BM'DEKİ DÜNYA DEVLETLERİNE İDLİB AÇIKLAMASI!

            BM'DEKİ DÜNYA DEVLETLERİNE

                        İDLİB AÇIKLAMASI!

                      devletlerin ve milletlerin

            hak ve adâletle yönetilmesini isteyen

                          tekTANRInın adıyla

Birleşmiş Milletler bünyesindeki devletlerin sayın

liderleri!

İran, Rusya ve Esad rejiminin saldırısı altında bulu-

nan Suriye'nin İdlib kentiyle ilgili olarak gerçekleri

görmeniz ve haklı tarafta durmanız için bu açıkla-

mayı yapmak istiyoruz.

Türkiye, saldırı altında olan ve 3 milyon mâsum

sivilin bulunduğu İdlib kentini koruma altına almıştır.

Bu korumanın amacı şudur: Birincisi: Yaklaşık 3

milyon mâsum sivilin hayatlarını katliamdan kurtar-

mak. İkincisi: O sivillerin göçe mecbur edilmelerini

önlemektir. Çünkü bu insanların başka gidecek bir

yerleri kalmamıştır. Avrupa ülkeleri onları kabul et-

memektedir ve etmeyeceklerdir. 3.5 milyondan

fazla mülteci barındıran Türkiye'nin de daha fazla

mülteciyi kaldıracak durumu yoktur. Yani o mâsum

sivilleri perişanlığa düşmekten kurtarmak gerekiyor.

Türkiye'nin 3. hedefi de sınırlarını PKK ve YPG te-

röristlerinin saldırılarından korumaktır.

Bu üç hedef ve amaç için Türkiye Suriye'de bulun-

mak zorundadır.

Esad rejimi ise, içinde teröristler bulunduğu gerek-

çesiyle İdlib'e saldırmakta ve bu şehri ele geçir-

mek istemektedir. Fakat bu istek, hak ve adâletin

gerektirdiği şartlar yerine getirilince gerçekleşebilir.

Aksi halde onun saldırıları suçtur. Çünkü İdlib'de E-

sad rejimince terörist kabul edilen 20 bin savaşçı

ve 100 bin de rejim muhalifi varsa, bunların geri ka-

lanı da mâsum sivillerdir. 2.5 milyondan fazla olan

mâsum sivili terörist kabul etmenin bir haklılığı ola-

maz. Dolayısıyla eğer Esad rejiminin derdi terörist-

lerin İdlib'den atılmasıysa, önce 2.9 milyon İdlibli

için bir güvenli bölge bulunup o siviller buraya yer-

leştirilmeli ve ihtiyaçları karşılanmalıdır. Bu şartı ye-

rine getirdiğinde Esad rejimi istediği operasyonu

yapabilir. Aksi takdirde onun operasyon yapmasına

izin verilmeyecek ve saldırılarına karşılık verilecek-

tir.

Esad rejiminin Türkiye'ye karşı savaşacak gücü

yoktur. Çünkü ordusu dağılmış, yok olmuştur. Fa-

kat ona destek veren Rusya ve İran askerleriyle

Türkiye askerlerine saldırmaktadır. Yani Esad re-

jiminin saldırılarını, Rusya ve İran'ın saldırıları ola-

rak kabul etmek zorundayız. Bu saldırılar son bul-

mazsa, NATO devreye girmeye mecbur kalır. Rus-

ya ve İran sorumlu tutulmak istemiyorlarsa, Suriye'

yi terketmelidirler veya Esad rejimini durdurmalıdır-

lar. Bunlar yapılmadığı takdirde, Rusya ve İran so-

rumlu tutulur ve onlara NATO güçlerince savaş açı-

lır.

Zaten Rusya ve İran'ın Suriye'de bulunma hakkı

yoktur. Çünkü 2014 yılına kadar demokrasi ve öz-

gürlük isteyen halkından yüzbinden fazlasını katlet-

miş olan Esad rejimi yönetim hakkını kaybettiğin-

den, onun dâvetleri de geçersiz olmuştur. Bu ge-

çersizlik nedeniyle "Suriye rejiminin dâvetiyle" gel-

diklerini söyleyen Rusya ve İran'ın Suriye'de bulun-

ma haklılıkları bulunmamaktadır. Dolayısıyla Rusya

ve İran'ın Suriye'yi derhal terketmesi gerekmekte-

dir. Suriye'de bulunmaları ancak Suriye halklarının

çoğunluğunun kabulüyle mümkündür. Suriye halk-

larından dâvet almamış ve asla alamayacak olan

İran ve Rusya'nın Suriye'de yeri yoktur. Çünkü Su-

riye toprakları, Esad reimine ait değil, Suriyeli halk-

lara aittir. Rusya ve İran, eğer "biz devletiz" diyor-

larsa, Suriyeli halkların hakkını gözetmek zorunda-

dırlar. Suriyeli halkların hakkını gözetmeyen devlet-

ler Suriye'de bir işgalcidir. İşgalciler de düşman

kabul edilir. Düşmana karşı da savaşmak bir haktır.

Bu hak gereğince Esad rejimindekiler yönetimden

çekilmediği ve Rusya ve İran da Suriye'yi terketme-

diği takdirde NATO'nun harekete geçmesi ve Esad

rejimini devirip, Rusya ve İran'ı da Suriye'den atma-

sı bir haktır. Türkiye ve NATO bu hakkını o üç düş-

mandan almalıdır ve alacaktır.

Birlesmiş Milletler üyesi devlet yöneticileri eğer

"biz devletiz" diyorlarsa, Türkiye ve NATO'nun hak-

larının yanında olmalıdır. Çünkü bir devlet, hakka

ve adâlete dayanıyorsa devlettir. Hakka ve adâlete

dayanmayan devletler, zulme dayanıyor demektir.

Zulme dayanan devletler ise, "haydut devlet"tir.

Haydut devletlerin Birlesmiş Milletler'de işi yoktur,

oyları ve kararları geçersizdir.

İmza: Mehdiyet Makamı.

Not 1: Bir terör örgütünün dâvetiyle Suriye'de bulu-

nan ABD'nin orada bulunma hakkı yoktur. Ancak

Rusya, İran ve Esad rejimine karşı savaşmayı ka-

bul ederse, Suriye'de kalmaya devam edebilir.

Not 2: Ellerinde bulunan mültecilere yetecek kadar

Suriye toprağını işgal ve ilhak etmek, Türkiye ve

Almanya'nın hakkıdır. Türkiye ve Almanya isterler-

se bu hakkını kullanabilirler. Bu haklarını kullanmak

isterlerse, yüzde yüz haklı olurlar. Çünkü işgal veya

ilhak edecekleri topraklara ellerindeki Suriyeli mül-

tecileri yerleştireceklerdir. Gerektiğinde yapılacak

işgal ve ilhaka hiçbir ülke karşı çıkamaz. Karşı çık-

mak isteyen ülkeler önce Rusya'nın Kırım'ı, Hindis-

tan'ın Keşmir'i ilhakını ve İsrail'in Filistin toprakların-

da yerleşim birimleri açmasını sonlandırmalıdır.

Bunlara ses çıkarmayan ülkeler, Almanya ve Türki-

ye'nin yapmak isteyeceği işgal ve ilhaka ses çıka-

ramaz.

Not 3: Rusya ve İran, İdlib'de yaptıkları bombala-

malar sonucunda Türkiye sınırına yığılmış bulunan

ve perişanlık içinde yaşayan 1 milyon 800 bin Suri-

yeli mâsum sivilin ihtiyaçlarını karşılamak zorunda-

dırlar. Rusya ve İran yönetimindekilere şu soruyu

soruyor ve cevap bekliyoruz: Perişanlık içinde ya-

şamakta olan Suriyeli mültecilerin veya sınıra sığın-

mışların yerinde olmak ister miydiniz? "Onların ye-

rinde olmak istemezdik" derseniz, onlara yaptığınız

kötülüğün bedelini ödemelisiniz. Veya en azından

Esad'ın yeni mülteciler yaratmasına izin vermeme-

lisiniz. "Bizim buna gücümüz yetmez" diyorsanız,

Suriye'den defolmalısınız!

Not 4: Hakka ve adâlete dayanmayan, hakka ve

adâlete uygun bir özgürlüğü bulunmayan ve siya-

sal iktidarları millet çoğunluğunun rızâsına dayalı

olmayan devletler, "haydut devlet"lerdir. Haydut

devletlerin Birleşmiş Milletler'de bulunma hakkı

yoktur. Haydut devletleri bünyesinden atmayan

bir BM, "kirlenmiş" bir BM'dir. BM kendini arıtmak

zorundadır.

Not 5: Haydut devletler şunlardır: ABD, Rusya, Çin,

Fransa, İngiltere, Suudi Arabistan, Birleşik Arap E-

mirlikleri, Kuzey Kore, Hindistan, İran, İsrail, Suriye,

Mısır, Yunanistan.

Çünkü ABD ve İngiltere, "nükleer silahı var" yala-

nıyla Irak'a girip 1 milyondan fazla sivili katlettiler ve

Irak'ı yıktılar. Saddam Hüseyin'i devirmeleri doğ-

ruydu. Ama sivil katliamları suçtur. Bu suçtan arın-

mak için katlettikleri sivillerin kan bedelini ve yaptık-

ları yıkımların masraflarını Irak hükümetine ödeme-

lidirler. Ancak bu ödemeyi yaptıktan sonra kendile-

rini arındırmış olur, BM'de kalabilirler. Aksi halde

BM'den derhal çıkmalıdırlar.

Rusya ve İran: Bir diktatörün haksız dâvetine uyarak

Suriye'ye girmiş ve Esad'ın katliamlarına ortaklık et-

mişlerdir. Kendilerini arındırabilmeleri için, katlettik-

leri mâsum sivillerin kan bedellerini ve yaptıkları yı-

kımın karşılığını Suriyeli göçmenlere ödemelidirler.

Bu ödeme yapılmadığı takdirde Rusya ve İran BM'

de kalamaz.

Çin: Doğu Türkistanlı millete eziyet etmekte ve on-

ların hak ve özgürlüklerini gasbetmektedir. Bu gasp

ve eziyet son bulmalı ve yönetim şekli demokrasiye

dönüştürülmelidir. Aksi halde Çin, BM'de kalamaz.

Fransa: Afrika'daki sömürülerine son vermelidir.

Sömürülerine son vermediği takdirde BM'den der-

hal atılmalıdır.

Suudi Arabistan: Vatandaşlarını yargılamadan kat-

letmekte ve halk çoğunluğunun rızâsına uygun bir

yönetim yapmamaktadır. Katil Prensi yönetimden

uzaklaştırılmadığı ve demokratik yönetime geçil-

mediği takdirde bu ülkenin BM'de bulunma hakkı

yoktur.

Birleşik Arap Emirlikleri: Ortadoğu'yu karıştırmakta

olan bu ülke yönetimi, bozgunculuklarına son ver-

mediği ve demokratik yönetime geçmediği müd-

detçe BM'de bulunamaz.

Mısır: Abdulfettah Sisi isimli kanlı diktatörün iktidarı

sona ermediği ve o diktatörden hesap sorulup ce-

zâsı verilmediği müddetçe bu ülke BM'de varlık

gösteremez.

Kuzey Kore: Bu ülkede diktatörlük son bulmadığı

müddetçe Kuzey Kore BM'de kalamaz.

Hindistan: Keşmir'i ilhak etmiş bulunan bu ülke, ilha-

kını kaldırmadığı müddetçe BM'de olamaz.

İsrail: Filistinlilerin toprak haklarını ödemeyi hemen

kabul etmediği ve BM'nin kararlarına uymadığı tak-

dirde BM'den derhal atılmalıdır. BM kararlarına uy-

mayan ve uymayacak bir ülkenin BM'de ne işi var?

Suriye: 1 milyon vatandaşını katletmiş, onbinlerce-

sini işkenceden geçirmiş, 10 milyon Suriyeliyi göçe

mahkûm etmiş ve şehirlerini yıkmış bulunan ve aynı

zamanda demokratikleşmeyi kabul etmeyen Suriye

rejiminin BM'de asla yeri yoktur.

Yunanistan: Türkiye'ye ait 12 adayı gasbetmiş bu-

lunan ve bu gasbına son vermek istemeyen bu ül-

ke de, gasbına son verinceye kadar BM'de buluna-

maz. (12 Adalar Türkiye'nin doğal hakkıdır. Bu hak

Türkiye'ye derhal ödenmelidir. Eski anlaşmalar ge-

çersizdir. Türkiye doğal hakkı olan bu adaları ilhak

etmelidir, edebilir.)

BM'de bulunmak isteyen ülkeler krallık ve diktatör-

lüklerine son vermelidirler. İngiltere'de de krallık

bitmelidir.

Teröristlere sahip çıkan ve onların cezâlandırılma-

sını engelleyen ülkeler de BM'de bulunamaz. Çün-

kü teröristlere sahip çıkmak bir haydutluktur.

Not 6: Halkına zulmeden devletlerden hesap sora-

cak ve haksız saldırıda bulunan ülkeleri cezâlandı-

racak bir mahkemesi bulunmayan bir BM, değersiz-

dir.

Not 7: Birlemiş Milletler'e bir soru: Bugün Almanya'

nın başında Adolf Hitler olsaydı, onu BM'ye sokar

mıydınız?

Not 8: Birleşmiş Milletler şu ilkeyi kabul etmeli ve

uygulamalıdır: Hak ve adâleti çiğneyerek halkına

zulmeden ve hakka ve adâlete dayalı özgürlüğü

halkların elinden alanlar veya vermeyenler, ülke

yöneticisi olamaz.

Not 9: Birleşmis Milletler şu sözü unutmamalıdır:

Kurtlarla kuzular birlik olmaz. Kurtlarla kuzular bir-

araya getirilmişse, kurtlar kuzuları her zaman yer.

BM'deki kurtlar atılmazsa, kuzular BM'yi terketme-

lidir. Yoksa sonları çok kötü olur!

Not 10: Bu bildiri, uluslararası diplomatik platform-

da paylaşılmıştır.

İmza: Mehdiyet Makamı.

                                 Tanrı tektir.

   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın yirmisi, Şubat'ın ikinci haftası.

Mekan:  Avrupa.

Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.

Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN

                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ

                                       *   *   *