklı hürriyeti çiğnemeyiniz
ve çiğnetmeyiniz. Türkiyeli politikacıların sizin ülke-
lerinizde kendi vatandaşlarına hitap etmek isteme-
leri, "haklı hürriyet"tir ve bu hürriyetin talep edilme-
sidir. Bu hürriyeti engellemeye hakkınız yoktur. E-
ğer hak çiğnemeye devam ederseniz, Hitler'den
daha beter bir durumda olduğunuzu da kabullen-
mek zorunda kalırsınız! Kabul edebilecek misiniz?

Ey Avrupa halkları! Ey hak, adâlet ve hürriyet taraf-
tarları! Ey Avrupa'nın "iyiler" kısmı! Ülkelerinizde
doğmakta olan "yeni faşizm"e geçit vermeyiniz! E-
ğer bu faşizme geçit verirseniz, helâk olacaksınız!
Hitler'in başınıza ne işler açtığını, ne felâketler ge-
tirdiğini unutmayınız!

İmza: Mehdiyet Makamı.


Not 1: Ey Avrupa liderleri! Eğer ABD eski Başkanı
obama Suriye diktatörü Beşar Esad'ı zamanında
devirseydi, Suriyeli göçmenler derdiyle ve IŞİD be-
lâsıyla ve onların tetiklediği sorunlarla karşılaşma-
yacaktınız. Durum böyle olduğu halde bir kısmınız
(veya banınız), halk çoğunluğunun oylarıyla iktida-
ra gelmiş Türkiye lideri Erdoğan'ı "diktatörlük"le
suçlamaktasınız! Buna hakkınız yoktur. Diktatör arı-
yorsanız, önce binlerce masûm insanı dünyanın
gözleri önünde katlettirmiş Mısır diktatörü Sisi'yi
görmelisiniz. Ama siz bunu görmek yerine onunla
el sıkışıyorsunuz!500 bin Suriye vatandaşını katlet-
tirmiş olan Beşar Esad'ı görmüyor ve ondan hesap
sormuyorsunuz! Güney Kore'yi nükleer silahlarla
tehdit eden Kuzey Kore diktatörüne ses çıkaramı-
yorsunuz! Geçtiğimiz 15 Temmuz'da Türkiye'de
darbeye kalkışan ve 250 masûm vatandaşı katlet-
tiren, 1500'ünün yaralanmasını sağlayan ve bir çok
önemli yeri bombalattıran Fethullah Gülen'e ve çe-
tesine neden sahip çıkıyorsunuz? Niçin FETÖ ve
PKK'nın akıllarına göre hareket ediyorsunuz? Siz
gerçek diktatörleri neden görmüyorsunuz? Yoksa
yine kahrolası çıkarlarınız mı gözlerinizi kör ediyor?
Şimdiye kadar putlaştırdığınız değerlerinizi niçin yi-
yorsunuz? Bu yamyamlığa mecbur musunuz? Bi-
raz açlığa tahammül edemez misiniz? Değerlerinizi
korumak için bir gayretiniz olmayacak mı? Korkma-
yın, bu gayret sizi öldürmez! Ama gayretsizliğiniz,
sizin ruhunuzu yok eder, ruhsuz bir cesed olarak or-
tada kalırsınız. Asıl bu kalış sizi korkutmalıdır. Eğer
korkmak istiyorsanız müslümanlardan değil, asıl
bundan korkunuz. Eğer gerçek diktatörleri görmez-
seniz, onların besleyicisi ve büyütücüsü olduğunu-
zu göstermiş olursunuz ve göstermektesiniz. Ama
bu gösterim çok çirkin! Size yakışmıyor. Yoksa
(geçmişinize bakarak) yakışıyor mu demeliyiz?
Darbe destekçiliği, diktatör besleyiciliği ve faşizme
dönüş gibi suçlarınız çoğalıyor. Eğer geri dönüş
yaparsanız, yani faşizme dönerseniz, savaş kaçı-
nılmaz olur.

(Türkiye Ordusu, savaş baltalarını bileylemeye baş-
lamalıdır. Çünkü faşizme geri dönüş yapmakta olan
Avrupa ülkeleri, Hitler gibi, katliam yapmaya başla-
yabilirler. Hollanda yönetiminin Türkiyeli diplomatla-
ra yapmış olduğu düşmanca muamele de bunun ilk
kıvılcımlarıdır. Avrupa'daki müslümanların Tanrı'ya
ait Avrupa topraklarını terketmeye niyetleri olmadı-
ğından, savaş kaçınılmazdır. Bütün İslâmlı Ülkeler,
Avrupa ve Amerika'daki vatandaşlarını, çok yakın
gelecekteki faşist yönetimlerden korumak için
muhtemel bir savaşa hazır olmalıdır.)

Yüce Tanrı Avrupa ülkelerini faşizme düşmekten
korusun! Amin.

Not 2: Bu bildiri, uluslararası diplomatik platformda
paylaşıldı.

İmza: Mehdiyet Makamı.


                                  Tanrı tektir.
          Mehdi ve Mesih O'nun kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın onyedisi, Mart ortası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *





Keine Kommentare: