Freitag, 20. November 2015

MÜSLÜMANLAR IŞİD'İ ORTADAN KALDIRMALIDIR!



                            MÜSLÜMANLAR
           IŞİD'İ ORTADAN KALDIRMALIDIR!

              zâlimleri kahreden ALLAHın adıyla

ABD'nin Beşar Esad'ı ve rejimini devirmekteki çe-
kingenliğinden ve çekimserliğinden kuvvet ve ce-
saret alan IŞİDliler, Suriye'de sahneye çıktı. Bu çı-
kışlarıyla çok iyi şeyler yapabilirler ve müslüman
dünyanın takdirini ve tebriğini kazanabilirlerdi. Fakat
onlar tam bunun aksini yaptı: Suriye direnişine ve
müslüman halk çoğunluğuna ihanet ettiler. Bu iha-
netlerinin içeriği ise; kendi keyflerince "İslâmî Dev-
let" kurmak adına Suriye topraklarını işgal etmek ve
sağa-sola saldırmaktır. Halbuki müslüman çoğunlu-
ğun bir "İslâm Devleti" talebi yoktu. Orada yapılma-
sı gereken iş, önce Suriye dikdatörünü ve rejimini
devirmek, sonra da müslüman halk çoğunluğunun
yapısına ve isteğine uygun siyasal bir rejim getir-
mekti. Suriye direnişi de bunun içindi. Ama ne ya-
zık ki, Irak'ta kartal ve şahin, Suriye'de ise bir ürkek
serçeye dönüşen ABD'nin zayıflığından cesaret
bulan IŞİD'ciler her şeyi mahvetti, Beşar Esad'ın
tahtını korudu ve kurtardı, ömrünü uzattı, Suriye
muhalefetini de batırdı, zora soktu ve böylece şey-
tanın askeri ve ordusu oldular.

Şimdi bu saldırgan, tecavüzkâr ve haddini bilmez
şeytan ordusunun yok edilmesi ve işgal ettiği top-
rakların da ellerinden alınması gerekmektedir. An-
cak kendiliklerinden işgal ettikleri topraklardan çe-
kilecek olurlarsa, onlara karşı bir savaşa gerek kal-
maz. Aksi halde gereken yapılır ve yapılmalıdır.
Onların "Allah'a inanıyor" olmaları, onların zulüm ve
zorbalık ve saldırganlıklarını meşrulaştırmaz. Bu
sebeple onlara karşı savaşta müslümanların acı-
ması tutmamalıdır. Müslümanlar, onların haklı bir
savaş içinde olmadıklarını iyi bilmelidir.

Şimdi IŞİD'in Suriye'den temizlenmesi gerekiyor.
Bu temizlik için eğer kara harekatı gerekiyorsa, İs-
lâmlı Ülkeler kendi aralarında anlaşarak, gerekli as-
ker gücünü Suriye'ye göndermelidirler. Her şeyi
Avrupa ve Amerika'dan beklememek gerekir. Suri-
ye sorunu daha çok İslâmlı Ülkeler'in sorunudur. Bu
sorun mutlaka çözülmelidir. Elbette Allah'a inanan-
lar arasında savaş ve çatışma olmaması iyidir. Fa-
kat ortada zulüm ve saldırı varsa, bunun da önlen-
mesi gerekir. Hiç bir tecavüzcü, katil ve hırsız, "Al-
lah'a inanıyor" diye, cezâsız bırakılamaz. Aynı şe-
kilde zulüm ve haksız saldırı içinde olan sözde
müslümanlara da seyirci kalınamaz. Onların teca-
vüzünü önlemek, hakkın ve adâletin gereğidir. Kur'
an da bunu emretmektedir.

Bu hak ve adâleti ve emri gerçekleştirmek için de
hemen harekete geçmek gerekiyor. Ama önce re-
jim güçleriyle Suriye muhalefeti arasında bir ateş-
kesin sağlanması gerekir. Eğer Suriye sorununu
çözmede 16 milyonluk Arap müslüman çoğunluk
ve onların hakları esas alınırsa ve buna göre bir
çözüme gidilirse, Suriye muhalefeti buna rızâ gös-
tererek ateşkese yanaşır ve yanaşması gerekir. Bu
ateşkes sağlandıktan sonra da "Birleşik İslâm Or-
dusu" Suriye sahasına girip, IŞİD'i yok eder.

IŞİD'in yok edilmesinden sonra Suriye PKK'sı PYD
ve YPG'nin de, ele geçirmiş olduğu toprakları dev-
lete bırakması gerekir. Buna itiraz ettiğinde ise, ona
karşı da bir savaşın başlatılması kaçınılmaz olur.

IŞİD'liler Suriye'yi hemen terketmelidir. Onların Su-
riye topraklarında bir hakları yoktur. Eğer Irak'lı sün-
nî halkın bir devletleşme talebi varsa, gidip onlara
yardımcı olabilirler. Fakat bu yardım, Kürtlerin ve A-
levilerin bölge ve topraklarına saldırmadan yapıl-
malıdır. Bu saldırının yapılmaması için de, Kürtler
ve Alevîler, adâletli bir paylaşıma râzı olmalıdır. Bu
paylaşım, Iraklı üç unsurun nüfus oranına göre ya-
pılır. Yani, Irak'ın yüzde altmışı Alevîlerin, yüzde o-
tuzu Sünnîlerin ve yüzde onu da Kürtlerin olur. Eğer
bu üç unsur: "Hayır, biz birlik içinde yaşamak istiyo-
ruz" derlerse, o zaman da paylaşıma gerek kalmaz.

Evet, IŞİD Suriye'yi terketmelidir veya işgal ettigi
topraklardan çekilmelidir. Bunu kabul etmediği tak-
dirde de, (Esad rejimiyle muhalifler arasındaki ateş-
kesin sağlanmasından sonra) yabancı müttefik kuv-
vetler havadan, Birleşik İslâm Ordusu da karadan
gelerek IŞİD'i bitirmelidir ve kısa zamanda bitirebi-
lirler. Bu operasyonun adına da: "Mehdi Harekatı"
denebilir.

Not 1: İslâmlı Ülkeler'e "İslâmî Rejim" getirmek is-
teyenler şuna dikkat etmelidir: Bugün İslâmlı Ülke-
ler'in çoğunluğu İslâmiyetten uzaklaşmıştır. Yani o
ülkelerdeki halk çoğunluğu bir "müslümanca yaşa-
yış" içinde değillerdir. Bu sebeple onlara uygun o-
lan siyasal rejim de, (dine düşmanlık etmeyen) "lâik
demokrasi"dir. Eğer o halkların çoğunluğu, yani
yüzde 60-70'i müslümanca bir hayat yaşamaya
başlarlarsa, onlara bir "İslâmî Rejim" uygun olabilir
ve teklif edilebilir. Aksi halde "siyasal zorbalık", on-
ları ya sindirir, ya da isyana sevkeder. Dinde yapı-
lacak zorbalık ise, onları münafıklaştırır. Bu yüzden
Mehdi'nin misyonu: İslâmlı Ülkeler'de önce dindar-
lık oranı yükseltilmeli ve diktatörler de devrilmelidir.
Bu misyona ihanet ve itaatsizlik edenler de büyük
zarar görecektir. Dolayısıyla IŞİD, Allah'ın Mehdisi'
ne ihanetten vazgeçmelidir. Vazgeçmeyen IŞİD'li-
lerin ise, Allah'a verecekleri büyük bir hesapları ola-
caktır. Bugün İran İslâm Cumhuriyeti'nin halk ço-
ğunluğu, İslâmlıca bir hayattan uzaktır. Rejimleri de
onlara terstir. Onlara uygun olan rejim ise, laik de-
mokrasi'dir. Şu anda İran halk çoğunluğu sindirilmiş
vaziyettedir. Sindirilmiş olanlar bir gün isyana kalkı-
şır mı bilinmez. En iyisi, böyle bir isyan başlamadan
rejimi dönüştürmektir. Sonra geç kalınmış olmasın!
İran yönetimi, Suriye halk çoğunluğunun demokrasi
talebine muhalif olmaktan uzaklaşmalıdır. Allah'tan
fazla Allahçı olanlar, doğru yolda değildir. Allah ise,
"doğruluğu" emreder. "Allah'ın doğruluğa götürücü-
sü" olan Hazret-i Mehdi de, sizleri doğruluğa dâvet
eder. Bu dâvete icabet farzdır.

Not 2: Bütün dünya bilmelidir ki: İnsanlık; doğruluk,
hak ve adâlete yönelmedikçe huzur bulmaz. Hak ve
adâlet ve doğruluk ise, evrenin tek sahibi Allah'ın
insanlığa gönderdiği dinlerin özetidir.

Not 3: Rusya yönetimi, İslâmlı Ülkeler'deki halkların
demokrasi talebine destek vermelidir. Onların tale-
bine zıt işlerden de uzaklaşmalıdır. Aksi halde o ül-
kelerde üremeye devam edecek olan terör, Rusya'
yı vurur; El-Kaide'nin Amerika'yı vurması gibi...

Not 4: Avrupalı demokratlar, ülkelerindeki ırkçı ve
faşistlere şunu söylemelidir: "Nasıl bir polis haksız
yere adam öldürdüğünde veya soygunculuk yaptı-
ğında bütün polis teşkilâtını ortadan kaldırmak veya
bir öğretmen bir kadına tecavüz ettiğinde bütün e-
ğitim sistemini kapatmak düşünülmezse ve sadece
suçu işleyen sorumlu tutulursa, aynı şekilde Avru-
pa'da bir müslüman suç işlediğinde de bütün müs-
lümanlar suçlu olmaz. O halde biz Avrupalılar, adâ-
letten sapamayız."

Not 5: Bu bildiri, Türkiye yönetimi eliyle gerekli ülke-
lerin liderlerine ulaştırılmalıdır.

                     Allah'tan başka ilah yoktur.
          Mehdi ve Mesih O'nun kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın onbeşi, Kasım ortası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:   Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *


Keine Kommentare: