Sonntag, 4. Januar 2009

HÜSEYİN AVDIÇ ATEİSTLERE CEVAP VERİYOR!

HÜSEYIN AVDIC ATEISTLERE CEVAP VERIYOR!

(Bu bildiri, yazarimiz Hüseyin Avdic'in, mustafaakyol.org
sitesinde ateistlere verdigi cevaplardir.)

gercekleri gösteren ALLAHin adiyla

Hakaretlerine hâlâ son vermeyen ateiste cevabimdir:

Evrenin yaraticisi degilsen, demektir ki; sen bir yaratiksin.
Görünmez Tanri'ya inanmazsan, akilsiz atomu Rab yapacaksin.
Bunu da kabul etmezsen, seytandan baska ilah bulamayacaksin!

Sonucta ya seytana kul olacaksin, ya da kendine tapacaksin.
Ya Kur'ana inanacaksin, ya da aklina göre bir din uyduracaksin.
Böylece kâinatin yaratilis, ya$atilis ve yönetilis hakikatlarini ezip
gecmis olacaksin. Bu ezip gecmeyle de evreni sahipsiz sayip ken-
dine mülk yapacaksin ve onu bol bol sömüreceksin. Cünkü nasil
olsa sahipsizdir! Nasil olsa ona sahiplik edecek ve onu senden
baska sömürecek akilli bir varlik yoktur! Bu sömürünün ardindan
da mezara girip toprak olacaksin ve hic kimse senden bu sömü-
rünün, bu emperyalistligin hesabini sormayacak! Bu inanclarla da
sana "insan" denilecek öyle mi? Yuf olsun senin insanligina! Ben
istemem böyle bir insanlik!

Avrupa ve Amerika belki dünyanin yarisini sömürüyordu. Ama
siz ateistler; komünizminizle, sosyalizminizle, materyalizminizle,
darwinizminizle, naturalizminizle ve tanritanimazliginizla bütün
kâinati sömürdünüz. Ve halen sömürmeye devam ediyorsunuz.
Bu mânevî sömürünüzle Avrupa ve Amerika'yi da sömürmüs
oldunuz. Bu sömürülerinize hâlâ bir son vermeyecek misiniz?
Hâlâ insanliga gecmeyecek misiniz? Siz önce kendi cirkinliginize
bakip hâlâ güzellesmeye calismayacak misiniz? (Zencileri tenzih
ederim) onlarin karaligindan daha kara olan siyahliginizi agartma-
ya calismayacak misiniz?

Bu calisma icinde olmayan ve Allah'i inkârlariyla kâinatin anlamini
yakan, yikan ve hiclige savuran ve üstelik sözde "insan" ismini alan
varliklari, "kâinatin en büyük emperyalistleri" olmaktan baska bir
sey olarak görmem mümkün degildir.

Not: (Anonymus'un sorularina daha sonra cevaplamaya calisa-
cagim.)

Hüseyin Avdic

***

Anonymus Bey,

"Biz ateizm'de nimet, fayda bulduğumuz için ateist değiliz" demis-
siniz.

Tanrisizliga inanmak, "fayda ve zarari olmayan seylere tapmak"
gibidir ve puta taparligin modern seklidir ve bu da, "hice tapar-
lik"tan baska birsey degildir. Insan kendini bu bo$ inanctan, ger-
cek Tanri (Allah)in indirdigi Kur'an hakikatlariyla kurtarmaya
calismalidir.

Eger Tanri, insanin ruhunu yaratip: "Seni Ben yarattim ve Bana
ibadet etmeni istiyorum" deseydi ve o anda seytan da insan ruhu-
nun yaninda olsaydi, insan seytanin dürtüsüyle: "Yaratmasaydin!"
ve varliktan önceki yoklugunu unutup: "Yaratirken benden izin
aldin mi? Ben sana kul olamam!" diyecekti. Bu sözler karsisinda
Tanri da: "Eger Bana kul olursan, seni ebedî cennetime koyarim.
Yok, seytana kul olursan, sonsuz cehenneme atarim" diyecekti.
Tanri'nin bu ceza ve mükâfâti karsisinda da insan büyük bir ihti-
malle faydali olan $ikki sececek, zararli olandan da kacacakti
Faydasiz seylere inanan insanlara ben "akilli insan" diyemem. Za-
rarli seylere inanan insanlara da herhalde (sizi tenzih ederek söy-
lüyorum) "aptal" veya "deli" deriz.

Biz Kur'anlilar, Tanri'nin var oldugunu hem düsünüyoruz, hem i-
naniyoruz. Bu inancimiz da, arastirmasiz bir inanc degildir. Ama
halk cogunlugunun arastirmasiz inanci da, "gercek disi" bir inanc
degildir. Cünkü onlarin inancinin gercekligini (veya gerceksizligini)
tasdik eden âlimler ve evliyalar vardir. Hem insan sadece akildan
ibaret bir varlik degildir. O insanin bir de "kalbi" vardir. Kalb de,
sezgi ve ilham yoluyla aklin göremedigi bir cok seyi görebilir ve
bilebilir. Bunun icin siradan halk öyle uzun arastirma ve inceleme-
lere gerek ve ihtiyac görmeyebilir. Peki, "Tanritanimazlarin kalbi
yok mu?" Onlarin da var. Fakat onlar ya kalplerini i$letmiyorlar,
ya da inanmamaya sartlanmis olduklarindan kalpleri körelmis du-
rumdadir.

"Ama bir yetişkin olduğumda, çocukların niçin açlıktan, hastalıktan,
depremden kırıldıklarını, niçin sakat doğabildiklerini sorgular oldum.
Kutsal metinler bunlara cevap veremiyor" diyorsunuz.

Aclik, kitlik, depremlerin sebebini Kur'an aciklamis ve onlarin "bir
sinama" oldugunu ve "bu felâketlere sabredenlerin ödüllendirilece-
gini" bildirmistir.

"Sizin inancınız kanıta dayalı değil; kalbinize, yani duygularınıza
dayalı. Bana, somut kanıt yokken, duyguya dayalı inancın aklı
kullanmaktan daha 'iyi' olduğunu kim söyleyebilir?" demissiniz.

Bunun ziddini da biz size sorabiliriz!

Inancimiza kanit olarak Kur'an, kâinat ve akil bize yetiyor. Ben i-
nanmak icin bilim'den onay bekleyemem. Cünkü bilim, "aklin, bil-
mediklerini bilmeye calisma eylemi"dir. Bu eylem de kiyamete ka-
dar sürebilir ve aklin gücü de sInirlidir; madde ötesini göremez,
bilemez. Onun bu körlügüne ve gücsüzlügüne ancak Tanri bilgisi
yardim edebilir ve onun elinden tutabilir. Bu elden tutma olmazsa,
akil bir hictir, bilgisi olan Bilim ise yetersizdir.

Allah'in varligini, O'nun yardimi olmaksizin bulmada yetersiz olan
bir bilim ve akildan ben, "somut kanit" bekleyemem. Beklersem,
buna ömrüm yetmez. Oysa ben ölmeden önce varligimin nicinini
ve kime aitligimi bilmek isterim. Kur'an da bunu bana sagliyor.
Kalbim de Kur'ani sezgi ve ilhamla tasdik ediyor, onayliyor.

Kur'an: "Aklinizi kullanin, kafanizi calistirin" diyorsa, bunun ziddi
olarak "sorgulamamayi emretmesi" düsünülemez. Insan mesru o-
lan herseyi sorgulayabilir. Ama akli a$an (meselâ: Tanri'nin zatini
bilmek gibi) noktalarda insanin soru ve sorgulamalari, "haddini
a$mak" olur ve birsey elde edemez. Fakat insan bu merakindan
dolayi kinanamaz ve günahkâr olmaz. Ancak Allah'a yakismaya-
cak (O'nun oglu, kizi oldugu gibi) nitelemelerde insan hataya dü-
ser, hatasindan dönmediginde de sorumlu olur.

Ama Kur'anda gecen: "Bilmediginiz bir seyin pesine düsmeyin"
seklindeki sözleri kasdederek "sorgulamanin yasaklandigini" iddia
ediyorsaniz, o ayetin, ateistlerin yorumladigi gibi anlasilamayacagi-
ni bilmeli ve bizim gözümüzle yorumlamaya calismalisiniz. O ayetin
bizce yorumu ise: "Yapacaginiz bir i$i bilmeden yapmayin. Yeterli
bilgiyi elde ettikten sonra yapin" demektir. Ama Tanritanimaz din
düsmanlari bunun tam ziddini iddia ediyorlar. Onlarin Kur'an yoru-
mu(!) da kabul edilemez. Önce Kur'anli uzmanlarin yorumunu din-
lemek gerekir.

Siz ateistler, gercek inanca ulasmada sadece akli rehber tutuyorsu-
nuz. Biz Kur'anlilar ise, aklin yaninda kalbi de aliyoruz. Yani din ve
bilimi birlestirerek yolumuzu genisletiyor ve i$igimizi cogaltiyoruz.
Bunun icin cok genis ve cok aydinlik bir caddede yürüyor ve hede-
fe varabiliyoruz. Ateistler ise yalnizca akil ve onun ürettigi bilimle
yol almaya calistiklarindan, dar ve karanlik bir yolda yürümek zo-
runda kaliyorlar ve karsilarinda cikmaz sokaklari buluyorlar, sapi-
tiyorlar. Bu sapitmayla da bin bir türlü ideoloji üretiyor ve binler
belâya ugruyorlar. Bu belâlara ugramamak ve onlardan kurtulmak
icin aklin yanina kalbi, bilimin yanina da dini koymaktan baska
care yoktur. Aksi halde bilim ve akli terkedenler yobazliga, din ve
kalbi terkedenler de sapikliga düsmekten kurtulamazlar, kurtula-
madilar. Kurtulmak isteyenler: "Yoktur din ve bilimi birlestirerek
yürümekten baska cikar yol" demek zorundadirlar.

Hüseyin Avdic

***

Ateist Umut!

(Hitabima kizmayin, cünkü ateistsiniz. Alayli ve hakaretli
ifadeleriniz karsisinda baska bir hitap bulamadim. Siz de
bana "Kur'anist" diyebilirsiniz.)

"Evrenin yaratıcısı değilim. Bir canlı organizmayım. Benim
yaratıcı olmamam, bir yaratıcı olması gerekliliğini doğurmaz."
demissiniz.

"Bir yaratici olmasi gerekliligini dogurmaz"mis! Nicin dogur-
mazmis? Cünkü sizin Kur'ansiz akliniz kâinatin tek hakimidir.
Onun üstünde daha bilgini veya herseyi bilen Tanri gibi bir
kuvvet yoktur! Olmadigindan da baska önermeler bâtildir,
gercek dIsidir!

Halbuki "yaratik varsa, Yaratici da olabilir" ihtimalini elde
tutmaniz ve tek tarafli hareket etmemeniz gerekirdi... Ama
siz, inancsizliga sartlanmis oldugunuzdan ikinci ihtimali bas-
tan inkâr ediyor ve hakikattan sapiyorsunuz.

Cünkü elinizde, Allah gibi bir Yaratici'nin olup olmadigina
dair kesin bir bilginiz yoktur! Ama bizim hic degilse Kur'ani-
miz ve onun dogruluguna kanaat getirebilecek bir vicdanimiz
vardir.

"Gercegi bulmada tek yol bilim ve akildir" dediginiz müddetce
hakikata ulasamayacaksiniz ve ulasamazsiniz!

Hüseyin Avdic

***

"Umut" Rumuzlu Ateiste Cevap!

"Birincisi; yokluğun kanıtı olmaz. Birşeyin var olduğunu
iddia edenler kanıt göstermek zorundadır." demissiniz.

Eger "yoklugun kaniti olmaz" derken: "Tanri bir yoktur.
Yok olan icin kanit göstermek zorunda degilim" demek
istiyorsaniz, yaniliyorsunuz! Cünkü ortada, i$leyen bir
kâinat vardir. Bu da pekâlâ Tanri'nin varligini göstere-
bilir. Ama siz bunu, O'nun yokluguna delil(!) yapiyor-
sunuz. Biz ise, "varligina" delil yapiyoruz; "eser ustasiz
olmaz" diyoruz. Siz ise; "sizin [eser] dediginiz sey, ken-
di kendine tesadüfen olmustur; Tanri manri yoktur. Ol-
saydi, göz ile görülürdü. Görülmedigine göre, yoktur!"
diyorsunuz. Biz de bu durumda mantikî delili birakip
vahyî ve vicdanî delil olan Kur'ani gösteriyoruz. Siz,
bunu da kabul etmiyorsunuz!

"En nihayetinde inanıp inanmamak bir tercih işidir ama
işin içine vicdanı katıp duygu sömürüsü yapmayın lütfen"
demissiniz.

Maksadim "duygu sömürüsü" yapmak degil. Mantikî
delilleri reddettiginizi bildigim icin kisa yoldan "ikinci
delilim Kur'andir" demek istedim.

"Evrensel sonuçlara ulaşabileceğiniz tek materyal man-
tıktır. O yüzden İslamiyeti ya da diğer dinleri mantıkla
değerlendirmelisiniz" demissiniz.

Eger insan sadece akildan ibaret bir varlik olsaydi,
sizin bu MANTIKinizi kabul ederdim. Ama insanin
bir de "KALP"i var. Bu kalbin de bin türlü mânevî
ihtiyac ve istekleri var. Siz de bu istekleri görün. Ve
onlari "MANTIK"la karsilayamayacaginizi kabul edin.
Yani kalbin isteklerini mantik doyurmaz.

"Hiçbir insan vicdanının İslamiyet de dahil hiçbir dine
inanmayı emredecek kadar katılaşmadığını sanıyorum"
demissiniz.

Bu sizin bir "saniniz" olmaktan öteye gidemez. SANI ise,
gercegin yerini tutamaz. Vicdan, dine inanmakla katilas-
maz; inanmamakla katilasir.

Özetle, verdiginiz cevapta hakli oldugunuz noktalar var-
sa da, ateizminizi hakli bulmuyorum ve sizi haksizlik icin-
de görüyorum. Allah'i inkârinizi da bir "zulüm" olarak
kabul ediyorum! Keske bu zulmünüzden kurtulabilseniz!

Hüseyin Avdic

***

Tuncay Bey,

Ben de tesekkür ederim...

Asagidaki sözlerim herkese:

Belki de bir kac gün sonra terkedeceksin $u güzel dünyayi.
Din degilse nedir, ya$amakta oldugun hayatin anlami?
***
Demelisin:

"Dünyali ol hep" dersen, olamam; cünkü hep dünyada kalamam.
Madem kalamam; o halde âhiretsiz olamam, dinsiz kalamam!

Hüseyin Avdic


Zaman: Yeni Cag'in dokuzu, Ocak ba$i.
Mekan: Avrupa.
Makam: Hak ve Hakikat.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: