Samstag, 6. Juni 2020

EY "ZULÜM 1453'TE BAŞLADI" DİYENLER!

    EY "ZULÜM 1453'TE BAŞLADI" DİYENLER!

      kapalılıkları açan ve açtıran ALLAHın adıyla


Bil ve biliniz ki! En büyük cehâlet, Allah'ı bilmemek-
tir. En büyük gerilik, Allah'a kul olmamaktır. En bü-
yük zulüm ise, nefis ve benliğini Allah üstüne çıkar-
mak veya O'na eş tutmaktır. Öyle ise önce "kim"
olduğunu kendine sorup cehâletten, gerilikten ve
zulümden kurtulmaya çalışmalısın. Çünkü sen bir
"yaratık"sın. Yaratık olan ise, Yaratıcı'sını bilmek
zorundadır. Bilmek zorundadır, çünkü aklın varlığı
bunu gerektirir ve eser ustasız, kitap yazarsız, ülke
başkansız olmaz. Evren kurulurken bir müşahit ola-
rak bulunmadığın için bu gerçeği reddedemezsin.
Reddettiğin takdirde senin iddian da reddedilir, in-
kârın da geçersizdir. Sonra sana, (yaratıcısı sen
olmadığın ve asla olamayacağın) bir hayat verilmiş.
Yani yaşamakta olduğun bir hayat var. Ve bu haya-
tın yuvası olan bir beden verilmiş sana. İşte bu be-
den ve hayat da, Yaşatan'a kul olmayı gerektirir. E-
ğer Yaratan'ı tanıyıp kul olmaya çalışmazsan, bu
takdirde nefis ve benliğini (Firavun gibi) tanrılaştır-
mış olur, zulme düşersin. O halde dikkat et! Zulüm
sende başlamış olabilir. Eğer zulümden gerçekten
rahatsızsan, kendindeki zulmü öldürmelisin. Eğer
fetih istiyorsan, işte sana fetih geldi. Fetih, zulmü
yok etmektir. Bu fethi kaçırmamalısın. Eğer bu fet-
hi kaçırırsan, "zâlim" olarak kalacaksın, "zâlim" ola-
rak öleceksin ve tekrar "zâlim" olarak diriltileceksin.
Zâlim olarak diriltilenlerin hakettiği yer ise, ancak
Allah'ın ateşli hapishanesidir. Bu hapishaneye ise
ancak ölümü öldürebilenler ve tekrar diriltilmeyi en-
gelleyebilenler girmez. Buna gücün yetmiyorsa,
seni Yaratan'a teslim olmak zorundasın. Bu zorun-
luğu yerine getirirsen, tekrar diriltilişten sonraki me-
kânın cennet olur. Cennette de krallar gibi yaşar-
sın. Bu krallığı niçin istemeyesin? Bu krallığı ancak
akıllı olanlar ister ve akılsızlar da reddeder! Gel,
sen akıllı olmayı seç. Hayatının en büyük seçimi
budur. Bu seçimde şeytanın değil, kalbinin ve Kur'
anın sesine kulak ver. "Kazanan" ol, "kaybeden"
olma!

İmza: Mehdiyet  Makamı.


Not 1: Ey başkasındaki zulmü gören, kendindeki
zulmü görmeyen garip insan! Sen kendinin değil,
seni Yaratan'ınsın. Ama seni sebepler, tesadüfler,
tabiat ve madde yaratmamıştır. Çünkü onlarda ya-
ratıcılık yoktur, yaratılmışlık vardır. Yaratılmış olan
ise Yaratıcı olamaz. Çünkü Yaratıcı olmak için; her-
şeye gücü yeten, herşeyi bilen, herşeyi gören, her-
şeyi duyan, ölmesi ve doğması olmayan, herşeye
hâkim, ezelî ve ebedî hayatlı bir Kimse olmak ge-
rekiyor. Bu gereklikler ise tesadüf ve sebeplerde,
madde ve tabiatta bulunmuyor. Onlarda bulunma-
yan tanrısal gereklikler ancak herşeyin sahibi olan
Allah'ta bulunmaktadır. Evrenin ve içindekilerinin
sahibi Allah da Kendini Kur'an ile tanıtmış ve yarat-
tığı herşeyin Sahibi olduğunu o Kitap ile bildirmiş-
tir. Bu bildiri karşısında başka Tanrı aranmaz ve a-
ranmamalıdır. Allah'tan başka Tanrı arayanlar ve
O'ndan başkalarını tanrılaştıranlar sapıtmış olur ve
sapıklıktadırlar. Çünkü tanrılaştırdıkları o şey ve
kimselerin tanrılığını isbatlayamazlar. İsbatı olma-
yan bir iddianın ise geçerliği ve gerçekliği olmaz.
O halde "Allah'tan başka ilah yoktur" demek, göre-
vimizdir. Bu görevi yerine getirmeyenler kendilerini
zâlimleştirmiş olurlar. Bu zâlimleşme de cezâlan-
dırılmayı gerektirir. İşte cehennem de bunun için
yaratılmıştır. Çünkü bu dünyada pek çok zâlim ce-
zâ almadan ölmektedir. Allah'ın hukuku ise bu adâ-
letsizliğe izin veremez ve vermiyor. Bu da ölenle-
rin tekrar diriltilmesini ve hesaba çekilmesini gerek-
tiriyor. Bu gereklik de cehennemin yaratılmasını
gerektirmiştir. Allah'ın hapishanesine düşmek iste-
meyenler önlemini şimdiden almalıdır. Çünkü ölü-
mü öldürmeye gücü yetmeyen zâlimlerin bu hapis-
haneye düşmekten kurtuluşları yoktur. Kurtuluş
isteyen, kendindeki zulmü bitirmelidir.

Not 2: Geçmiştekileri hesaba çekerken şu ölçüyü
iyi bilmemiz gerekir: Bizim geçmişteki ataları yargı-
lama hakkımız yoktur. Çünkü o atalar ölmüştür ve
kendilerini savunacak durumları yoktur. Kendilerini
savunamaz oldukları için de onların "zâlim" olduk-
larına hükmedemeyiz. Çünkü hükümler şartlara gö-
re değişir. Biz ise onların bulundukları şartlarda ya-
şamıyoruz. Onların şartlarında yaşamadığımız için
de vereceğimiz hüküm yanlış olacaktır. Yanlışa ve
haksızlığa düşmekten kurtulmak için de onların he-
sabını Allah'a bırakmak gerekir ve Allah'a bırakılır.
Geçmişteki ataların hesabı Allah'a bırakıldığında
verilecek hüküm şu olacaktır: Eğer o atalar ve pa-
dişahlar evlatlarını ve kardeşlerini ve isyancı halk-
larını Allah hesabına devlet ve milletin geleceğini
korumak için katletmişlerse, cezâ görmeyecekler-
dir. Eğer o katliamları nefis ve şeytanlarının hesa-
bına işlemişlerse, cezâ göreceklerdir. Bu durum,
Atatürk için de böyledir. O halde geçmiştekileri
suçlamayı bırakalım, kendi suçlarımızla uğraşalım.

Eğer siz bir dinsiz ve ateistseniz; Allah'a ve âhirete,
tekrar diriltiliş ve hesap verişe inanmıyorsanız, bu
takdirde sizin inkârcılık inancınıza göre zâlimler ce-
zadan kurtulmuş, mazlûmlar da mağdur olmuş olur.
Bu öyle büyük bir zulüm ve adâletsizliktir ki, buna
aklı başında hiç bir insan tahammül edemez. Aca-
ba siz nasıl tahammül edebiliyorsunuz? İnkârcılık
inancınızdaki bu zulmü görebiliyor musunuz? Çok
şükür ki üzerinde yaşadığımız dünyanın ve içinde
bulunduğumuz evrenin bir Sahibi var. O çok adâlet-
li eşsiz ve büyük Sahip hiçbir suçu cezâsız bırak-
mıyor. Bu adâletini göstermek için de insanı tekrar
dirilteceğini vaadetmiş ve suçlular için de cehen-
nemi yaratmıştır. Şu anda cehennem suçluları,
cennet de iyileri ve mazlûmları bekliyor. Hâlâ inkâr
edecek misiniz? İnkârınızın isbatı nerde? İsbatsız
bir inancı nasıl kabulleniyorsunuz? Yoksa Kur'anı
safdışı bırakabilecek üstünlükte bir kitabınız mı
var? Öyle ise ortaya çıkarın kitabınızı! Ya da sizi
Allah'ın elinden kurtarabilecek başka bir tanrı ara-
yın. Bakalım bulabilecek misiniz!?

Ama unutmayın! Yaşam süreniz dolmak üzere. Alt-
mış yıllık ömrünüzün belki yarısı veya yarıdan faz-
lası elinizden çıkmış durumdadır. Geri kalan vakit
sahte bir tanrı bulmaya yetecek midir? O sahte
tanrı sizi kurtarabilecek midir? Cevap için vaktiniz
çok az!

İmza: Mehdiyet  Makamı.


                     Allah'tan başka ilah yoktur.
         Mehdi ve Mesih Allah'ın kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın yirmisi, Haziran başı.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                  YAYINLAYAN
                                      AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *





Keine Kommentare: