Freitag, 15. Januar 2010

"F TİPİ"SİZ DEMOKRASİ VE SİYASET OLMAZ

"F TIPI"SIZ DEMOKRASI VE SIYASET OLMAZ

hakta uzlasanlari seven ALLAHin adiyla

"F Tipi"ne gelmeden önce muhalefetin "erken secim talebi"ni tarti-
salim.

Bildiginiz gibi, muhalefet partileri "erken secim" istiyor. Iyi de, er-
ken secim neyi degistirecek? $u an erkenden secime gidilecek ol-
sa, secim anketi verilerine göre iki muhalefet partisinin toplam oy
orani yüzde 35. Iktidar partisinin oy orani ise; yüzde 40. Yani iki
muhalefet partisi olan CHP ve MHP, secimi kaybetmis olarak cika-
caklar. Simdi $u soruyu soralim: Secim günü gelip bu iki parti tek-
rar sandiga gömüldügünde ne olacak? Rahat mi edecekler?

Rahatsizliklari daha da artacak?

Bu durumda ne yapalim? Iktidar partisine oy veren halk cogunlugu-
nu mu yok edelim?

Evet, sayin muhalifler ve muhalefet liderleri! Erken secim isteyebi-
lirsiniz. Ama bu istekte bulunurken öyle cok önemli bir nedeniniz
olmali ki, talebiniz memnuniyetle karsilansin. Meselâ $u soruya
bir cevap veriniz: Iktidara geldiginizde "Kürt Sorunu"nu ve Kur'anli-
larin "Kamusalalan Sorunu"nu nasil cözeceksiniz? Projeniz nedir?
Siz bize, bu sorunlari cözecek öyle bir proje gösteriniz ki, biz de:
"Tamam! Bu projeler Türkiye'nin sorunlarini cözer" diyelim ve he-
men secime gidip, sizi iktidar yapalim. Haydi, projeniz nedir, gös-
terin bize!

Olumlu bir sonuc alamayacaginiz bir secimi istemenizde size bir
hayir yoktur. Bu milleti bosuna yormayin! Ama secim vakti geldi-
ginde bunu engelleyecek bir fa$ist iktidar da yoktur karsinizda. Se-
cime mutlaka gidilecektir. Iktidar partisi de "ben secim istemiyo-
rum" demiyor.

Ey Türkiye!

Biz Millet'in bir parcasi; "Türkiye'nin sorunlarini cözmeye haziriz"
dediklerinde, iki muhalefet partisine oy vermeye ve onlari iktidar
yapmaya haziriz. Bunun icin de onlara "baris" teklifinde bulunduk.
Fakat onlar; "barisa evet", Türkiye'nin iki büyük sorununu cözmeye
evet" diyemiyorlar. Dedikleri sadece $u: "Erken secim istiyoruz".
Neden böyle diyorlar? Cünkü ellerinde, Türkiye'nin sorunlarini cöze-
cek saglam bir projeleri yok. Fakirligi ve issizligi ortadan kaldiracak
ve ekonomiyi daha iyi noktalara götürecek mucize bir formülleri de
yok. O halde ellerindeki bu yoklarla nicin secim istiyorlar ve iktidar
hayalleri kuruyorlar? Iktidara gelseler ne yapacaklar? Ancak $unu
yapabilirler: AK Parti iktidarinin kapattigi ceteleri, cuntalari acmak,
Ergenekonculari özgürlüge kavusturmak ve -28 $ubat'ta oldugu gi-
bidevletin hazinesini hortumlatmak. Ve bir de; "ceteleri, cuntalari
nicin kapattin; Ergenekon üyelerini nicin mahkûm ettirdin" diye,
AK Partililerden hesap sormak! Baska yapabilecekleri bir sey var
midir?

Yoktur! Cünkü, Türkcü bir parti, "Kürt Sorunu"nu cözemez. Dindar-
lara dost olamayan ve Türkiye'nin dindarlasmasindan ödü kopan
sözde halkci bir parti de, Kur'anlilarin "Kamusalalan Sorunu"nu cö-
zemez. Geriye yapabilecekleri ne kaliyor? Hic! Bir hic icin secim
ve iktidar istenir mi? Onlar istiyor! Cünkü, belki yarginin pencesin-
deki Ergenekoncu dostlarini kurtarabilirler! Bir de iktidarin nimetle-
rine erebilirler! Tabii halk onlara gecit verirse...

Bütün bu olumsuzluklara ragmen sorunlari cözmeyi kabullendikle-
rinde biz onlara bir sans tanimak istiyoruz. Ve baris teklifimiz,
Mart ayinin sonuna kadar gecerlidir. Bu tarihe kadar "Toplumsal
Baris Sözlesmesi"ni imzalamadiklari takdirde AK Parti iktidarini
tekrar iktidara getirmekten baska caremiz kalmayacak ve onlar da
böylece iktidar trenini kacirmis olacaklardir.

AK Parti iktidarina "sivil fa$ist" diyenler, sözlerine dikkat etmeli ve
sivil fa$izm'in hangi tarafta durdugunu iyi görmelidirler. Görmek i-
cin de simdi iyi bakiniz:

AK Parti iktidari, muhalefet partilerini mi kapattirdi? Hayir! Bunun
icin dâvâ bile actirmis degil. Aksine, muhalefet tarafindan kendisi
kapatilmayla karsi karsiya kalmistir. O halde sivil fa$izm hangi ta-
rafta duruyor?

Bu iktidar, gazeteleri mi kapattirdi? Hayir! Bugüne kadar hic bir ga-
zeteyi kapattirmis degil. Tam tersine, gazeteleri kapattirmaya ve
yazarlari tutuklattirmaya calisan ve onlari "akredite öteki" ilân edip
basin toplantilarina sokmayan, Asker olmustur. Simdi söyleyin,
sivil fa$izm hangi tarafta?

AK Parti iktidari, secimleri mi yasaklatmistir? Hayir! Bununla ilgili
bir calismasi da yoktur. Ama bunlara muhalif olarak, CHP'lilestiril-
mis kurumlarin, halkin egemenligine ve onun sectiklerine karsi sal-
dirilari vardir. O halde simdi söyleyin! Sivil fa$izm hangi tarafta?

AK Parti iktidarina "sivil fa$ist" diyenler, herhalde yönlerini sasirdi!

AK Parti iktidarina "sivil fa$ist" damgasi basmak isteyenler belki
de, Ergenekon cetesi üyelerinin hallerine aciyarak bu damgayi i-
cad etmis olabilirler. Fakat bu cetenin üyeleri gercekten mâsûm
mu? Belki bu ceteyle bilmeden iliski kurmus veya onun tuzagina
düsmüs bir kac mâsûm bulunabilir. Ama bu bir kac mâsûm kimse,
cetenin bütün üyelerini mâsûmlastirmaz. Onlari "mâsûmlar ordu-
su" haline getirmez. Cünkü bu cetenin üyeleri, 30-40 yil boyunca
iktidarlari parmaginda oynatmis ve son yirmi senedir de Türkiye'yi
terörle yönetmis ve terör örgütlerine de yöneticilik yapmis sahislar-
dir. Bunlar nasil mâsûm olabilir? Bunlara nasil "namuslu vatan ev-
lâtlari" denebilir?

Simdi, "F Tipi Siyaset"e gelebiliriz.

CHP'liler, Kemalistler ve laikciler, Gülen Cemaati'nin AK Parti'ye
destek vermesinden rahatsiz oluyorlar. Nicin rahatsiz oluyorlar?
Gülen Cemaati, Türkiye'nin bir parcasi degil mi? Onlarin da oy
kullanma hakki ve istedigini secme özgürlügü yok mu? Elbette
var. Fakat onlar, bunlarin hic birinin olmamasini istiyorlar. Veya
yalnizca kendilerine destek versin istiyorlar.

Kimileri de, Gülen Cemaati'nin partilere destek vermesi yerine,
"parti kurmasini" istiyorlar. Fakat bu cemaat, dinsel faaliyet göste-
ren bir topluluktur. -Oy verme disinda- siyasetle ugrasacak vakitle-
ri yoktur. Particilik yaparak toplumla didisecek lüksleri de olamaz.
Bu durumda onlara, siyaset sahnesinde oylarini kullanma disinda
bir i$ kalmiyor. Oylarini da, kendilerine yakin bulduklari veya Türki-
ye'nin sorunlarini cözeceklerine inandiklari partilere veriyorlar. Oy-
larini, aralarinda anlasarak, fikir birligi yaparak belirli bir partiye ver-
meleri ise, demokrasiye zit olamaz. Böyle yapan bir cok aile, der-
nek, cemaat ve sendikalar var. Alevi Cemaati de oylarini CHP'ye
vermektedir. Biz bundan rahatsizlik duymuyoruz. Cünkü herkes,
istedigi partiye istedigi sekilde oy vermekte özgürdür. Bunun icin
biz, "DISK nicin CHP'yi veya IP'yi destekliyor" veya "Alevi Cema-
ati nicin CHP'ye oy veriyor" diyemeyiz, onlari engelleyemeyiz.

Bir de, Gülen Cemaati'nin parti kurdugunu ve partisinin adinin da:
Gülen Partisi(GP) oldugunu farzedelim. Ne degisir? Cünkü Gülen
Partisi'nin alacagi oy orani: Yüzde sekiz-on'dur. Gülen Partisi bu
orani alirsa, bu halde AK Parti'nin oy orani yüzde otuza düser. Gü-
len Partisi ise, aldigi bu oranla herhalde CHP ve MHP ile degil, AK
Parti ile bir koalisyon kurmak isteyecektir. Ve bugün iktidarda yi-
ne onlar bulunacakti! Ne yapalim? Onlari yok mu edelim? Onlar
da Türk halkinin bir parcasi degil mi? Demek, Türkiye'de F Tipi'
siz demokrasi ve siyaset olmaz.

Eger Gülen Cemaati, farazî partilerinin yüzde on degil de, bunun
a$agisinda oy alacaklari düsünürlerse, bu halde nicin bir parti
kurup da kendilerini aciga düsürsünler? Bir partiyi desteklemeleri
daha akillica degil mi? Bu halde elbette secim baraji yüzde onun
altina düsmeden parti kurmaya kalkmayacaklardir. Dolayisiyla,
"Gülen Cemaati parti kursun" demek, bu cemaate kurulmus bir
tuzak olmaktadir. Tabii Gülen Cemaati de bu tuzaga düsmüyor ve
oylarini gidip AK Parti'ye veriyor. Böylece lüzumsuz parti calisma-
larindan da kurtulmus oluyorlar. (Ayrica bu tablodan, Saadet Par-
tisi'nin, "tuzaga düsürülmüs bir parti" oldugunu da görebilirsiniz.)

Eger siz, onlarin bu yönelisini hazmedemeyip, kabullenemeyip,
onlari yok etmek icin darbecilere siginirsaniz, ordu ile polis catis-
mak zorunda kalir. Eger polis de orduya katilacak olursa, bu sefer
de bu iki güc, Amerikan ordusuyla carpismak zorunda kalir. Bu
carpisma ise, Türkiye'nin üce-dörde bölünmesiyle sonuclanir. Kürt
ve PKK Ergenekonu da -Kürdistanlarina kavusabilmek icin- Türkiye'
nin bölünmesini dört gözle beklemektedir. I$te, Türkiye'nin sorunla-
rini cözmeye yanasmayan ve onun dinine, dindarina düsmanlik e-
den ve baris icin calismayan partilerin kazanacaklari bundan bas-
kasi degildir.

$imdi, nasil bir sonuc istiyorsaniz, ona göre hareket edebilirsiniz.
Secim sizin. Sonuc da sizin!

En iyi secim ise: "Bölünmeyen Türkiye"yi istemektir.

Öyle ise demeliyiz:

YA$ASIN TEK TÜRKIYE! (AMA DEMOKRATIK TÜRKIYE)!

Not 1: Türkiye icinde özerkliklerin bulunmasi, Türkiye'nin bölünmüs-
lügü demek degildir.

Not 2: Türkiye'de tasfiye edilmek istenen nedir? Birileri: "Laikliktir"
diyor. Hayir efendim, dogru söylemiyorsunuz! Tasfiye edilmek iste-
nilen; laiklik degil, "totaliter laiklik"tir. Yani "laikcilik"tir. Totaliter la-
iklik gidince, "demokratik laiklik" kalir. Halkinin yüzde doksani
Müslüman ve yüzde otuzu da dindar olan bir ülkede de ancak "de-
mokratik laiklik" ya$ayabilir. Totaliter bir laikligin ise, Türkiye'de ya-
$ama hakki yoktur. Haksiz olan gidecek, gitmezse; tasfiye edile-
cektir. Cünkü: Müslümanlari esir almis bir laiklik, Türkiye'de ya$a-
yamaz. Türkiye halki, yüzde yirmilik laikcilerin keyfine göre de yö-
netilemez. Türkiyeli müslümanlar ancak Avrupa ve Amerika'da uy-
gulanmakta olan bir laiklige razi olabilirler. Bunun icin laikci sivil
fa$izm bitecektir, bitirilecektir! Seksensekiz yildir laikci sivil fa$izm-
in esiri olarak ya$amis Kürtler ve Kur'anlilar, bu esaretlige daha
fazla katlanamazlar. Üzerlerine kapatilmis olan laikci fa$izm kafe-
sini mutlaka parcalayacaklardir. Bu parcalamayi da simdi "demok-
rasi" ile yapmaya calismaktadirlar. Demokrasinin sökmedigi yerde
ise, ihtilâl kacinilmaz olur. Ihtilâl istemeyenler, barisa razi olmak
zorundadir.

Not 3: Türkiye'deki "sagcilik"-"solculuk" kavramlarinin yenilenmesi
gerekiyor. Bu yenilenme ise $öyledir:

"Sagcilik", iyilik icin calismaktir. "Solculuk" ise, "kötülükcü olmak"
degil, "kötülüge karsi savasmak"tir. Marksist ve Leninist sol, baski
ve sömürüye karsi savasiyordu. Simdi bu sol bitmis bulunuyor. Kö-
tülüklere karsi savasan sol'un yerini ise; dindarlar, demokratlar ve
liberaller almis bulunuyor.

Adresimiz: www.kuranisthaber.blogspot.com

Zaman: Yeni Cag'in onu, Ocak ortasi.
Mekan: Avrupa.
Makam: Mücâdele.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: