Donnerstag, 6. September 2018

SURİYE DİKTATÖRLÜK YÖNETİMİNE VE ONU DESTEKLEYEN İRAN VE RUSYA'YA UYARI!

         SURİYE DİKTATÖRLÜK YÖNETİMİNE
                     VE ONU DESTEKLEYEN
                  İRAN VE RUSYA'YA UYARI!

       zâlimleri devirecek olan tekTANRInın adıyla


Demokrasi ve özgürlük isteyen halkının yarım mil-
yondan fazlasını haksızlıkla katlettiğinden Suriye
diktatörlük yönetiminin yönetim hakkı kalmamıştır.
Bu yönetimde olanlar Suriye halkını yönetmekten
derhal el çekmelidir. Suriye yönetiminden el çek-
mesi gerekenler ancak suçlarının hesabını uluslar-
arası bir mahkemede verdikten sonra yönetime de-
vam edebilirler. Tabii suçsuz olduklarını kanıtlaya-
bilirlerse!

Ellerinde Uluslararası Mahkeme'den alınmış bir
suçsuzluk belgesi olmadığı halde yönetime devam
edecek olan Beşar Esad yönetimindekilere, Ulus-
lararası Demokratik Güçler'ce savaş açma hakkı
doğar. Uluslararası Demokratik Güçler(UDG) olan
AB, ABD ve Türkiye bu hakkı kullanmak zorunda-
dır. Çünkü Suriye'de çok büyük bir zulüm işlenmiş-
tir. Bu zulüm cezâsız kalamaz! Bunun hesabı sorul-
madan durulamaz!

Dolayısıyla Birleşmiş Milletler, 500 bin mâsûm hal-
kın katliamcısı Suriye diktatörlük yönetimini ve ona
destek vermekte olan İran ve Rusya yönetimlerini
hesap vermeye çağırmalıdır. Bu çağırmayı yapma-
yacak olan bir Birlemiş Milletler teşkilâtı, kendini
kapatmalıdır. Çünkü devletlerin zulümleri karşısın-
da yaptırımsız ve hesap sormasız kalan bir teşkilâ-
tın varolma hakkı olamaz.

Birleşmiş Milletler teşkilâtı harekete geçmediği tak-
dirde, Uluslararası Demokratik Güçler harekete
geçmek ve Esad rejimini sonlandırmak zorundadır.
Bu zorunluk yerine getirilirken, Rusya ve İran'ın da
Esad'ın ve rejiminin yanından çekilmesi ve Suriye'
yi terketmeleri gerekir. Bu gereklik yerine getirilme-
diği takdirde, Uluslararası Demokratik Güçler gere-
keni yapmak için Suriye'deki İran ve Rusya'ya sa-
vaş açmak mecburiyetindedirler. Bu mecburiyet
yerine getirilmeden de Suriye sorunu çözülemez.
Ve Suriye halkları zulüm görmeye ve bombalanma-
ya devam eder. Ama bu kötülüğe daha fazla izin
verilemez!

Bu sebeple İdlib'e saldırmaya hazırlanan Esad, İ-
ran ve Rusya mutlaka durdurulmalıdır.

Şu anda Suriye'de rejim savaşını Esad değil, Rus-
ya kazanmış durumdadır. Obama yönetiminin Rus-
ya'nın önünü açmasıyla Suriye'de bir zafer kazan-
mış durumda olan Rusya, bu zaferiyle Esad'ın dik-
tatörlüğünün devamını da garantilemiş oluyor. Yani
şu anda kazanmış durumda olanlar, diktatörlük ta-
raftarlarıdır. Bu rejim savaşında kaybedenler ise en
başta ABD ve Avrupa'dır. En büyük kaybedenler
ise, Suriye halklarıdır. Çünkü ülke ve vatanları yıkıl-
mış, göçe mecbur kalmışlar ve en kötüsü de 500
binden fazla kardeşlerini kaybetmişlerdir.

Avrupa ve ABD bu yenilgiye râzı mı olacaklardır?
Râzı olmak istemezlerse ve bir zafer kazanmak
isterlerse, yapılacak olan şudur: Türkiye, İran ve
Rusya ittifakı bu sorunu çözemez. Çünkü İran ve
Rusya'nın ne istediği bellidir. Türkiye'nin eli ise İ-
ran ve Rusya'ya karşı mahkûmdur, onların isteği-
ni değiştiremez ve Suriye halklarını özgürleştire-
mez. Dolayısıyla onlara, yani Rusya, İran ve Esad
üçlüsüne zafer kazandırmaktan başka bir hizmeti
olamaz ve olamamaktadır.

Bu durumda Suriye sorununu ancak haklı ve en
çlü olan çözer. Bu güç de, Uluslararası Demok-
ratik Güçlerdir. O güçlerin sahipleri de Türkiye,
ABD ve AB'dir. Çözüm için de, ya Türkiye, İran ve
Rusya birleşir, ABD'yi Suriye'den çıkarır; ya da
Türkiye, ABD ve AB birleşerek Rusya ve İran'ı
Suriye'den atar. Bu atmayı yapabilmek için Türkiye,
AB ve ABD'nin "haklı" olmaları gerekir. Bu haklılığı
kazanabilmek için de Demokratik Güçler'in, Suriye
halklarının özgürleşmelerini ve Suriye'nin de de-
mokratikleşmesini istemeleri gerekir.

Türkiye, İran ve Rusya'nın birleşerek getireceği
çözüm, çözüm değildir. Çünkü bu çözümde Esad'
ın diktatörlüğünün devamı vardır. Türkiye, ABD ve
Avrupa'nın birleşerek getireceği çözümde ise E-
sad diktatörlüğünün sonu ve Suriye halklarının öz-
gürleşmesi vardır. Doğru ve haklı çözüm de budur.
Eğer İran ve Rusya'ya eli mahkûm bulunan Türkiye
bu çözüme katılmak istemeyip tarafsız kalırsa, AB
ve ABD'nin birleşik gücü, Suriye sorununu çözme-
ye yine de yeter. Ancak bu çözümde Türkiye taraf-
sızlığı seçerse,Suriye üzerinde söz hakkını da kay-
beder. Eğer bu kayba râzı olmayıp AB ve ABD sa-
fına geçerse, bu takdirde de Rusya ve İran ile olan
ticarî ve silah alım-satım işleri tehlikeye girer. Türki-
ye seçimini yapmak durumundadır. Ama asıl seçi-
mi AB ve ABD'nin yapması gerekiyor: Rusya'nın
kazanmış olduğu zafere, yani diktatörlük taraftarla-
rına olan yenilgilerine râzılar mı? Eğer bu yenilgiye
râzı olmazlarsa, hemen birleşerek Rusya ve İran'ı
Suriye'den atmaları ve Esad'ı da cezâlandırmaları
gerekecek. Bunu yapmayan bir AB ve ABD'nin ise,
yenilgiyi kabullenmekten başka çareleri yoktur. A-
ma bu çaresizliği kabullenmeleri, onlara ileride da-
ha başka yenilgiler de kazandıracaktır. Bu kazanç
ise onların en büyük kaybı olacaktır! Bu kayba rı
göstermeyecek olan AB ve ABD ise derhal hare-
kete geçmek ve Rusya ile İran'ı Suriye'den çıkar-
mak zorundadır. Doğru ve nihaî çözüm budur!

Birleşmiş Milletler'de çözüm sağlamak mümkün
değildir. Sebebi de bu teşkilâtın 5 başlı olmasıdır.
Bu 5 başlılığı her beş yılda yenilenen demokratik
tek başlılığa indirmek mümkün olmazsa ve bu teş-
kilât Suriye sorununu çözmeyi de başaramıyorsa,
ona artık kapanmaktan başka çare yoktur. İşlevsiz
bir teşkilâta ne gerek var? BM'nin kapanmasıyla,
sorunlarına çözüm arayan devletler ve milletler, hiç
olmazsa çözüm getiren yeni bir teşkilât kurmaya
yönelebilirler.

İmza: Mehdiyet Makamı.


Not 1: Birleşmiş Milletler eğer Suriye sorununun
çözümünde başarı gösteremezse -ki gösterecek
durumda değildir-, bu takdirde bu teşkilâtın dünya
devletleri nazarında bir anlamı ve kıymeti kalmaya-
caktır.

Not 2: Rusya'nın İdlib'e saldırısı, teröristleri yok et-
mek için değil, o şehri ele geçirmek içindir. Eğer
maksadı bu değilse, İdlib'in kontrolünü Türkiye'ye
versin, teröristlerle de o uğraşsın. Eğer Rusya bu
teklife yanaşmazsa, demektir ki, Rusya İdlib'i ele
geçirmek için harekete geçmiştir. Rusya'nın bu ha-
rekete hakkı yoktur. Dolayısıyla Rusya'nın İdlib'e
saldırısı derhal durdurulmalıdır.

Not 3: AB ve ABD ülkeleri yönetimlerinin: "Suriye'
de Esad kimyasal silah kullanırsa ona saldırırız"
demeleri, açıkça: "Esad, kimyasal olmayan silahlar-
la halkını katletmeye devam edebilr" demektir ve
katliama teşviktir. AB ve ABD yönetimleri bu teşvik-
le diktatör Esad'ın cinayetlerine ortak olmaktadır.
Bu çok çirkin ve korkunç ortaklık artık son bulmalı
ve Esad'a hakettiği cezâsı verilmelidir. Onun cezâ-
lanabilmesi için de, Suriye'deki Rusya ve İran'a sa-
vaş açmaktan başka çare yoktur. Bu savaştan ka-
çan AB ve ABD ülkeleri, Rusya ve İran'ın elini güç-
lendirmekten başka birşey yapmıyorlar.

Not 4: Eski ABD yönetiminin yol vermesiyle Rusya,
Suriye'nin patronu oldu. Onun bu patronluğu elin-
den alınmazsa, o yarın Doğu Avrupa ülkelerinin de
patronu olacaktır. Yarın yakın değil mi?!

Not 5: Bu bildiri, uluslararası diplomatik platformda
paylaşılmıştır.

İmza: Mehdiyet Makamı.


                                 Tanrı tektir.
   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.


Zaman:  Yeni Çağ'ın onsekizi, Eylül başı.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *





Keine Kommentare: