Mittwoch, 1. Juni 2011

ALMAN HÜKÜMETİNE UYARI FAKİRLERİN İHTİLÂLİ YAKINDIR!

ALMAN HÜKÜMETİNE UYARI
FAKİRLERİN İHTİLÂLİ YAKINDIR!

Federal Almanya'da 12 milyon civarında fakir insan bulunmaktadır.
Bunların 5 milyonunun İşsizlik Yardımı almakta, 3 milyonunun yar-
dımsız geçinmekte ve 3-4 milyonunun da Sosyal Yardım'la yaşa-
makta olduğu tahmin edilmektedir.

İşsizlik Yardımı alan bir ailenin halini sizlere arzediyoruz:

Aile X'in, dispo kredi olarak bankaya 3400,- Euro borcu var.

Neden borcu var?

Çünkü bir eşin aldığı 700,- Euroluk İşsizlik yardımı yetmemekte
ve onları borçlu hale getirmektedir.

Nasıl yetsin?

Çünkü bu 3 kişilik aile, 600,- Euro ev kirasına ödemektedir. On-
ların gelir ve giderlerini kısaca şu şekilde özetleyelim:

Gelirler:

700,- Euro Birinci kişinin İşsizlik Yardımı.
600,- Euro Hastalıktan emekli ikinci kişinin rentesi.
180,- Euro bir çocuk için Çocuk Parası. (Miktarlar yuvarlak ola-
rak verilmiştir.)

Toplam gelir: 1480,- Euro eder.

Giderler ise:

600,- Euro, ev kirası.
070,- Euro, elektrik için
050,- Euro, telefon için
100,- Euro, üç kişinin paso parası
150,- Euro, taksitle alınan eşyalar için
090,- Euro, bankaya olan dispo kredi borcunun faizi

Toplam: 1060,- Euro eder. Bunu toplam gelirden çıkardığımızda:
420,- Euro kalır. Yani bu üç kişilik aile 400,- Euro ile geçinmek
zorundadır. Her kişiye 133,- Euro düşmektedir. Tabii bu 133,-
Euro'yla eskiyen ve bozulan ev eşyaları değiştirilemez. İzine gidi-
lemez. Yeni elbiseler alınamaz ve daha bir çok gerekli harcamalar
yapılamaz. Bunun için İşsizlik Yardımıyla geçinen bir aile sürünerek
yaşamaktadır. Günde 4-5 Euro'luk bir yardımla yaşamak zorunda
olan işsiz bir kimse, bu eline geçen parayla günlük üç öğün yemek
parasını bile karşılayamaz.

Çünkü iş sahibi olan ve çalışan bir çiftin ortalama 2000,- Euro ka-
zandığını düşünürsek, buna karşılık yukarıdaki işsiz ailenin 500,-
Euroluk bir açığının bulunduğunu görürüz. İşte bu açığın kapatılma-
sı gerekiyor.

Bu açığın kapatılması için de işsizlik yardımı alanların aylığının 300-
500 Euro daha artırılması gerekiyor.

"% 50 veya 75'lik bir artırmayı devlet kaldıramaz" denilecektir. E-
vet belki kaldıramaz. Ama bu yükü zenginlere yüklerse, sorun çö-
zülür. Bu çözüm için de, zenginlere acilen bir "sermaye vergisi" ge-
tirilmelidir. Bu vergilendirme ile hem devletin yükü hafifler, hem de
fakirler büyük bir sıkıntıdan kurtulur. Bu kurtuluşla da zenginler, fa-
kirlerin düşmanlık ve saldırısından güvende olarak korkusuzca ve
huzur içinde yaşarlar.

Aksi halde fakirlerin ayaklanması yakındır!

Bu ayaklanmanın yaşanmaması için Alman Hükümetini ve Partile-
rini (özellikle Yeşiller Partisi'ni) göreve çağırıyor ve hemen hareke-
te geçmelerini tavsiye ediyoruz.

Yoksa, geçim sıkıntısından intiharın eşiğine gelmiş olan bir kısım fa-
kirler, Berlin-Kudamm'da, medyanın kameraları önünde özel bir
törenle kendilerini ateşe verip yakmaya başlayacaklardır. Böyle bir
başlangıç ise; "Fakirlerin İhtilâli" demek olacaktır.

Not: Fakirler, sosyalistler ve komünistler gibi zenginlerin bütün ser-
vetini istemiyor. Servetlerinin sadece %5 veya 10'unu "sermaye
vergisi" olarak istiyor.

"Sermaye Vergisi" kanunlaşıncaya kadar fakirlerin ikinci isteği: İş-
sizlik yardımlarının bankalarda "gelir" olarak kabul edilmesidir.
Bankalar şu an işsizlik yardımlarını "gelir" olarak kabul etmemek-
tedir.

Fakirlerin üçüncü isteği: İşsizlik yardımı almak zorunda olan ailelere
her yıl 500,- Euro elbise ve ayakkabı ve 500,- Euro da eşya para-
sı yardımı yapılmalıdır. Sosyal yardım alanlara da buna uygun artı-
rımlar getirilmelidir.

Fakirlerin dördüncü isteği: İşsizlik durumunda olup çok darda kal-
mış aileler 3-5 bin Euro faizsiz kredi alabilmelidir.

Kımse unutmasın! Bundan sonra fakirlik sineye çekilmeyecek, so-
kaklara dökülecektir. Ve bu dökülüş, Sosyal Adalet gerçekleşin-
ceye kadar sürecektir.

Eğer Alman Hükümeti zamanında harekete geçerse, gelecekteki
kaosları önlemiş ve diğer Avrupa ülkelerine de örnek olmuş olur.
Avrupa'nın kurtuluşu da: Sosyal Adalet'tedir. Bu adaletin gerçek-
leşmesi de: Zenginlere sermaye ve servet vergisi koymaktır. Aksi
halde fakirlerin öfkesi yüzünden zenginler korku içinde yaşamaya
başlayacaklardır. Gerekli barışı sağlamak da Alman Hükümetine
düşüyor.

Not 2: Müslüman ve Hristiyan dindarları ve fakirler: "Allah bizi ni-
çin zengin etmedi" diye Allah'a kızmasınlar. Çünkü Allah, insanlık
için gerekli rızk ve zenginliği indirmiştir ve indirmektedir. Fakat bu
indirilenlerin yüzde sekseni her nasılsa yüzde onluk zengin bir kitle-
nin eline geçmiştir. Şimdi gerekli olan da, bu ele geçirilmiş servetin
Sosyal Adalet'le paylaşılmasıdır. Bunun için de zenginlere, sermaye
ve servet vergisi koymak şart olmuştur. Yoksa, kurtuluş yoktur!

Not 3: Konuyla ilgili diğer bildirilerimiz:

FAKİRNAME
http://kuranisthaber.blogspot.com/2008/10/f-k-i-r-n-m-e.html

ZENGİNNAME
http://kuranisthaber.blogspot.com/2008/10/z-e-n-g-i-n-n-m-e.html

Adresimiz: www.kuranisthaber.blogspot.com


Zaman: Yeni Çağ'ın onbiri, Mayıs sonu.
Mekan: Avrupa.
Makam: Uyarı.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANİSTLERİ
* * *

Keine Kommentare: