EY CİNAYET İŞLEMEKTE OLAN IŞİDLİLER!
zâlimleri kahreden ALLAHın adıyla
Siz
IŞİDliler önce şu suale cevap verin: Siz "müs-
lüman"
mısınız? Eğer "müslümanız" diyorsanız, şu
şartları yerine getirmeniz gerekiyor: Önce
Allah'ın
tekliğine, ortaksızlığına ve çocuksuzluğuna inan-
makla
beraber O'nun ışından
ve ışıktan
yaratılmış
memurları olan meleklerine;sonra Kendisi ile
insan-
lar arasında elçi ve haberci olan peygamberlerine;
sonra
Allah'ın
emir ve isteklerini içeren ve insanla-
rın nereden gelip nereye gideceklerini
ve dünyada-
ki
vazifelerinin neler olduğunu bildiren kitaplarına;
sonra
evrenin yıkılışını, ölümden sonra yeniden di-
riltilişi, Allah'a hesap verişi ve bu hesap sonunda
cennet
veya cehenneme sevkedilişi içeren âhirete
inanmalısınız. İnandınız mı? Eğer bunlara inandıy-
sanız, siz "inançlı" insanlarsınız. Fakat henüz "müs-
lüman"
olmadınız. Çünkü müslüman olabilmeniz i-
çin
Allah'a teslim olmanız gerekiyor. Teslim oldu-
nuz mu? Eğer teslim olmadıysanız ve olmak ister-
seniz, şu şartları yerine getirmelisiniz:
1- Haklı olmak, 2- Adâletli olmak, 3-
Namuslu ol-
mak, 4- İbadetli olmak, 5- Ahlâklı olmak, 6- İyilikçi
olmak ve
iyi işler
yapıp
kötülükten uzak durmak.
Bu şartları yerine getirdiniz mi? O şartların içeriği-
nin ne
olduğunu
merak ediyor musunuz? Eğer me-
rak
ediyorsanız,
onları
size kısaca
açalım.
1- Haklı olmak: Allah'ın emir ve yasaklarına uymak-
tır. Daha açık ifadeyle; kendinin, Yaratan'ın ve yara-
tılmışların hakkını çiğnememek ve çiğnetmemektir.
Bu ilkeye
ve Allah'ın
emirlerine göre haksız yere in-
san
öldüremezsiniz. Bir insanı haklılıkla öldürebil-
meniz için, o insanın haksızlıkla insan öldürmüş ve-
ya
bozgunculuk yapmış
veya Allah ve elçisine
sa-
vaş açmış olması gerekir. Fakat bu konudaki hük-
mü devlet
verir. Devletin olmadığı yerde ise hü-
küm,
toplumun veya topluluğun önderindedir. Ön-
der ise,
"adâletli olan"dır. Fertler kendi başlarına
hem hâkim
hem savcı
ve hem infazcı
olamazlar.
Olurlarsa,
zulmetmiş
olurlar. Zulmün sonu ise,
cehenneme
girmektir.
Şimdi
"haklı
olmak" şartına göre en son İspanya'
nın Bercelona kentinde giriştiğiniz katliamı ölçüye
vurun.
Orada katlettiğiniz
insanlar, sizi öldürmeye
kalkmamıştı ve ellerinde bir silah da yoktu.
Boz-
gunculuk
da yapmamışlardı. Allah'a karşı giriştik-
leri kasıtlı bir savaş da yoktu. Bununla birlikte hak-
larında verilmiş bir devlet veya Allah ve Elçisinin
hükmü de
bulunmuyordu. O halde siz o suçsuz
insanları hangi "hak"la öldürdünüz?
"Zalimler" ol-
duğunuzu görebiliyor musunuz? İşlediğiniz zulmün,
Hz.
Peygamber devrindeki dinsizlerin ve puta ta-
parların, "kızlarını diri diri toprağa gömmek"ten
farkı nedir?
"Allah'a
teslim oluşun
şartları"na devam ediyoruz.
2-
Adâletli olmak: Haklının hakkını, suçlunun cezâ-
sını hakettiği kadar vermektir. Onların hakettiklerini
vermemek
veya eksik ve fazla vermek, adâletsiz-
liktir.
Bir kimsenin işlediği suçun cezâsını başka bi-
rine
yüklemek de adâletsizliktir. Akraba ve sevdik-
lerini
adâletten kaçırmak
ve doğru
şahitliği gizle-
mek de
adaletsizliktir. Adâletsizlik içinde olanlar,
zulüm ve
kötülük içindedirler.
Adâletli olanlar, iyilikte
olanlardır. Siz hangi tarafta duruyorsunuz?
Suçsuz-
ları hangi adâletle öldürüyorsunuz?
Allah'ın
adâle-
tinde
olmadığınız açık olduğuna göre, şeytanın a-
dâletindesiniz
demektir. Şeytanın adâletine uyanla-
rı ise, azgın bir cehennem beklemektedir. Ve on-
lar,
Allah'a ve Elçisine
savaş
açmışların ta kendisi-
dir. Şeytanın adâletiyle hareket edenler,
müslüman
olamaz!
Masûmları
katletmekten vazgeçmeyenler
müslüman
değildir!
3-
Namuslu olmak: Gayri meşru cinsel ilişkiyi kabul
etmeyip
evlenmek ve eşcinselliği reddetmektir. Bu
şart,
ev dışına
çıktıklarında kadınların göğüslerini,
kollarını ve bacaklarını örtmelerini ve seksî bir giyi-
niş içinde olmamalarını gerektirir. Namuslu olmak
şartını kabul etmeyenlerin ve isyanda
olanların
müslümanlığı eksiktir. (Buradaki örtünme, müslü-
manlığı kabul etmiş kadınlar için geçerlidir.)
4- İbadetli olmak: En başta hergün beş vakit Allah'
ın
büyüklüğünü
ve kusursuzluğunu
anıp
O'na teşek-
kürde
bulunmak olan namazı kılmaktır. Namazlı ol-
makla
birlikte Ramazan'da 30 gün oruç tutmak, se-
nede bir
kurban kesmek, ömürde bir defa hacca
gitmek ve
Allah'tan başka
tanrı
olmadığına
ve Mu-
hammed'in
O'nun elçisi
olduğuna
şahitlik
etmek de
vardır. Namazı olmayan insana "müslüman"
den-
mez,
"inançlı" denir. Tabii inançlı olmanın şartlarına
uyuyorsa.
5- Ahlâklı olmak: Ahlâklı olmanın birinci şartı; haklı,
adâletli
ve namuslu olmaktır.
Bu şartı yerine getir-
meyenlere
"ahlâklı"
denemez. Bu şartı yerine ge-
tirmekle
birlikte doğru,
cömert, mütevazi olmak ve
güzel
görmek, güzel düşünmek,
hoş
görmek, iyi
davranmak,
affetmek, yardım
sever ve fedakâr
ol-
mak, gıybet etmemek, kötü zanda bulunmamak,
temiz ve çalışkan ve iktisatlı olmak ve yalan söyle-
memek,
sabırlı olmak, öfkeyi yutmak ve haset et-
memek de
gerekir. Bu değerlere
ve diğer
değer-
lilere
sahip olanlara "güzel ahlâklı" denir. Son pey-
gamber
Muhammed Hazretleri de güzel ahlâkı ta-
mamlamak
için
gönderilmiştir.
Bu görevini de hak-
kıyla yapmıştır. Hayatı ve yaptıkları ortadadır. O-
nun
evlilikleri ise Allah'ın izniyle olmuştur ve meş-
rudur.
Onun hakkında
ileri geri konuşanların sözle-
rinin tek
tanrı
Allah katında
bir değeri
yoktur. Bu ko-
nuda haksızlık edenlerin ise vereceği bir hesap
vardır.
6- İyilikçi olmak ve kötülükten uzak durmak: Muhtaç-
lara
Allah için
ve sevdiğinden
vermek, onlara yar-
dımcı olmak, iyi işler peşinde koşmak, kötülük dü-
şünmemek
ve önce kendine sonra başkalarına iyi-
liği emredip kötülükten çekindirmektir.
Bu 6 şartı yerine getirmeyenlere
"müslüman" den-
mez. Bazılarını yerine getirip, bazılarını yerine ge-
tirmeyenlere
"eksik müslüman" denir. Ama nama-
zı olmayanlara "müslüman"
denemez. Çünkü
na-
maz kılmayan inançlı bir insan, Allah'a teslim olma-
mış demektir. Allah'a teslim olmayana
da müslü-
man
denmez. Çünkü
Allah'a teslim olmamış insan,
"Allah'ın önünde eğilmeyen" ve "O'nu
saymayan"
insandır. Böyle bir kimseye nasıl "müslüman" de-
nebilir
ki?
Şimdi
ey IŞİDciler,
kendinize bakınız; siz müslü-
man mısınız? "Müslümanız" diyorsanız, masûm
insanları katletmeyi derhal bırakacaksınız!
Eğer "biz cihatcıyız" diyorsanız, bilmelisiniz ki "ci-
had";
Allah uğrunda
gayret göstermektir. Allah uğ-
runda
gayret göstermek istiyorsanız, en başta hak-
lı, adâletli ve namuslu olacaksınız.Bunlar sizde yok-
sa, savaşınız cinayettir. Eğer cinayetkâr olmak iste-
mezseniz
ve gerçekten
savaşmak
istiyorsanız,
gi-
din, 500
bin Arap müslümanı
katlettirmiş
olan Be-
şar
Esad'ı
devirin ve onun katliamcı ordusuna karşı
savaşın. Suriye gibi müslüman bir ülkede
devlet
kurmaya çalışan dinsiz terör örgütüyle mücâdele
edin.
Suriye'yi bölmek ve parçalamak isteyenlerin
ordularına karşı savaş verin. Ama size karşı savaş
açmamış ve silah çekmemiş savunmasız masûm-
ları rahat bırakın. Eğer onları rahat bırakmazsanız,
Allah'ın ve Elçisinin ve meleklerinin ve Mehdisinin
ve bütün
iyi insanların
lâneti üzerinize olsun ve üze-
rinizdedir!
Allah'ın
lânetlediklerine de cehennem-
den başka yer yoktur. Bu cehenneme
girmekten
sakının. Çünkü orada rahat, huzur, zevk, eğlence
yoktur;
sadece azap ve işkence
vardır.
Bu en kötü
karargâhta
yer almak istemezseniz, masûmları
öldürmeyin
ve onları
"suçlu"
ilân etmeye kalkmayın.
Allah'ın emrettiği "iyi insanlar" olun ve
olmalısınız.
Cennete
girmek istiyorsanız,
başka
şansınız ve
çıkışınız yoktur.
Unutmayınız! Doğmayı durduramadığınız gibi, öl-
meyi de
durduramazsınız. Ölmeyi durduramayaca-
ğınız gibi, yeniden diriltilmeyi de
durduramazsınız.
Yeniden
diriltilmeyi durduramıyacak olanların Allah'
a hesap
vermekten kaçışları yoktur. Madem O'na
hesap
vermekten kaçış
yoktur, o halde O'na tam
teslim
olun ve cennetini kazanın. Sizler de bu dün-
yada bu
kazanç
için
varsınız. Göreviniz, kazanmak-
tır. Ama ebedî bir saadet ve mutluluğu kazanmaktır.
Niçin "kazananlar" olmayasınız?Niçin "kaybedenler"
olasınız? Siz, "insan"sınız. İnsanlığınızı Allah'a is-
batlamak
için
buradasınız. "Gerçek insan" olmak,
gerçek görevinizdir. O halde görevinizi
yapınız, "ka-
zananlar"
olunuz. "kaybedenler" olmayınız. Vaktiniz
azaldı. Çünkü kıyamet çok yaklaştı. Yüz yıl sonra
kıyamet var. Ömrünüz ise daha da azdır. Hâlâ ger-
çek
görevinizden kaçacak
mısınız? Hâlâ şeytanın
peşinden mi gideceksiniz? Hayır! Allah'ın yoluna
girecek
ve o yolda yürüyeceksiniz. Doğru yol bu-
dur!
Allah'a teslim oluş budur! Müslümanlık budur!
İsa
ve Musa'nın
gerçek
dini de budur! Gerçek Din'
den başka ne vardır? Sahte din ve sapıklık yok mu-
dur? O
halde niçin
çevriliyorsunuz?
Niçin
doğru
o-
lanı yapmıyorsunuz? Niçin doğru yoldan sapıyor-
sunuz? İnsanlığınıza yazık değil mi?
İnsanlığınıza daha fazla yazık etmemelisiniz! Ken-
dinizi şeytana çevirmemelisiniz. Sizi haksızlığa, a-
dâletsizliğe ve namussuzluğa sevkeden önderleri-
nizi dinlememelisiniz.
Allah'ı,
Elçisini
ve Mehdisini
dinlemelisiniz.
Allah'ın
Mehdisi ve Halifesi, Meh-
med
Nur'an'dır.
Ondan gayrısı sahtedir. Çünkü
sahte
mehdi ve halifeler, insanları haksızlık ve adâ-
letsizliğe sevkederler, kendi inançlı halkına darbe
yaparlar,
siyaseti ve hükümdarlığı Allah'tan daha
çok
severler, zâlim devletlere hizmet ederler, şey-
tanla işbirliği yaparlar, milletlerine ihanet
ederler ve
halkı soyarlar.
İmza:
Mehdiyet Makamı.
Not 1:
Allah'ın
Mehdisi ve Halifesi Mehmed Nur'an,
İslâm
Birliği
gerçekleşinceye kadar kendini gizle-
yecektir
ve gizlemektedir. Allah'ın Mehdisi Mehmed
Nur'an,
Allah'tan bilgi, ışık
ve elçilik
almıştır. Onun
elçiliği, yeni bir din getirmekle ilgili değil, İslâmiyeti
yenilemekle
ilgilidir. Mehmed Nur'an, İslâmiyetin
kurtarıcısı ve müslümanların koruyucusudur. Bu
koruyuculuk
ve kurtarıcılığı da Allah'ın yardımıyla
yapar.
Not 2:
2121 ilâ 2131 yılları arasında kıyamet kopa-
caktır. Kıyametin tam vaktini ancak Allah
bilir. 2126
yılında bir kuyruklu yıldız dünyamıza çarpacaktır.
Bu çarpma ile dünyadaki evlerin çoğunluğu yıkıla-
cak ve
Dünya tersinden dönmeye başlayacaktır.Bu
tersinden
dönüş
sonucunda Güneş'in
batıdan
doğ-
duğu görülecektir. Bir müddet sonra
dünyaya çok
büyük bir
metoor daha çarpacaktır. Bu ikinci çarp-
ma ve çarpışma ile dağlar yerinden fırlayıp dağıla-
cak ve
denizler yanıp
buhar olacak, yeryüzü düm-
düz hâle
gelecektir. Uzayda ise yıldızların çarpış-
ması ve sönmesi devam edecek ve sonuçta evren
kendi içine kapanacaktır. Dünya ve Güneş bu kapa-
nışın dışında tutulacaktır.Çünkü Dünya, yeniden di-
rilişin mekanı olacaktır. Dirilişin gerçekleşebilmesi
için Güneş de küçültülmüş olarak Dünya'ya yakın
hâle
getirilecek ve yağmurun yeniden yağabilmesi
sağlanacaktır. Kozmoloji bilginleri bunun müm-
kün olmadığını söyleyebilirler. Ama Allah isterse,
herşey mümkündür! Çünkü evrende hiçbir şey ken-
di
kendine olup bitmemektedir. Herşey emir ve
kontrol
altındadır. Fakat bütün bu olaylardan ön-
ce de,
2090 yılından sonra sıcaklığın iki derece
artmasıyla doğal felâketler meydana gelecek ve
denize
yakın
şehirler
ve adalar yere batacaktır. Kı-
yamette
uzaya kaçıp
kurtuluş
yoktur. Çünkü
kıya-
met,
bütün evrenin yıkılışıdır. Hawking'in bilmediği
çok
şey
var. Onun önce Kur'anı okuması gerekiyor.
Daha doğrusunu ve en iyisini Allah bilir.
Ey IŞİDliler ve ey IŞİDlilerin teröründen feryad e-
den âciz
ve çaresiz
insanlar! Madem kıyamet
ya-
kındır, hem madem uzaya kaçıp kurtuluş yoktur ve
hem ölümü
yok etmeniz mümkün değildir, üstelik
ömrünüz
de tükeniştedir,
o halde Allahsızca
bir ya-
şamı terkedip tek ve gerçek tanrınız Allah'a teslim
olunuz.
Bu teslim oluşla
O'nun ebedî cennetini hak
ediniz. Eğer cennetteki sonsuz mutluluğa değer
vermez,
dünya hayatı
ile yetinip Allah'a inanış ve
teslim
oluştan
kaçarsanız, ateşli ebedî bir zindana
atılmak hakkınız olacaktır. Çünkü bu kâinatın işleti-
lişi boşuna değildir ve yaşatılmanızın da bir bedeli
vardır. Allah'a inanış ve teslim oluşla bu bedeli ö-
demeyenler,
yeniden diriltiliş
gününde şiddetle
he-
saba çekileceklerdir. Hesabının güzel olmasını
isteyenler,
çok
iyi düşünsün.
Not 3: Allah'a ve Mehdisine ve insanlığa hizmet
etmek
isteyenler bu bildirimizi Işidlilere, Avrupalı-
lara ve
Amerikalılara
iletmelidir.
Allah'tan başka ilah yoktur.
Mehdi ve Mesih Allah'ın kulu ve elçisidir.
Zaman: Yeni Çağ'ın
onyedisi, Ağustos sonu.
Mekan: Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut: Muranizm.
YAYINLAYAN
AVRUPA MURANİSTLERİ
* * *
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen