Freitag, 30. Oktober 2015

EY FETHULLAHÇI CEMAAT ÜYELERİ!

        EY FETHULLAHÇI CEMAAT ÜYELERİ!

zâlimlere meyletmemeyi emreden ALLAHın adıyla

Üyesi olduğunuz cemaatin yöneticileri, 2013 yılının
17/25 Aralığ'ında AK Parti hükümetine haksız  ve
gayri meşru bir darbe indirdi. Bu darbe, Türkiye
devletine atılmış şiddetli bir tokattır. Devlete atılmış
tokat ise, 80 milyon Türkiyeliye vurulmuş demektir.
80 milyon Türkiyeliye vurulmuş iki büyük haksız to-
kat ise cezâsız ve karşılıksız kalamazdı. Bu haksız
tokatları atanları yakalamak ve cezâlandırmak da,
AK Parti hükümetinin göreviydi. Şimdi o da bu gö-
revini yerine getirmeye çalışıyor.

Ama ne yazık ki bu çalışmayı, cemaatinizin yayın
organları "zulüm" olarak göstermektedir. Fakat asıl
zulmün, cemaat yöneticilerinizin "17/25'lik darbe gi-
rişimi" olduğunu görmek zorundasınız. Haksız, hu-
kuksuz bu darbe girişimini bir "hak" olarak göre-
mezsiniz. Çünkü iktidardaki bazı kimselerin bir cür-
mü var idiyse, bunu adâlete götürmek gerekirdi. A-
ma cemaat yöneticileriniz böyle bir götürmeyi yap-
mamıştır ve yapamazlardı. Çünkü görevli savcıya
gidip: "Biz bütün Türkiye'yi dinliyorduk. Bu dinleme-
lerimizin arasında iktidardaki bazı kimselerin cürüm
işlediğini tesbit ettik. İşte şu kayıtlar da delilimizdir"
demeleri mümkün değildi. Zaten bu dinlemeleri ya-
panların niyetleri iyi olsaydı bu gayri meşru dinle-
meleri yapmazlardı. Ama yapmışlardır, çünkü "dev-
leti ve iktidarı ele geçirmek" gibi kötü bir niyetleri
varmış. Ki, 17/25 tarihlerinde de bu niyetlerini eyle-
me koymuşlar. Fakat iyileri koruyan yüce Allah, o
kötü niyetlilere başarı vermemiştir.

Şimdi siz söyleyin, ey cemaat üyeleri! 80 milyon
Türkiyeliye ikişer tokat atmak ve gayri meşru bir
darbe girişimiyle AK Parti'ye oy vermiş 22 milyon
insanın özgür iradesini çalmaya çalışmak bir hak-
sızlık, hırsızlık ve zulüm değil mi? Bu zulmü gör-
meyecek misiniz? Bu zulmü görmezseniz, hesap
sorucu Allah'ın; "adâletli olunuz" emri karşısında
nasıl hesap vereceksiniz? Ne diyeceksiniz? Cema-
at yöneticilerinizin zulmü karşısında devlet ve hükü-
met nasıl sessiz ve savunmasız kalabilir? Eğer siz
de bu savunma ve hesap sormayı "zulüm" olarak
görecek olursanız, "hak" ne olur, nerede kalır?

Ey cemaat üyeleri! 7 Haziran seçimlerinde Türkiye'
yi bölmek isteyen Türkiye düşmanı bir terör örgütü-
nün partisine oy vererek AK Parti'yi iktidardan düşü-
rüp bir zulüm işlediniz. Bu zulmünüzle de Türkiye'ye
altı aydan beri patinaj yaptırmaktasınız. 7 Haziran
sonrası üç muhalefet partisinin beş para etmediğini
ve etmeyeceğini açıkça gördünüz. O halde daha
fazla zorlamanın anlamı ne? Koskoca Türkiye'yi,
suç örgütü haline gelmiş cemaatinize mahkûm et-
meye hakkınız var mı? Geliniz, bu zulmü daha fazla
sürdürmeyiniz. 1 Kasım'da ortağı olduğunuz bu zul-
münüze son veriniz. Türkiye'ye kötülük yapmaya
hakkınız yoktur. Çok çirkin ve kirli işler yapmış veya
yaptırmış cemaat yöneticilerinizin de cezâsız kal-
maları mümkün değildir, iyi bilesiniz!

Yüce Allah sizleri, zulme ortak olmaktan kurtarsın.

İmza: Mehdiyet Makamı.

Not: Dindarlar bu bildiriyi cemaat üyelerine ulaştır-
maya çalışmalıdır.

                     Allah'tan başka ilah yoktur.
          Mehdi ve Mesih O'nun kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın onbeşi, Ekim sonu.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Duyuru ve Hakka dâvet.
Boyut:   Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *



Keine Kommentare: