Montag, 6. Juni 2011

THE ECONOMİST, REUTERS VE NEWYORK TİMES TÜRKİYE DEMOKRASİSİNE BALTA VURMAKTAN ÇEKİNMELİDİR!

THE ECONOMİST, REUTERS VE NEWYORK TİMES
TÜRKİYE DEMOKRASİSİNE BALTA VURMAKTAN
ÇEKİNMELİDİR!

The Economist, Reuters ve Newyork Times gibi dergi ve yayın
organları, geçtiğimiz hafta Türk halkına bir çağrı yaparak, oylarını
"CHP'ye vermelerini" öğütlemiş. Ama bu öğüt, Türkiye demokra-
sisine balta vurmaktan başka birşey değildir!

Çünkü, kendisine oy verilmesi istenen Cumhuriyet Halk Partisi,
Türkiye demokrasisini ortadan kaldırmaya çalışan Ergenekon Te-
rör Örgütü (ETÖ)'nün avukatlığına soyunmuş ve onun suçlularını
yargıdan kurtarmaya çalışan ve darbecilerle içli dışlı olduğu, önceki
ve son ortaya çıkan Ergenekon dosyaları arasındaki onlarca belge-
lerle kanıtlanmış bir partidir.

Demokrasi düşmanlarıyla dostluk içinde yüzen ve ETÖ tarafından
ele geçirilmiş bir partiye Türkiye halkı niçin oy versin? Türkiye hal-
kı bu kadar aptal mı! CHP'ye oy verecek yüzde yirmilik kesimin
kimligi zaten bellidir. Onlar da; darbeci vesayeti korumaya ve sür-
dürmeye çalışan laikçi ve Kemalistlerdir.

Anlaşılan, The Economist, Reuters ve Newyork Times ya bu ger-
ceklerden habersiz, ya da CHP'liler tarafından aldatılmışlardır...

Ama Türkiye halkı aldanır mı?

Türkiye demokrasisini tökezletmeye çalışan bir CHP ve o demok-
rasiyi askerî vesayetten kurtarmaya çalışan bir AKP karşısında
Türkiye halkı yine aldanmayacak ve oyunu çoğunlukla, Türkiye'nin
ekonomisini ve demokrasisini düzeltmiş ve daha da iyileştirmeye
çalışan AK Parti'ye verecektir.

Türkiye halkı AK Parti'ye oy verirken, onun "otoriterleşmesi"nden
niye korksun? Korkar mı? Korkmalı mı?

Bu korku yersizdir! Çünkü AK Parti'ye oy veren çoğunluk, tek tip
bir çoğunluk değildir. Bu Parti, çok farklı kesimlerce desteklen-
mekte olan bir partidir. Böyle olduğundan da, tek bir kesimin parti-
si olma şansına sahip değildir. Bunun için de otoriterleşmesi, tek bir
kesimin sesi haline gelmesi mümkün değildir. Böyle bir yönelime
geçtiği takdirde de dağılıp gideceğini iyi bilir.

Türkiye halkını CHP'ye oy vermeye çağıran yukarıdaki üç yayın or-
ganının bir korkusu da: "Ak Parti anayasayı değiştirecek çoğunluğu
elde ederse felâket olur" iddiasıdır!

Niye felâket olurmuş?

Asıl anayasayı değiştirecek çoğunluğu elde edememesi felâket olur?
Çünkü bu halde Kürtlerin, Dindarların, Alevîlerin ve Yabancı Azınlık-
ların çözüm bekleyen sorunları çözümsüz ve Türkiye'nin darbeci ve-
sayetten kurtuluşu da akim kalır. Yoksa siz The Economist, Reu-
ters ve Newyork Times beylerin istedikleri bu mudur?

Ey üç Batılı Media Beyler! Türkiye'nin tam demokrasiye geçmesini
mi istiyorsunuz, yoksa onun demokrasisinin batmasını mı istiyorsu-
nuz? Biz sizin, birinci şıktan yana olduğunuzu düşünüyoruz. Bu dü-
şüncemizde yanılmıyorsak, Türkiye halkına yaptığınız çağrıda yanlış-
tasınız demektir. Bu yanlıştan kurtulmak için de, çağrınızı ya tersine
çeviriniz, ya da tarafsız kalınız.

Sizlerin Türkiye halkına tavsiye ettiği CHP, Türkiye demokrasisinin
teminatı değildir ve olamaz! Çünkü Türkiye demokrasisini yıkmaya
ve askerî vesayeti sağlamlaştırmaya çalışan Ergenekon Terör Örgü-
tü tarafından ele geçirilmiş ve onun avukatlığını yapmakta olan bir
parti, Türkiye ve onun demokrasisi için çok büyük bir tehlikedir!
Sizler bu tehlikeyi göremiyecek kadar kör ve sağır olabilirsiniz. A-
ma Türkiye halkı sizlerin körlük ve sağırlığınızı giyinmeyecek ve
aptallaşmayacaktır! Bu halkın çoğunluğu, akıllılıklarını bir kez
daha bütün dünyaya gösterecektir!

Çünkü, Türkiye'yi askerî vesayetten kurtarmaya, anayasasını de-
mokratikleştirmeye ve sorunlarını çözmeye çalışan bir parti, Türki-
ye'yi askerî vesayet altında tutmaya, demokratik bir anayasa ya-
pımını önlemeye ve sorunlarını çözümsüz bırakmaya çalışan bir
partiden daha hayırlıdır.

Eğer Ergenekon Terör Örgütü'nün güdümüne girmiş bulunan CHP
ve MHP gibi şu an Türkiye demokrasisi için çok büyük tehlike ar-
zeden partiler, askerî vesayetin ortadan kaldırılması ve Ergenekon
Terör Örgütü'nün yok edilmesi için çalışacaklarına ve Türkiye'nin
sorunlarını çözecek demokratik bir anayasaya evet diyeceklerine
dair bir garanti verselerdi, bu iki partiye oy vermek düşünülebilirdi.
Ama onlar, istediğimiz garantiyi vermekten daima kaçındılar ve
halen de kaçınmaktadırlar. Bu kaçınmalarıyla da Türkiye'de iktidar
olmayı haketmiyorlar.

Acaba onların haketmediği bir şeyi, The Economist, Reuters ve
Newyork Times gibi yayın organları, onlara nasıl lâyık görüyor?

Anlaşılıyor ki, bu üç yayın organı, derinlemesine bir araştırma yap-
madan bir kaç CHP'linin sözlerine aldanıvermiştir. Ama bu aldanış,
bu üç yayın organının güven ve itibarını sarsacaktır ve sarsmaktadır.

Bu sarsıntının hemen durması için The Economist, Reuters ve New-
york Times, burada zikredilen gerçekleri okuyucularına tarafsız bir
şekilde duyurmalıdır.

Eğer Türkiye'deki siyasal gelişmeleri doğru analiz edebilmek istiyor-
sanız, bunun için sadece Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet ve Vatan
gazetelerini incelemeniz yetmez. Eğer böyle yaparsanız, öteki tarafı
göremezsiniz ve varacağınız yargı hatalı olur. Bu hataya düşmemek
için Sabah, Star, Bugün, Zaman, Yeni Şafak ve Türkiye gazeteleri-
nin yazarlarını da takip etmelisiniz. Eğer bunları takip etmekten çe-
kiniyorsanız, hiç olmazsa liberal Taraf gazetesinin yazarlarını okuma-
dan Türkiye hakkında kesin bir hükme varmayınız, hataya düşme-
yiniz. Yoksa, saygınlık ve güvenirliğinizi kaybetmiş olursunuz. Oku-
yucularınızı da aldatmaya hakkınız yoktur! Türkiye'nin siyasal ger-
çeğini tersyüz etmek dürüstlük mü? Demokrasi tahripçisi Ergenekon
Terör Örgütü'nün avukatlığına soyunmuş bir partiyi hangi demokra-
tik kaygıyla, hangi ekonomik kurtuluş adına Türk seçmenine tavsi-
ye edebiliyorsunuz? (Bu üç yabancı yayın organı, onlara yaptığımız
tavsiyeden habersiz olacak kadar aptal değildirler. Ama Türkiye
seçmenine verdikleri buyrukla aptallaşmış görünüyorlar! Biz de on-
ları bu aptallıklarından kurtarmaya çalışıyoruz...)

Evet, Ergenekon Terör Örgütü'nün güdümüne girmiş bulunan CHP
ve MHP gibi iki Türkiye partisi, iktidar olmak istiyor. Ama onların
bu isteği, Türkiye ekonomisinin ve demokrasisinin düzelmesi için
değil; ırkçı, laikçi ve Kemalist bir otoriterliğin devamı içindir. Eğer
böyle olmasaydı, darbecilere ve Ergenekonculara destek olmaktan
uzak dururlardı. Ama onlar uzak durmak şöyle dursun, aksine sa-
hipleniyorlar! Onları korumaya ve kurtarmaya çalışıyorlar! Onlara
partilerinde adaylık veriyorlar! Türkiye halkının çoğunlugu, 27 Ma-
yıs 1960 İhtilâli'nin katillerini ve o katillerin mâneviyatını koyunların-
da saklayan partileri unutmadı! Unutamaz!

Bu unutulmaz partiler, eğer darbecilere ve Ergenekonculara destek
vermeye devam ederlerse ve demokratik bir anayasayı engellerler-
se, Türkiye halkının çoğunluğu, o iki partiyi siyasal yaşamdan sile-
cek ve o partiler önce parçalanacak ve sonra yok olup gidecekler-
dir. Bunun için de çok az bir zamanları kaldı. Bunun için ya darbe-
cilere ve Ergenekonculara hayır ve demokratik bir anayasaya evet
derler, ya da ebediyen biterler.

Not 1: CHP, Türkiye'nin ekonomik sorunlarını çözemez. Çünkü bu
parti, zenginlerin partisidir. Böyle olduğu için de bu parti zenginler-
den alıp fakirlere ve emeklilere veremez. Ancak devletin kasasını
boşaltarak onları bir iki yıl rahatlatabilir. Ama bundan sonra onları
yirmi yıl açlığa mahkûm eder. Çünkü CHP'nin, devletin kasasını
dolduracak ekonomik bir planı yoktur. Eğer CHP, zenginlerin ce-
bine el atacak olursa, CHP'ye oy veren zenginler bu partiyi iki gün-
de toprağa gömer. Çünkü bu zenginlerin, fakirlere acıyacak bir din-
darlıkları yoktur. Bu yüzden fakirler ve emekliler dikkatli olmak zo-
rundadır. CHP liderinin oltasındaki solucanlara aldanmamalıdırlar!

Acaba CHP'ye oy veren zenginler: "Biz, Türkiye'deki fakirlerin ih-
tiyacını karşılayacak bir 'Sermaye Vergisi' vermeye hazırız" diyebi-
lirler mi? Sayın CHP lideri, bu soruyu o zenginlere sorsun bakalım!
Tabii The Economist, Reuters ve Newyork Times de sorsun...

Not 2: Otoriterleşmenin de detayları vardır ve tartışılması lâzımdır.
Meselâ iyi ve adaletli bir otoriterlik kabul edilebilir. Ama zalim bir
otoriterlik kabul edilemez. AK Parti'ye oy verenler herhalde bu
parti liderinin "demokratik lider" olarak kalmasını yeğlerler.

Zaman: Yeni Çağ'ın onbiri, Haziran başı.
Mekan: Avrupa.
Makam: Uyarı.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANİSTLERİ
* * *

Keine Kommentare: