Dienstag, 11. Januar 2011

ATEİSTLER SORUYOR KUR'ANİSTLER CEVAPLIYOR 20

ATEİSTLER SORUYOR KUR'ANİSTLER CEVAPLIYOR 20

(Bu bildiride, yazarımız Hakkı Hakperest'in, www.mustafaakyol.
org sitesinde, ateist tartışmacılara verdiği cevapları bulacaksınız.)

Müslümanların kurbanını vahşet olarak gören Sol Südur'a,

Siz önce kendi vahşetinizi görmelisiniz. Çünkü Allah'ı inkârınızla
evrenin boğazına bıçağı dayamış onu katletmekte, nefis ve şeyta-
nınıza "kurban" etmektesiniz. Ama ne yazık ki siz bunu, bizim
safımıza geçmedikçe göremezsiniz... Size önce "gören göz" yani
"kalp" lâzım. O da sizde yok! Bu yokluk nedeniyle de Allah'ın
dinine saldırılarınız dur durak bilmiyor. Kötülük ise, ancak siz
Tanrılığa yükselince sona erer. Bu da mümkün olmadığına göre,
kötülük kıyamete kadar sürecektir. Çünkü Tanrı, iyileri ve kötüleri
görmek ve göstermek istiyor. Niçin? -İmtihan için! -"Böyle bir
imtihan kabul edilemez!" -Buna ancak Tanrı karar verir! Gücünüz
yetiyorsa, bu kararı bozun... Niçin bozmuyorsunuz? Çünkü siz
bir "yaratık"sınız. Ama siz bunu da kabullenemiyorsunuz ve
Tanrı'nın tahtına oturarak konuşuyorsunuz. Ama bu konuşmalar
size bir cennet kazandırmayacaktır. Aksine bir cehennemi
kazandırmaktadır. Hakkı görmek istemezseniz, kazancınız bol
olsun!

Sol Südur demis: "Değil işte! Ben argümanımı Tanrı’nın yokluğuna
dayandırmıyorum; tam tersine ‘tüme varım’ tekniğiyle empirik
olandan yola çıkarak, örneğin sakat doğan bebeğe, doğal afetlere
işaret ederek sonuca gidiyorum. Veriler bir iyi Tanrı’nın olduğunu
kanıtlamıyor."

Cevap: Sakat doğan bebek, beşeri veya doğal veyahut da çevresel
kötü şartlardan doğan bir hatadır, Tanrısal hata değildir. Bu hata da,
binde veya milyonda bir olan hatadır. 999 veya 999999 sağlamı
neden görmüyorsun? Çünkü kalbin kördür, göremezsin! Bu kadar
sağlam çocuk seni Tanrı'nın iyiliğine götürmesi gerekirken, sen bu-
nun tam tersini yapıyor, Tanrı'yı "kötü" çıkarıyorsun! Ne zorun var?

Yine sormuşsun: "Peki, bir soru: Tanrı kötü olsaydı dünya bugün-
künden hangi anlamda farklı olurdu?"

Cevap: Tanrı kötü olmaz. Sen kötülüğü kendinde ara! Sen iyi ol-
saydın, Tanrı'yı kötü çıkarmazdın.

Sol Südur demiş: "Unutmayın ki, (Tanri) diğer yanda gazabını ina-
nana da veriyor… Bu durumda iyi bir Tanrı’nın var olduğuna hük-
metmek için neden kalmıyor!"

Cevap: Evet, Tanrı'nın gazabı, kötüler yüzünden bazen iyileri de
vuruyor. Fakat hedef iyiler değil, kötülerdir. Hem iyilerin uğradığı
zarar, ötedünyada güzel bir ödülle telafi ediliyor. İnançlı kötülerin
cehennemde ceza görecek olmaları ise; bundan daha adil ne ola-
bilir! Fakat, Allah'a inanmayan ateistler, âhirete de inanmayacakla-
rı için, bu cevabın onlar için bir önemi yoktur. Bu durumda onların
Tanrı hakkında verdikleri hüküm değişmeyecektir. Yani: (onlara
göre) "İyi bir Tanrı yoktur, kötü bir Tanrı vardır!" Ama "kötü Tan-
rı"nın varlığını kabüllenmekle tanrıtanımazlıktan da çıkmış oluyorlar!
Yanılıyor muyuz?

Fakat bu tür ateistler şeytana çok benziyor. Çünkü, kendini insan-
dan üstün görerek Allah'a isyan eden ve bu isyanıyla da cennetten
kovulan şeytan da, suçunu Allah'ın üstüne atarak: "Beni Sen yoldan
çıkardın, Sen kötüsün!" demiştir. Yani hem Tanrı'ya inanmış, hem
de O'nu kötülemiştir... Allah, Allah'ı kötüleyen ateistleri, şeytanlık-
tan insanlığa yükseltsin, amin!

Not: Mustafa Uğur ne güzel cevap vermiş: "Allah kötülük dileseydi,
daha farklı bir dünya yaratırdı." Ben de diyorum: Allah kötü olmaz.
Çünkü Allah, iyilik ve kötülüğün yaratıcısıdır. İnsanları denemek
için kötülüğü de varetmiştir. Fakat kötülüğü yaratmak kötü değil,
onu işlemek kötüdür. Onu işleyen de insandır. Eğer Allah'ta kötü-
lük bulunsaydı, evrendeki iyilikleri ve dünyadaki hayatı yaratmaz,
ateistlere de O'nu inkâr etme yeteneği vermezdi. Veya onların can-
larını hemen alırdı! Ayrıca, her şey iyi olsaydı, bu sefer "kötü"nün
ne olduğunu bilemeyecek, bu tartışmaya da meydan açılmayacaktı.
Hem, "kötü" istisnadır; iyi ise, "kaide".

Bigalioğlu demiş: "Kuranda verilen bir çok bilginin ondan önceki
dönemlerde o bölgede yaşamış diğer uygarlıkların yazıtlarında
bulunması benim kurana şüpheyle yaklaşmama neden oluyor."

Bu şüpheyi giderecek ayet şudur: "Biz her millete bir elci gönder-
dik." Yani: Allah'ın dini, Musevîlikle, Hıristiyanlıkla ve Müslüman.
lıkla sınırlı değildir. Allah'ın dini, ilk insanla birlikte başlar.

İkinci olarak demişsiniz: "Antik yunanlı kafir mi?"

Cevap: İnsanları ve tabiatı tanrılaştıran eski Yunanlılar kâfirdir.
Ama her şeyin ve herkesin yaratıcısı, yaşatıcısı ve yöneticisi olan
Allah'a inanmış olanlar da mü'mindir, gerçek inançlıdır.

Sol Südur demis: "Hakperest, Allah her topluma elçi gönderdiyse
ve semavi dinlerden öncekiler de Allah’ın buyruğuysa putperestlik
neden yasaklandı?"

Allah'ın elçi göndermesiyle oluşmuş her din, "semâvî din"dir. Bu
dinlerden önce bir din yoktur. Allah'ın gönderdiği dine uymayanlar,
ya putperest, ya da inkârcı olur. Herşeyin ve herkesin sahibi olan
eşsiz Allah, putperestliğe izin vermez. Bir efendi, kölesinin kendi
uydurduğu efendilere kul olmasını istemez.

Sol Südur'un diğer suallerine cevap vermek gerekmez. Çünkü
bütün sualleri Allah'ı inkâra dayanıyor. Hepsine cevap versek dahi
inkârını sürdürecektir. Ama bu inkâr, onu cehennemden başka bir
yere götürecek değildir. Ölümü öldüremeyen de, bu akibetten kur-
tulamaz. Benim cehennemin varlığına dair delilim, Kur'andır. Peki,
ateistin delili nedir? "Bilimdir" denmesin! Çünkü bilim, hiç bir za-
man cehennemin olmadığını isbatlayamaz. Biz inançlılar da cehen-
nemin varlığını belki isbatlayamayız. Ama onun varlığına inanırız.
Ateist de bunu inkâr eder ve ediyor. Aramızdaki fark, inanç-inkâr
farkıdır. Kimin haklı, kimin haksız olduğu (bize göre) ancak ölüm-
den sonra belli olacaktır. Ateiste göre ise, ölümle herşey bitecektir.
Acaba? Hayat bitiyor, ölüm geliyor. Bakalım kim haklı çıkacak...
Belki göreceğiz, belki göremeyeceğiz. Ama biz Kur'anlılara göre
kesin göreceğiz. Ateistler bunu inkâr etse de!

Zaman: Yeni Çağ'ın onbiri, Ocak ortası.
Mekan: Avrupa.
Makam: Cevaplama.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANİSTLERİ
* * *

Keine Kommentare: