Montag, 22. Februar 2016

TAZİYENİZE TAZİYE!



                       TAZİYENİZE TAZİYE!

      eğrileri ve doğruları iyi bilen ALLAHın adıyla

Paralel Yapı lideri, Ankara saldırısıyla ilgili yayınlat-
tığı taziyesinde demiş ki:

“İstihbarat teşkilatları müteyakkız bir ülkede bu tür
hadiseler baştan önlenmeye çalışılır ve devletin
kalbine hançer saplanmasına izin verilmez. Yöne-
tim makamında olanların, milletimizin acılarını
dindirmek için bir an evvel ciddi tedbirler alması
en büyük beklentimizdir.”

Beklenti içinde olmanıza lüzum yok. Türkiye'nin gü-
venliğiyle ilgili bir zaaf da yok. Bunu siz de çok iyi
biliyorsunuz. Çünkü polis, asker ve istihbarat bu
konufa harıl harıl çalışmaktalar. Hainler olmasa ve
Türkiye'nin düşmanlarıyla ittifak etmeseler, bu sal-
dırılar da olmaz. Fakat ne yazık ki, hainler iş başın-
da!

HDP bile taziyede bulunmayarak dürüstlük göster-
di. Çünkü içlerinden "oh olsun" derlerken, taziyede
bulunmaları sahtekârlık olurdu. Onlar dürüst olmayı
tercih etti. Ama siz, onlar kadar olamadınız. Taziye-
de bulunmakla hata ettiniz. Hem birilerini suçlayarak
taziyede bulunulmaz. Hem Türkiye'nin düşmanlarıy-
la ittifak içinde olanların taziyesini, Türkiye halkları
yutmaz. Böyle bir şeyi kendilerine yapılmış hakaret
sayarlar. Bu tür hakaretlerden vazgeçmelisiniz. E-
ğer "biz dürüstüz" diyorsanız, önce Türkiye düş-
manlarıyla olan ittifakınızı bozmalısınız.

Bir yazarınız: “2016 yılı çok zor geçecek. Felaket-
ler yakın. 2016 yılında göğsü yumruklandıkça ge-
nişleyen Sâlih Zât’a görevi bildirecek” demekte.

Bilmelisiniz ki, asırları elçisiz bırakmayan yüce
Mevlâ, gerekli görevi Mehdisi'ne çoktan bildirmiş
bulunuyor. Salih Zât'ınıza bildirilecek bir görev kal-
mamıştır. "Salih Zât"tan kastettiğiniz eğer lideriniz
ise, onun yerine getirmesi gerektiği bir sorumluluk
var. O da: Türkiye'ye gelip, işlediği suçlarının cezâ-
sını ödemektir. Hem devletine ve milletine hesap
vermekten kaçan bir adama hangi görev verilebi-
lir ki? Haklı olan, hesap vermekten kaçmaz. Şayet
"haksızlıkla idam edilecek olsa, bir şehit sevabı
kazanır." Beş on yıllık bir ömrü kalmış bir adam,
bu kazançtan niye kaçar? Kaçtığına göre, suçlu
demektir; yapmak istediği kötülükler henüz bitme-
miş demektir.

Haberiniz olsun! İşlediğiniz kötülükler ve PKK ile
kurduğunuz planlar, bütün sırları bilen Allah(cc)
tarafından Mehdisi'ne bildirilmektedir. Ayağınızı
denk alın, Türkiye'ye kötülük etmekten çekinin!
Yarın Büyük Diriliş Günü'nün Büyük Mahkeme'
sinde büyük Allah'ın huzurunda rezil rüsva
olmayın.

"Salih Zât, PKK ile nasıl plan kurar ki?" de deme-
yin! PKK'nın siyasal kolu olan HDP ile müttefik olan
bir Yapı, siyasal kolun beyni olan PKK ile nasıl plan
kurmaz ki? Hele bir de "iktidarı ele geçirmek" gibi
emelleri varsa!


Not 1: Bir yerde "tam güvenlik" veya "mutlak güven-
lik" diye birşey yoktur. Böyle bir şeyin olabilmesi i-
çin her insanın yanına bir polis dikmek veya herke-
sin tepesine görünmez bir kamera yerleştirmek ge-
rekir. Bu da insan haklarına aykırıdır. Bu sebeple
"mutlak güvenlik" diye birşey yoktur. Hele hainlerin
olduğu bir yerde güvenlik olmaz. Eğer "mutlak gü-
venlik" diye birşey olsaydı, dünyanın her yerinde
gözü kulağı bulunan bir CIA'sı olan ABD, bir terör
örgütü tarafından vurulamazdı. Vurulabildiğine göre
"tam güvenlik" yoktur. Siz ne kadar güvenlik önlemi
alırsanız alın, bir örgüt size kötülük yapmak isterse,
sizin aldığınız güvenlik önlemlerini aşacak bir yol
mutlaka bulur. Bunun için "mutlak güvenlik" yoktur.
Dolayısıyla, Ankara saldırısıyla ilgili olarak İktidar'ı
suçlamak abestir. Hainlerin olduğu yerde güvenli-
ğin olmayacağı unutulmamalıdır. Türkiye güvenlik
istiyorsa, kendini önce içindeki hainlerden temiz-
lemelidir. Aksi halde vurulmak kaçınılmazdır.

Not 2: Yüce Allah, her insanın başına, ışından yara-
tılmış gözle görülmez iki kayıtçı melek koymuştur.
Fakat bu kayıtçı melekler, insanın kötülüklerini ön-
lemek için değil, Büyük Hesap Günü herkesin
önüne delil koyabilmek içindir.

Not 3: Yeni Akit Gazetesi yazarı Lâtif Erdoğan'ın
"Yine Paralel Yine Terör" isimli makalesini okumak-
ta fayda var:
http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/latif-erdogan/yine-paralel-yine-teror-13948.html

Not 4: "Salih Zât"ınıza söyleyin; gelsin, devletin ve
milletin mahkemesine teslim olsun, kendini aklasın.
Eğer haksızlıkla idam olunacak olursa, şehitlik se-
vabını kazansın. Allah'ın Mehdisi görev başınday-
ken, o Zât'ınız görev beklemesin. Kendini aklama-
mış bir adama görev verilmez. Bu durumdaki bir
adamın yapacağı şey; önce kendini aklamak,
sonra da siyasetten el çekip, hizmetine dönmektir.

Son söz: Türkiye'nin iyiliğini düşünen bir Zât, Türki-
ye'nin düşmanlarıyla ittifak içinde olmaz! Türkiye'nin
iyiliğini düşünmeyen bir Zât ise, Türkiye'nin düşma-
nıdır. Türkiye'nin düşmanlarını da Allah kahretsin!

(Yoksa "Allah ıslah etsin" mi demeliydik? Haydi ıs-
lah etsin! Ama önce kahretsin ki, cezâlarını çeksin-
ler...)

                     Allah'tan başka ilah yoktur.
          Mehdi ve Mesih O'nun kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın onaltısı, Şubat ortası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:   Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *




Keine Kommentare: