Dienstag, 30. Juni 2015

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHÎM TEFSİRİ

      BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHÎM TEFSİRİ

                acıyarak yaşatan ALLAHın adıyla

Bismillah: Allah'ın adıyla.
Rahman: Acıyıp rızk ve nimet veren.
Rahîm: Acıyan, bağışlayan, koruyan,şefkât ve mer-
hamet eden, iyileri mükafâtlandıran.

Bismillah'ta; "Allah'a bağlandım", "Allah'a dayan-
dım", "Allah'ın izniyle" gibi mânâlar var ve buluna-
bilir. Fakat bir müslüman, inancıyla zaten Allah'a
bağlanmış olduğundan, tekrar "Allah'a bağlandım"
demesine gerek yoktur. Ancak bu "bağlanma"
cümlesini, "bağlanmayı tazelemek" anlamında kul-
lanmak mümkündür. "Bismillah"ın zikredilmesiyle
de, Allah'a bağlılık tazelenmiş olur.

Bismillah'taki "Allah'ın izniyle" anlamında; "Allah'ın
diniyle, kitabıyla, Peygamberiyle veya Mehdisiyle
hareket ederim" anlamları bulunduğundan, Bismil-
lah'ı "Allah'ın izniyle" anlamında kullanan bir inançlı,
"Allah'ın izniyle" anlamının içerdiği mânâya göre
hareket etmelidir. Yani; O'nun diniyle, kitabıyla,Pey-
gamberi veya Mehdisiyle, onlara dayanarak eylem-
de bulunmalıdır.

Özetle:"Allah'ın adıyla" diyen bir teslimli müslüman,
Allah'a bağlanmayı, dayanmayı ve O'ndan izin al-
mayı da zikretmiş olur.

Rahman ise; bu kelimeyi "acıyıp rızk ve nimet ve-
ren" anlamında kullanabiliriz. Rızk ve nimet ise, "ya-
şamın sebebi"dir. Bu durumda bu kelimenin içinde
"acıyarak yaşatma" bulunduğunu görebiliriz.

"Acıyan, bağışlayan, koruyan, şefkât ve merhamet
eden" anlamlarını içeren "Rahîm" kelimesinde de,
Allah'ın "yöneticiliği" vardır.Şimdi "Rahman" ile "Ra-
hîm" kelimesini birleştirdiğimizde,"acıyarak yaşatan
ve yöneten" cümlesi ortaya çıkar. Böylece "Bismi-
lahirrahmanirrahîm"in anlamı: "Acıyarak yaşatan ve
yöneten Allah'ın adıyla" olur.

Yani: "Bismillahirrahmanirrahîm" diyen bir inançlı
kimse; "Acıyarak yaşatan ve yöneten Allah'ın ismiy-
le, izniyle ve izmiyle başlarım" demektedir. Burada-
ki "izm" ise, "Allah'ın indirdiği" anlamındadır. Bu an-
lam içinde de; Allah'ın dini, Kitabı, Peygamberi ve-
ya Mehdisi vardır.

Peki, Allah insanları "acıyarak", yani şefkât ve mer-
hametle mi yaşatmakta ve yönetmektedir?

"Allah'ın rahmeti, gazabını geçmiştir" hadîsi, bu su-
ale gereken cevabı vermektedir. Ama daha detaylı
bir cevap vermek de mümkündür.

Demek, Bismillahirrahmanirrahîm'in gerçek anlamı;
"acıyarak yaşatan ve yöneten Allah'ın adıyla"dır.Siz
buna; "şefkât ve merhametle yaşatan ve yöneten
Allah'ın adıyla" da diyebilirsiniz.Ama kısaltarak söy-
lemek istersek; "acıyarak yaşatan Allah'ın adıyla"
diyebiliriz.

Öğreten Allah'a hamdolsun!

                     Allah'tan başka ilah yoktur.
          Mehdi ve Mesih O'nun kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın onbeşi, Ramazan ortası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Yorum.
Boyut:   Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *


Freitag, 26. Juni 2015

MÜSLÜMANLAR VE ABD BİLSİN Kİ!

          MÜSLÜMANLAR VE ABD BİLSİN Kİ!

        asırları elçisiz bırakmayan ALLAHın adıyla

24 Haziran tarihli gazetelerde şöyle bir haber oku-
duk: "İran eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedi-
nejad, ABD'nin Hz. Mehdi'yi yakalamaya çalıştığını
iddia etti." ABD'nin Hz. Mehdi'yi yakalamaya çalıştı-
ğını iddia eden Ahmedinejad, ''Şeytanın devleti Hz.
Mehdi gelirse işinin bittiğinin farkındadır'' diye ko-
nuştu. Hz.Mehdi konusunda iddialı ifadeler kullanan
Ahmedinejad, "ABD'nin kendi asırlık imparatorluğu-
nu çökertecek esas tehlikenin Hz. Mehdi olduğunu
bildiğini ve bunun için Mehdi hakkında geniş çaplı
araştırma yürüttüğünü" öne sürdü.

Bütün müslümanlar ve ABD bilsin ki; Allah'ın Meh-
disi gelmiştir ve 2001 yılının Aralık ayından beri
resmen görev başındadır. Fakat Allah'ın Mehdisi'
nin, ABD'yi yıkmak gibi bir planı, programı, çalış-
ması ve eylemi yoktur ve olmayacaktır. ABD (dev-
let olarak) İslâmlı bir ülkeye haksız bir saldırıda bu-
lunmadığı ve İslâmiyete karşı savaş açmadığı
müddetçe de bu durum değişmeyecektir, değiş-
mez. Ferdî ve grupsal saldırılar ise, hukuka havale
edilir. Allah'ın Mehdisi, İslâmlı ülkelerin haklarını
savunur, ama her hangi bir devlete haksız saldırıda
bulunmaz.

Çünkü Allah'ın Mehdisi'nin üç görevi vardır. Onlar
da: İslâmiyet'i korumak, müslümanları kurtarmak
ve Muhammedî Hilâfet'i ikame edip müslümanla-
rın birliğini sağlamaktır.

Bu üç görevin açıklaması ise şudur:

1- Islâmiyeti korumak. Bu korumayı da, Allah'tan
gelen bilgi ve ışıklarla İslâmiyeti yenileyerek yapa-
caktır ve yapmaya başlamıştır. Bu yenilemeden
maksat da, İslâmiyet'i yanlış anlama ve uygulama-
lardan arındırmaktır. Yani Kur'andan her hangi bir
âyet çıkarılmayacaktır.

Yenilenmiş İslâmiyet; aşırılıklardan ve radikalizm-
den arınmış; Yaratan'ın, yaratılışın ve yaratılmışla-
rın yasalarıyla uyum içindedir. Bu uyumun temeli
de, Yaratan'ın yasasına dayanır. Bu dayanış olma-
dan, herhangi bir uyumdan bahsedilemez.

Yenilenmiş İslâmiyet'e (yani gerçek ve global din'e)
giriş sözü şudur: "Şahidim ki; Allah'tan başka tanrı
yoktur. (Yani evrenin Tanrısı tektir.) Yine şahidim ki;
İsa, Musa ve Muhammed Allah'ın kulu ve elçisidir."

2- Müslümanları kurtarmak. Bu kurtarmayı da, Müs-
lüman isimli inançlıları İslâm dışı bir yaşantıdan çı-
karmaya çalışarak yapacaktır ve yapmaktadır. Bu
çalışmanın amacı da, Islâmdan uzak bir yaşantı i-
çinde olanları, İslâmlıca bir hayata kavuşturmaktır.

Evet, Allah'ın Mehdisi, müslümanların kurtarıcısı-
dır. Hz. Musa nasıl İsrail soyunun kurtarıcısı olmuş-
sa, aynı şekilde Hz. Mehdi de müslümanların kurta-
rıcısıdır. Bunun için "bir tek adam ne yapabilir ki?
Her müslüman kendi kendisinin lideri olmalıdır!"
denmemelidir.

3- Muhammedî Hilâfet'i ele alıp, müslümanların ba-
şına geçerek, onların birliğini sağlamaktır. Bu sağ-
lama için de, gerekli çalışmalarını sürdürmektedir.

Bu birliği sağlamaktaki amaç ise; müslümanları ko-
rumak ve dünya barışını gerçekleştirmektir.

Görüldüğü gibi, bu görevlerde ABD'nin ve halkları-
nın korkmasını gerektirecek bir husus yoktur. Dola-
yısıyla ABD'nin ve halklarının gönlü rahat olsun.

Ama derseniz ki: Hz. Muhammed'in: "Müslümanlar-
dan bir grup, beyaz Saray'ı fethedecektir" şeklinde
ondörtbuçuk asır önce söylediği bir sözü var?

Bu sözün anlamını da iyi anlamak gerekir. Dikkat e-
derseniz, bu sözlerde "Amerika'yı yıkacaktır" gibi
bir ifade geçmiyor. Beyaz Saray'ı fethetmekten
maksat ise: "Beyaz Saray, o küçük grubun faydalı
ve güzel sözlerini dinleyecek, (belki müslüman ola-
caktır)" demektir. Peki Beyaz Saray, o küçük gru-
bun faydalı sözlerini dinler mi? Eğer o faydalı söz-
ler sorun çözüyorsa, elbetteki dinler! Bundan da
anlaşılıyor ki, Beyaz Saray, o küçük müslüman gru-
bun sözlerinden faydalanacaktır, belki de faydalan-
maktadır.

"Amerika'yı yıkmak" meselesi ise: Bunu ancak A-
merika'yı şeytan olarak gören İran düşünebilir. Fa-
kat bol miktarda nükleer silahı olmadığı için bunu
gerçekleştiremez. Bundan da anlamalıyız ki, Ame-
rika'yı ancak elinde çok sayıda nükleer silah bulu-
nan bir devlet yıkabilir. Ama Amerika'nın da kendi-
ni koruyacak yeterli nükleer silahı bulunmasından
dolayı bu yıkım işi gerçekleşemez. Bu ancak, üç
nükleer silahlı devletin birleşerek ABD'ye saldırma-
sıyla mümkün olabilir. Fakat bunu gerektirecek bir
düşmanlığın doğup doğmayacağı şimdilik tam ke-
sin değildir. Ancak ABD ile Rusya arasındaki Uk-
rayna krizi büyürse, böyle bir ihtimal gündeme ge-
lebilir. Bu ihtimal gerçekleşirse, ABD yıkılmasa bi-
le, en fazla dünya liderliğini kaybeder.

ABD'yi bir de yüce Tanrı yıkabilir. Bu yıkımın ge-
rekli olabilmesi için de, Amerika halklarının çoğun-
luğunun zâlimleşmesi gerekir. Bu zâlimleşme ger-
çekleşmediği müddetçe de yüce Tanrı, ABD'yi
yıkmaz.

O halde: Ahmedinejad gibi liderler ve müslümanlar,
İslâmiyet'i ve Hz. Mehdi'yi "tehlikeli" gösteren yayın
ve açıklamalardan uzak durmalıdır. Çünkü Hz. Mu-
hammed, "âlemlere rahmet olarak gönderilmiş" bir
Elçi olduğu gibi, onun sözcüsü olan Hz. Mehdi de,
yüce Allah tarafından görevlendirilmiş bir rahmet-
tir, acımadır, iyiliktir, barıştır. Bu sıfatlara sahip bir
Allah Mehdisi'nden de yıkıcılık beklenemez ve
beklenmemelidir. Hz. Mehdi'nin görevi ancak yapı-
cılıktır, tamirdir. O ancak kötülük ve haksızlıkların
yıkıcısı olabilir. Ama devletlerin yıkıcısı olmaz.

Not: Allah'ın Mehdisi, Mehmed Nur'an'dır. Allah'tan
bilgi, ışık ve elçilik almış ve yine Allah tarafından e-
ğitilmiş ve öğretilmiştir. Allah'ın elden tutmasıyla ta-
rikat ve tasavvuf dairelerinden geçirilmiş, ama tari-
katçı ve tasavvufçu değildir. Şeriatçıdır. Yani Kur'
an'ın tarikatlaştırılmamış ve tasavvuflaştırılmamış
normal hükümleriyle amel eder ve hükmeder. Fa-
kat bu amel ve hükmetmeyi, hak ve adâlet'i esas
tutup zamanın şartlarına göre uygular. Müslümanla-
rın ve İslâmlı Ülkeler'in birliği gerçekleşene kadar
da kendini gizleyecektir.

İmza: Mehdiyet Makamı.

                     Allah'tan başka ilah yoktur.
          Mehdi ve Mesih O'nun kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın onbeşi, Haziran sonu.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Duyuru.
Boyut:   Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *


Samstag, 20. Juni 2015

CHP MHP VE HDP'YE ÜÇÜNCÜ DUYURU!

      CHP MHP VE HDP'YE ÜÇÜNCÜ DUYURU!

                âlemlerin sultanı ALLAHın adıyla

MHP'nin AK Parti ile koalisyona katılma konusunda-
ki ön şartları şöyleymiş:

1- "Cumhurbaşkanı Erdoğan Anayasal sınırlar içine
çekilecek ve Anayasa'daki tarafsız konuma gelme-
si sağlanacak.

2- Çözüm süreci tamamen rafa kaldırılacak.

3- 17/25 Aralık operasyonlarına ve yolsuzluk olay-
larına adı karışan isimler hakkında soruşturma ya-
pılacak.

4- AK Parti'li 4 eski bakan Yüce Divan'a sevk edile-
cek."

AK Parti, bu şartlardan birini kabul etse, üçünü ka-
bul etmez ve MHP ile koalisyon gerçekleşmez. E-
ğer MHP şartlarından vazgeçerse, koalisyon ger-
çekleşir. Bu koalisyonda MHP, sadece bir şartını
kabul ettirebilir.

Ama CHP'li ve HDP'li koalisyonda bu şartların üçü-
nün kabul edilmesi mümkündür. Eğer HDP çözüm
sürecinin işlemesinden vazgeçerse, MHP, CHP ve
HDP koalisyonu gerçekleşebilir. Eğer HDP çözüm
süreci şartından vazgeçmezse, MHP'nin diğer üç
şartı bu koalisyonda karşılık bulduğundan, onun ka-
zancı bire üçtür. Yani zararı bir, kazancı üçtür. (Hat-
ta, başbakanlığı da alacağı için kazancı dörttür.)

Fakat AK Parti'li koalisyonda kaybı üç, kazancı bir'
dir. CHP'li ve HDP'li koalisyonda üç veya dört ka-
zancı bulunan MHP, ne yazık ki; "HDP'nin olduğu
yerde olmam" diyerek, kazancının çok olduğu koa-
lisyon modelini reddetmektedir.

Eğer MHP, kazancının az olduğu veya olmadığı AK
Parti'li koalisyonu da reddederse, ufukta tekrar se-
çim görünüyor demektir. Tabii CHP veya HDP kal-
kıp: "AK Parti'nin bütün şartlarını kabul ediyorum ve
kendi şartlarımdan da vazgeçiyorum" demezse!
Derler mi? Hiç belli olmaz! Bu durumda MHP, mu-
halefet olacak demektir. MHP liderine başbakanlık
önermiş bir CHP liderinin de, AK Parti'nin bütün
şartlarını kabul etmesi veya kendi şartlarından vaz-
geçmesi muhtemeldir. Göreceğiz...

Not: Eğer PKK: "Ben hemen silah bırakıyorum ve
PKK olarak varlığımı bitiriyorum. Bundan sonra da
varlığımı HDP'de sürdürecegim" derse, bütün se-
naryolar değişir ve MHP-CHP-HDP veya AKP-HDP
koalisyonu gerçekleşir. Bu da gösteriyor ki, PKK
isterse çok şey yapabilir. O halde PKK fazla geç
kalmamalıdır.

                     Allah'tan başka ilah yoktur.
          Mehdi ve Mesih O'nun kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın onbeşi, Haziran ortası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Duyuru.
Boyut:   Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *




Freitag, 19. Juni 2015

CHP MHP VE HDP'YE İKİNCİ DUYURU!

        CHP MHP VE HDP'YE İKİNCİ DUYURU!

       çaresizlere çare gösteren ALLAHın adıyla

AK Parti oy çokluğuna sahip olduğu için, onunla
ortaklık kurmak isterseniz, hepinizin onun şartlarını
kabul etmesi gerekir; ama onun sizin şartlarınızı ka-
bul etmesi gerekmez. Madem onun şartlarını kabul
edemezsiniz, bu halde onunla koalisyon kurmanız
da mümkün değildir.

Fakat AK Parti'yle mümkün omayan koalisyonu,
kendi aranızda kurmak mümkündür. Bunun için de
HDP, çözüm süreci'nin işlemesini askıya almayı ka-
bul ederek MHP ve CHP'ye vereceği dıştan des-
tekle koalisyonun kurulmasına yardım eder. Bu yar-
dımı etmezse, ayağınıza gelen iktidar fırsatı kaçıp
gitmiş olacaktır.

Fakat bu fırsat kaçmasına izin veremezsiniz. Çünkü
sizler, bu fırsatın doğması için HDP'yi zorla baraj
aştırarak AK Parti'yi iktidardan düşürdünüz. Eğer ü-
çünüz birlikte bir koalisyonla iktidara gelmezseniz,
AK Parti'ye yaptığınız darbeyi boşa çıkarmış ola-
caksınız. Bunun anlamı ise, "ülkeye kötülük etmek"
tir!

Üçlü veya ikili bir koalisyonla iktidara gelmemeniz,
"biz AK Parti iktidarından memnunuz" demektir.
Madem onun iktidarından memnundunuz, ona niçin
darbe indirdiniz? Ondan memnun olmadığınız için
darbe indirdiyseniz, şimdi niçin iktidar olmaktan ka-
çıyorsunuz?

Kaçmaya hakkınız yoktur! Kaçışa hakkınız olmadı-
ğı için de, bir koalisyon iktidarı için anlaşmaya mec-
bursunuz. O halde anlaşın!

Nasıl anlaşacaksınız? Bu anlaşma, AK Parti'yle ol-
maz. Kendi aranızda olur. Çünkü iktidarından mem-
nun olmadığınız bir partiyle ortaklık arayışına git-
mek, "sen iyisin" demektir. Bu da, ona vurduğunuz
darbenin anlamını yıkar. Vurduğunuz darbenin an-
lam kazanmasını istiyorsanız, onunla ortaklığa ya-
naşmamanız gerekir. Eğer ona yanaşırsanız, onun
bütün şartlarını kabul etmek zorunda kalırsınız.
Çünkü siyasetin patronu odur. Çünkü oy fazlalığı
ondadır.

AK Parti'nin şartlarını kabul ettiğinizde ise, kendini-
zi silmiş olacaksınız. Bu silinmeye râzı olmayacağı-
nız için de, onunla ortaklığa yanaşmayacaksınız ve
yanaşamazsınız. O halde kendi aranızdaki bir or-
taklık için nasıl anlaşacaksınız?

Şöyle: HDP bir müddet için çözüm sürecinin işle-
mesini rafa kaldırarak, MHP-CHP ortaklığına des-
tek verir veya kendisi de onlara katılır. PKK da, çö-
züm sürecinin askıya alınmasını anlayışla karşıla-
yıp, elini tetikten uzak tutar. Bu şekilde MHP ortaklı-
ğa râzı edilir ve CHP'yle iktidara gelmesi gerçek-
leşmiş olur. Zaten CHP lideri, MHP liderinin başba-
kan olmasına râzı oldu bile! Çünkü ayaklarına gel-
miş bu fırsatı kaçırmak istemiyor.

Koalisyonlar tercih edilmez. Fakat şimdi şartlar bu-
nu zorluyor. Bu zorlama ise, geçici bir çare olduğu
için kabul edilebilir. Bu kabul edilmediği takdirde
tekrar seçime gitmek gerekecek. Seçimin yenilen-
mesi ise, AK Parti'yi iktidar yapacaktır. Çünkü AK
Parti'nin sadece 90 bin oy açığı var. Koalisyon
gerçekleşmediği takdirde AK parti bu açığını ko-
layca kapatabilir ve muhalefetin darbesi de boşa
gider.

Eğer AK Parti muhalefetin iktidarından korkmuyor-
sa, onların koalisyonuna yol verecektir. Eğer korku-
yorsa, kendisini koalisyona dahil edecektir. Fakat
AK Parti, muhalefetin iktidarından korkmamalıdır.
Bu korkusuzluğuyla, kendisinin bir iktidar hırslısı
olmadığını, tek hırsının vatana-millete hizmet oldu-
ğunu göstermiş olur.

Eğer AK Parti'nin korkusu, "muhalefetin iktidarı, va-
tanı-milleti mahveder" endişesinden ise, onlar da
millete hesap vermek zorunda olduklarından keyfî
yönetim yapamazlar. Bu yüzden onlardan fazla kor-
kulmamalıdır. 4 bakandan hesap sorulacak olması
ise, bu hesap sorma adâletli olduktan sonra mese-
le olmamalıdır. Cumhurbaşkanı'nın pozisyonu ise,
zaten yasalarla belirli ve sınırlıdır. Kimse bu sınırla-
rı aşamaz. O halde korku olmamalıdır.

Muhalefetin gelecekteki koalisyon iktidarı da, hak
ve adâlet ölçüleri içinde kalacaklarına dair millete
güven verirlerse, hükümetsizlik sorunu çözülmüş
olur.

AK Parti millet tarafından denendi ve muhalefet ta-
rafından iktidardan düşürüldü. Şimdi denenme sı-
rası muhalefettedir. Muhalefet partileri bu denen-
meden kaçmamalıdır. Şimdi millet, "kim daha iyi"
görmek istiyor. Bu görmeye fırsat verelim.

İktidara gelecek olan koalisyon, muhalefeti de
memnun edecek bir yönetim sergilemek zorunda-
dır. Bu zorunluğa uymakla AK Parti'ye indirilen dar-
be anlam kazanmış olur. Aksi ise, kötülükçülüktür.
Bu kötülükçülüğün de hesabını bir soran, herhalde
olur. Koalisyon sahiplerine şimdiden başarılar dili-
yoruz.

Not: HDP eğer çözüm sürecinin işlemesini istiyor-
sa, AK Parti'yle koalisyon yapmalıdır. Fakat bunun
için AK Parti'nin bütün şartlarını kabul etmek zorun-
dadır. Bu zorunluğu kabul etmediği takdirde de,
MHP ve CHP'li koalisyona destek vermekten baş-
ka çaresi kalmaz. Bu çareyi kabul etmediğinde ise,
AK Parti'yi iktidardan düşürmenin anlamını öldür-
müş olur. Bu öldürme de, AK Parti'yi yeniden diril-
tecek, onu tekrar iktidara getirecektir. Yani: Üçünü-
zün de eli, koalisyonlu iktidara mahkûmdur. Bunu
da siz istediniz.

                     Allah'tan başka ilah yoktur.
          Mehdi ve Mesih O'nun kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın onbeşi, Haziran ortası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Duyuru.
Boyut:   Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *


Sonntag, 14. Juni 2015

CHP MHP VE HDP'YE DUYURU!

              CHP MHP VE HDP'YE DUYURU!

         dilediğini iktidara getiren ALLAHın adıyla


Her şeyden önce 7 Haziran seçimleri, normal bir
seçim değildi. Çünkü bilinen mihraklar tarafından
milletin iradesine bir darbe vuruldu ve AK Parti ik-
tidardan düşürüldü! Bu düşürülme de bir koalisyo-
na dâvetiye çıkardı. Bu dâvetiye içinde de muhale-
fet partilerine bir iktidar şansı var.

AK Parti'nin şartlarını hiç bir muhalefet partisi karşı-
layamayacağından, onunla ortak bir hükümet kur-
mak mümkün olmayacaktır. Mümkün olsa bile bu
mümkünün kabul edilmesiyle ona indirilen darbenin
bir anlamı kalmaz. Ona indirilen darbenin anlam ka-
zanması için; MHP, CHP ve HDP'nin kendi araların-
da anlaşmasından daha iyi bir seçenek bulunmu-
yor.

Bu seçenek, üç muhalefet partisinin ilk ve son şan-
sıdır. Bu sanş kaçırılırsa, o üç parti bir daha kıya-
mete kadar iktidara gelemeyecektir.Çünkü AK Parti
hâlâ en güçlüdür ve onun gücüne erişebilecek bir
parti de ortalıkta gözükmüyor.

O halde bu üç muhalefet partisi ayaklarına gelen
bu şanslarını kullansın ve denenmek için kendileri-
ni Türkiye halklarının önüne atsınlar, kendilerini
göstersinler. Eğer AK Parti dengi veya ondan daha
üstün iyi bir yönetim sergilerlerse, iktidarda kalmayı
başarırlar. Eğer kötü bir yönetimde bulunurlarsa ve
Türkiye'nin eldeki değerlerini düşürürlerse, iktidarı
kaybederler.

Madem şimdiye kadar siz üç parti MHP, CHP ve
HDP, AKP'yi yolsuzluk ve hırsızlıkla suçladınız,
haydi öyleyse iktidara geliniz de yolsuzluk, hırsızlık
yapmayan ve çalıp çırpmayan partiler olduğunuzu
isbatlayınız. Bu isbat için de üçünüzün de iktidara
gelmesi gerekir. Haydi hiç durmayınız! AKP, muha-
liflerini bir türlü memnun edemedi. Haydi siz muha-
liflerinizi memnun ediniz de, nasıl üstün partiler ol-
duğunuzu bütün Türkiye'ye gösteriniz. İşte size kos
koca bir fırsat! Haydi, bütün Türkiye sizi bekliyor.
Onlara, nasıl haklı, adâletli ve namuslu partiler oldu-
ğunuzu kanıtlayınız. Bu fırsatı bir daha bulamazsı-
nız.

                     Allah'tan başka ilah yoktur.
          Mehdi ve Mesih O'nun kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın onbeşi, Haziran ortası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Duyuru ve Dâvet.
Boyut:   Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *




Freitag, 5. Juni 2015

EY TÜRKİYE SEÇMENİ!

                     EY TÜRKİYE SEÇMENİ!

      haklıca ve adâletlice seçim yapanları seven
                              ALLAHın adıyla

Biliyorsun, 7 Haziran'da seçime gidiyorsun. Hangi
partiyi seçeceğini de biliyor ve kararlaştırmışsındır
herhalde. Veya kararsız da olabilir, "hangi partiye
oy versem acaba" diye gelip gidiyorsundur. Şimdi
şu gelecek sözler seni kararsızlıktan kurtarabilir ve
doğru bir seçim yapıp yapmadığın hakkında sana
yol gösterebilir:

Yapacağın seçim, doğru bir seçim olmalı. Seçimi-
nin doğru olması için de; haklıca, adâletlice ve na-
musluca bir seçimde bulunmalısın.

Yapacağın seçimin haklıca olabilmesi için: Herşey-
den önce istediğin partiyi seçebilmekte özgür ol-
malısın. Yani birilerinin zorbalığı altında elin tutuklu
olmamalı. Bundan sonra seçeceğin parti, senin di-
nine, milletlerine ve vatanına sahip çıkmalı. Bunla-
rın zıddında olan bir parti, senin haklıca seçimine
uygun olmaz. Şimdi hakka uygun partini buldun
mu? Bunu bulduysan, yapacağın seçimin adâletlice
olmasına da dikkat etmelisin.

Yapacağın seçimin adâletlice olabilmesi için: Me-
selâ Türkiye için çok şeyler yapmış ve onu pek çok
sıkıntılardan kurtarmış bir iktidar partisi var. Bir de
Türkiye için çok şeyler yapacağını ve onu pek çok
sıkıntılardan kurtaracağını iddia eden muhalefet
partileri var. Hangisini seçmelisin? Yani hangisini
seçersen adâletlice bir seçim yapmış olursun? A-
dâlet demek, haklıya hakkını vermek demektir. O
halde Türkiye için çok şeyler yapmış ve onu pek
çok sıkıntılardan kurtarmış iktidar partisinin hakkını
ödemen ve bunun için de onu iktidarda tutman ge-
rekmez mi?

Ama sen diyorsun ki; "iktidar partisinin falan falan
kusurları var." Peki, iktidar partisini düşürüp muha-
lefet partilerini iktidar yaptığında o kusurlardan kur-
tulmuş mu olacaksın? Kurtulmuş olmazsın! Çünkü
misâl olarak iktidar partisinde üç kusurlu adam var-
sa, muhalefet partilerinin iktidarında dokuz kusurlu
adam olacaktır. Çünkü her partide yanlış yapan a-
damlar mutlaka bulunur. Bunun için üç partili bir mu-
halefetin iktidarında karşına dokuz kusurlu adam çı-
kacak demektir. Yani üç kusurlu adamdam kurtula-
yım derken, dokuz kusurlu adamın bulunduğu bir
yönetimin kasırgasına uğrayacaksın! O halde çok
iyi ölçmelisin. Ölçmeni iyi yapmazsan, seçimini a-
dâletsizce yapmış olursun. Şimdi adâletli olmaya
karar verdin mi? Eğer verdiysen, seçiminin namus-
luca olmasına da dikkat etmelisin.

Yapacağın seçimin namusluca olabilmesi için: Dü-
rüstlüğü aramalısın.Diyelim ki, iktidar partisi Türkiye
için çok şeyler yaptığı halde falan lider hoşuna git-
mediği için koalisyona iktidar vermek istiyorsun.
Şimdi bu isteğin dürüstlük olabilir mi? Çünkü sen,
hoşlanmadığın bir politikacı yüzünden koalisyona
iktidar verdiğinde, hoşlanmayacağın iki parti liderini
karşında göreceksin. Yani koalisyonun bir liderini
sevsen, iki liderinden nefret edeceksin! Bir hoşlan-
madığın liderden kaçarken iki hoşlanmayacağın li-
derin bulunduğu koalisyona "evet" demek, nasıl
dürüstlük olabilir?

Doğru bir seçim yapabilmen için, seçiminin haklıca,
adâletlice ve namusluca olması gerektiğini söyle-
dik. Bu söylemlerimizin gereğini yerine getirebilir-
sen, seçimini de doğru yapmış olacaksın.

O halde aklını, mantığını ve kalbini iyi kullan. İyi bir
kullanım yapmak istiyorsan, akıllıca olabilmek için:
Sana en az zararlı ve en çok faydalı partiyi seçmeli-
sin. Ve şahıslara değil, icraata bakmalısın.

Mantıklıca olabilmek için: Diyelim ki; iktidar partisiy-
le muhalefet partileri senin nazarında eşit duruyor.
Acaba hangisini seçmen senin için daha isabetli
olur? Tek başlı bir iktidar partisinin fazla engeli ol-
maz. İcraatını kolaylıkla yürütür. Ama koalisyonlu
bir iktidarda üç baş bulunur. Ve bu üç baş birbirini
daima engeller. Bir konu hakkında birleşmeleri ko-
lay olmaz. Bu da, iktidarın yürümesini engeller ve
yavaşlatır. Bu yavaşlatma da, ülkeye ve halkına za-
rar verir.  İşte sen, bu zarar vericiliğe râzı olmama-
lısın. Bunun için de kalpli olabilmen gereklidir.

Kalplice olabilmek için: Yalnız kendi menfaatini de-
ğil, bütün milletin ve vatandaşların menfaatini düşü-
nebilmelisin. Bütün milletin ve vatandaşların men-
faatini düşünebildiğinde, yanlış seçim yapmaktan
kurtulursun. Yani kendin için milleti yakmazsın. Mil-
letin yanmaması için de, kendi yanmana aldırış et-
mezsin. Milletin menfaatini kendi menfaatinden üs-
tün tuttuğunda da, haklıca ve adâletlice bir seçim
yapabilmenin yolu sana açılmış demektir. Sen de
bu yolda yürü ki, vatan ve millet selâmete ersin, sa-
adet bulsun!

Eğer kendi çıkarın veya iktidar olması imkânsız
minnacık partin veya cemaatin için milleti yakacak
bir seçimde bulunursan, sen kalpsizsin demektir!
Ama insanlığa ermek için kalpli olmak ve kalplice
hareket etmek zorundasın.

Haydi, seçimin hayırlı olsun, şerli olmasın...

Not: İktidar partisinin hedefi bellidir. O da: Türkiye'
yi "küresel güç" yapmaktır. Sen de doğru bir seçim
yapmakla onun bu hedefine ortak olabilirsin.

                     Allah'tan başka ilah yoktur.
          Mehdi ve Mesih O'nun kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın onbeşi, Haziran'ın ilk haftası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Hakka dâvet.
Boyut:   Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *