Freitag, 22. Mai 2015

PKK VE HDP'YE AÇIK MEKTUP

              PKK VE HDP'YE AÇIK MEKTUP

  insanları seçimde özgür bırakan ALLAHın adıyla

Gazetelerde çıkan haberlere göre; 7 Haziran Genel
Seçimleri yaklaşırken, PKK'nın silahlı kanadı HPG'
nin, güneydoğuda bazı illerde, AK Parti'ye veya
başka bir partiye oy vermemeleri yönünde vatan
daşları tehdit etmekte imiş. Eger bu tehditler doğ-
ruysa, şunları söylemek gerekiyor:

Herşeyden önce Kürt halkı, sizin malınız ve köleniz
değil, Türkiye'nin özgür vatandaşlarıdır. Bu özgür
vatandaşlara mal ve köle muamelesi yapmaya hak-
kınız yoktur. Eğer "biz doğru insanlarız, eğrilikle işi-
miz olmaz" diyorsanız, bu halde hak ve adâlete bo-
yun eğmek zorundasınız. Yok "hedefe varmak için
her eğrilik meşrudur" diyorsanız, bu takdirde de
muhaliflerinizi suçlamaya hakkınız kalmaz. Ve "eğri
adamlar" olduğunuzu da apaçık ilân etmiş olursu-
nuz!

Hem böyle tehditler, "zorbalıkla yapılan oy hırsızlı-
ğı" demektir. İktidar partisinin "kirlenmiş" olduğunu
iddia ederken, sizin yapmakta olduğunuz oy hırsız-
lığıyla partiniz olan HDP'yi de kirletmiş olmuyor mu-
sunuz? Partinize kirli oylarla mı baraj aştıracaksı-
nız? Yani hak etmediğiniz oylarla!

Siyasal barajı aşmak istiyorsanız bu, hak ederek,
alnızın teriyle ve doğru gayretlerinizle olmalı. Tabii
biz bunları söylerken şunu da kendimize sormakta-
yız: "Acaba marksist ve ateist zihniyet sahiplerin-
den doğruluk, hakçılık ve adâletçilik gibi olgunluk
ve insanlıklar bekleyebilir miyiz?"

Sahi, bekleyebilir miyiz? Eğer "bekleyebilirsiniz" di-
yorsanız, bu takdirde doğru tavırlarınızla bizi ikna
etmeli ve dürüstlüğünüzü isbatlamalısınız. İsbatla-
malısınız ki, Kürt halkı sizi sevsin ve oyunu korkma-
dan size versin. Siyasal barajı da ancak bu şekilde
aşabilirsiniz. Hakka, adâlete ve demokrasiye teslim
olmuş bir HDP'nin de parlamentoya girmesi onun
hakkıdır. Buyursun, girsin. Ama teslimi olmayan bir
HDP'nin de parlamentoda işi yoktur, girmesi hak
olmaz.

Evet, sizde parlamentoya girebilmek için çok bü-
yük bir hırs var. Bu hırs sebebiyle de: "Barajı aşa-
mazsak musluklardan kan akıtırız" anlamını veren
duvar ilânları astırdınız. Ne oluyor? Bu tehdit niye?
Buna ne hakkınız var? Kendinizi hak ve adâlet ve
demokrasi ile frenlemek zorundasınız. Bu zorunlu-
ğu yerine getirmediğiniz müddetçe partinizin "de-
mokratik bir parti" olduğunu isbatlayamazsınız.  Bu-
nu isbatlamak istiyorsanız: "Seçim ertesinde barajı
aşmış olsak da olmasak da sonuca râzı olacağız.
Aksi bir sonuçta da taşkınlık yapmayacağız. Kan
dökmesi için PKK'yı harekete geçirmeyeceğiz" de-
melisiniz. Bu dediklerinize de Avrupa Parlamento-
su şahit olmalıdır. Ayrıca PKK'nın gayri meşru yar-
dımlarını reddettiğinizi de Türkiye halklarına açıkça
duyurmalısınız. Bu duyurmayı da seçimlerden ön-
ce hemen yapmalısınız!

Seçimlerde barajı aşamamak dünyanın sonu değil-
dir. Nasıl olsa Kürt halkına ve sorunlarına sahip çı-
kan bir iktidar zaten var. Siz olmasanız da Kürt hal-
kı sahipsiz kalmaz. Eğer parlamentoya girme hırsı-
nız, Kürt halkı için değil de başka maksatlar içinse,
bu durumda başarısızlığınız size çok iyi bir cevap
olur. Bu cevaba da katlanmak zorundasınız.

Eğer 7 Haziran seçimlerinde barajı aşamazsanız,
Kürt halkının çoğunluğunun oyunu alabilmek için
yapacağınız şey bellidir: Hakka, adâlete ve demok-
rasiye teslim olup, barış için çalışmaktır. Bunların
zıddına gittiğinizde ise, Kürt halkının çoğunluğun-
dan red göreceksiniz. Bu red de, partinizin onları
temsil etmediğini ve edemeyeceğini gösterecek-
tir. Bu da, partinizin varlığına gerek olmadığına bir
delil olur.

Eğer barış dilini bırakıp savaş diliyle konuşmaya
kalkarsanız, tümden kaybeden siz olursunuz. Unut-
mayınız! Sizin terörünüze destek verecek bir Avru-
pa ve Amerika yoktur. Terörünüze destek verdikle-
rinde çok büyük kayıplara uğrayacaklarını bildikle-
rinden, onlara güvenemezsiniz. Güvenebileceğiniz
tek merci, partinizin varlığını korumak ve sürdür-
mek için Kürt halkının çoğunluğunun güvenini ka-
zanmaktır. Bundan gerisi sizin için kazanç değil,
kayıptır.

Van'da "HDP dışında başka partinin girmesi tehli-
keli ve yasaktır" şeklinde pankartlar astırdığınızı
gazetelerden okumaktayız. Bu tür pankartlar sizin
hoşunuza gidebilir. Fakat pankarttaki bu sözlerin ne
anlama geldiğini iyi düşünüyor musunuz? Başka
partileri tehdit etmekle birlikte, o sözlerinizle Kürt
vatandaşların seçim özgürlüğüne de zincir vurmak-
tasınız. Bu zinciri hangi hakla vuruyorsunuz? Bu
haksızlığınıza derhal son vermeli ve o sözlerle öz-
gürlükçü ve demokratik bir parti olmadığınızı kanıt-
lamakta olduğunuzu da görmelisiniz!

Eğer tehditlerinize son vermezseniz, bize de şunla-
rı söylemek kalır ve kalıyor:

Ey Kürt halkı! PKK'nın ve HDP'nin tehditlerinden
kormayın. Çünkü arkanızda koskoca bir TÜRKİYE
var!

İmza: Mehdiyet Makamı.

Not 1: Bu mektup Avrupa Parlamentosu'na da gön-
derildi.

Not 2: Bu mektup, devlet eliyle İmralı misafiri Bay
Abdullah Öcalan'a da iletilmeli.

                     Allah'tan başka ilah yoktur.
          Mehdi ve Mesih O'nun kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın onbeşi, Mayıs'ın son haftası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Hakka ve Adâlet'e dâvet.
Boyut:   Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *




Keine Kommentare: