Samstag, 7. November 2020

AVRUPA BİRLİĞİ'NE MACRON'LA İLGİLİ UYARI!

AVRUPA BİRLİĞİ'NE MACRON'LA İLGİLİ UYARI!

peygamber Muhammed'e hakareti yasaklamış olan tekTANRInın adıyla

Bu bildirimizle Avrupa Birliği üyelerini uyarmak istiyoruz. 

Sayın Avrupa Birliği Üyeleri! Bildiğiniz gibi Fransa Cumhurbaşkanı Macron, İslâm Peygamberi Muhammed'e hakaret edilmesine izin vererek, yani ona hakaret ettirerek çok büyük bir suç işledi ve bu suçla Fransa'da terörün önünü açtı. Meydana gelen terör sonucunda suçlu-suçsuz onlarca insan katledildi. Bu katliamlara rağmen Macron işlediği suçu "ifade özgürlüğü"ne sığınarak sona erdirmiyor. 

Fakat onun dayandığı sığınak, haklı bir sığınak değildir. Çünkü Muhammed Peygambere hakaret, ifade özgürlüğü değil, dine ve inanca saldırıdır. 1.7 milyar müslümana yapılan bu saldırı kabul edilemez. Çok büyük suç olan bu saldırının bir cezâsı vardır. Avrupa'da bir şahsa hakaretin cezâsının ne olduğunu tesbit ederek 1.7 milyar müslümana hakaret ettiren Macron'a verilecek cezâyı bulabilirsiniz. Bu cezânın ona verilmesi gerekiyor. Siz de onun cezâsını vermelisiniz. Eğer siz bu cezâyı vermezseniz, başka birisi bu cezâyı verebilir. Bu cezânın verilmesini istemezseniz, Macron'a geri adım attırınız ve ona bütün müslümanlardan özür diletiniz, hesap kapansın. Eğer gerekli özür gelmezse ve Muhammed Peygambere hakaret devam ettirilirse, hesap açık kalır ve bunu da başka birileri kapatmak ister. Eğer bir müslüman ortaya çıkıp da Macron'a cezâ keserse, "Macron suçsuzdu" dememelisiniz. Çünkü Macron suçsuz değildir. 

Çünkü Muhammed Peygambere Hakaret ettirmek bir suçtur. Çünkü bu suç, "ifade özgürlüğü" değildir. Eğer bu suç ifade özgürlüğü olarak kabul edilecekse, o zaman Macron'a da hakaret ifade özgürlüğü olarak kabul edilmeli. Fakat Macron bunu kabul edemez. Macron bunu kabul etmeyeceği gibi, eşcinsellere ve yahudilere hakaret edilmesine de izin veremez. Macron'un yönetimi, Holokost'u inkâr etmeyi de yasaklamıştır. Hani nerede ifade özgürlüğü? Eğer Muhammed'e hakaret serbest olacaksa, Tanrı'ya isyan içinde olan eşcinsellere ve masum Filistinlileri katleden Yahudilere hakaret de serbest olmalı ve onlara hakaret suç sayılmamalı değil mi? Madem onlara hakarete izin verilmiyor, o halde Muhammed'e hakaretin de yasak olması gerekmez mi? Elbette gerekir! Siz de bu gerekliği sağlamalısınız. Eğer bunu sağlamazsanız, İslâmlı Ülkeler'le aranız  açılır, ticaretiniz çöker, terör fırsat bulur ve savaş kaçınılmaz olur. 

Aleyhinizde olacak bütün bu olumsuzlukları kabul edemezsiniz değil mi? O halde gerekeni yapınız, dostluk ve ticaret devam etsin. Biz müslümanlar; İsa'ya, Musa'ya ve Muhammed'e hakaret edenleri dost kabul etmiyoruz. Müslüman Dünya ile dostluk istiyorsanız, ne yapacağınızı ve ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz demektir. 

Dostluğunuzu bekliyoruz!

İmza: Mehdiyet Makamı.


Not 1: Avrupa Birliği, Macron'un özür dilememesine rağmen Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin Fransa'yla dostluk ve ticarete devam etmesine aldanmamalıdır. Çünkü bu iki ülkenin yönetimleri Müslüman Dünya'ya ve halklarına ihanet içindedir. İhanet gören müslüman halklar, o hain yönetimlerden yakında hesap sorar ve onları devirir ve devirecektir. 

Not 2: Masum Filistinlileri katleden yahudiler ve Tanrı'ya isyanda olan eşcinseller, (ifade özgürlüğü kapsamında)Tanrı Elçisi olan Muhammed'le eşitlenemez. Fakat Fransa yönetimi isyankâr eşcinselleri ve katliamcı yahudileri Muhammed'in üstünde tutmaktadır. Bu tutuşla da en büyük alçaklığı yapmaktadır. Bu alçaklığı reddediyoruz!

(Katliamcı israillilerin Filistinlilere yaptığı kötülüklere ve İsrail devletine taraf olmayan yahudiler dostumuzdur.)

Not 3: Avrupa yönetimlerini; Muhammed Peygamber'e hakaret ettirerek bütün müslümanlara saygısızlık etmekte olan Fransa Cumhurbaşkanı Macron gibi olmamayı öneriyor ve ülkelerindeki müslümanlara saygılı olmaya dâvet ediyoruz.

Not 4: Avrupa yönetimlerini uyarmak zorundayız: Eğer Hitlerizme, yani Hitler Almanyası'nın Yahudilere yaptıklarını müslümanlara uygulama yöntemine dönecek olursanız, savaş kaçınılmaz olur. Savaş istemiyorsanız, müslümanlara tuzak kurmaktan, onları ezmekten ve üzmekten vazgeçiniz. Hitler dönemi yahudilerinin ordusu ve askeri yoktu, ama müslümanların yeterli ordusu ve askeri var.

Not 5: Bütün Avrupa yönetimleri şu gerçeği kabul etmelidir: IŞİD terör örgütü islâmist değildir. Eğer IŞİD islâmist olsaydı, önce Muhammed Peygamber'e ve dolayısıyla bütün müslümanlara hakaret ettirmekte olan Macron'u öldürür ve masum insanları katletmekten de uzak dururdu. Hiçbir terör örgütü ve terörist İslâmiyet'te barınamaz. Çünkü İslâmiyet bütün kötülükleri ve haksız öldürmeyi yasaklamış bir dindir. Dolayısıyla IŞİD islâmist değil, sapkınisttir!

(İslâmiyette haksız öldürme suç, haklı öldürme haktır. Fakat haklı öldürme devlete bırakılır. Devletin olmadığı ve hukukun işletilmediği bir yerde haklı öldürme suç değildir.) 

Not 6: Macron, bütün müslümanlardan özür dileyene ve Muhammed Peygamber'e hakarete son verdirene kadar suçsuz değildir. Macron içinde bulunduğu bu suçtan hemen arınmalıdır. Eğer arınmazsa, kızgın bir müslüman ortaya çıkıp onu cezalandırmak isteyebilir. Bu cezâlandırmanın meydana gelmemesi için Avrupa Birliği hukuk yolunu işleterek Macron'un cezâsını kesmeli veya müslümanlardan özür diletmeli ve müslümanların kutsallarına hakaret son buldurulmalıdır. Hukukun işletilmediği bir Avrupa'da, hukuk dışı yollar devreye girer. Onları da Tanrı'dan başkası durduramaz. Avrupa yönetimleri işi bu noktaya getirmemelidir. Avrupa liderleri unutmamalıdır: Kutsallara hakaret, inanca saldırıdır. Bu saldırı asla kabul edilemez!

Not 7: Hakkı, adâleti ve namusu çiğneyen ve çiğneten bir ifade özgürlüğü, özgürlük değil, barbarlıktır. Fransa bu barbarlığını gözden geçirmeli ve ondan çıkmalıdır.

Not 8: Avrupa'da müslümanların çoğalmasından korkan Avrupa Birliği yönetimleri şunu da hatırda tutmalıdır: Yeryüzü toprakları Tanrı'ya aittir. Tanrı'ya ait topraklarda yerleşim hakkı da ilk önce Tanrı'ya teslim olmuş insanlarındır. Bu insanlara kötülük edecek olanlar da karşılarında Tanrı'yı bulur. Evrenin sahibi olan ve İsa, Musa ve Muhammed'i elçi olarak göndermiş bulunan Tanrı'nın da üzerinize doğal bir felâket göndermesinden korkmalısınız. Avrupa, önce Tanrı'ya, sonra da O'na teslim olmuş iyi kullara aittir. Sizler de iyi kul olun ki, Avrupa sizin olmaya devam etsin.

Not 9: Avrupalılar ve ihtiyarlaşan Avrupa, Avrupa'daki müslümanların varlığından ve çoğalmasından korkmamalıdır. Çünkü Avrupa'nın geleceğinde şunlar vardır: Önce Amerika Avrupa Birliği'ni yıkacaktır. Bu yıkılışla Avrupa zayıflayacaktır. Avrupa zayıflarken Amerika da 5-10 yıl içinde gücünü ve dünya liderliğini kaybedecektir. Amerika dünya liderliğini kaybettikten sonra Çin ve Müslüman Dünya güçlenecektir. Güçlenen müslümanlar, Çin'i dengeleyecek ve 2030 yılından 2070 yılına kadar yaşlanmış Avrupa'nın koruyucusu olacaktır. 2070'te müslümanlar gücünü kaybedecektir. Müslümanların güç kaybetmesiyle Çin dünyanın tek hâkimi olacaktır. Dünya hâkimi olan Çin de Rusya'yı yanına alarak Avrupa ülkelerini işgal edecek ve Avrupa kıyamete kadar ağır bir komünizmle yönetilecektir. Bu dönemde müslümanlar ve hıristiyanlar dinlerini kaybedecek, komünizm ve dinsizlik insanlığın yeni dini olacaktır. 2123'te de kıyamet başlayacaktır.

Madem müslümanlar ve gelecek sizi çok endişelendiriyor, alın size gerçek gelecek! Şimdi gerçek düşmanınızın kimler olduğunu görebiliyor musunuz?

Not 10: Bu bildiri bütün Avrupa siyasetçilerine, medya ve basınına iletilmelidir.

İmza: Mehdiyet Makamı.


Tanrı tektir. İsa, Musa ve Muhammed tekTanrı'nın elçisidir.


Zaman: Yeni Çağ'ın yirmisi, Kasım başı.

Mekan: Avrupa.

Makam: Hakka dâvet ve uyarı.

Boyut: Muranizm.


Yayınlayan: Avrupa Muranistleri.

                        *   *   *


Keine Kommentare: