Freitag, 22. Mai 2020

ATEİSTLER NEDEN SAPITIYOR?

             ATEİSTLER NEDEN SAPITIYOR?

              doğruyu gösteren ALLAHın adıyla


İnkârcılar ve ateistler din konusunda yanlışşün-
celere sapmaktadır. Onların bu sapmasını ve bu
sapmaya sıkıca sarılmalarını biz Kur'anlılar, "sapık-
lık" olarak görmekteyiz. Şimdi biz, inkârcılar ve ate-
istlerin nasıl sapıtmakta olduklarını göstermeye ça-
lışalım.

İnkârcı ve ateistler; insanların âcizlik, fakirlik ve
muhtaçlıklarının ve ayrıca ölüm korkusunun "dini
doğurduğunu" iddia etmektedirler. Evet, insanla-
rın bu noksanlıkları ve korkuları onları dine yönelte-
cek etkilerdir. Fakat bu etkiler din doğuracak asıl
sebepler değildir. Tabii bu sebeplere dayanılarak
da din üretilebilir. Ama bu din, "uydurma" bir din
olur.

Çünkü dini doğuran asıl sebep; evrenin varlığı, o-
nun bir "Sahibi"nin oluşu, o Sahib'in yaratışda bir
amacının bulunduğu ve bu amacın bildirilmesi için
de bir "Elçi"nin cinlere ve insanlara gönderilmesi
ve görevlendirilmesidir.

Fakat inkârcı ve ateistler bu asıl sebebi reddettikle-
rinden, yani evrenin Sahibi'ni, Elçi ve Kitap gönder-
mesini kabul etmediklerinden, "insanların korku ve
muhtaçlıklarının din doğurduğu" düşüncesinde ka-
rar kılmaktadırlar. Tabii bu karar, doğru bir karar de-
ğildir. Tabii "evrenin bir Sahibi olduğu" gerçeğini
reddettikleri müddetçe de bu eğri karardan kurtula-
mayacaklar ve "bütün dinlerin insanlar tarafından
uydurulduğu" iddiasına sarılmaktan başka çare bu-
lamayacaklardır ve bulamamaktadırlar.

Fakat inkârcı ve ateistler bu sapkın çarede kalmak
zorunda değildirler. Eğer bu sapkın çareden kurtul-
mak isterlerse, kendilerine sormalıdırlar: "Bu Dün-
ya ve Evren ve içindekiler nasıl sahipsiz olabilir?"
Evet nasıl sahipsiz olabilir? Yoksa evrenin sahip-
sizliğine dair bir delilleri mi var ellerinde? Göster-
sinler öyleyse delillerini! Ama gösteremezler.

Çünkü yeryüzünde ve insanlar dünyasında en kü-
çük ve en âdi bir eşya dahi sahipsiz olamazken, bu
kusursuz işletilen ve yönetilen evren ve ondaki var-
lıklar ve yeryüzündeki hârika canlılar, cansızlar,
madde ve madenler nasıl sahipsiz olabilir?

Evreni ve içindekileri insanlar yaratmış değildir ki;
"onun sahibi biziz" diyebilsinler. O halde insanların
sahip çıkamadığı ve asla sahip çıkamayacağı bu
evrenin sahibi kimdir? Yoksa inkârcı ve ateistler bu
evren inşa edilirken onun bir Mimarı bulunmadığına
mı şahit oldular? Yoksa evrenin "kendikendine" o-
luştuğunu gözleriyle mi gördüler?

Elbette böyle bir şahitlikleri ve görgü tanıklıkları as-
la olmadı ve olamaz. O halde "evrenin sahipsiz ol-
duğu" iddiasına dair delilleri nedir? Hangi delile sa-
hiptirler ki, evrenin Sahibi'ni inkârda diretiyorlar?

Ama biz Kur'anlıların evrenin sahipsiz olmadığına
dair bir delilimiz var. O delil Kur'andır ve bu Kitab'
ın indirildiği Hz. Muhammed'dir.

Evrenin Sahibi Allah, Kur'anıyla diyor: "Evreni ve i-
çindekileri Ben yarattım. Hepsi Bana aittirler. Ben'
den başka tanrı ve sahip yoktur. Ben'im bir ortağım
da bulunmuyor. Çocuğum da yoktur. Yaratış, yaşa-
tış ve yönetiş sadece Bana aittir. Evrenin Kralı, Sul-
tanı ve değiştirilemez Başkanı yalnız Benim. Her-
şeyi görür, duyar ve bilirim. Uyumam ve yorulmam
yoktur. Herşeye gücüm yeter. Herşey Benim elim-
de ve aşağımdadır. Benden yüksek ve üstün hiçbir
şey yoktur. Benim varlığımı inkâr edenler, varlıkla-
rın en alçağıdırlar. Onları cehennem ateşiyle cezâ-
landıracağım. Ama Bana inanmayı kabul ederlerse,
o inançlıları ve iyi iş yapanları cennetle mükâfatlan-
dıracağım. Ben sözümden dönmem. Beni sözüm-
den döndürebilecek hiçbir kuvvet yoktur."

Evet, evrenin sahibi yüce ve büyük Allah, Kur'anıyla
ondörtbuçuk asırdan beri bu sözleri cinlere ve in-
sanlara haykırmaktadır. Bu haykırmalar karşısında
şimdiye kadar bir tek cin veya insan ortaya çıkıp da:
"Hayır! Evrenin sahibi benim" dememiştir, diyeme-
miştir. (Deccal hariç) kimse diyemeyecektir.

Ey inkârcılar, ateistler ve dinsizler! Eğer evrenin
Sahibi'ni, yani Yaratıcı'nızı ve Yaşatıcı'nızı bilmek
ve tanımak isterseniz, O'nu ancak Kur'anda bula-
bilirsiniz. Çünkü yeryüzünde O'nu tanıtacak Kur'
andan başka bir Kitap yoktur. Eğer bu Kitabı inkâr
ederseniz ve evrenin Sahibi'ni tanımamakta dire-
tirseniz, Yeniden Diriltiliş Günü'nde bu red ve inkâ-
rınızdan sorumlu olacaksınız. Size verilecek cezâ-
ya hazırsanız, inkârınızda sabit kalabilirsiniz. Eğer
ölümü öldürmeye ve tekrar diriltilişi durdurmaya
gücünüz yetecekse, bu inkârcılığınız sizin için kârlı
olabilir. Ama o güç sizde yoksa ve hiçbir zaman
olmayacaksa, bu takdirde yeniden düşünmeniz ve
yeni bir karara varmanız gerekecektir. Vereceğiniz
yeni kararda geç kalmamalısınız. Çünkü ölüm her
an gelebilir. Ve "kaybedenler" olabilirsiniz. Bu kay-
bınızın yerini dolduracak neyiniz var? O halde çok
iyi düşünün ve çok çabuk harekete geçin! Çünkü
kıyamet size uzaktır, ama ölüm yakındır...

Ölümle noktalanacak bir hayata râzı mısınız?Ölüm-
den sonra da ebedî saadetli bir hayatı istemez mi-
siniz? Kalbinizde böyle bir istek bulunmuyor mu?
Eğer bu isteğin sesini duyuyorsanız, o sese kulak-
larınızı tıkamamalısınız. Çünkü gerçek insan olmak
bunu gerektirir. "Akıllı insan" olmak da yine bunu
gerektirir.

Artık gerekli söz size söylenmiştir.

İmza: Mehdiyet Makamı.


Not 1: Kur'anı inkâr edenlerin inkârı geçersizdir. Bu
inkârın geçerli olabilmesi için o inkârcıların, Kur'an-
dan üstün bir Kitabı ortaya koymaları gerekir. Bunu
yapmadıkları müddetçe haksızlıktadırlar.

Not 2: Evreni ve içindekileri yaratacak, yaşatacak
ve yönetecek bir güç ve bilgiye sahip olmayan hiç-
bir şey ve hiçbir kimse evrenin Sahibi olamaz.

Not 3: Uydurma dinin Tanrı katında bir geçerliği
yoktur. Gerçek dini arayanlar, onu ancak Kur'anda
bulabilirler.

Not 4: Bu bildirimizden sonra Deccal ortaya çıkar-
sa, kimse şaşırmasın!

Not 5: Bu bildiri dinsizlere, inkârcılara ve ateistlere
iletilmelidir.


                                 Tanrı tektir.
   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.


Zaman:  Yeni Çağ'ın yirmisi, Mayıs ortası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *





Keine Kommentare: