İSLÂMİYETE
HİZMET EDEN ESERLER
NASIL TENKİT EDİLMELİ?
acıyanALLAHınadıyla
Risale-i Nur ve Mesnevi gibi İslâmiyete hizmet e-
den eserlerin bazı müslüman yazar ve hocalar
tarafından tenkit edildiğini görüyoruz. Fakat tenkid
ediciler, şu hususa dikkat etmelidirler:
Eğer bu eserlerde Kur'anın özüne muhalif bir hata
varsa, bu hata, önce eser sahibine yöneltilmeli,
doğrudan doğruya millete şikâyet edilmemeli, onun
önünde kötülenmemelidir. Eğer eser sahibi hayatta
değilse, o eserin mirasçısına haber verilmeli, hata-
nın düzeltilmesi istenmeli.
Eğer eserin mirasçısı hatayı düzeltmezse, bu tak-
dirde o hatalar millete ihbar edilebilir. Ancak o ha-
talar kime göre hatadır? Gerçekten Kur'anın özüne
zıt bir hata mı, yoksa tenkidcinin kısa anlayışına gö-
re mi hatadır; hata sanısına mı düşülmüştür?Yoksa
tenkidci, kötü niyetli birisi midir? Bunların iyi
anlaşıl-
ması için ilmî bir heyet kurulur, bu heyet de mese-
leyi incelemeye alır ve kararını açıklar ve gerekeni
yapar; o hata o eserden çıkartılır.
Yoksa bu üslûba dikkat edilmeden yapılacak bir
tenkid, o tenkidciyi müfteri ve kötü niyetli bir mevki-
ye sokar. Yaptığı tenkidle eserleri haksız yere kötü-
lemiş olacağından da, İslâmiyete zarar vermiş olur.
Derdi gerçekten İslâmiyete hizmet olanlar, bu hata-
ya düşmemelidir, düşmeyeceklerdir. Risale-i Nur
gibi on yıllardan ve Mesnevî gibi yüzyıllardan beri
İslâmiyete hizmet eden eserleri kötüleyen sözde
müslümanlar, ne büyük bir fecaat içinde olduklarını
görmeliler ve Allah'tan korkmalılardır!
Eğer o tenkidcilerin ilmî seviyeleri o eser sahiple-
rinin ilmî seviyesinden yüksekse, bu halde o ten-
kidcilerin isabet etme oranı yüksek olacaktır. Aksi
halde kendilerinin bizzat hata içinde oldukları ortaya
dökülecektir. O halde tenkidciler, "her bilenin
üstün-
de başka bir bilenin olduğunu" nazara alarak dikkat-
li olmalıdırlar. Aynı zamanda o tenkid edilenlerin,
kendi çağlarının "din yenileyicisi" ve "en
büyükleri"
olduğu unutulmamalı ve o büyüklerin ve yenileyici-
lerin, Kur'anın özüne zıt bir hata yapacaklarını dü-
şünmenin ise, hataların en büyüğü olacağı akıllar-
dan asla çıkarılmamalıdır!
Kaldı ki bu âhir zamanda dinde en yüksek seviye,
Allah'ın Mehdisi'dir. Allah'ın Mehdisi ise, o eserler-
de Kur'anın özüne muhalif bir hata görmemiştir.
O halde tenkidciler hadlerini bilmelidir...
Not: Bediüzzaman Said Nursi'nin, kendi zamanın-
daki bütün ehl-i ilme meydan okuduğu ve Mevlâna'
nın da, kendi çağında daha atom keşfedilmeden
atomu bildiğini, gezegenlerin sayısının dokuz oldu-
ğunu ve yıldızların da dumandan yaratıldığını çok
önceden keşfettiğini ve daha pek çok bilinmezi bil-
miş olduğunu kimse unutmamalıdır. Allah'ın Mehdi-
si ise, dünyadaki bütün bilim adamlarına meydan
okumaktadır.
Allah'tan başka ilah yoktur.
Mehdi ve Mesih O'nun elçisidir.
Zaman: Yeni Çağ'ın
ondördü, Aralık başı.
Mekan: Avrupa.
Makam: Uyarı.
Boyut: Muranizm.
YAYINLAYAN
AVRUPA MURANİSTLERİ
* * *
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen