ABD'NİN ESAD'A SALDIRISI YETERLİ DEĞİLDİR! SURİYE DİKTATÖRÜ DEVRİLMELİDİR!

                 ABD'NİN ESAD'A SALDIRISI

                        YETERLİ DEĞİLDİR!

        SURİYE DİKTATÖRÜ DEVRİLMELİDİR!

zâlimleri cezâlandıracak olan tek TANRInın adıyla

Neden yeterli değildir? Çünkü Suriye diktatörü Be-

şar Esad'ın tek suçu kimyasal silah kullanmak de-

ğildir. Onun asıl suçu, haksız ve adâletsiz rejimini

koruyabilmek ve zulümsel iktidarını ayakta tutabil-

mek için Suriye halkını katletmesidir. Beşar Esad,

400 binden fazla masum Suriyeli sivili haksız iktida-

rı için katletmiş olduğundan suçludur. Bu suçundan

dolayı da cezâlandırılması gerekiyor. Dolayısıyla

onun cezâlandırılmasına engel olan ülkeler de suç

işlemektedirler.

Sayın Birleşmiş Milletler Üyeleri! Bu böyle gide-

mez! Dünyadaki bütün diktatörlüklere son vermeli-

yiz. Bu konuda kesin bir anlaşmaya varmalıyız.

Çünkü diktatörlük, halk çoğunluğunun rızâsına da-

yalı siyasal bir sistem değildir. Halk çoğunluğunun

istemediği bir lider, halkının başından uzaklaşmalı-

dır. Uzaklaşmıyorsa, zorla uzaklaştırılmalıdır. Zor-

balıkla iktidarda kalmak isteyenlerin iktidarı gayri

meşrudur, hakedilmiş bir iktidar değildir. Haksız ik-

tidarları devirmek de bir haktır. Bu hakkı yerine

getirmek zorundayız.

Bazı ülkeler, menfaatlerine uygun olmadığı için dik-

tatörlüklerin yıkılmasını istememektedir. Bu sebep-

le de diktatörlerin katliam ve cinayetlerini hoş gör-

mekte, onları korumaktadırlar. Bu koruma, cinayet

ve katliam ortaklığıdır. Bu ortaklık büyük bir suçtur!

Bu suç terkedilmelidir. Bu suçu terketmeyenlere

savaş açmak bir hak olur ve bu hak yerine getirilir.

Bu hakkı yerine getirmeyen güçlüler de suç işlemiş

sayılır. Dolayısıyla Beşar Esad'ı cezâlandırmayan

ve onun kanlı iktidarına son vermeyen Amerika Bir-

leşik Devletleri de suçlu durumdadır. ABD bu suç-

luluk durumundan kurtulmak zorundadır. Bunun için

de, Beşar Esad rejimine son vermeli ve rejim sa-

hiplerini mahkemeye çıkarmalıdır. Katledilen yarım

milyon Suriyeli masum sivilin hesabı sorulmalıdır.

Bu katliama destek veren ve ortaklık eden Rusya

ve İran yönetimleri de hesap vermek zorundadır.

Hesap vermekten kaçanlara ve katliam ortaklığına

son vermeyenlere savaş açmak bir haktır. Barış is-

teyenler, katliam ortaklığına derhal son versin ve

suçlarının hesabını vermeyi kabul etsin. Kabul et-

medikleri takdirde, savaş kaçınılmazdır.

Rusya ve İran saldırıya uğramak istemiyorsa, Esad'

a verdikleri desteği derhal sonlandırsınlar ve Suri-

ye'yi terketsinler. Ayrıca, Esad'ın katliamlarına or-

taklık ettikleri için de, gerekli mahkemede hesap

vermeye hazır olsunlar.

İmza: Mehdiyet Makamı.

Not 1: Dünyadaki demokratik ülke yönetimleri şunu

kabul etmelidir: Beşar Esad'ın iktidarda kalma hakkı

yoktur. Çünkü gayri meşru iktidarı için 400 binden

fazla masum Suriyeli sivili katletmiştir. Yaptığı katli-

amlarının hesabının sorulması gerekir. Bunun için

de Esad'ın iktidarının sonlandırılması ve onun ya-

kalanması gerekiyor. Bu işi gerçekleştirmede de-

mokratik ülkeler hak sahibidir. Bu hak, vakit geçiril-

meden yerine getirilmelidir. Rusya ve İran'dan kor-

kulmamalıdır. Haklılara, haksızlardan korkmak ya-

kışmaz! Asıl korkması gereken, haksızlardır.

Not 2: ABD yönetimi, Esad'ı teslim olmaya çağır-

malı ve Rusya ile İran'ı da Suriye'den çıkmaya dâ-

vet etmelidir. Dâvet kabul edilmediği takdirde de

onlara savaş açmak hak olur ve gerekenin yapılma-

sı gerekir. Suriye'den çıkmayı kabul etmediği tak-

dirde, ABD, İran'la yaptığı nükleer anlaşmayı boz-

malıdır. Fakat bu yeterli değildir. İran'ın Suriye'den

zorla atılması gerekir. Rusya buna engel olmaya

kalkarsa, ona da gereken cevap verilmeli ve o da

Suriye'den çıkarılmalıdır. Ya kendiliğinden çıkar, ya

da zorla!

Not 3: Şu iyi bilinmelidir: Suriye, "egemen bir ülke"

değildir. Tam aksine Suriye; Rusya, İran ve Esad'ın

işgali altında olan bir ülkedir. Suriye'deki işgalcilerin

işgaline son vermek durumundayız. Bunun için de-

mokratik ülkeler kendi aralarında bir "Demokratik

Güç Birliği" oluşturmalı ve Suriye'deki işgali sonlan-

dırmalıdır. Bu sonlandırmada Rusya ve İran'dan ve

onlara karşı savaşmaktan korkulmamalıdır. Asıl

korkması gereken, işgalciler olan İran, Rusya ve

Esad rejimindekilerdir. Suriye'deki ABD ise, orada

ancak Rusya ve İran'ın işgalciliğini sonlandırmak

için kalabilir. Aksi halde orayı terketmek zorunda-

dır.

Not 4: Demokratik ülkelerin sayın Liderleri! Bütün

milletler, istedikleri kimseyi seçme ve onu başkan

veya başbakan yapma hakkına ve özgürlüğüne sa-

hiptir, sahip olmalıdır. Bu hakkı ve özgürlüğü millet-

lerinin elinden alan kimselerin iktidar olma hakkı

yoktur. Bu hakkı gasbetmiş olan diktatörlere savaş

açmak hakkımızdır. Bu hakkı bize, yüce Tanrı ver-

miştir. Çünkü yüce Tanrı, zulüm ve zorbalığı yasak-

lamış ve zâlimlere karşı savaşmamızı emretmiştir.

Biz de bu hakka dayanarak zâlimlere savaş açmalı

ve zulmü durdurmalıyız. O halde önce Suriye'deki

zulmü sonlandıralım. Sonra diğer zâlim diktatörlere

yönelelim. Eğer anlaşırsak, yıl sonuna kadar Beşar

Esad'ı devirebilir ve İran ile Rusya'yı Suriye'den a-

tabiliriz. Bundan sonra da sıra, Kuzey Kore diktatö-

rüne gelir ve gelmelidir. Onun suçu, nükleer silah

üretmek değil, diktatörlük etmektir. Çünkü her ülke

kendini korumak için nükleer silah edinebilir, ama

diktatörlük edemez! Eğer K. Kore lideri yıl sonuna

kadar diktatörlüğüne son vermezse, onun diktatör-

lüğüne son vermek meşru hale gelir. K. Kore dik-

tatörlüğü bitirildikten sonra sıra, Latin Amerika'daki-

lere gelecektir.

Not 5: Avrupa ve Arabistandaki krallar da kendileri-

ni halkın seçimine sunmalılar. Eğer halk çoğunluğu

krallığın kalmasını isterse, onların krallığı kalmaya

devam edebilir. Çoğunluk kabul etmediği takdirde

krallık sona ermelidir.

Not 6: Şunu iyi tesbit edelim: Suriye diktatörünün

suçu, kimyasal silah kullanmak değil, asıl suçu; dik-

tatörlük etmek ve masum sivil halkı katletmektir.

Suç âletini suç gösterip, suç fiilini görmemek; adâ-

let değil, adâletsizliktir. Çünkü bu durumda katil, suç

âletini değiştirerek "nasıl olsa kimyasal olmayan si-

lah kullanmak suç değil" der, katliamına devam e-

debilir. ABD bu adâletsizliğe son vermeli ve Suriye

diktatörünün diktatörlüğünü ve katliamcılığını cezâ-

landırmalıdır. ABD'nin Suriye diktatörüne; "kimyasal

olmayan silahlarla katliamına devam edebilirsin"

demesi, suça teşviktir ve büyük suçtur. ABD yöne-

timi bu suçunu sonlandırmalı ve suçluyu hakikaten

cezâlandırmalıdır. ABD'nin, adâlet işinde tiyatro

yapma hakkı yoktur!

Not 7: ABD'nin diktatörleri cezâlandırmada bahane-

si sağlam olmalıdır. O halde ABD yönetimi şunu iyi

bilmelidir: Diktatörlük suçtur. Çünkü diktatörlük, hal-

kın seçim hakkını ve özgürlüğünü gasbetmektir. Bu

gasp, insanlık suçudur. Diktatörlüğü devam ettir-

mek için yapılan katliam ise daha büyük suçtur. İki-

sinin de cezâlandırılması gerekir. Diktatörler, önce

iktidardan uzaklaşması için uyarılır. Uyarıyı dinle-

mezse, zorla devrilir. Katliam işlemişlerse, onlar

derhal cezâlandırılır. Onların cezâlandırılmasında

bir haksızlık yoktur. O halde Beşar Esad'ın uyarıl-

maya değil, cezâlandırılmaya ihtiyacı vardır. Diğer

diktatörler de hemen uyarılmalıdır. Esad'ın devril-

mesi ise bir haktır.

Not 8: Suriye'de masum sivilleri katlederken Beşar

Esad'ın: "Ben teröristlere karşı savaşıyorum" de-

mesi bir hak değildir. Çünkü en büyük terörist ken-

disidir! Bu teröristin derhal yakalanıp idam edilmesi

gerekiyor.

Not 9: ABD'nin, Türkiye'ye zarar vermekte olan te-

rör örgütlerini meşrulaştırması doğru değildir. ABD

o terör örgütlerini kendi düşmanlarına ve başka te-

rör örgütlerine karşı kullanabilir, ama onları Türkiye'

ye karşı savunamaz. Türkiye o terör örgütlerini vur-

ma hakkına sahiptir.

İmza: Mehdiyet Makamı.

                                 Tanrı tektir.

   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın onsekizi, Nisan ortası.

Mekan:  Avrupa.

Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.

Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN

                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ

                                       *   *   *