Sonntag, 14. Dezember 2008

AVRUPA INSAN HAKLARI ÖRGÜTÜ'NE VE ISLAMLI ORTADOGU ÜLKESI HÜKÜMETLERINE DUYURU!

AVRUPA INSAN HAKLARI ÖRGÜTÜ'NE VE ISLAMLI
ORTADOGU ÜLKESI HÜKÜMETLERINE DUYURU!

(Kasdî öldürmelerde yeni bir cezalandirma sistemi ve ölcüsü):

"YA$A GÖRE CEZALANDIRMA"

adaleti gözetenleri seven ALLAHin adiyla


Günümüzün ceza kanunlarinda on yasindaki bir cocugu öldü-
renle altmis yasindaki bir ihtiyari kasden öldüren bir kimseye
ayni ceza verilmekte ve cezasi da bazi ülkelerde müebbed,
bazi ülkelerde de idam olmaktadir. Simdi sormaliyiz: Acaba
bu tür cezalandirma ne kadar adildir? Ve bu cezalar hangi öl-
cülere göre verilmektedir?

Bu sorma ve sorgulamayi mutlaka yapmaliyiz. Cünkü meselâ
10 ve 20 veya 30 yasindaki bir kimseyi kasden öldürmüs bir
sahis, (ortalama ömür 60 ya$ üzerinden) o kimselerin 50 veya
40 veya 30 yilini yok etmektedir. Bu durumda katile verilecek
cezanin da, "yok ettigi ya$a göre" olmasi, daha adaletli olmaz
mi?

Yani bir katil ortalama ya$ üzerinden meselâ maktülün gelecek
bir 50 yilini yok ettiyse, 50 yil; 40 yili yok ettiyse, 40 yil; 30 yi-
li yok ettiyse, 30 yil; 20 yili yok ettiyse, 20 yil; 10 yili yok ettiy-
se, 10 yil ve nihayet 1 yili yok ettiyse, 1 yil ceza almasi gerek-
mez mi?

Insanlarin dünyada ebedî bir ömürleri olmadigi; aksine 60, 70,
80 yil gibi bir ortalama ya$am süreleri oldugu nazara alinirsa,
bu sorgulamanin mutlaka yapilmasi gerekmektedir. Allah'in
Mehdisi Mehmed Nur'an da bu sorgulamayi yapmis ve bu ko-
nuda $u hükmü vermistir:

"Haksiz öldürmelerde ise, [haksiz yere can alanin cani alinir]
ilkesi hak olmasina ragmen bu ilke herkes icin gecerli olamaz.
Eger bütün insanlar ya$ ve rütbece esit olsalar ve ayni kalsa-
lardi o zaman haksizlikla insan öldürenlerin alacagi ceza ayni
olurdu ve (dogal adalet olarak) can alanin cani alinirdi. Fakat
i$in icinde ya$ ve rütbe farki da vardir. Bu fark hesabedilmeden
ölcüsüz bir sekilde ceza vermek adaletsizliktir. Bu adaletsiz-
ligi önlemek icin haksizlikla adam, kadin veya cocuk öldüren
bir kimse, ortalama ömür olan altmis veya yetmis yil hesabi
üzerinden, öldürülenin altmis veya yetmise kadar geri kalan
kac yillik ömrünü mahvetmisse, o kadar yil hapse atilir. Bu
cezaya "rütbe farki" da eklenir. Kücük rütbeli veya rütbesiz bir
kimse, büyük rütbeliyi öldürürse, öldürenin cezasi ikiye kat-
lanir veya telef edilen o rütbe kac yilda kazaniliyorsa, o kadar
yil cezasina eklenir. Büyük rütbeli, kücük rütbeliyi veya rütbe-
sizi öldürürse, onun cezasina rütbe farki eklenmez. Ancak bü-
yük rütbeli, sucu, rütbesini kötüye kullanarak i$lemisse, onun
da cezasi ikiye katlanir veya kücük rütbeliyle kendi rütbesi a-
rasindaki rütbe farki kac yilda kazanilmissa, o kadar yil ceza-
sina eklenir. Eger öldürenin ömrü verilen cezayi karsilamiya-
caksa, o zaman öldüren sahis idam edilir. Emekli olmus rüt-
beliler icin rütbe farki hesaba katilmaz."

(Not: Ögretmen, doktor, profesör, mühendis, subay ve üst ka-
demedekiler, cami imami disindaki büyük din adamlari, millet-
vekili, basbakan ve cumhurbaskani ve bu düzeylerdeki deger-
lere malik kimseler, "rütbe sahibi" kabul edilir.)

"Bir sual: Ya$ ve rütbe farkina göre cezalandirmada bir genc bir
ihtiyari öldürse, az ceza alacak. Fakat bir ihtiyar bir genci öldür-
se, cok cezaya carpilacak. Bu tablo, [genclerin adam öldürmesi,
ihtiyarlarin adam (veya kadin) öldürmesinden daha kârliymis] gi-
bi bir adaletsizlik ortaya cikarmiyor mu?

Cevap: Cikarmaz! Cünkü her ikisi de heder ettigi ömür kadar ce-
zaya carpiliyor. Hem her genc, ihtiyar adam öldürecek veya her
ihtiyar, genc adam öldürecek diye bir kaide yoktur. Pekâlâ bir
genc baska gencleri de öldürebilir. Bir ihtiyar da, kendi gibi ihti-
yarlari katledebilir."

"Eger her insan ayni ya$ta olsa ve ayni ya$ta kalsaydi ve rütbe-
leri de esit olsaydi o zaman haksizlikla her adam öldürene ayni
ceza verilebilirdi. Fakat bir genc bir ihtiyari öldürse, onun (gele-
cek) bes-on yillik bir ömrünü mahvetmekte. Bir ihtiyar bir genci
öldürse, o gencin (gelecek) yirmi-otuz yillik ömrünü mahvetmek-
tedir. Simdi bunlarin ikisine de ayni cezayi vermek adaletsiz-
liktir. Adalet olan ceza ise, kim kimin kac yillik ömrünü mahvet-
misse, o kadar yil ceza almali."

"Irz ve akil can degerindedir. Kim bunlara kasdederse (yani de-
lirtme ve tecavüz fiilinde bulunursa), o kimsenin canini almis gi-
bi olur. Cezasi da, haksiz öldürmeye verilen ceza kadardir."

Yeni adalet sistemine (fayda ve zararlari iyice hesab edildikten
sonra) "diyet" ve "bagislama" da konulmalidir.Yani buna göre:
Eger maktülün veli veya yakinlari katili bagislarlarsa veya diyet
talep ederlerse, devlet de bu talebi kabul etmeli ve katili affetme-
lidir. Fakat bu durumun "suca te$vik" olacagindan korkulursa
veya suc i$lemenin kolaylastirilmasini önlemek icin bagislanmis
ve diyet ödemis katile ek olarak bir yil agir hapis cezasi verilebilr.
Kasdî olmayan öldürmelerde ise, eger katil diyet ödemisse, bir
yillik agir ceza düsürülmelidir. Sucluyu affetme hususunda ise,
bu hakka öldürülenin velisi sahip olmali, fakat devletin sucluyu
affetme hakki olmamali ve yoktur. Devlet ancak, devlete karsi
i$lenmis suclarda affedici olabilir.

Bir sual daha: "Peki, bir kimse ortalama ya$ haddi üzerindeki
bir $ahsi haksizca öldürürse ne olacaktir, o kimse cezasiz mi
kalacaktir? Yani meselâ ortalama ya$ "yetmis" kabul edilirse,
yeni sisteme göre, yetmisbir yasindaki bir kimseyi haksizca
öldüren bir kimsenin hic ceza almayacagi ortaya cikiyor.

Cevap: Kabul edilen ortalama ya$ haddi üzerindeki bir kimseyi
haksizca öldüren bir katile, ihtiyarlarin öldürülmesini kolaylas-
tirmayi önlemek icin bir yil agir hapis cezasi verilmeli, cezasiz
birakilmamalidir.

Bu sisteme göre, (meselâ 40 yasindaki bir kimse); 20, 30 ve
40 yaslarindaki üc kisiyi birden haksiz yere öldürse, cezasi
ne olur?

Cevap: Eger ortalama ya$ "70" kabul edilirse, katil, birinci
sahsin 50, ikinci sahsin 40 ve ücüncü sahsin 30 yilini mah-
vetmis oldugu icin, toplam olarak 120 yil ceza almasi gerekir.
Fakat 40 yasinda olan katilin ortalama ya$ hesabina göre 30
yillik bir ömrü kalmis olacagindan ve bu 30 yillik ömür de al-
digi cezayi karsilamayacagindan, bu sahsin derhal idam e-
dilmesi gerekecektir. Bu kimsenin hak ettigi gercek ceza
ise; bir idam ve 50 yil hapistir! Eger dâvâmiz "adalet etmek"
ise, böyle bir kimsenin idamini önlememeli, gerceklestirmeli-
yiz. Eger önlersek, hak sahiplerinin hakkina tecavüz etmis
oluruz.

(Bu durumda olan bir suclu icin ikinci $ik $udur: Bu sahis,
önce 30 yil hapis yatar. Yetmis yasina geldiginde de "eger
ya$arsa" idam edilir veya hapis yatmadan da idamini iste-
yebilir. Tercih ona birakilmalidir ve birakilabilir.)

Simdi bir de "hirsizlik suclari" hakkindaki adalete deginelim.

Alman ve Italyan kaynakli Türk Ceza Kanunu'nda hirsizlik suc-
larina 1 ilâ 5 yil arasinda bir hapis cezasi verilmektedir. Eger
bu cezalandirmada bir evden 500 ytl calanla, bir i$ yerinden
250 bin ytl calan ayni cezayi aliyorsa, bunda da bir adaletsiz-
lik var demektir. Cünkü bir kimsenin 500 ytl'sini calan bir hir-
siz, o kimsenin (meselâ) yarim aylik bir ömrünü heder etmis
olur. 250 bin ytl calan kimse ise, parasi calinanin 20 yilini
heder etmis olur. Cünkü bir i$cinin ortalama kazanci ayda bin
ytl kadar olsa, bu da 20 yilda (yuvarlak hesap) 250 bin ytl eder.
Bu durumda meselâ 500 ytl calanla 250 bin ytl'yi calan hirsiza
ayni cezalari vermek, apacik bir adaletsizliktir!

Bu adaletsizligi önlemek icin, "calinan miktara göre" bir ceza-
landirma yapilmasi gerekmektedir. Bu sisteme göre, bir hirsiz,
bir i$cinin ortalama günlük kazanci (mesela 50 ytl veya Avrupa'
da ise 50 Euro)'nin altinda olan hirsizlik suclarinda (18 ya$indan
itibaren olan) hirsiza uyari ve caldigini geri ödeme cezasi verilsin.
Sucu tekrarladiginda, eski sucu yenisine eklenerek hapis ceza-
sina gidilsin. 50 ytl üzerinde olan hirsizliklarda ise alti aylik te-
mel hapis cezasi uygulansin. Bu alti ayin üzerine de hirsizin
caldigi miktar eklensin. Buna göre meselâ 1000 ytl calan bir
hirsiza verilecek ceza: 1000 ytl, bir i$cinin ortalama bir aylik
kazanci oldugundan ve o i$ci o kadar parayi kazanabilmek
icin 30 günlük ömrünü ve gücünü sarfettiginden, hirsiz, mali
veya parasi calinanin bir aylik ömrünü mahvetmis olacaktir.
Bu yüzden alacagi ceza da; 30 gün caldigi deger icin+ 6 ay
temel ceza= 7 ay eder. 250 bin ytl calan bir hirsizin cezasi ise;
20 yil caldigi deger icin+ 6 ay temel ceza= 20,5 yil veya 20 yil
6 ay edecektir. (Yalniz burada bu cezayi verirken dikkatli ol-
mak ve suclunun ya$ini nazara almak zorundayiz: Eger (me-
selâ) 20 yillik bir ceza almis bir hirsizin ya$i 20'yse, bu hirsi-
zin ortalama ömrü, aldigi cezayi karsilamaya yeter ve 40 ya$i-
na kadar hapis yatar. Fakat o hirsizin ya$i (meselâ) 60'sa,
onun ortalama ömrü, aldigi cezayi karsilamayacagindan, yani
10 yil borclu kalacagindan, onu idam etmek gerekecektir. Bu
idamdan da ancak 10 yillik borcunun maddî bedelini ödeye-
rek kurtulabilir. Ödeyemezse veya ödeyemeyecekse, idam-
dan kurtulamaz.)

Bu 6 aylik temel ceza, hirsizin suc i$leme meylini kirmak icin
mutlaka konulmalidir. Eger hirsiz caldigi degeri harcamamissa
ve hemen geri verir öderse, ona alti aydan fazla ceza verilme-
melidir. Eger hirsiz sucu tekrar i$lerse, eski aldigi cezanin
miktari yeni cezaya eklenir ve 12 ay hapis yatar. Tekrar i$ler-
se, cezasi 18 ay olur. Tabii bu ceza, temel ceza'dir. Bu ceza-
ya caldigi deger miktari da eklenecektir. Bu sekilde bir artirma
ile hirsizin suca meyli kirilabilir, caydiricilik saglanabilir.

Eger ekonomik sistem "paylasma ve yardimlasma" üzerine
kurulursa, hirsizlik suclari da ortadan kalkar veya cok azalir.

Hapishanelerdeki mahkûm sayisinin kabarikligini azaltabilmek
icin, alti ayin altinda kalan bütün cezalar icin suclular, mecburî
kamu hizmetlerine sürülebilir ve varlikli olanlar icin de para ce-
zasi düsünülebilir..

Allah'in Mehdisi Mehmed Nur'an, hirsizlar icin el kesme ve zina
edenler icin de ta$layarak öldürme cezasi uygulayan Islâmli
Ortadogu Ülkeleri'nin Hükümetlerini uyariyor:

"Bu cezalar, bu zamanda adaleti karsilamaktan uzaktir. Dola-
yisiyla Allah'in Mehdisi ben Mehmed Nur'an, Allah'tan aldigim
bilgi, i$ik ve elcilik görevine dayanarak, bu tür cezalandirmalari
iptâl ettigimi ve o suclari i$leyenlerin cezasinin hapis cezasina
cevrilmesi gerektigini duyuruyor ve bu duyurumu dinlemeyen
hükümetlere de, BM ve NATO yardimiyla savas acmak zorun-
da kalacagimi bildiriyorum. Ben sizin dininizi, imaninizi, ibadeti-
nizi ve adaletinizi degistiremem, iptâl edemem. Buna hakkim
yoktur. Fakat adaletsizlikleri ortadan kaldirmak hakkim ve gö-
revimdir. Sizler de bu görevimde bana yardimci olmali ve yeni
sartlarin eski hükümleri bozdugunu ve adaletsiz cezalandirma-
larin da bir zulüm oldugunu ve yüce Rabbimizin de bizleri zu-
lümden men ettigini unutmamalisiniz."

(Ara not: Tirnak isareti arasindaki paragraflar, Allah'in Mehdisi
Mehmed Nur'an'in henüz yayinlanmamis olan "Nesriye-i
Hayatiye" isimli ana kitabindan alinmistir ve ona aittir.)

Not 1: Bazi Islâmli ülkelerde hirsizlar icin uygulanmakta olan
"el kesme" cezalari bu zaman ve sartlarda adaleti karsila-
maktan uzaktir. Cünkü, eger bu cezalandirmada bir koyun
calanla bir sürüyü calan esit tutuluyor ve ikisinin de elinin
kesilmesi gerekiyorsa, bu halde sürüyü calan, bir koyun ca-
landan daha kârli yani az bir ceza almis olacaktir. Halbuki
bunlara tam adalet uygulamak istedigimizde, bir koyun ca-
lanin bir elini, (meselâ yüz koyunluk) bir sürüyü calanin da
yüz elini kesmemiz gerekecektir. Bir adamda yüz el olama-
yacagindan, bu halde onu idam etmek gerekiyor. Cünkü bir
koyun calan bir hirsiz, bir iscinin bir haftalik kazancini yok
eder. Ama sürüyü calan hirsiz ise, mali calinanin yüz hafta-
lik kazancini yok eder. "Her hirsiz ancak bir tek koyun calar"
diye sabit bir hakikat olmadigindan, her hirsiz esit tutulamaz
ve ayni cezayi alamazlar. "$eriat" denen Islâmî Hukuk'taki
kisas uygulamalari da, el kesme cezasinin hükmünü bozar.
Cünkü kisasta: "Göze göz, dise dis, kulaga kulak, yaralama-
ya yaralama'dir. Yani "bire bir" ceza. Yoksa "bire iki" ceza
degil. Yani bir kimsenin gözünü cikarmis olanin ancak bir tek
gözü cikarilabilir, iki gözü cikarilamaz. Bu kisastaki "dogal
adalet"in, hirsizlik suclarinda da uygulanmasi gerekmez mi?
Yani hirsizin caldigi deger ne kadarsa, o kadar ceza verilmesi
daha adaletli olmaz mi? Elbette olur! Bunun icin el kesme ce-
zalarinin derhal kaldirilip, bizim teklif ettigimiz "calinan degere
göre cezalandirma" sistemine gecilmesi ve bu cezanin, "hapis
cezasi"na cevrilmesi gerekiyor.

"Kisas uygulamalari" üzerinde de durmaliyiz. Cünkü kisas uy-
gulamalari eski zamanda ve o günkü sartlarda adaleti karsila-
mis olabilir. Fakat bu uygulamanin bu zamanda tam adaleti
her zaman karsilamasi mümkün degildir. Cünkü bir kimse bir
kimseyi yaralamissa, (kisas olarak) yaralayan kimseyi yara-
layabilmek icin, suclunun yüzdeyüz suclu, sucsuzun da yüz-
deyüz sucsuz olmasi gerekir. Eger suclu kimse, bu sucu bir
hakaret veya tahrik sebebiyle kendine hakim olamayarak i$le-
misse, bu ki$inin sucluluk orani yüzdeyüz'ün altina düser. Bu
takdirde o kimsenin de daha az bir ceza almasi ve ona yarala-
madan baska bir ceza vermek gerekir. Bunun icin de o suclu-
nun cezasi, hapis veya dayak veya para cezasina cevrilir ve
alacagi ceza da ancak sucunun miktarinca olabilir. Aksi halde
o kimseye adaletsizlik edilmis olacaktir.

"Zina cezasi" olan "recm (ta$layarak öldürme) uygulamasini
da sorgulamaliyiz. Acaba zina sucu i$leyenler bu sucu hangi
sebeplerle i$lemislerdir? Onlari o duruma düsüren ne olmustur?
Cezalarini hafifletecek bir nedenleri yok mudur? Gercekten yüz-
deyüz suclu mudurlar? Suc oranlari yüzdeyüz'ün altina düsü-
yorsa, onlarin öldürülmeleri nasil helâl olabilir? Bir kadin, haksiz
yere dayak atan veya sevmedigi bir adamdan kolaylikla bosa-
nabiliyor mu? Veya bir adamin ikinci bir e$ alma hakki var mi-
dir? Bu tür sorunlar halledildigi halde mi zina vak'alari meydana
gelmektedir? Bu tür sorunlarin halledilmedigi bir yerde zina suc
olamaz ve zina edenin öldürülmesi de büyük bir haksizlik olur!
Kur'an, zina edene yüz kirbac veya ev hapsi cezasi vermisken,
recm uygulamasi, nasil medenî ve insanî bir cezalandirma yön-
temi olabilir? Yüz kirbacin karsiligi bu zamanda "yüz gün hapis"
eder. Yüz gün hapsedilmesi gereken suclulari öldürmek, hangi
dinin ve adaletin karsiligidir? Bu adaletsizligi terketmeyenler
zalim ve dinsiz olmaz mi?!

Bu gercekler karsisinda Avrupa Insan Haklari Örgütü ve buna
benzer bütün kurum ve kuruluslar, el kesme ve kisas ve recm
cezasi uygulamakta olan bütün devlet ve hükümetlere gereken
uyarisini yapmali, hak olan adaleti gerceklestirmelidir.

Not 2: Günümüzün adalet sisteminde, 20 yasindaki bir genc
haksiz yere bir öldürmede bulundugunda ömür boyu hapis
cezasi almaktadir. Bu durumda o genc 70 yasina kadar ya-
$ayacak olursa, 50 yil hapis yatmis olacaktir. Ayni sucu me-
selâ 60 yasindaki bir ihtiyar islerse ve 70 yasina kadar ya$ar-
sa, 10 yil hapiste yatmis olacaktir. Bu halde gence cok ceza,
ihtiyara az ceza verilmis olmakta ve âdeta adalet tersine dön-
dürülmektedir.

Bu suclulara idam cezasi verenler ise, iki sucluyu da esitle-
mis olmakla önceki cezalandirmadan daha adaletli gözükü-
yorlar. Ama bizim sistemde yani "yok edilen yillara göre ce-
zalandirmada" tam adalet gerceklesmektedir.

Not 3: Vurma, yaralama, dövme gibi suclarda af:

Karsi tarafin tahrik, hakaret ve benzer sebepleriyle vurma,
yaralama, dövme ve benzeri suclari i$lemis olanlar, yani
tek tarafli ve kasdî olmayan suc sahipleri, cezalarinin yarisini
cektikten sonra, haksizliga ugramis olan hak sahiplerinden
özür ve af dilesinler. Eger hak sahipleri, yazili ve imzali
olarak affettiklerini aciklarlarsa, o suclular daha fazla hapis
tutulmasinlar.

Avrupa Insan Haklari Örgütü'ne duyuru!

Avrupa Insan Haklari Örgütü'nün, bu bildiride aciklanmis olan
yeni adalet sistemi'ni hukuk uzmanlarina inceletmesini, hak ve
adalete uygun görüldügü takdirde de onu hemen uygulamaya
koymasini rica ve teklif ediyoruz.

Ileride kurulacak ve kurulmasi düsünülen "Yeni Dünya Devleti"
nin, yeni bir yönetim sistemine ve yeni bir adalet sistemine ve
yeni bir ekonomik sisteme ihtiyaci vardir. Bu devlet, yönetimde
Hak ve Adalet ve Namus; hukukta (yukarida zikredilen) "mura-
nist adalet sistemi" ve ekonomide de "paylasma ve yardimlas-
ma" temelleri üzerine oturtulmalidir. Bu oturtma ile yeni cagi-
mizi bir "mutluluk cagi" yapmamiz mümkün olacaktir. O halde
hepimizin gayreti bu misyonu gerceklestirmek olmalidir.

OGULSUZ VE ORTAKSIZ ALLAH HEPIMIZI EN KISA ZAMANDA
"ALTIN CAG" OLAN MUTLULUK CAGI'NA KAVUSTURSUN!

Bildirilerimize ulasabileceginiz adres:
www.kuranisthaber.blogspot.com

Zaman: Yeni Cag'in sekizi, Aralik ortasi.
Mekan: Avrupa.
Makam: Hak ve Hukuk ve Ictihad.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: