Montag, 25. Januar 2010

YENİ BİR ANAYASA İSTEMEK TSK'YA VE YARGIYA KARŞI BİR SAVAŞ MIDIR?

YENI BIR ANAYASA ISTEMEK
TSK'YA VE YARGIYA KARSI BIR SAVAS MIDIR?

gizlileri ortaya cikaran ve herkesin icini disini iyi bilen ALLAHin a-
diyla


"Yeni bir anayasa degisikligi talebi"ne, baba muhalefet lideri sayin
Deniz Baykal cevap olarak özetle : "Yargiya ve TSK'ya karsi saldi-
ri ve savasin yeni acilimi" demis. Ogul muhalefet lideri sayin Devlet
bahceli de: "Anayasa'nin bu hükümet tarafindan degistirilmesinin
dogru olmayacagini" söylemis.

Bu söylemlerden anlasiliyor ki, iki muhalefet lideri; Türk Silahli Kuv-
vetleri'nin darbecilik ve cuntaciligina ve yarginin siyasallasmis olma-
sina taraftar. Peki, bu taraftarlik demokratik bir ülkede hem de siya-
siler tarafindan kabul edilebilir mi? Elbette ki edilemez! Cünkü de-
mokratik bir ülkede gecerli olan esaslar: "Halkin egemenligi", ve "e-
gemen cogunlugun hak ve adalet ve hürriyet'e uygun taleplerinin ye-
rine getirilmesi", ve "azinlikta kalanlarin da haklarinin korunmasi"dir.

Bu cikarima karsi o iki lider: "Biz de ordunun cuntacilik ve darbeci-
ligine ve yarginin siyasallasmasina ve halklar arasindaki esitsizlige
karsiyiz" diyebilirler. Eger karsi iseler -zaten karsi olmak durumun-
dadirlar-, o halde yeni bir anayasaya da "evet" demek zorundadirlar.
Cünkü eldeki darbeci mahsulü anayasa, ordunun darbecilik ve cun-
taciligina ve yarginin da siyasallasmasina engel olamiyor ve halk
kesimleri arasinda esitligi saglayamiyor. Bu arizalarin ortadan kal-
dirilmamasi ise, ic catismayi bitirmiyor, sürdürüyor. Bu da, Türk
halkinin huzur ve baris icinde ya$amasini yok ediyor.

Bu yok ediciligin ortadan kalkmasina yardim etmeyen veya karsi
koyan siyasetciler ise, kendilerini otomatikman "huzur ve barisin
düsmanlari" olarak devreye sokmus oluyorlar.

Eger o mâlûm siyasetciler bu düsmanliklarina son vermezlerse,
halk cogunlugu onlarla uzlasmak zorunda kalmaz. Demokrasinin
ilkesi olarak istedikleri anayasayi -referandum yoluyla- yaparlar.

Iki muhalefet liderinin ve partilerinin varligi, Türkiye'ye ve halkina iyi-
lik etmek olabilir ancak. Eger: "Biz, Türkiye'nin ve halkinin partileri-
yiz" diyorlarsa, bu iyiliklerini yapmalidirlar. Bu iyiligi yapmada kor-
kulacak bir sey de yoktur. Cünkü yeni bir anayasadan istenen sey-
ler: Yargi ve Ordu'nun vesayetciligine -demokrasinin geregi olarak-
son vermek ve hak ve hürriyetlerin kullaniminda halklar arasi esitligi
gerceklestirmektir.

Eger bu gerceklestirmeye Baykal ve Bahceli ve partileri engel olma-
ya devam ederlerse, onlarin bu halki catistirmaciligi karsisinda "ba-
ristiran bir anayasa" isteyen halk, gelecek secimlerde iki muhalefet
partisini bitirecektir. Yani MHP ve CHP'nin oylari yariya düsecek ve
büyük bir ihtimalle secim barajinin altinda kalarak parlamentoya bi-
le giremeyeceklerdir.

Ayrica secim baraji da düsürülmemis olacagindan AK Parti yeni-
den secilip, iktidarini sürdürecektir.

Bunlardan baska; bütün dindar ve demokrat subaylari $u an tasfi-
ye etmis bulunan ve ici cuntaci ve darbecilerle kaynayan Türk Si-
lahli Kuvvetleri, bu haliyle ancak CHP'lilerin güvencesi olabilen ve
onlarin disindaki halk cogunlugunun ise düsmani vaziyetinde bulun-
dugundan, bütün demokratlar, ordudan gelebilecek darbe tehlikele-
rine karsi silahlanip kendilerini korumak zorunda hissedeceklerdir
ve hissetmektedirler. Tabii bu durum TSK'yi, Türkiye'nin ve halkinin
"güvencesi" degil, "tehlikesi" durumuna düsürüyor ve bu hal yeni
bir anayasayla a$ilmadigi müddetce de bu kurum karsimizda bir
"tehlikeli güc" olarak duracaktir ve durmaktadir.

Yargi ise; onun hakim ve üyelerinin yüzde sekseni CHP'li veya Ke-
malist zihniyete sahip bulunduklarindan, halk cogunlugu onlarin ver-
digi ve verecekleri kararlari hukuk disi bulacak ve o kurumu "CHP'
nin hukuk bürosu" olarak görecek, bu da onlarin öfke ve düsmanli-
gini artiracak ve bu artisla da bir eyleme gecmek zorunda kalacak-
lardir.

Baristiran bir anayasanin yapilmasinin engellenmesinin doguracagi
belâlar yalniz bunlardan ibaret degildir. Bir de PKK unsuru vardir.
$u an PKK yönetim kadrosunda bulunan üyelerin ya$lari 50 civarin-
dadir. Ortalama insan ömrü ise 60'tir. Bu hesap karsisinda bulu-
nan PKK'lilar ise, ömürlerinin geri kalan 5-10 senelerini de dagda
veya hapiste tüketmek istememekte ve bunun icin de 1-2 sene gi-
bi cok kisa bir zamanda bir kurtulus beklemektedirler. Bu da, baris-
tiran bir anayasa ile mümkündür. Böyle bir anayasanin yapilisi en-
gellendigi takdirde PKK'lilar, MHP ve CHP'ye savas acmak zorun-
da kalacak ve eyleme gececeklerdir.

Bütün bunlardan cikartabiliriz ki; yeni bir anayasanin yapilisini en-
gellemekte olan MHP ve CHP, kendi kuyularini kazmakta, istikbâl-
lerini söndürmektedirler. Bununla kalsalar iyi. Bir de Türkiye'yi ve
halkini mahvetmektedirler. Bu mahvedis ise, Türkiye'ye büyük bir
ihanettir! Türkiye'yi ve halkini sevenler ise, yapilmasi gerekeni ya-
parak bu ihanetten hemen cikarlar, vatan ve millet severliklerini is-
batlarlar. Bu isbat da; baristiran yeni bir anayasayanin bir yil icin-
de yapilmasina "evet" deyip, bizim tarafimizdan yayinlanmis bulu-
nan "Toplumsal Baris Sözlesmesi"ni, Mart ayinin sonuna kadar
imzalamakla mümkündür.

"Balyoz Darbe Plani" bize neyi gösterdi?

Ordu icinde müslümanlara düsman bir zihniyetin bulundugunu bili-
yorduk. Fakat Balyoz Darbe Plani'ndaki kadar dehsetlisini bilmi-
yorduk! Taraf Gazetesi gözlerimizi acti. Onun desifre ettigi Balyoz
Darbe Plani sayesinde ordu icindeki dehsetli müslüman düsmani
rütbelilerin varligini ögrenmis olduk. Ama bu ögrenim bize: "Ordu
icindeki bu dehsetli düsmandan biz müslümanlari simdi kim koru-
yacak" sualini sorduruyor. Evet, "bizi kim koruyacak"? Bundan
sonra bu orduya nasil güvenebiliriz?

Orduya güvenebilmemizin bir tek yolu var. O da: "Bitirme", "Kafes-
leme" ve "Balyozlama" darbe planlarina istirak etmis bütün rütbe-
lileri ordudan tasfiye etmek. Fakat Genelkurmay bu tasfiyeyi yap-
maya yanasmiyor. Hükümet de bu konuda Anayasa Mahkemesi
ve Muhalefet tarafindan aciz birakiliyor. Ama Hükümet, Genelkur-
may ve Muhalefet anlasarak gerekeni yapmazlarsa, BIZ HALK'i
koruyacak tedbirleri kendimiz almamiz gerekecektir. Bu gerekli-
gin geregi olarak da: Askerdeki genclerimizi geri cagiralim ve on-
larin askere gitmesini engelleyelim. TSK da kendine parali asker
bulsun! Bulsun da, eger onlar da BIZ HALK'a karsi kullanilacak o-
lursa, bu halde devlete vergi vermeyi de kesmemiz lâzim!

Bu planimiza ne dersiniz, sayin Ordu, Hükümet ve Muhalefet yet-
kilileri?

Görüyor musunuz, orduda cuntacilari himaye etmenin ve onlari
desteklemenin sonuclarini?

Simdi söyleyin! Genclerimizi askerden geri cagiralim mi? Onlarin
askere gitmesini önleyelim mi?

Ama cabuk karar verin!

Siz kararinizi verinceye kadar biz baska bir noktaya daha temas e-
delim ve soralim:

"Anayasa Mahkemesi'nin askeri yargi kararinin sonuclari ne olacak-
tir?"

Anayasa Mahkemesi, askere sivil yargi yolunu acan yasa düzenle-
mesini iptal etti. Bu iptâl karari, ordu icindeki cuntacilari bayram et-
tirmistir. Cünkü bu kararla ordudaki bütün darbe calismalari, ceza-
dan ve sorusturulmaktan kurtuluyor. Cünkü bugüne kadar Askerî
Yargi hic bir cuntaciyi cezalandirmamistir. Aksine onlarin daima hi-
maye edildiklerini gördük. Meselâ "Bitirme", "Kafesleme" ve "Bal-
yozlama" cuntacilari. Bunlar görev(!)lerine halen devam etmektedir-
ler!

Bu görevli millet düsmanlarina karsi simdi BIZ HALK ne yapalim?

Eger Ordu ve Hükümet üzerlerine düsen görevi yerine getirmezler-
se, BIZ HALK'in bütün demokratlarina da, silahlanmaktan baska
care kalmiyor. Ne yapalim? Silahlanalim mi? Eger silahlanirsak,
bu bizim icin me$ru bir i$ olacaktir. Cünkü ortada darbecilere kar-
si bizi koruyacak bir ordu yok. Aksine, orduyu ele gecirmis ve bizi
mahvetmeye hazir, pusuda bekleyen millet haini darbeci ve cunta-
cilar var! Buna karsi silahlanmaktan baska caremiz var mi? Elbet-
te yok!

I$te Anayasa Mahkemesi'nin, askerin sivil mahkemede yargilanma-
sini engelleyen kararinin sonucu budur! Bu sonucla Anayasa Mah-
kemesi; darbeci ve cuntacilarin, ceteci ve CHP'lilerin hizmetkâri du-
rumuna düsüyor. Bu düsüs kabul edilebilir mi? Asla kabul edilemez!
Öyleyse, bu mahkemeyi ya lagvedelim, ya yüzde doksani CHP'li o-
lan üyelerinin yarisini demokrat üyelerle degistirelim, ya da yeni bir
anayasa ile onu demokratik bir hale sokalim. Yoksa bu mahkeme
de, ordu icindeki cuntacilar gibi, "millet düsmani" bir kurum olarak
karsimizda duracak ve milletin düsmanligiyla karsilasacaktir ve kar-
silasmaktadir.

Bu asimetrik karsilasma ise, hem orduyu, hem de devletin kurumla-
rini zaafa ugratmaktadir. Bu ugratilis ise ancak PKK'nin ve Türkiye
düsmanlarinin i$ine yarar.

Ey Genelkurmay! Darbecilere hakkettigini vermeyip himaye ederek
kime hizmet ettiginin farkinda misin? Yaptiklari darbe faaliyetleriyle
ordu ile milleti karsi karsiya getirmekte olan cuntacilar, vatan ve mil-
lete ihanet etmiyorlar mi? Siz de onlari koruyacak olursaniz, ayni
onlar gibi vatan ve millet haini olmaz misiniz? Öyle ise uyaniniz ve
gerekeni yapiniz!

BIZ MILLET, bizi koruyacak bir ordu istiyoruz. Bizi mahvetmeye
calisan bir ordu ise, yok olsun!

Not 1: Bütün bu sözlerden anlasilmalidir ki; yeni bir anayasa iste-
mek, TSK ve Yargi'ya degil, onlar icinde bulunan cuntacilara karsi
bir savastir. Ve bu savasimiz, o kurumlarda tek bir cuntaci kalma-
yincaya kadar devam edecektir.

Not 2: Ogullari askerde bulunan bütün demokrat aileler, cocuklari-
na $u mesaji cekmelidirler: "Ordunun herhangi bir darbe kalkisma-
si karsisinda üstlerinize itaat etmek zorunda degilsiniz. Bu itaat-
sizliginiz, me$ru bir harekettir ve hakkinizdir. Böyle bir durumda
askeriyeyi hemen terkedin veya darbecilere karsi mücâdeleye
girisin. Darbecilere teslim olmayin."

Not 3: Millet düsmani cuntaci Cetin Dogan'in demokratlara karsi
yaptigi meydan okumalarini nefretle protesto ediyor, onun saldirgan
beyanlarina medyada yer acan televizyonculari da kiniyoruz!

Not 4: Ergenekon Terör Cetesi destekcisi Sabih Kanadoglu ve CHP'
li Anayasa Mahkemesi Üyeleri ve AK Parti'yi kapattirmak icin cirpi-
nan Savci Abdurrahman Yalcinkaya kesinlikle bilsinler ki; AK Parti'
yi "darbe anayasasi"yla yargilamaya calisanlar, Türkiye'nin en bü-
yük fa$ist ve diktatörüdürler! AK Parti'yi iktidar yapmis bulunan BIZ
MILLET, onlarin lânet fa$izm ve diktatörlügüne teslim olmayacagiz!

DARBE ANAYASASINI MILLETE DAYATAN FA$ISTLER
YOK OLSUN!


Zaman: Yeni Cag'in onu, Ocak sonu.
Mekan: Avrupa.
Makam: Uyandirma.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: