Montag, 17. November 2014

DENİZ SEKİ'YE MEKTUP



Yazarımız Hüseyin Avdıç, Deniz Seki'ye sesleniyor!

                    DENİZ SEKİ'YE MEKTUP

                acıyarak yaşatan Allah'ın adıyla


Merhaba Deniz hanım,

Şöhretli olduğunuz ve başkalarına da faydalı olabi-
lir ümidiyle bu mektubu açıktan yayınlıyorum.

Geçmiş olsun! Ve, başınıza gelenlerin hepsi geçe-
cek inşaAllah. Size düşen ise, "biraz daha sabır"dır
ve Allah'tan sabır dilemektir; yoksa şikâyet etmek,
belâyı reddetmek değildir.Çünkü belâyı reddettikçe
ve ondan kaçmaya çalıştıkça,derdiniz daha da ağır-
laşır. Bu da, hayatınızı mahveder. Mahvoluşa düş-
memek için: "Hoş geldin ey belâ! Ebedî değilsin
ya, senden de kurtulacağım" demeli, sabırla onu
yenmeye çalışmalısınız.

Eğer; "ben hapiste ölürüm" deyip, yenilgiye rızâ
gösterirseniz, baştan bitmiş olursunuz. Fakat siz
yenilgiye rızâ göstermemelisiniz. "Bu da geçer ya
hû!" diyerek, gereken mücâdeleyi yüklenmelisiniz.

Yüklenmeyip de ne yapacaksınız? Çünkü böyle bir
belâ, yalnız sizin başınıza gelmiş değildir. Geçmiş-
tekilerin hayatlarına ibretle bakarsanız, bunu görür-
sünüz. Meselâ Hz. Yusuf aleyhisselâmın başına
gelenlerden önemli bir ders çıkarabilirsiniz. O da,
hainlik ve namussuzluk etmeyi kabul etmediği için
zindana atılmış ve bu atılışı, günaha girmekten
daha hayırlı görüp rızâ göstermiş ve senelerce
orada çile çekmişti. Üstelik o bir mâsumdu. Girdiği
zindan ise,bugünkü hapishanelerden daha korkunç-
tu. Sonra suçsuzluğu anlaşılmış ve Mısır kralının
ekonomi bakanlığına getirilmişti. Yani, sonuçta, bir
şerden bir hayır çıkmıştı.

Demek oluyor ki, sizin başınıza gelen bu belâdan
da bir hayır çıkabilir. Onun için, sabra sarılmakla, o
hayra ulaşmaya çalışmalısınız. "Herşeyin bittiği" ve
"mahvolduğunuz" inancını kabullenmemelisiniz.
Gerçek kurtuluşunuz bu şekilde olacaktır.

Madem kurtuluş istiyorsunuz, işte size tutunacak
sağlam bir ip! Bu ipe sıkıca sarılın ve kurtulun...

"Hapiste bir-iki yıl nasıl geçer, ben kafayı yerim"
diyorsanız, bunun çaresi şudur: Sevdiğiniz bir işe
aşkla sarılın. Bu sarılma ile hapsi unutacak ve onun
göz açıp yumuncaya kadar geçtiğini göreceksiniz.

Kendinize iş ve meşgale olarak şunları seçebilirsi-
niz: Meselâ dünyaya nereden geldiğinizi, sonuçta
nereye gideceğinizi ve yeryüzündeki vazifenizin
neler olduğunu bildiren kitaplar okuyabilirsiniz. Bu
konuda en başta Kur'an, Risale-i Nur ve Mesnevî
sizin elinizden tutabilir. Hayatta en önemli biliş ve
buluş, insanın kendini bilmesi ve bulmasıdır. Ken-
dini bilmemiş ve bulmamış insanların yaşamlarında
bir kıymet yoktur. Eğer bu konuda bir eksiğiniz yok-
sa, başka okumalara yönelebilirsiniz.

Şunu da unutmamalısınız; namaz,size verilmiş olan
yaşamın teşekkürüdür. Bu teşekkürü mutlaka yap-
malısınız. Teşekkürsüz bir hayat, kıymetsiz bir ya-
şamdır. Yaşamınızı kıymetsizlikten kurtarmalısınız.

Mesleğinizle ilgili olarak da, albüm çalışmalarına
yönelebilirsiniz. Arzu ederseniz, elimde 150 kadar
hiç yayınlanmamış bestem var. Onlara çalışabilirsi-
niz. Bütün çalışmayı yapmanıza imkân vermeseler
de, hiç olmazsa şarkıları ezberleme ve pişirme işi-
ne belki fırsat bulabilirsiniz.

Mâsum bir insanın hapisten kaçması,onun hakkıdır.
Fakat kaçış, hapis hayatından daha pahalıya mal
olacaksa, o kaçış terkedilmelidir.

Eğer suçsuzsanız, Sayın Cumhurbaşkanı'ndan ve
AK Parti hükümetinden yardım isteyebilirsiniz.

Eğer aleyhinizdeki deliller zayıfsa, cezânızın ev
hapsine dönüştürülmesi için avukatınız müracaat-
ta bulunabilir.

İnsanların gerçek sahibi yüce Allah yardımcınız
olsun.

Hüseyin Avdıç


Not 1: Bana, Facebook hesabımdan ulaşabilirsiniz.

Not 2: Deniz Seki'nin dostları, bu mektubu ona
ulaştırmalıdır.

                                                   YAYINLAYAN
                                        AVRUPA MURANİSTLERİ



Keine Kommentare: