Freitag, 3. Dezember 2010

İTME VE ÇEKME KUVVETİ TEK KUVVETTİR

İTME VE ÇEKME KUVVETİ TEK KUVVETTİR

Dört kuvvet, bir kuvvettir.

(Yazarımız Hüseyin Avdıç, bu bildiride; atom içindeki dört kuv-
vetle ilgili bir hipotezini açıklıyor.)

İtme kuvveti, maddenin harekete geçirilmesidir. İtilen maddenin
geri döndürülmesi ve sınırlanması ise, çekim kuvveti'dir. Dolayı-
sıyla itme ve çekmenin aynı kuvvet olduğunu söyleyebiliriz.

Atom içindeki nükleer ve elektromanyetik kuvvetler ise, "sınırlan-
dırılmış çekim kuvveti"dir. Dört kuvvetin de bir tek kuvvet oldu-
ğunu söyleyebiliriz. Bu dört kuvvet, bir tek itme kuvvetinin için-
dedirler.

Emir (veya X etki), hareketi; hareket, ısıyı; ısı, itme kuvvetini; itme
kuvveti de, çekim kuvvetini doğurur.

Bu tabloya göre: Hareket, ısı, itme ve çekme kuvveti bir tek emir
veya etki içinde bulunmakta ve bir tek kaynaktan çıkmaktadır.
Yani: "Bir şeyden herşey"dir.

Bunun gibi "dört kuvvet" olan nükleer, elektromanyetik, zayıf ve
çekim kuvvetleri de bir tek itme kuvveti içindedirler ve o kuvvet-
ten doğarlar. Yani bu da yine: "Bir şeyden herşey"dir.

Madde, hareket, uzay, zaman da bir tek enerji içinden çıkmakta-
dır. Yani: Enerji olmazsa, madde; madde olmazsa, hareket; hare-
ket olmazsa, uzay ve zaman da olamaz. Bu dört unsurun da kay-
nağı birdir ve o da "enerji"dir. Bu da bize yine "her şeyin birşey-
den çıktığını" gösteriyor. Bu göstergeye göre evrenin formülünün
de: "Bir şeyden herşey, herşeyden birşey" olduğunu söyleyebiliriz.
(Konuyla ilgili olarak Google'de ara: Evrenin Formülü Nedir? Kur-
anisthaber.)

Şimdi "hareket"e dönüp, "dört kuvvet"in nasıl doğduğuna bakabili-
riz.

Atom içindeki proton, enerji neşreden bir çekirdektir. Bu çekirde-
ğin yaydığı enerji, etrafına bir basınç uygular. Bu basınç, "itme kuv-
veti"ni meydana getirir. Meydana gelen kuvvet de, iten kuvvet ka-
dar, elektronu belirli bir uzağa iter. İtilen elektron, atom içinden fır-
layıp çıkamaz. Çünkü atomun bir sınırı vardır. Çekirdeğin meyda-
na getirdiği itme kuvveti, atomun sınırına çarparak geri döner. Geri
dönen itme kuvveti, elektronu ittiği aynı anda geri iter. Bu geri itme,
"çekim kuvveti"dir. Bu itme ve çekme arasında kalan elektron, çe-
kirdek etrafında dönmeye başlar. Demek, "çekim kuvveti", itme
kuvveti'nin "geri dönüşümü"dür. Elektronla ilgili çekim kuvvetine de:
"Elektromanyetik kuvvet" denmektedir. O halde: "Bütün kuvvetler,
'itme kuvveti'nden doğar" diyebiliriz.

Eğer atomun bir sınırı ve çerçevesi olmasaydı, çekirdekteki enerji
ile birlikte nötron ve elektronlar da dağılıp gidecekler ve atomun
oluşması mümkün olmayacaktı.

Dünya'nın yedi katlı bir tavanı ve çerçevesi var. Atomun bir çer-
çevesi niye olmasın? Atomun boşlukları, çekirdekten neşredilen
enerjiyle doludur. Atomun içindekileri dağılıp gitmekten koruyan
enerjiden yapılmış ince bir çerçevenin bulunması gerektiğini düşü-
nüyorum. Bu çerçeve, elektronun çekirdek etrafında dönmesin-
den meydana gelen "elektromanyetik bir tavan" da olabilir.

Şimdi "nükleer kuvvet"in nasıl doğduğunu sorabiliriz:

Atom içindeki proton sayısı arttıkça, itme kuvveti de artar ve bü-
tün protonlar birbirini şiddetle iterler. Birbirlerini ittikleri oranda
bir kuvvet atomun sınırına çarparak geri döner. Bu geri dönüşteki
kuvvetle de protonlar birbirine itilirler. Yani birbirini ittikleri aynı
kuvvetin geri dönüşümüyle atomun merkezinde kalırlar, dağılıp
gitmezler. Atomun merkezindeki proton ve nötronlarla ilgili itme
ve geri dönüş kuvvetine: "Nükleer kuvvet" denmektedir.

Atomun merkezindeki protonlar, birbirlerini ittikleri aynı anda
nötronları da iterler. Fakat iten kuvvetin geri dönüşümü onları da
geri çeker ve böylece mukavemetsiz olan nötronlar da atomun
merkezinden dışarı çıkamazlar. Nötronların kütlesi, protonun
kütlesinden biraz daha büyük olduğu ve itme kuvvetine sahip ol-
madıkları için, nötronlara isabet eden geri dönüş kuvveti, protona
isabet eden geri dönüş kuvvetinden daha fazladır. Bunun için mer-
kezdeki nötronlar, protonlardan birazcık altta kalırlar. Nötronlara
isabet eden geri dönüş kuvvetine; (nötronlar itme kuvvetine sahip
olmadıkları için) "zayıf kuvvet" diyebiliriz.

Elektronların durumu ise; protonlar onları da şiddetle iterler. Fa-
kat elektronların kütlesi, protonların kütlesinden 1836 defa küçük
olduğu için, geri dönüş kuvveti, onların küçük kütlesi üzerinde pro-
ton ve nötronların büyük kütlelerine isabet eden kuvvet kadar etki
yapmaz. Elektronlara isabet eden geri dönüş kuvveti az olduğu
için, elektronlar çekirdekten uzakta kalır ve çekirdekten aldıkları
enerjinin miktarına göre de yörüngelere, yani zarflarına yerleşirler.

Eğer bu hipotezim doğruysa, atom içinde dört ayrı kuvvetin bulun-
duğu değil, bir tek itme kuvvetinin geri dönüşümünden üç ayrı kuv-
vetin meydana geldiği görülecektir ve görülmektedir. O halde itme
kuvvetinin geri dönüşümünden meydana gelen nükleer, zayıf ve e-
lektromanyetik kuvvetlere: "Sınırlandırılmış çekim kuvveti" diyebi-
liriz.

Bu hipotezimin çürütülmesi veya tasdiklenmesi tabii ki mümkündür.

Zaman: Yeni Çağ'ın onu, Kasım sonu.
Mekan: Avrupa.
Makam: Cevaplama.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANİSTLERİ
* * *

Keine Kommentare: