Freitag, 11. August 2017

ABD KUZEY KORE'Yİ RAHAT BIRAKMALIDIR!



ABD KUZEY KORE'Yİ RAHAT BIRAKMALIDIR!

           haklılardan ve adâletlilerden yana olan
                        yüce TANRInın adıyla


Neden rahat bırakmalıdır? Çünkü Kuzey Kore'nin
de kendini koruma hakkı vardır. Bu hak da ona, si-
lahlanmayı gerektirir. Bu gerektirme de, füze dene-
mesi ve nükleer silah edinme yolunu açar. Yoksa
açmaz mı? Neden açmasın?

"Kuzey Kore diktatörü tehlikeli bir adam" mı? "O-
nun eline nükleer silah ve füze geçmemeli" mi?

Peki, ABD yönetimi çok mu tehlikesiz? Onun elin-
deki 4400 nükleer füze tehlikeli olamaz mı? ABD
yönetimi kendi elindeki nükleer silahları yok etme-
den hangi hakla K. Kore'nin füze denemelerine
karşı çıkıyor? Bu karşı çıkma hakkını kazanabilme-
si için kendi denenmiş füzelerini yok etmesi gerek-
miyor mu?

Madem gerekmiyor, çünkü bu silahlarla kendini ko-
rumak zorundadır! O halde K. Kore'nin de kendini
koruma hakkına tecavüz etmemeli, onun füze de-
nemelerine ve nükleerleşmesine de saygı göster-
meli değil mi?

Eğer ABD yönetimi: "K. Kore lideri bir diktatör hem
de delinin biri. Bu delinin eline silah verilmez. Silaha
sahipse, elinden almak gerekir" derse; o zaman biz
de deriz: "Acaba ABD yönetimlerinin ve başkanları-
nın deliliği, K. Kore diktatörünün deliliğinden az mı-
dır? Acaba bir terörist yüzünden Afganistan'ı Tali-
ban'ın başına yıkan ve "nükleer silahı var" yalanıyla
Irak'ı harabeye çeviren ve parçalayan ve demokrat
yönetimleri devirip yerine diktatörleri getiren ve Su-
riye'de teröristleri silahlandıran ve bir diktatörün kat-
liamlarına göz yuman ve Türkiye'de 15 Temmuz
darbe girişiminde başı çeken ve darbeci katil ve te-
röristleri Türkiye'ye iade etmeyen ve işine gelmedi-
ğinde hukuku çiğneyen, işine geldiğinde de hukuka
sığınan ve Ortadoğu ve Müslüman Dünya üzerinde
kötü niyetleri ve çalışmaları bulunan ve İsrail'in hak-
sızlıklarına arka çıkan ve ona Filistinlilerin haklarını
ödetmeyen ve Tanrı'nın adâletiyle değil, çıkarları-
nın adâletiyle hareket eden bir ABD yönetimi, K.
Kore diktatöründen daha mı az deli ve tehlikelidir?
Bu kadar büyük bir deliliğe ve tehlikeliliğe sahip
ABD yönetimi elindeki nükleer silahlar, onun elin-
den hemen alınmalı değil midir?

Madem yeryüzü için çok büyük tehlike arzeden
ABD yönetiminin sahip olduğu nükleer silah ve fü-
zeler onun elinden alınamıyor ve kendisi de bu si-
lahlardan vazgeçmiyor, o halde bu çok büyük teh-
likeye karşı silahlanmaktan başka çare yoktur. Bu
çare gereğince de nükleer silaha sahip olmak her
ülkenin hakkıdır. Bu hak sebebiyle de İran ve K.
Kore rahat bırakılmalıdır. Ya da ABD kendi nükle-
erlerinden soyunmalıdır. Soyunmalıdır ki; "ben nük-
leerimden soyundum. Siz de soyunun" deme hak-
kına sahip olabilsin.

Bu gerçekler karşısında Birleşmiş Milletler üyeleri,
İran ve K. Kore'nin yanında ve ABD'nin karşısında
olmaları gerekmez mi?

İran ve K. Kore, kendi haklarını savunmak için ABD
üslerine saldırdığında, saldıran mı haksız olur, yok-
sa saldırıya uğrayan mı?

Böyle bir saldırıya saldırıyla karşılık veren ABD,
karşısında Rusya ve Çin'i bulmayacak mı? ABD
yönetimi acaba yeni bir dünya savaşı mı istiyor?
Savaş istemiyorsa, K. Kore'nin füze denemelerine
neden karşı çıkıyor? Onu rahat bırakması gerek-
mez mi? Madem ABD onu rahat bırakmıyor, bu
halde K. Kore diktatörü de kendinde savunma hak-
kı görecek ve bu hak gereğince de ABD üslerine
saldıracaktır. Saldırılma istemeyen ABD yönetimi
ya K. Kore'yi rahat bırakmalı, ya da kendi füze ve
nükleerlerinden soyunmalıdır. Soyunmalıdır ki,
başka ülkelerin nükleerleşmesine ve bu yüzden
kavga ve savaş çıkmasına gerek kalmasın.

Var mısın ABD?

Eğer "yokum" dersen, pek çok ülkeyi karşına almış
olacaksın! Bu takdirde bir dünya savaşı kaçınılmaz
demektir. O halde savaşa ve saldırılmaya hazır ol!

İmza: Mehdiyet Makamı.


Not 1: K. Kore, ABD kendi nükleer füzelerinden
soyunup tüyleri kökünden kırpılmış arslana dönün-
ceye kadar füze denemesi yapabilir. Ancak saldırı-
da bulunursa, ona karşı çıkılır.

Not 2: Dünya ülkeleri liderleri şu gerçeğe dikkat et-
melidir: K. Kore yirmi yıl içinde hiç bir ülkeye saldır-
madı.Ama ABD, haksızca ve hukuksuzca hem Irak'
a ve hem Afganistan'a saldırdı. Suriye'de de göre-
vini yapmadı; bir diktatörün yarım milyon müslüma-
nı katletmesine göz yumdu. Şimdi söyleyin, hangi
ülke daha tehlikelidir? K. Kore mi, ABD mi? İslâmlı
Ülkeler'in lider ve yönetimleri bu tehlikeli ve güvenil-
mez ülkeye daha ne kadar sığınacaklardır? Kendi
birliklerini kurup kuvvet kazanmaları gerekmez mi?

Not 3: Japonya, günahları çoğalmış ve yeryüzünde
tehlikeli olmaya başlamış ve ondan atomik saldırı
almış bir ABD'ye sığınmaktan uzak durmalıdır.Aksi
halde Japonya düşmanlarını çoğaltmış olur. Eğer
Japonya iyi bir sığınak arıyorsa, bu sığınak Rusya
ve Çin olabilir. Eğer onlara güvenmiyorsa, yerlerin
ve göklerin tek Tanrısı'na, evrenin gerçek Sahibi'ne
sığınmalıdır. Evrenin Sahibi, Japonya'yı büyük dev-
letlerden daha iyi korur. Japonyalılar şunu da iyi bil-
melidir: Evreni yaratamıyacak, yaşatamıyacak ve
yönetemiyecek kimseye Tanrı denmez. Japonlar
gerçek Tanrı'yı ancak Kur'anda bulabilirler. Japon-
lar gerçek Tanrı'yı mutlaka aramalıdırlar.

(Japonlar şu gerçeği de iyi bilmelidir: Eğer Tanrı
ruhsuz güneşe ruh verseydi, güneş ancak 11 ge-
zegene ve Dünya'ya hükmedebilirdi, ama yüzmil-
yar trilyon yıldıza hükmedemezdi. Çünkü onun gü-
cü ancak bu kadardır. Yani 12 gezegenden fazlası-
na gücü yetmez. Bu güçzlük de ona tanrılık ka-
zandırmaz. Çünkü Tanrı olabilmek için bütün evre-
ne gücü yetebilir olmak gerek. Demek güneş Tanrı
değildir ve olamaz. Bunun için de: Tek Tanrı'dan
başka tanrı yoktur. Gerçek Tanrı, bütün evrene hük-
medebilendir. Bu sebeple Kur'an der: "Allah'tan
başka ilah yoktur." Bütün evrene gücü yeten ve yet-
mekte olan bir Tanrı'nın ortağa ihtiyacı olmaz. Aynı
zamanda ezelî ve ebedî bir hayatı olan tek Tanrı,
oğul ve kızı ne yapsın? Başkasından doğmamıştır
ki, O'nun da çocuğu olsun! Çünkü insan, evren ve
dünyanın yaratılmasından sonra yaratılmıştır. Bu
yaratılmadan önce insan yoktu, Tanrı vardı.)

Not 4: Tanrısal adâletle değil, kendi çıkarlarının a-
dâletiyle hükmeden ABD yönetimi, dünya liderliğini
kaybetmiştir. Artık bundan sonra ABD, "dünya lide-
ri" olarak görülemez, kabul edilemez. Dünya lideri
olmak isteyen bir ülke, Tanrısal adâletle hükmet-
mek zorundadır.

Not 5: Bu bildiri, uluslararası diplomatik platformda
paylaşıldı.


                                 Tanrı tektir.
   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.


Zaman:  Yeni Çağ'ın onyedisi, Ağustos başı.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *






Keine Kommentare: