Montag, 1. Dezember 2008

ATEiSTLER KUR'ANI NiÇiN YORUMLAYAMAZ?

ATEISTLER KUR'ANI NICIN YORUMLAYAMAZ?

(Bu bildiri, yazarimiz Hüseyin Avdic'in, 2006 yilinda,
"mustafaakyol.org" sitesinde bir ateist tartismaciya verdigi
cevaptir.)

Sayin Sezgin Kiroglu'nun: "Diger dinlerden olan insanlarla
konusulmasi bile ayetlerle yasaklanmistir..." $eklinde Kur'
andan "hükümler cikararak" Kur'ani kusurlu göstermeye
calismasi, Kur'ana ve Kur'anlilara bir tecavüzdür. Bu teca-
vüz de, Kiroglu'nun "cehalet"inden ve kalbinin "kirliligi"nden
cikmaktadir. Fakat Kiroglu bu sözlerden hemen alinmamali
ve tepkiye kalkmamalidir. Cünkü her insan her dalda uzman
olamaz. Uzman olmadigi dalda da o kimse cahildir. Cahil
oldugu bir dalda ise insan, uzmanlik alani olmadigi konularda
hükümler veremez. Verirse, cehâletini ilân etmis olur. Bu
cehâlete, yani bilgisizlige düsmemek icin Kiroglu gibilerin
önce: "Kur'an ve tefsir bilginleri, Müslümanlarin Yahudi ve
Hiristiyanlarla dostluk kurmasi hakkinda ne demis, bu konu-
daki ayet ve hadisleri nasil yorumlamis" diye sormasi ve aras-
tirmasi gerekir. Kiroglu bu arastirmayi yapsaydi ve Kur'ana
"dostlukla" yaklassaydi, elbette yukaridaki duruma düsme-
yecekti.

Hic süphesiz Kiroglu'nun "Kur'an yorumu" ve ondan cikar-
digi "hükümler" yanlis ve isabetsizdir. Dogru ve isabetli olan
yorum ve cikarilmasi gereken hüküm M. Akyol'unkidir. S.K'
nin yorum ve hükmü ise ancak kendisini baglar, Müslüman-
lari baglamaz. Yani S.Kiroglu cikardigi hükme göre ve Müs-
lümanligi kabul ettiginde isterse Yahudi ve Hiristiyanlarla
dost olmayabilir. Ama bu hareketini Kur'anlilara $art ko$a-
maz. Fakat bir Müslümanin, Kur'an bilginlerinin ortak görü-
sünü terk edip kendi keyfine uymasi da ayri bir sapiklik olur.
Bazi radikal Müslümanlarin Kur'ani ateistler gibi yorumla-
masi da bu sapikliga dahildir.

Kur'an, Turan Dursun'un Islam hakkindaki $üpheleri ve
Ilhan Arsel gibi materyalist ve ateistlerin fikir ve inkârlari
temel alinarak yorumlanamaz. Aksi halde yapilacak yorum-
lar, Kur'ana bir tecavüz ve onu tahrif etmek olarak kabul
edilir.

S. Kiroglu gibi ateist ve materyalistlerin en büyük hatasi,
Müslüman olmadiklari halde Müslümanlarla Islâmî konu-
lari tartismalaridir. Yani ne Müslümanliklari vardir ne de
Islâmî uzmanliklari! Fakat buna ragmen tartismaktan geri
durmuyorlar...

Islâmî konularda tartismaya katilmak isteyen ateistler ve
gayri müslimlerin bundan böyle bazi kural ve kaidelere
uymalari gerekiyor. Bazi basamaklari cikmamis ve a$ma-
mis tartismacilar, Islâmî tartismalardan uzak tutulmalidir.
Meselâ S. Kiroglu gibi bir kimsenin Islâmî konularda tar-
tisma hakki kazanabilmesi icin cikmasi gerektigi ilk basa-
mak, bu evrenin Sahibi'ni yani kâinati yaratan, ya$atan ve
yöneten mânevî büyük Güc'ü bilmesi ve tanimasi ve O'
nunla "dost" olmaya calismasidir. Ancak bu basamagi
a$tiktan sonra o kimse; "Müslümanlar, Yahudi ve Hiristi-
yanlarla dost olabilir mi, olamaz mi" gibi Kur'anî konular-
rin tartismasina katilabilir. Aksi halde ancak bir seyirci
olabilir ve soru sorabilir. "Müslümanlar, Yahudi ve Hiris-
tiyanlarla dost olamaz" gibi hükümler icad etmeye kalkar-
sa, ona "HOP! DUR BAKALIM!" denir ve denmelidir.
Aksi halde faydasiz ve neticesiz bir tartismanin icine gi-
rilmis olacak ve bir sürü gereksiz söz sarfedilecek ve
zaman israfi olacaktir. Hem bu sitede yapilan tartismala-
rin kalitesini yüksek tutmak icin de zikrettigim kural ve
kaidelerin uyulmasinda ve uygulanmasinda büyük yarar-
lar bulunmaktadir.

Evet, sayin Sezgin Kiroglu! Bu âlemin e$siz Sultani ile
dostlugunuz ne derecededir? Yoksa hâlâ bu evrenin
yaratilis, ya$atilis ve yönetilisini; aciz ve akilsiz, görmesiz
ve duymasiz, vicdansiz ve konusmasiz rastlantiya, doga-
ya veya amacsiz ve hedefsiz kendikendilige veya hâkim-
siz yasalara mi vermektesiniz. Bu sonucsuz ve faydasiz
vermeleriniz devam ettigi müddetce Kur'anî konularin
tartismasindan uzak durmak zorunda kalacaksiniz. Bi-
rinci basamagi cikabilmek ve a$abilmek icin kalbinizi
ateizm ve materyalizm mikrobundan temizlemeniz gere-
kiyor. Bu mikroplar kalbinizde ve kafanizda durdugu
müddetce gercek insanliga da ula$amayacaksiniz. Ger-
cek insanlik, bu âlemin hiddetli ve merhametli Sultani'yla
dostluktadir. O'nunla dost olmayanlarin "insanlik"indan
bahsedemeyiz. Insanlik istiyorsaniz, i$te yol! Bu yola
girenler sonunda mutlaka gercek insanliga eri$irler. Gir-
meyenlerin ise, onlarin insanligini tasdikleyecek bir Tan-
rilari olmaz. Tasdikcisi olmayanlarin da insanligi gecersiz
kalir.

Eger siz bu kâinatin gercek Yaratici'sini yani ortaksiz
Allah'i tanimaya calismak yerine O'nu inkârda yani ate-
izm ve materyalizmde israr ediyorsaniz, bu israrinizla
bütün kâinatlilarin "elini" degil, (mânen) "kafasini" kesmis
olursunuz. I$te ateizm ve inkârcilik böyle büyük bir
zulümdür. Ilk tartisilmasi gereken de i$te bu zulümdür,
yoksa Kur'andaki el kesme cezasi degil!

(Hem el kesme cezasi sizi fazla endi$elendirmemelidir.
Cünkü siz, dine dayali bir devletin ülkesinde ya$amiyor-
sunuz. Sizin ülkenize teokratik bir rejimin gelmesi ise
mechuldür. Siz Müslüman olsaniz bile, hirsizlik yaptiginiz-
da kimse sizin elinizi kesecek degildir. Cünkü siz, $eria-
tin uygulandigi bir Ortadogu ülkesinde degil, Türkiye'de-
siniz. Hem bu cezalandirma $eklini, yimibirinci yüzyilin
Mehdisi, "Allah'in izniyle" hapis cezasina cevirebilir.)

Ateist zulüm, nasil zulüm oluyor? Nasil bir vatandas, ülke-
sinin Basbakan'ini red ve inkâr ederek keyfî ya$amaya
kalksa, vergisini vermese ve kanunlarini hice saysa, böy-
le bir kimse "zalim" ve "terörist" olarak hapse atilip ceza-
ya carpilirsa; bu evren ve kâinatin yüce Basbakani olan
Allah'i red ve inkâr eden bir ateist ve materyalist de "in-
kârci vatandas" gibi ayni hükmü alir ve ayni muameleyi
görür. Cünkü bu evreni ateistler yaratmamistir. Bu evre-
ne ilahlik yapacak gücleri de yoktur. Aksine onlar bir
Ilah'in yönetimi altindadirlar. Üstteki'ni tanimak isteme-
yen veya dogrudan dogruya O'nu red ve inkâr eden veya
O'nun yerine yaratilmislari Ilah Koltugu'na oturtan kimse-
ler elbette (mânen) "zalim" sifatini kazanmis olurlar.

Bir ülkeyi yönetmek icin cok akilli ve bilgili bir Ba$bakan
gerekir, ama ateist ve materyalistlere göre bu evrenin
yaratilmasi, ya$atilmasi ve yönetilmesi icin serseri tesadüf
ve aciz-acimasiz madde ve sahipsiz-Allahsiz yasalar ye-
terlidir! Basit bir sanatli eser ustasiz olmaz, ama bir agac,
bir hayvan, bir insan gibi cok bilimli, cok hesapli ve cok
sanatli eserler icin bir Tanriya gerek yoktur! Öyle mi?

Allahsizliktan ve inkârcilik zulmünden kurtulmaya calismak
gercek insanliktir. Bu insanliga yanasmayanlar ise, zulüm-
lerinin cezasini bir baska âlemde mutlaka göreceklerdir.
Ancak ölümü yok etmeye gücü yetenler hesap vermekten
kurtulur. Ölümü öldürmeye gücü yetmeyenlerin ise, Allah'i
ve Ötedünyasini kabul etmekten baska careleri yoktur. Bu
careye sarilmayanlar, 60-70 yillik ortalama ömür hesabi
üzerinden BÜYÜK HESAP GÜNÜ'nün baslangicina kac
dakikalarinin kaldigini hesaplayabilirler. Ateizmin en büyük
suc kabul edildigi bir âleme gitmeden önce ateistler ve ma-
teryalistler hesaplarini cok iyi yapmalidir.

Not 1: Resim varsa, ressam da vardir. Ayni sekilde dünya
varsa, Allah da vardir. Eger dünya dönüyor, kâinat i$li-
yorsa, Allah da yönetim ve faaliyettedir. Ilahsiz yönetim
ve faaliyet olmaz. Allah da elcisiz olmaz. Elci de kitapsiz
olmaz. Ben, Allah'tan aldigim bilgi ve i$iga dayanarak
Kur'anin, "Allah Sözü" oldugunu, Hz. Muhammed'in sözü
olmadigini tasdik ediyorum.

Not 2: S. K'ye göre Mustafa Akyol: "Ben humanist degil,
teistim" demis. Bunun anlami: "Ben, insan veya insancil
degilim" demek degildir. Aksine: "Ben, ateistler gibi bir
insancil degil, Allahlilar (yani Müslümanlar gibi) bir insan-
cilim" demektir. Tabi, sayin Akyol böyle bir söz sarfetmis-
se, o sözle ne demek istedigini de, o daha iyi anlatabilir.
S. Kiroglu ise, teistlerin insan olamayacagindan bahsetmis!
(Bu notum, a-teist: Allahsiz, teist de: Allahli demekse ge-
cerlidir. Cünkü TDK Sözlügünde teist'in karsiligini bulama-
dim.)

(Ben bu notu yazdiktan sonra M.Akyol'un da bu konuda
bir cevap yazdigini gördüm. Siz de okumussunuzdur...)

Not 3: Kur'andan cimbizlama bir ayet cekip sonra bu aye-
tin diger ayetlerle olan bagtlantisini keserek yapilan yorum
ve hüküm cikarmalarin bir gecerligi yoktur. Böyle tefsir ve
ictihadda bulunanlarin yaptiklari keyfîdir, cahilânedir. Eger
inadla yapiyorsa, zalimliktir, düsmanliktir. Buraya yorum
yazan arkadaslar bu hususu nazar-i itibara alarak kendile-
rini hizaya sokarlarsa, kavga biter ve bitmelidir.

Zaman: Yeni Cag'in sekizi, Aralik ba$i.
Mekan: Avrupa.
Makam: Cevaplama.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: