DÜNYA DEVLETLERİNİN DİKKATİNE
SUÇSUZ İNSANLARI KATLEDEN
BİR KİMSENİN MÜSLÜMANLIĞI KALMAZ
suçsuzların hakkını gözeten ALLAHın adıyla
ABD'nin
Boston kentinde, Amerikan halkına karşı
bombalı bir saldırı gerçekleştirildi. Bu saldırıda ö-
lenler ve
bir çok
yaralananlar oldu. Sonuçta yakala-
nan iki
zanlının da "müslüman" olduğu söylendi.
Ama artık o iki zanlının "müslüman" olduğunu söy-
leyemeyiz.
Çünkü
müslümanlıkta,
suçsuz
insanları
kasten öldürmek yasaktır. Bu yasağı çiğneyen bir
müslüman,
inançtan
çıkmaz,
ama müslümanlıktan
çıkar. Yani o kimsenin Tanrı'ya inanıyor olması, onu
müslüman
yapmaz ve artık
o kimseye daha fazla
"müslüman"
denilemez. Çünkü
Tanrı'nın emrini çiğ-
neyip çok büyük bir suç işlemiştir. Çünkü müslü-
manlıkta suçsuz birini öldürmek, "bütün
insanları
öl-
dürmek"
gibi büyük bir cinayettir. Bu büyük cinayet-
in cezâsı da, ebedî cehennem hapsine atılmaktır.
Bu gerçekten dolayı, dünya devletlerinin yönetimle-
ri,
hassasiyet gösterip, suçsuz insanları acımasız-
ca
katleden sözde müslüman veya hıristiyan kişileri,
dinî
kimlikleriyle anmasınlar. Dinî kimlikleriyle anma-
ları, büyük bir yanlış ve hata olacaktır. Çünkü ne
müslümanlıkta ne de İsa dininde "suçsuz insanları
öldürebilirsiniz"
diye, bir emir ve izin yoktur. Böyle
bir izin
veren din de, din olmaktan çıkar.
Çünkü
yüce Tanrı'ya
ait gerçek
bir din, Tanrı'nın
kendini
bildirmesi ve tanıtmasından sonra, "Tanrı
ve İnsan Hakları"nı koruma altına almak için indiri-
lir.
Yoksa böyle temel bir amacı olmayan din, ger-
çeklik
kazanamaz. Çünkü,
bu amacı
taşımayan
bir
din,
dünyaya düzen veremez, insanı insan edemez.
İnsanı ve dünyasını bozan bir dine de, "din"
dene-
mez.
Belki şöyle sorulabilir: "Rus veya Çeçen olduğu bil-
dirilen
bu iki saldırgan
genç
haklı
olamaz mı?"
Nasıl olabilir ki! Eğer ABD ordusu veya halkı, Çe-
çen
yurduna haksızca
saldırsaydı ve bu iki genç de
kalkıp Amerikan askerlerine karşı bir eylemde bu-
lunsaydı, bunu anlardık; "bu bir savaştır" derdik. A-
ma ortada
meşruiyet
kazanmış
bir savaş
yokken
suçsuz insanları kasten bombalamak, ancak terör
olabilir.
Böyle bir terör ise, İslâmiyet'e dayandırıla-
maz.
Dayandıranlar,
çok
büyük bir iftira ve ihanet
etmiş olurlar.
Norveç'te 77 suçsuz genci sinek öldürür gibi avla-
yıp katleden Breivik, "yüzünüze
bir tokat atan kimse-
ye öbür
yüzünüzü de çevirin"
diyen Hazret-i İsa'nın
dininden
olabilir veya o dinde kalabilir mi? Kalabilir
mi ki;
"bir kimseyi haksız yere öldüren, bütün insan-
ları öldürmüş gibi olur" diyen bir dinin
mensubu, di-
ninin
emirlerini çiğneyip katliam yaptıktan sonra
-eğer başka birilerinin tehdit ve korkutmalarıyla
yapmadılarsa veya bir tuzağa düşürülmedilerse-
müslüman
olabilsin veya kalabilsin? Asla kalamaz!
Öyle ise,
teröristlere "müslüman" veya "hıristiyan"
etiketi
yapıştırmayalım.
Not: İsa'nın, Musa'nın ve Muhammed'in "Gerçek
Din"inin
temeli; yüce Tanrı'nın teklik ve ortaksızlıgı-
na ve öte
dünyasına
inançtan
sonra haklı,
adâletli,
namuslu,
ibadetli olmak ve kötülükçülükten uzak
durup,
iyilikçi
olmaya çalışmaktır. Bu temele göre;
hakkı, adâleti ve namus'u çiğneyip büyük günah
işleyenler ve sürekli kötülük içinde ve ibadetsiz o-
lanlar,
Hz. İsa'nın, Musa'nın ve Muhammed'in dinin-
de
kalamazlar, onların
dininden çıkmış olurlar. Töv-
be ise:
Bilerek büyük günah işleyenlerin tövbesi
kabul
olmaz, cezâlarını bu dünyada ve ötesinde
görürler
ve çekerler.
Ama bilmeyerek işlenilen
gü-
nahların affedilmesi mümkündür. Günahları yüce
Tanrı'dan başkasının affetme yetkisi yoktur. Günah-
ların affedilmesinde din adamları ve Peygamberler
ancak
ricacı
olabilirler, Tanrı'nın affetme yetkisine
ortak
olamazlar.
Not
2: Müslüman ve hıristiyan
din bilginleri biraraya
gelerek,
teröristlerin müslüman veya hıristiyan ola-
mayacaklarını bütün dünyaya duyurmalıdırlar.
Zaman: Yeni Çağ'ın onüçü, Nisan sonu.
Mekan: Avrupa.
Makam:
Bilgilendirme.
Boyut: Muranizm.
YAYINLAYAN
AVRUPA MURANİSTLERİ
* * *
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen