Donnerstag, 12. Januar 2017

IŞİD LİDERİNE VE IŞİDLİLERE MEKTUP!

    IŞİD LİDERİNE VE IŞİDLİLERE MEKTUP!

acıyarak yaşatan ve yöneten ALLAHın adıyla

Ey IŞİDliler!
Bu mektubumuz, eğer "biz müslümanız" di-
yorsanız geçerlidir. Eğer "biz müslüman de-
ğiliz" diyorsanız, mektubumuzu okumanıza
gerek yoktur. "Biz müslümanız" diyorsanız,
okumaya devam edebilirsiniz. Madem müs-
lüman olduğunuzu söylüyorsunuz, o halde
Allah'ın Kur'andaki bütün sözlerini kabul et-
tiniz demektir. Madem kabul ettiniz, o söz-
lerin gereğini de yerine getirmek zorunda-
sınız. Yüce Allah Kur'andaki sözleriyle siz-
den ne istiyor? Özetle şunları istiyor ve di-
yor: "En başta Bana, meleklerime, elçileri-
me, kitaplarıma ve âhiretime inanmaktan
başka; haklı olun, adâletli olun, namuslu
olun, doğru olun, ibadetli olun, ahlâklı olun,
iyilikçi olun ve kötülüklerin açığını da gizli-
sini de terkedin."

O halde sizin de önce "haklı" olmanız, son-
ra da "adâletli" olmanız gerekiyor. İslâmi-
yet'in yani Allah'a teslim oluşun temeli bu-
dur. Sizde bu temel yoksa, müslüman de-
ğilsiniz demektir. Yani yalnızca Allah'a ina-
nıyor olmak, müslümanlık değildir.

Haklı olmak, Allah'ın hukukunu kabul etmek
ve gereğini uygulamaktır. Adaletli olmak ise,
Allah'ın koyduğu ölçüyü kabullenmek ve ge-
reğini yerine getirmektir. Anlaştık mı?

Yüce Allah, "mâsûmların öldürülmesi"ni ya-
saklıyor. Bu yasağa uymak, "haklı olmak"ın
gereğidir. Bu yasağa uymuyorsanız, "haklı
olmak"ı çiğniyorsunuz demektir. Bu çiğne-
me ise, İslâmiyet'in temellerinden birini yok
etmek demektir. Bu da, dininizin yıkılmasına
sebeptir. Yani bu yıkım, sizi müslümanlıktan
çıkarır.

"Haksız yere cana kıymamış, bozgunculuk
yapmamış ve Allah'a ve elçisine karşı savaş-
mayan kimselerin öldürülmesi yasaktır." Bu
yasaktaki şartlar ise, Allah'ın koyduğu "adâ-
let ölçüsü"dür.

Madem "müslümanız" diyorsunuz, o halde
Allah'ın getirdiği hukuka ve koyduğu ölçüye
uyacaksınız ve bu uymanın gereği olarak da
mâsûmları öldürmeyeceksiniz. Öldürdüğü-
nüz takdirde, Allah'ın hukukunu ve adâleti-
ni çiğnemiş olursunuz. Bu çiğneme ise, sizi
İslâmiyetten çıkarır. Çünkü hak ve adâlet,
"İslâmiyet'in temeli"dir. Bu temeli yok e-
denler, müslümanlıklarını kaybederler. Sa-
dece Allah'a inanç ise, o kimseleri müslü-
man yapmaz.

Eğer "bizim zihniyetimize ve ideolojimize
uymayanlar mâsûm ve müslüman değildir"
diyorsanız, bu deyişle kendinizi Allah'ın ve
Kitabı'nın üzerine çıkarmış olursunuz ki, en
büyük kâfirliği yapmış olursunuz. Bu kâfirli-
ğe düşmek istemezseniz, kendi zihniyetinizi
ve ideolojinizi Allah'ın ve Kitabı'nın üzerine
çıkarmayacaksınız.

O halde sizin zihniyetinize uymayanlar de-
ğil, Allah'ın indirdiği hakk'ı ve adâlet'i red-
dedenler kâfir olur. Bir müslüman da: "Ben
Allah'ın indirdiği hakkı ve adâleti reddedi-
yorum" demedikçe de müslümanlıktan çık-
maz. Ancak hakkı ve adâleti kabul ettiği hal-
de onları çiğniyorsa, bu çiğneme, onu suçlu
yapar, ama dinden çıkarmaz. Fakat bunun
da bir haddi ve hududu vardır. Bu hududu
aşan kimsenin müslümanlığı kalmaz. Mese-
lâ mâsûm hükmünde olan bir insanı kendi
zihniyetine uymadığı için kanını dökmeyi
helâl haline getirmek, haramı helâl
yapmaktır ki, insanı dinden çıkarır. Çünkü
Allah kimseye mâsûmları katletme hakkı
vermemiştir. Peygamberlerine bile! O hal-
de siz kim oluyorsunuz? Kim oluyorsunuz
da mâsûmların kanını dökmeyi helâl yapı-
yor ve Allah'ın indirdiklerini açıkça reddet-
meyen müslümanları kâfirlikle, dinden çık-
mışlıkla damgalıyorsunuz? Buna ne hakkı-
nız var? Allah sizlere peygamberlik verse
dahi buna hakkınız yoktur. Peygamberler
de hiç bir zaman sizin gibi Allah'ın dinini
tersine çevirmezler. Allah'ın haram kıldığını
Allah helâl etmedikçe helâl etmezler. Böyle
birşeye yetkileri yoktur. Sizler ise bu yetkiye
asla sahip olamazsınız! O halde mâsûmlara
cani, müslümana kâfir diyemezsiniz. Bunu
yaptığınız takdirde kendinizi kâfirleştirmiş
olur, müslümanlıktan çıkarsınız. Müslüman-
lığınızı kaybetmek istemiyorsanız, mâsûmla-
rı katletmeye ve müslümanlara kâfirlik dam-
gası basmaya son vermelisiniz.

Savaş konusunda ise, ancak düşman belle-
diğiniz ülkelerin ordularına karşı savaşabilir-
siniz. Ama savaşla ilgisi olmayan yani eline
silah alıp size karşı savaşmayan halkları düş-
man sayamazsınız. Halk ancak orduya katıl-
dığında düşman olur.

Savaşınızın haklı olabilmesi için de, size
haksızlıkla saldırılmış olması, elinizden va-
tanınızın alınmış veya alınacak olması gere-
kir. Size haksızlıkla saldırılmadıysa ve eliniz-
den topraklarınızı almaya çalışan yoksa, si-
zin saldırınız haramdır, haksızlıktır.

O halde içinde bulunduğunuz durumu göz-
den geçirin ve haksızlıklarınıza son verin. E-
ğer son vermek istemiyorsanız, "biz müslü-
man değiliz" deyin. Eğer zulümlerinize de-
vam ederseniz, Müslüman Dünya'nın düş-
manlarısınız. Müslüman Dünya da, saldır-
gan düşmanları ortadan kaldırmak zorun-
dadır!

Geliniz! Allah'ın indirdiği hukuk ve adâlete
boyun eğiniz, kendinizi Müslüman Dünya'
nın düşmanı olmaktan çıkarınız. Müslüman
Dünya'ya düşmanlık edenler, zâlimlerin ta
kendileridir! Allah da zâlimlerin düşmanıdır.
Allah'ın düşmanlığından korkun ve titreyin!
Allah, düşmanlarını bu dünyada da, ötesin-
de kahreder. Fırsat varken bu kahredişten
kendinizi kurtarın.

Şunu kafanıza iyi kazımalısınız: Sizin zihniye-
tiniz İslâmiyet değildir. İslâmiyet ancak Al-
lah'ın Kur'anında olan, peygamberinde olan
ve mehdisinde olandır. Allah'ın Mehdisi de
gelmiştir ve bu gerçekleri size duyurmakta-
dır. Bundan sonra artık keyfinizce hareket
edemezsiniz. Allah'ın Mehdisi'ni dinleme-
yip kendi keyfine uyanlar, doğru yoldan
sapmış olurlar.

Allah'ın Mehdisi'ni dinlemeden devlet kur-
maya kalkacak olanların devleti; "Irak-Şam
İslâm Devleti" olmaz. Ancak "Irak-Şam İstib-
dat Devleti" olur. Böyle bir devleti de müs-
lümanlar kabul edemez ve etmek zorunda
da değildir.

Devlet kurmak istiyorsanız ve devletinizin
meşru olmasını isterseniz, önce Allah'ın
Mehdisi'nin rızâsını alacaksınız. Sonra eğer
halkınızın çoğunluğu da size onay veriyorsa,
devletinizi kurarsınız. Eğer halk çoğunluğu
müslüman ise ve Allah'ın yasasına uygun
bir yasa ile yönetilmek isterlerse, devletiniz,
"İslâm Devleti" olur. Eğer halk çoğunluğu
müslüman olduğu halde bu çoğunluğun ço-
ğunluğu dindarca yaşamıyorsa, onlara İslâ-
mî yönetim dayatamazsınız. Dayatırsanız,
zorbalık yapmış olursunuz. Kuracağınız yö-
netim ancak diktatörlük olur. Diktatörlüğe
hakkınız yoktur. Diktatörlüğe hakkınız olma-
dığı gibi, Suriyelilerin topraklarına da el ko-
yamazsınız. El koyarsanız, hakkı gasbetmiş
olursunuz. Gaspçılara da savaş açmak bir
haktır. Siz istediğiniz devleti ancak kendini-
ze ait topraklarda kurabilirsiniz. Şartlarına
uymazsanız, kuracağınız devletin bir meş-
ruiyeti olmaz. Müslüman Dünya da, gayri
meşru bir devleti tanımaz ve tanımak zo-
runda da değildir. O halde meşruiyete bo-
yun eğiniz. Meşruiyet de, esas olarak hak
ve adâlete ve namusa dayanır. Artık tuta-
cağınız yolu biliyorsunuz.

Ey IŞİDliler! Eğer mâsûmları katletmeye de-
vam ederseniz, cezânız, katlettiğiniz mâ-
sûmların sayısınca idam edilmektir. Âhiret-
teki cezânız ise, Allah'ın dilediği vakte kadar
cehennemde yanmaktır.

Eğer mâsûmları öldürmeyi terkederseniz
ve Suriye diktatörünü ve rejimini devirme-
ye yönelirseniz, İslâmlı Ülkeler'in size savaş
açmasına gerek kalmaz.

Ey IŞİDliler! Eğer meşru bir savaş istiyorsa-
nız, Beşar Esad'ı ve diktatörlüğünü deviri-
niz. Filistinlilerin topraklarını, Filistinlilerin
haklarını ödemeyi reddetmekte olan İsrail
yönetiminden kurtarınız. Suriyelileri ve Filis-
tinlileri kurtardığınız takdirde, Allah katında
"mücahidler" ünvanını alacaksınız. Ünvanla-
rın en büyüğü budur işte!

Duamız: Allah, Müslüman Dünya'ya ve müs-
lümanlara zarar veren hainleri ve zâlimleri
kahretsin! Müslümanlara fayda verenlere
de acısın, rahmet etsin! Amin.

İmza: Mehdiyet Makamı.

Not 1: Allah katında mâsûm bir insan kâinat
kadar kıymetlidir. Çünkü insan, kâinat ağacı-
nın bir meyvesidir. Evrenin en mükemmel
meyvesi olan mâsûm insanı haksızlıkla kat-
leden bir kimse, koskoca bir evreni katlet-
miş olur. Bu katliamı yapan kimsenin de ce-
zâsı, kâinat kadar büyük olacaktır.

(Mâsûm bir kimseyi katledenin dünyadaki
cezâsı, bir kere idam edilmektir. On kişiyi
katlettiyse, on idam onun hakkıdır. Fakat
bu dünyada bir kişiyi on kere idam etmek
mümkün değildir. Yani böyle bir kişi cezâ-
sını tam almadan ölmüş oluyor. Bu kişilerin
gerçek cezâsı da âhirete kalıyor. Mâsûmu
katledenin âhiretteki cezâsı ise; diyelim ki
katil, 20 yaşındaki bir genci haksızlıkla kat-
letti. Ortalama 60 yıllık ömür üzerinden bu
gencin 40 yıllık ömrü yok edilmiş olduğu
için, âhirette katile verilecek cezâ, 40 yıl ce-
hennem ateşinde yanmaktır. REİNA'da 40
kişiyi katleden ve emri veren kişilerin cezâsı
ise; 40 kişinin ortalama ömür üzerinden 40'
ar yıllık ömrü yok edildiyse, 40X40=1600 yıl
o katiller ve onların cinayetlerine sevinenler
cehennem ateşinde yanacaktır. Bu kadar ce-
zâyı bu dünyada vermek mümkün olmadığı
ve Allah da mutlak adâlet sahibi olduğu için,
cehennemin yaratılması hak olmuştur. İn-
sanları yoktan yaratmış olan Allah'ın, ölmüş
insanları tekrar diriltmesi, zor ve imkânsız
değildir.)

Not 2: Eğer mâsûm insanları katletmeye son
vermezseniz, Müslüman Dünya olarak, yani
1.5 milyar müslüman, sizin müslümanlığını-
zı reddedeceğiz. Allah da reddedecek. Meh-
disi de reddediyor!

Not 3: Eğer mâsûm sivilleri katletmeye son
vermezseniz, kesinlikle bileceğiz ki, sizler;
İngiltere'nin, ABD'nin ve İsrail'in kontrolü
altında olan ve onlar tarafından kullanılan
maşalarsınız. Bu maşaları kırmak ve yok et-
mek de, Müslüman Dünya'ya farzdır.

Not 4: Şunu da bilmelisiniz: Siz mâsûmları
katlettikçe, İslâmiyet'i kötülemiş olduğunuz
için, Vatikan'daki İsa dininden sapmış kardi-
naller bayram yapıyor! Mâsûmlara üzüle-
cekleri yerde, seviniyorlar.Mutlak iyilik olan
ve cennete götüren Müslümanlığı kötü gös-
terdiğiniz için! Yoksa yaptığınız katliamları
size Vatikan mı yaptırıyor? Biz, aksine bir
cevap bulamıyoruz! Bu durumda eğer zul-
münüzden vazgeçmezseniz, size lânet oku-
mak hakkımızdır. Bu durumda yüce Allah
da size lânet edecektir! Geliniz, kendi key-
finizi terkedip, Allah'ın Mehdisi'ne biat edi-
niz, lânetlenmekten kurtulunuz.

(Allah'ın Mehdisi Mehmed Nur'an'a gıya-
ben yapılacak biat şöyledir: "Haklıca, adâ-
letlice, namusluca, ibadetlice, ahlâklıca,
iyiliklice ve kötülükleri terketmeklice bir
hayat sürmek üzere, görevlendirdiğin Meh-
dine biat ettim. Allah'ım Sen şahit ol, biatı-
mı kabul et." Allah'ın Mehdisi'ne biat eden-
ler, âhirette onun şefaatinden faydalana-
caklardır.)

Not 5: Allah'ın Mehdisi'nin gelmiş olduğu
ve görev başında bulunduğu şu zamanda
kimse kendini halife ilân edemez. Halifelik
iddiasında bulunanlar ancak sahtekârlık
yapmış olurlar.

Not 6: Dünyadaki bütün müslümanlar bil-
melidir ki; Allah'ın dini, alevîlik-sünnîlik de-
ğil, İslâmiyet'tir. Bu dinden, başka dinler ü-
retenlerin dini, Allah katında kabul edilme-
yecektir.

Not 7: ABD'nin yeni yönetimine uyarı! Ön-
ceki yönetimlerinizde Irak'a saldırdınız. Ora-
da kaos yarattınız. Oraya demokrasi getir-
mediniz. Sonra Suriye'ye, Beşar Esad'ı de-
virmek için girdiniz. Ama onu devirmek ye-
rine onun katliamlarını seyrettiniz, diktatör-
ün cinayetlerine ortaklık ettiniz, suç işledi-
niz ve demokrasiyi de engellediniz. Bunlar
arasında Mısır'da da demokrasiye darbe
vurdunuz. En son olarak da Türkiye'nin de-
mokrasisine de darbe indirmeye kalktınız.
Şimdi de bir askeriniz ortaya çıktı: "Bütün
bunların planlı olarak yapıldığını, maksadın
da ABD'nizin tam egemenliği için bu ülkeleri
parçalamak" olduğunu anlattı. Şimdi ya bu
şeytanî planlarınızı uygulamaya son verirsi-
niz, ya da dünya liderliğinden çekilirsiniz. E-
ğer çekilmezseniz, çekilmeniz için gereken
herşeyi yaparız! Hakkınız olmayan bir lider-
likte kalmanız, en büyük zorbalıktır. Bu zor-
balığa daha fazla izin veremeyiz. Adâletli ve
hakkaniyetli olamayacaksanız, liderliğiniz
sona ermeli. Dünya liderliğiniz ancak adâlet
ve hakkaniyetle devam edebilir. Ayrıca Tür-
kiye'nin düşmanı olan terör örgütlerine des-
tek vermeniz, Türkiye'ye sizin düşmanları-
nıza destek verme hakkı kazandırır. Türkiye'
nin bu hakkı kullanmasını istemiyorsanız,
terör örgütlerine verdiğiniz desteği hemen
kesin ve onlarla olan bağınızı derhal kopar-
tın! Barış istiyorsanız, hakkaniyet ve adâle-
te boyun eğeceksiniz. Aksi halde yeni bir
dünya savaşı kaçınılmazdır. Şunu da unut-
mayın: Biz Müslüman Dünya'nın, sizin par-
çaladığınız ülkeleri tekrar birleştirmesi, zor
ve imkânsız değildir. Parçalamakla bir yere
varamazsınız. Çünkü bizim mânevî bir ya-
pıştırıcımız vardır. O halde doğruluğa gelin,
doğru gidin. Eğrilere dünya liderliği haram-
dır!

Not 8: Bu bildiri, Allah'ın Mehdisi Mehmed
Nur'an tarafından tasdik edilmiştir.

Not 9: Dindar müslümanlar bu bildiriyi,
IŞİDlilere ve liderine ve bütün Arap basınına
ulaştırmaya çalışmalıdır.

İmza: Mehdiyet Makamı.

Allah'tan başka ilah yoktur.Mehdi ve Mesih
Allah'ın kulu ve elçisidir.

Zaman: Yeni Çağ'ın onyedisi, Ocak ortası.
Mekan: Avrupa.
Makam: Hakka dâvet ve uyarı.
Boyut:    Muranizm.


 YAYINLAYAN
 AVRUPA MURANİSTLERİ
 *   *   *



Keine Kommentare: