Donnerstag, 20. März 2014

TÜRKİYE NATO'DAN ÇIKMALI MI?



            TÜRKİYE NATO'DAN ÇIKMALI MI?

Bu suale verilecek ilk ve isabetli cevap: "Türkiye,
nükleer silah sahibi olmadan veya İslâmlı Ülkeler
Birliği kurulmadan NATO'dan çıkamaz ve çıkmama-
lıdır" olacaktır.

Biz burada, konuyla ilgili olarak derin analizlere giri-
şecek değiliz. Bu konuyla ilgilenen kişi ve kurumlar,
bu konuyu isterlerse daha derinden, daha kapsamlı
bir şekilde ele alabilir, gerekli cevapta bulunabilir.
Biz ise, tesbit ettiğimiz önemli bir kaç noktayı nazar-
lara sunmak istiyoruz.

Faydası zararından çok olduğu için, Türkiye'nin NA-
TO'da bulunduğunu düşünüyoruz. Fakat Türkiye'nin
NATO'da bulunuşunu, bazı terör örgütleri ve bazı a-
şırı uçta bulunan müslümanlar, "emperyalist uşaklı-
ğı" olarak görmekte ve göstermektedirler. Ama on-
ların göremedikleri bir nokta var. O da şudur: İran,
NATO'da olmayan bir İslâmlı ülkedir. İran'ın NATO'
da olmaması, onun Türkiye'den daha iyi bir durum-
da olduğunu mu gösterir acaba? Tam aksine! Çün-
kü bugün İran, sanki bir savaş atı olmuş. ABD de,
bu ata binmiş bir süvaridir. Bu ABD süvarisi dizgin-
leri nereye çekerse, İran atı da o yöne dönmekte
ve o yolda yürümeye mecbur kalmaktadır.Yani ABD
süvarisi; "şu nükleer enerjili otlardan yemiyeceksin,
nükleer enerjili sahalarda otlamayacaksın, benim
verdiğim kadarına da râzı olacaksın, yoksa yemini
keserim, seni aç bırakırım" dediğinde, İran atı buna
derhal itaat etmek durumundadır. Aksi halde açlığa
mahkûm kalacaktır. İran bu haliyle, Türkiye'nin NA-
TO'da bulunuşundan daha kötü bir durumdadır. O
halde, Türkiye'nin NATO'da bulunuşunu kınayanlar,
bunu düşmanlık sebebi yapanlar, önce İran'ın bu ü-
zücü haline baksınlar, ondan sonra Türkiye'ye lâf
etsinler. İran üstelik bir "Islâm Cumhuruyeti"dir. Bir
İslâm Cumhuriyeti'ne hiç ABD atı olmak yakışır mı?
Yakışmaz ama, İran'ın eli mahkûmdur. Bu mahkû-
miyeti sebebiyle de nükleer silah sahibi olamaz.
Fakat onun bu mahkûmiyetten kurtuluşu elbette ki
mümkündür.

Bunun mümkün olabilmesi için de, İslâmlı Ülkeler
Birliği'nin kurulması ve İran'ın da bu birliğe katılma-
sı gerekiyor.

İran böyle bir birliğe katıldığında veya katılmak iste-
diğinde, ABD onun karşısına çıkıp, onu birliğin kar-
şısında tutabilmek için diyebilir: "O birliğe katılmaz-
san, sana nükleer silah edinme izni verebilirim.Ama
İsrail'e saldırmayacağına dair söz vereceksin." İran
ise böyle bir sözleşmeyi kabul ederse, bu sefer İs-
rail'in eline mahkûm edilmiş olur. İran da bu mahkû-
miyeti kabul edemeyeceğine veya ABD ve İsrail'in
de, İran'ın sözüne güvenemeyeceğine göre, onun
için de en iyi çare, İslâmlı Ülkeler Briliği(İÜB)ne ka-
tılmak olacaktır. Birliğe katılmaması ise, onu kurtlar
karşısında bir kuzu durumuna sokacaktır ve sok-
maktadır.

Netice olarak diyebiliriz ki; bir İslâmlı ülkenin NATO'
da ve bazı İslâmlı ülkelerin de onun koruması al-
tında olmasından rahatsız olan bir müslüman ve
müslümanlar varsa, bu rahatsızlığı gidermenin ça-
resi, İslâmlı Ülkeler Birliği'ni kurmak ve bu kuruluş
için çalışmaktır. Bu çalışmaya katılmayıp müslü-
manlara düşmanlık eden (sözde) müslümanlar ise,
ancak haksızlık ve adâletsizlik etmiş olurlar. Haksız-
lık ve adâletsizliğini kesmiyenleri de bir cehennem
beklediği unutulmasın.

                     Allah'tan baska ilah yoktur.
                Mehdi ve Mesih O'nun elcisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın ondördü, Mart ortası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Cevaplama.
Boyut:   Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *


Keine Kommentare: