Sonntag, 14. September 2014

IŞİD'E ÇAĞRI VE UYARI!



                    IŞİD'E ÇAĞRI VE UYARI!

yollarını şaşırmışlara yol gösteren ALLAHın adıyla


IŞİD'in yaptığı bir takım saldırı ve katliamlar karşı-
sında ABD, bu örgüte karşı bazı Avrupa ve Arap
ülkeleriyle ittifak kurmaya çalışıyor ve onu yok et-
me kararı almış durumdadır. Ama sormamız gere-
kiyor: "Bu karar, IŞİD sorununu çözer mi?

Şimdi bu sorunun cevabını bir yana bırakıp, önce
IŞİD'in amacının ne olduğunu soralım. Evet, IŞİD'
in amacı nedir?

Bir "İslâm Devleti" kurmak mıdır?

Eğer IŞİD'i oluşturan güçlerin amacı gerçekten bir
"İslâm Devleti" kurmak ise,yapılacak çalışmanın da
İslâmî olması gerekir. Bu durumda IŞİD güçlerinin
bu çalışmaya silahla ve düşmanlıkla karşı koyma-
yan halklara, azınlıklara ve masumlara dokunmama-
sı gerekiyor. Eğer dokunuyorsa, bu örgüt ve kuru-
cuları "terörist" kimliğini kazanacaklardır ve yaptık-
ları eylemler de, "terörizm"le damgalanacaktır.

Şimdi IŞİD güçleri kendilerine sormalıdır: Siz nesi-
niz ve kimsiniz?

Bir terör örgütü müsünüz, yoksa İslâmî bir devlet
kurmaya çalışan hak yolunun cihadçıları mısınız?

Eğer; "biz hak yolunun cihadçılarıyız" diyorsanız,
bu halde eylemleriniz de İslâm'a uygun olmak zo-
rundadır. Bu zorunluğa göre sizin bir İslâm Devleti
kurma çalışmasına düşmanlık göstermeyen halkla-
ra, azınlıklara ve masumlara zarar vermemeniz ge-
rekir. Eğer düşmanlık göstermede bir hakları var
ise, onların haklarını çiğnememeniz ve dikkate al-
manız gerekiyor.

Şu ölçüyü mutlaka bilmelisiniz: Zorbalıkla İslâm
Devleti kurulmaz.

Diyelim ki, Irak'ta bir İslâm Devleti kurmak istiyor-
sunuz. Bu durumda sormanız gerekiyor: Acaba
ülkenizdeki halk çoğunluğu buna evet diyor mu?
Evet demiyorsa, hareketiniz yanlıştır. Çünkü zorla,
zorbalıkla ve dayatmayla İslâm Devleti kurulmaz.
Böyle bir devleti kurabilmeniz için önce Irak'taki
müslüman çoğunluğun "dindar" yani "İslâmiyeti
yaşayan" kimseler olması gerekir. Eğer bu çoğun-
luk İslâmiyeti yaşayan kimseler değilse ve sizin bir
İslâm Devleti kurmanıza râzı olmuyorlarsa, siz bir
İslâm Devleti kuramazsınız. Aksini yaptığınız takdir-
de, diktatörlük yapmış olursunuz. İslâmiyet ise, dik-
tatörlükle bağdaşmaz.

O halde ya halk çoğunluğu dindar müslümanlar ola-
cak veya sizin isteğinize evet demeleri gerekecek.
Bunlar gerçekleşmemişse, istediğiniz devleti kura-
mazsınız. Kurarsanız, o devlet, bir "İslâm Devleti"
olmaz; "zorbalık devleti" olur. Bir zorbalık devleti
kurmaya çalışanlara ise müslümanlar yol veremez,
zorbaları teröristlikle damgalayıp onları durdurmaya
çalışırlar ve bu da onların tertemiz bir hakkı olur.

O halde "biz müslümanız" diyorsanız, hakka ve
adâlete uymak zorundasınız. Hakkın ve adâletin
gereği olarak da Irak'ta bir zorbalık devleti kura-
mazsınız. Evet, kendinize ait bir bölgede istediği-
niz devleti kurabilirsiniz. Ama başkalarıyla birlikte
yaşadığınız bir ülkede istediğinizi yapamazsınız.

Buna göre Iraklı sünnîler (çoğunluk olarak) sizin li-
derliğinizi ve isteğinizi kabul ettikleri takdirde, Irak'
ta bir devlet kurabilirsiniz. Buna hakkınız vardır.
Çünkü Kürtler ve Alevîler kendi bölgelerini ayırmış
ve devletlerini kurmuşlardır veya kurmaya çalışmak-
tadırlar.Buna karşılık Sünnîlerin de bir devlet kurma
hakları vardır ve bu hakkı kimse onların elinden ala-
maz.

Eğer Irak'taki Kürt ve Alevî müslümanların çoğunlu-
ğu: "Hep birlikte bir İslâm Devleti kuralım, bölünme-
yelim" derlerse, bu istek de reddedilmez. Böyle
bir talep olmadığı takdirde ise, Iraklı Sünnîler kendi
devletlerini kuracaklardır.

Eğer Iraklı Sünnîler arasında bir İslâm Devleti kur-
manın şartları oluşmuşsa, kurulacak devletin adı:
"İslâm Devleti" olabilir. Gerekli şartlar oluşmamış-
sa, başka bir isim bulmak gerekir.

IŞİD güçleri, İslâm Devleti olmanın ve kurmanın
şartlarına uymaktan başka, Allah'a inanan ve O'n-
dan başka tanrı tanımayan müslümanları kâfirlikle
damgalamama hakkına da uymaları gerekir.

İslâmlı ülkeler, müslüman olmayan ülkelerle işbirli-
ği yapabilir. Çünkü Kur'an buna izin vermektedir.
Bu izin gereği olarak da bir müslüman ülke müslü-
man olmayan bir ülkeyle işbirliği yaptığında, o ülke-
nin insanlarına kâfirlik damgası basılamaz. Buna
hiçbir müslümanın hakkı yoktur. Ancak müslüman
olmayan bir ülke meselâ Amerika veya Avrupa ül-
keleri, İslâm dinine veya müslüman bir ülkeye kar-
şı haksız olarak açık bir savaş başlatırsa, bu halde
o ülkeyle işbirliği yapılmaz ve işbirliği yapan da, ha-
in olur.

Böyle bir durum olmadığına, yani Avrupa ve Ameri-
ka ülkeleri, İslâmiyete ve müslüman bir ülkeye karşı
haksız olarak açık bir savaş başlatmadığına göre,
onlarla dostluk kurma ve işbirliği yapmayı kimse
haram edemez, kimse buna bir yasak koyamaz.

O halde IŞİD güçleri, Kur'anın zıddına yasaklar ge-
tiremez. "Allah'tan başka ilah yoktur" diyen müslü-
manları, kâfirlikle damgalayamaz. Haklı bir İslâm
ordusuna karşı savaşa girişmemiş 49 Müslüman
Türk diplomatı rehin tutamaz, öldüremez ve zarar
veremez. Onları rehin tutmak, öldürmek veya zarar
vermek ise, İslâmiyeti ve Kur'anı çiğnemekten baş-
ka bir şey olmaz. Kur'anı ve İslâmiyeti çiğneyen
IŞİD gibi bir güç ise, müslümanların dostu değil,
ancak düşmanı olabilir. Müslümanların düşmanı ol-
mayı hak etmiş bir örgütü yok etmek ise, ABD'nin
de hakkı olur.

Şimdi IŞİD güçleri pozisyonlarını belirlemeli, ne
olduklarını ve ne yapmak istediklerini dünyaya du-
yurmalıdırlar.

Ey IŞİD güçleri! Allah'ın Mehdisi Mehmed Nur'an,
Allah'tan aldığı ilhamla size yol göstermektedir.
Eğer ona uymazsanız, Allah'a karşı gelmiş olacak-
sınız. Allah da zâlimleri cezâsız bırakmaz ve onları
yok eder.

Bu bildiriyi hazırlayan: Mehdiyet Makamı.

Not 1: Saddam Hüseyin'i devirmek, Allah katında
suç olmadığı gibi, Beşar Esad'ı devirmek de suç
değildir. Aksine sevaptır. Çünkü zâlim ve zorbala-
rın iktidar olma hakkı yoktur. Demokrasiye râzı ol-
mayan Beşar Esad, IŞİD'in "Şeriat Devleti"ne râzı
olmak zorunda kalabilir.

Not 2: Dünya siyasal lideri ABD, Irak'ta Kürtlerin ve
Alevîlerin devletleşmesine fırsat verdiği gibi, Sün-
nîlerin de devletleşmesine fırsat vermelidir. Eğer I-
raklı Sünnîler, IŞİD'in liderliğini kabul ederlerse ve-
ya etmişlerse, Sünnîlere ait bir devlet kurmak adına
IŞİD, meşruiyet kazanır. Fakat bu meşruiyet, "İslâm
Devleti olma" hakkı kazandırmaz. Bu hakkı kazana-
bilmek için, İslâm Devleti olmanın şartlarına uymak
gerekir. Bu şartların ne olduğunu da, Müslüman Â-
limler Birliği açıklayabilir.

Not 3: Allah'ın dininde alevîlik-sünnîlik diye bir din
yoktur. Allah'ın birliğine inanıp O'na teslim olanlara
"müslüman" denir. Bunun için Mehdi Hazretleri,
alevîlik-sünnîlik ayrımını kabul etmemektedir.

Not 4: Dünyanın mânevî lideri; Mehdi ve Mesih'tir.
Şu an dünyanın mânevî yönetimi Hazret-i Mehdi
tarafından yürütülmektedir. Hazret-i Mesih dünyaya
indiğinde, dünyanın mânevî krallığı ona devredile-
cektir.

Not 5: Müslüman Âlimler Birliği, bu bildirinin altına
imza atmaktan çekinmeyecektir.

Not 6: Bu bildiri, devlet veya İslâmî gazeteler eliyle
IŞİD'e ulaştırılmalıdır.

Lügatçe
Mehdi: Müslümanların kurtarıcısı. İnsanları doğrulu-
ğa götüren. Allah tarafından görevlendirilmiş kişi.

                     Allah'tan başka ilah yoktur.
                Mehdi ve Mesih O'nun elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın ondördü, Eylül ortası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı.
Boyut:   Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *