Donnerstag, 23. August 2018

ABD YÖNETİMİ KRİZİ BİTİRMEK İSTİYORSA!

 ABD YÖNETİMİ KRİZİ BİTİRMEK İSTİYORSA!

adâlete boyun eğmeyen zorbaların karşısında olan
                          tekTANRInın adıyla

ABD Başkanı Donald Trump'ın Ulusal Güvenlik
Danışmanı John Bolton, Türkiye'nin Brunson'ı
serbest bırakmama konusunda büyük bir hata
yaptığını ileri sürerek; "her gün bu hatayla devam
ediyor. (Türkiye) NATO müttefiki Batı'nın bir par-
çası olarak doğru şeyi yaparsa ve Pastör Brunson'
u şartsız serbest bırakırsa kriz anında biter” demiş.

Herşeyden önce şu iyi bilinmelidir: Evet ortada bir
kriz var. Fakat bu krizi çıkaran, Türkiye yönetimi de-
ğil, ABD yönetimidir. Kriz sebebi ise, bilindiği gibi
Türkiye'de terör örgütleriyle işbirliği yaptığı gerek-
çesiyle tutuklu olan ve yargılanması devam eden
rahip Brunson'dır.

Şimdi şunu soralım: ABD yönetimi, Türkiye'nin Tür-
kiye'ye karşı suçlusu olan ABD'deki 250 kişinin ka-
tili ve 2500 şahsın da yaralayıcısı terörist ve darbe-
ci başı F. Gülen'i iade etmezken, Türkiye, Türkiye'
ye karşı suçlu kabul edilen Brunson isimli sanığı
henüz yargılanması bitmeden niye serbest bırak-
sın?

Sorunlarımızı hukukla mı çözeceğiz, yoksa zorba-
lıkla mı? ABD yönetimi, "o sanığı bırakmazsanız
yaptırım uygularız" deyip, yaptırıma kalkışarak zor-
balığa başvurmuştur. Türkiye yönetimi ise; "huku-
kumuzun vereceği kararı beklemek zorundayız"
demektedir.

Doğru olan nedir? Elbette ki hukukun vereceği
kararı beklemektir. ABD yönetimi bu kararı neden
beklemiyor? Eğer ABD yönetimi bu kararı bekle-
mek istemiyorsa, versin F. Gülen'i ve suç ortakları-
nı, alsın ajan Brunson'ı! Bu kadar basit! Kaldı ki F.
Gülen, ABD'ye karşı suç işlemiş bir adam değil,
Türkiye'ye karşı suç işlemiş bir adamdır. Niye iade
etmiyorsunuz? Bu adamın ABD yönetimince kıy-
meti nedir? Eğer bu adam ABD yönetimi hesabına
suç işlemiş yani darbe yaptırmış bir adamsa, o za-
man ABD yönetiminin bu adama yani darbeci başı-
na verdiği kıymet anlaşılır. Bu halde şu muhakkak
sorulacaktır: "ABD yönetimi bu adamla işbirliği için-
de olduğu için mi onu Türkiye'ye iade etmiyor?"

Eğer böyleyse, ABD yönetimi suçluluğunu bütün
dünyaya ilân etmiş olur ve hesap vermek zorunda
kalır.

ABD yönetimi ya Brunson'ı hukuk dışı yollarla iste-
mekten ve zorbalıktan vazgeçsin, ya da F. Gülen'i
ve suç ortaklarını iade etsin. Çözüm budur!

ABD yönetimi, Türkiye'ye: "Zorbalığıma boyun eğ-
melisin" diyemez. Bu deyişten vazgeçmelidir!

ABD yönetimindekiler eğer Tanrı'ya inanıyorlarsa,
O'nun adâletine boyun eğsinler. Adâletin gereği
ise; haklıya hakkını, haksıza da cezâsını hakettiği
kadar vermektir. Türkiye adâletin yanındadır. ABD
yönetimi neyin yanındadır?

İmza: Mehdiyet Makamı.


Not 1: ABD yönetimindekilere ve bu yönetime des-
tek vermekte olan Evanjeliklere soruyoruz: Meryem
oğlu İsa, adâletin yanında mıdır, yoksa zorbalığın
yanında mı? Biz Kur'anlılar, peygamberliğine inan-
dığımız ve kabul ettiğimiz Tanrı'nın kulu ve Mer-
yem'in oğlu İsa Mesih'in, adâletin yanında olduğunu
düşünüyoruz. Bundan başkası da olamaz zaten! E-
ğer siz de böyle olduğunu düşünüyorsanız, zorba-
lığı bırakmalısınız. Eğer bırakmazsanız, İsa'ya zıt
gitmiş olur, onun dininden çıkarsınız. (Belki de o-
nun dininden çıktığınız için zorbalığa başvuruyor-
sunuzdur?)

Not 2: Vatikan bu sualin cevabını vermelidir: İsa
Mesih, adâletin yanında mıdır, yoksa zorbalığın
yanında mı?

Not 3: Bu bildiri, uluslararası diplomatik platformda
paylaşılmıştır.

İmza: Mehdiyet Makamı.


                                 Tanrı tektir.
   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.


Zaman:  Yeni Çağ'ın onsekizi, Ağustos'un üçüncü
               haftası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *




Keine Kommentare: