Montag, 27. Juni 2011

İRAN YÖNETİMİ'NE UYARI!

İRAN YÖNETİMİ'NE UYARI!

Lübnan basını Tahran'ın Türk hükümetine "NATO Suriye'ye sal-
dırırsa topraklarınızdaki NATO hedeflerini vururuz" dediğini yaz-
mış.

Eğer bu haber doğruysa, İran Yönetimi bu uyarıyı dinlesin:

Eğer Beşar Esad diktatörlükten çekilmez ve halka zulmetmeye
devam ederse, NATO, Suriye ordusuna saldırmak zorunda kalır.
Eğer bu haklı saldırı karşısında İran Türkiye'deki NATO üslerine
saldırırsa, Türkiye ve NATO bu saldırıya mecburen cevap verir.

Çözüm: İran Yönetimi, Suriye Yönetimi'nin zulümlerine arka
olmaktan çekilsin. Suriye diktatörü de, diktatörlüğüne ve halka
zulmetmeye son versin.

Türkiye, şimdiye kadar "sıfır sorun" istediğinden, İran ve Suriye'ye
karşı yumuşak davrandı. Ama eğer Suriye'deki zulümler sona er-
dirilmezse, Türkiye'nin sertleşeceğinden kimsenin kuşkusu olmasın.
Buna İran Yönetimi de engel olamaz.

Zaman: Yeni Çağ'ın onbiri, Haziran sonu.
Mekan: Avrupa.
Makam: Uyarı.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANİSTLERİ
* * *

Sonntag, 26. Juni 2011

ERGENEKON ZANLILARININ MİLLETVEKİLLİĞİ VE TÜRKİYE'NİN BARIŞI

ERGENEKON ZANLILARININ MİLLETVEKİLLİĞİ VE
TÜRKİYE'NİN BARIŞI

barışanları seven ALLAHın adıyla

Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ)'nün güdümüne girmiş bulunan
MHP ve CHP, üç ETÖ zanlısını milletvekili seçtirerek millî ira-
denin temsilcisi AK Parti'ye karşı bir oyuna girişmiş veya Erge-
nekon terör tutuklularını kurtarma operasyonu başlatmış bulunu-
yor.

Madem bir oyun oynanacak veya bir operasyon yapılacak, gelin
bu oyunu tam oynayalım, operasyonu eksiksiz yapalım. Bunun
için de kamusal alanda CHP tarafından tutuklu bulunan dindarla-
rı ve üniversite kapılarında esir alınmış olan başörtülü üniversite
öğrencilerini ve özgürlük bekleyen PKK'lı mahkûmları da oyuna
ve operasyona dahil edelim. Bu dahiliyat yapılmazsa, büyük bir
haksızlık ve adaletsizlik ortaya çıkar. Bunlar da kabul edilemez.
Hem CHP ve MHP için AK Parti'den karşılıksız ve bedava bir
kurtarıcılık beklenemez.

Madem MHP ve CHP ETÖ'lü vekillerin özgürlüğünü istiyor, on-
lar da bunun bedelini ödemeye hazır ve razı olmalıdırlar. Bunun
için de yapacakları şudur: CHP, demokratik bir anayasanın önü-
nü kapatmaktan vazgeçsin ve Anayasa'daki "kırmızı çizgiler"ini
kaldırsın. MHP de, Öcalan'ın ve PKK'lı mahkûmların özgürleş-
mesine ve onların özerklik taleplerine onay versin veya engel ol-
maktan çekilsin.

İşte ancak bu şekilde CHP ve MHP'nin ETÖ'lü vekilleri ve diğer
Ergenekoncular ve Balyozcular özgürlüklerine kavuşurlar. Aksi
halde bedava köfte yoktur! Hem terör zanlılarının, zanlılıktan kur-
tulmadan milletvekili olmaya ne hakları vardır? Onlara bu hakkı
veren CHP ve MHP, hukukun üstünde bir mevkiye mi sahipler?
Herkes haddini, hududunu bilmelidir! Madem onlar bir hak isti-
yorlar, bunun bedelini ödesinler.

PKK'lılara da bedava kurtuluş ve özerklik yoktur! Onların kurtu-
lusunun bedeli de şudur: Marksist veya Kemalist bir özerklikten
vazgeçsinler ve, bir "Demokratik Özerklik"e razı olsunlar. Bunun
da şartı: Özerkliğin kurulacağı bölgedeki Kürt halkına birden fazla
parti arasında seçme özgürlüğü tanımak, onları PKK'nın partisine
mahkûm etmemektir. Çünkü Kürt halkının dörtte üçü, PKK'nın
diktasını veya otoriterliğini istememektedir. İsteselerdi bile, De-
mokratik Özerklik'te dikta ve otoriterlik kabul edilemez.

Kurtuluş, bedel ödemeyi kabul etmektedir. Bu kabulle, Türkiye'
nin barışı gerçekleşir. Biz Dindarlar, Demokratlar ve Libaraller
barışa hazırız! Siz Kemalistler, Marksistler, Ulusalcılar, Türkçüler
ve Kürtçüler de barışa hazır mısınız? Hazırsanız, hemen Demok-
ratik Anayasa'nın yapılmasına hız veriniz. Onun önündeki engel-
leri süratle kaldırınız. Bu şekilde "siz", "biz" ayrımcılığı da ortadan
kalkacaktır.

Demokratik bir anayasanın kazanılmasıyla ve PKK'lı ve Öcalan'lı
Kürt Sorunu'nun çözümüne onay verilmesiyle bütün Balyozcular'
ın, Ergenekoncular'ın ve Genelkurmaycılar'ın kurtuluşu mümkün
olabilir. Aksi halde onlara kurtuluş yoktur!

Evet, CHP ve MHP! Ne diyorsunuz?

Çok öfkeli Devlet Bey ve şakacı Oğlan (Kılıçdaroğlu), açıklamala-
rınızı bekliyoruz...

Not 1: CHP'nin, geçmişte Tayyip Erdoğan'ın önünü açmış olması,
onun demokrasi aşkından değil, Erdoğan'ın bugünkü duruma gele-
ceğini beklememiş olmasındandır. CHP bu iyiliği(!)nin karşılığını,
AK Parti'yi kapattırmaya çalışmakla almıştır. Artık CHP'nin AK
Parti'den iyilik bekleme hakkı kalmamıştır. Onun yapacağı tek şey,
istediği hakkın bedelini ödemektir. CHP'nin demokrasi aşığı olma-
dığını iyi biliyoruz.

Not 2: CHP, BDP ve AK Parti; Türkiye'nin Barışı'nı kabul ettik-
lerinde, MHP'nin bu barışa "hayır" demesinin fazla bir önemi kal-
mayacaktır. MHP, hesabını buna göre yapmalıdır.

Not 3: Türkiye'nin Barışı'nı kabul etmeyen partilere karşı "Halk
Hareketi" başlatmak zorunda kalacağız.

Not 4: Bu bildiri, İmralı'daki bay Öcalan'a da iletilmelidir.

Zaman: Yeni Çağ'ın onbiri, Haziran sonu.
Mekan: Avrupa.
Makam: Barış.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANİSTLERİ
* * *

Dienstag, 21. Juni 2011

MİLLETVEKİLİ YEMİNİ NASIL OLMALI?

MİLLETVEKİLİ YEMİNİ NASIL OLMALI?

herkesin üstünde olan ALLAHın adıyla

Bozuk Yemin:

"Devletin varlığı ve bağımsızlığını; vatanın ve milletin bölünmez
bütünlüğünü, milletin kayıtsız şartsız egemenliğini koruyacağıma;
hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk
ilke ve inkilâplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı,
millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan hakların-
dan ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'
ya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namu-
sum ve şerefim üzerine andiçerim."

Düzgün Yemin:

"Devletin varlığı ve bağımsızlığını; vatanın bölünmezliğini ve mil-
letin özgür birlikteliğini, hakta olduğu müddetce milletin siyasal e-
gemenliğini koruyacağıma; Hakk'ın ve hukukun üstünlüğüne, de-
mokratik ve lâyık Cumhuriyet'e bağlı kalacağıma; toplumun huzur
ve refahı, millî ve mânevî dayanışma ve yardımlaşma ve adalet an-
layışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden ya-
rarlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakattan ayrılmayacağıma;
Türkiye vatandaşları ve halkımızın önünde namusum ve şerefim
üzerine andiçerim."

Yeminlerini "bozuk yemin"le yapmış olan milletvekillerinin, "düz-
gün yemin"le yeminlerini yenilemeleri gerekir. Bozuk yeminle ya-
pılmış olan yeminler geçersizdir.

Yemin edecek milletvekilleri, yemin için hazırlanmış metindeki söz-
lerin hepsini okumak yerine, "metindeki bütün sözleri kabul ettiğime
ve bu kabulümü koruyacağıma; Türkiye vatandaşları ve halkımız ö-
nünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim" şeklinde de kısal-
tarak yeminlerini yapabilirler. Veya bütün vekillerin ayrı ayrı andiç-
mesi yerine, her grubun bir sözcüsü, grubu adına bütün metni oku-
yup veya kısaltarak, sonunda "andiçerim" yerine, "andiçeriz" şek-
linde de yeminlerini yapabilirler. Böylece kısa zamanda yemin tö-
reni bitirilmiş olur.

Not: "Lâyık Cumhuriyet": Dini kamusal alandan dışlamayan cumhu-
riyet'tir.

Zaman: Yeni Çağ'ın onbiri, Haziran sonu.
Mekan: Avrupa.
Makam: Yemin.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANİSTLERİ

Montag, 6. Juni 2011

THE ECONOMİST, REUTERS VE NEWYORK TİMES TÜRKİYE DEMOKRASİSİNE BALTA VURMAKTAN ÇEKİNMELİDİR!

THE ECONOMİST, REUTERS VE NEWYORK TİMES
TÜRKİYE DEMOKRASİSİNE BALTA VURMAKTAN
ÇEKİNMELİDİR!

The Economist, Reuters ve Newyork Times gibi dergi ve yayın
organları, geçtiğimiz hafta Türk halkına bir çağrı yaparak, oylarını
"CHP'ye vermelerini" öğütlemiş. Ama bu öğüt, Türkiye demokra-
sisine balta vurmaktan başka birşey değildir!

Çünkü, kendisine oy verilmesi istenen Cumhuriyet Halk Partisi,
Türkiye demokrasisini ortadan kaldırmaya çalışan Ergenekon Te-
rör Örgütü (ETÖ)'nün avukatlığına soyunmuş ve onun suçlularını
yargıdan kurtarmaya çalışan ve darbecilerle içli dışlı olduğu, önceki
ve son ortaya çıkan Ergenekon dosyaları arasındaki onlarca belge-
lerle kanıtlanmış bir partidir.

Demokrasi düşmanlarıyla dostluk içinde yüzen ve ETÖ tarafından
ele geçirilmiş bir partiye Türkiye halkı niçin oy versin? Türkiye hal-
kı bu kadar aptal mı! CHP'ye oy verecek yüzde yirmilik kesimin
kimligi zaten bellidir. Onlar da; darbeci vesayeti korumaya ve sür-
dürmeye çalışan laikçi ve Kemalistlerdir.

Anlaşılan, The Economist, Reuters ve Newyork Times ya bu ger-
ceklerden habersiz, ya da CHP'liler tarafından aldatılmışlardır...

Ama Türkiye halkı aldanır mı?

Türkiye demokrasisini tökezletmeye çalışan bir CHP ve o demok-
rasiyi askerî vesayetten kurtarmaya çalışan bir AKP karşısında
Türkiye halkı yine aldanmayacak ve oyunu çoğunlukla, Türkiye'nin
ekonomisini ve demokrasisini düzeltmiş ve daha da iyileştirmeye
çalışan AK Parti'ye verecektir.

Türkiye halkı AK Parti'ye oy verirken, onun "otoriterleşmesi"nden
niye korksun? Korkar mı? Korkmalı mı?

Bu korku yersizdir! Çünkü AK Parti'ye oy veren çoğunluk, tek tip
bir çoğunluk değildir. Bu Parti, çok farklı kesimlerce desteklen-
mekte olan bir partidir. Böyle olduğundan da, tek bir kesimin parti-
si olma şansına sahip değildir. Bunun için de otoriterleşmesi, tek bir
kesimin sesi haline gelmesi mümkün değildir. Böyle bir yönelime
geçtiği takdirde de dağılıp gideceğini iyi bilir.

Türkiye halkını CHP'ye oy vermeye çağıran yukarıdaki üç yayın or-
ganının bir korkusu da: "Ak Parti anayasayı değiştirecek çoğunluğu
elde ederse felâket olur" iddiasıdır!

Niye felâket olurmuş?

Asıl anayasayı değiştirecek çoğunluğu elde edememesi felâket olur?
Çünkü bu halde Kürtlerin, Dindarların, Alevîlerin ve Yabancı Azınlık-
ların çözüm bekleyen sorunları çözümsüz ve Türkiye'nin darbeci ve-
sayetten kurtuluşu da akim kalır. Yoksa siz The Economist, Reu-
ters ve Newyork Times beylerin istedikleri bu mudur?

Ey üç Batılı Media Beyler! Türkiye'nin tam demokrasiye geçmesini
mi istiyorsunuz, yoksa onun demokrasisinin batmasını mı istiyorsu-
nuz? Biz sizin, birinci şıktan yana olduğunuzu düşünüyoruz. Bu dü-
şüncemizde yanılmıyorsak, Türkiye halkına yaptığınız çağrıda yanlış-
tasınız demektir. Bu yanlıştan kurtulmak için de, çağrınızı ya tersine
çeviriniz, ya da tarafsız kalınız.

Sizlerin Türkiye halkına tavsiye ettiği CHP, Türkiye demokrasisinin
teminatı değildir ve olamaz! Çünkü Türkiye demokrasisini yıkmaya
ve askerî vesayeti sağlamlaştırmaya çalışan Ergenekon Terör Örgü-
tü tarafından ele geçirilmiş ve onun avukatlığını yapmakta olan bir
parti, Türkiye ve onun demokrasisi için çok büyük bir tehlikedir!
Sizler bu tehlikeyi göremiyecek kadar kör ve sağır olabilirsiniz. A-
ma Türkiye halkı sizlerin körlük ve sağırlığınızı giyinmeyecek ve
aptallaşmayacaktır! Bu halkın çoğunluğu, akıllılıklarını bir kez
daha bütün dünyaya gösterecektir!

Çünkü, Türkiye'yi askerî vesayetten kurtarmaya, anayasasını de-
mokratikleştirmeye ve sorunlarını çözmeye çalışan bir parti, Türki-
ye'yi askerî vesayet altında tutmaya, demokratik bir anayasa ya-
pımını önlemeye ve sorunlarını çözümsüz bırakmaya çalışan bir
partiden daha hayırlıdır.

Eğer Ergenekon Terör Örgütü'nün güdümüne girmiş bulunan CHP
ve MHP gibi şu an Türkiye demokrasisi için çok büyük tehlike ar-
zeden partiler, askerî vesayetin ortadan kaldırılması ve Ergenekon
Terör Örgütü'nün yok edilmesi için çalışacaklarına ve Türkiye'nin
sorunlarını çözecek demokratik bir anayasaya evet diyeceklerine
dair bir garanti verselerdi, bu iki partiye oy vermek düşünülebilirdi.
Ama onlar, istediğimiz garantiyi vermekten daima kaçındılar ve
halen de kaçınmaktadırlar. Bu kaçınmalarıyla da Türkiye'de iktidar
olmayı haketmiyorlar.

Acaba onların haketmediği bir şeyi, The Economist, Reuters ve
Newyork Times gibi yayın organları, onlara nasıl lâyık görüyor?

Anlaşılıyor ki, bu üç yayın organı, derinlemesine bir araştırma yap-
madan bir kaç CHP'linin sözlerine aldanıvermiştir. Ama bu aldanış,
bu üç yayın organının güven ve itibarını sarsacaktır ve sarsmaktadır.

Bu sarsıntının hemen durması için The Economist, Reuters ve New-
york Times, burada zikredilen gerçekleri okuyucularına tarafsız bir
şekilde duyurmalıdır.

Eğer Türkiye'deki siyasal gelişmeleri doğru analiz edebilmek istiyor-
sanız, bunun için sadece Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet ve Vatan
gazetelerini incelemeniz yetmez. Eğer böyle yaparsanız, öteki tarafı
göremezsiniz ve varacağınız yargı hatalı olur. Bu hataya düşmemek
için Sabah, Star, Bugün, Zaman, Yeni Şafak ve Türkiye gazeteleri-
nin yazarlarını da takip etmelisiniz. Eğer bunları takip etmekten çe-
kiniyorsanız, hiç olmazsa liberal Taraf gazetesinin yazarlarını okuma-
dan Türkiye hakkında kesin bir hükme varmayınız, hataya düşme-
yiniz. Yoksa, saygınlık ve güvenirliğinizi kaybetmiş olursunuz. Oku-
yucularınızı da aldatmaya hakkınız yoktur! Türkiye'nin siyasal ger-
çeğini tersyüz etmek dürüstlük mü? Demokrasi tahripçisi Ergenekon
Terör Örgütü'nün avukatlığına soyunmuş bir partiyi hangi demokra-
tik kaygıyla, hangi ekonomik kurtuluş adına Türk seçmenine tavsi-
ye edebiliyorsunuz? (Bu üç yabancı yayın organı, onlara yaptığımız
tavsiyeden habersiz olacak kadar aptal değildirler. Ama Türkiye
seçmenine verdikleri buyrukla aptallaşmış görünüyorlar! Biz de on-
ları bu aptallıklarından kurtarmaya çalışıyoruz...)

Evet, Ergenekon Terör Örgütü'nün güdümüne girmiş bulunan CHP
ve MHP gibi iki Türkiye partisi, iktidar olmak istiyor. Ama onların
bu isteği, Türkiye ekonomisinin ve demokrasisinin düzelmesi için
değil; ırkçı, laikçi ve Kemalist bir otoriterliğin devamı içindir. Eğer
böyle olmasaydı, darbecilere ve Ergenekonculara destek olmaktan
uzak dururlardı. Ama onlar uzak durmak şöyle dursun, aksine sa-
hipleniyorlar! Onları korumaya ve kurtarmaya çalışıyorlar! Onlara
partilerinde adaylık veriyorlar! Türkiye halkının çoğunlugu, 27 Ma-
yıs 1960 İhtilâli'nin katillerini ve o katillerin mâneviyatını koyunların-
da saklayan partileri unutmadı! Unutamaz!

Bu unutulmaz partiler, eğer darbecilere ve Ergenekonculara destek
vermeye devam ederlerse ve demokratik bir anayasayı engellerler-
se, Türkiye halkının çoğunluğu, o iki partiyi siyasal yaşamdan sile-
cek ve o partiler önce parçalanacak ve sonra yok olup gidecekler-
dir. Bunun için de çok az bir zamanları kaldı. Bunun için ya darbe-
cilere ve Ergenekonculara hayır ve demokratik bir anayasaya evet
derler, ya da ebediyen biterler.

Not 1: CHP, Türkiye'nin ekonomik sorunlarını çözemez. Çünkü bu
parti, zenginlerin partisidir. Böyle olduğu için de bu parti zenginler-
den alıp fakirlere ve emeklilere veremez. Ancak devletin kasasını
boşaltarak onları bir iki yıl rahatlatabilir. Ama bundan sonra onları
yirmi yıl açlığa mahkûm eder. Çünkü CHP'nin, devletin kasasını
dolduracak ekonomik bir planı yoktur. Eğer CHP, zenginlerin ce-
bine el atacak olursa, CHP'ye oy veren zenginler bu partiyi iki gün-
de toprağa gömer. Çünkü bu zenginlerin, fakirlere acıyacak bir din-
darlıkları yoktur. Bu yüzden fakirler ve emekliler dikkatli olmak zo-
rundadır. CHP liderinin oltasındaki solucanlara aldanmamalıdırlar!

Acaba CHP'ye oy veren zenginler: "Biz, Türkiye'deki fakirlerin ih-
tiyacını karşılayacak bir 'Sermaye Vergisi' vermeye hazırız" diyebi-
lirler mi? Sayın CHP lideri, bu soruyu o zenginlere sorsun bakalım!
Tabii The Economist, Reuters ve Newyork Times de sorsun...

Not 2: Otoriterleşmenin de detayları vardır ve tartışılması lâzımdır.
Meselâ iyi ve adaletli bir otoriterlik kabul edilebilir. Ama zalim bir
otoriterlik kabul edilemez. AK Parti'ye oy verenler herhalde bu
parti liderinin "demokratik lider" olarak kalmasını yeğlerler.

Zaman: Yeni Çağ'ın onbiri, Haziran başı.
Mekan: Avrupa.
Makam: Uyarı.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANİSTLERİ
* * *

Mittwoch, 1. Juni 2011

ALMAN HÜKÜMETİNE UYARI FAKİRLERİN İHTİLÂLİ YAKINDIR!

ALMAN HÜKÜMETİNE UYARI
FAKİRLERİN İHTİLÂLİ YAKINDIR!

Federal Almanya'da 12 milyon civarında fakir insan bulunmaktadır.
Bunların 5 milyonunun İşsizlik Yardımı almakta, 3 milyonunun yar-
dımsız geçinmekte ve 3-4 milyonunun da Sosyal Yardım'la yaşa-
makta olduğu tahmin edilmektedir.

İşsizlik Yardımı alan bir ailenin halini sizlere arzediyoruz:

Aile X'in, dispo kredi olarak bankaya 3400,- Euro borcu var.

Neden borcu var?

Çünkü bir eşin aldığı 700,- Euroluk İşsizlik yardımı yetmemekte
ve onları borçlu hale getirmektedir.

Nasıl yetsin?

Çünkü bu 3 kişilik aile, 600,- Euro ev kirasına ödemektedir. On-
ların gelir ve giderlerini kısaca şu şekilde özetleyelim:

Gelirler:

700,- Euro Birinci kişinin İşsizlik Yardımı.
600,- Euro Hastalıktan emekli ikinci kişinin rentesi.
180,- Euro bir çocuk için Çocuk Parası. (Miktarlar yuvarlak ola-
rak verilmiştir.)

Toplam gelir: 1480,- Euro eder.

Giderler ise:

600,- Euro, ev kirası.
070,- Euro, elektrik için
050,- Euro, telefon için
100,- Euro, üç kişinin paso parası
150,- Euro, taksitle alınan eşyalar için
090,- Euro, bankaya olan dispo kredi borcunun faizi

Toplam: 1060,- Euro eder. Bunu toplam gelirden çıkardığımızda:
420,- Euro kalır. Yani bu üç kişilik aile 400,- Euro ile geçinmek
zorundadır. Her kişiye 133,- Euro düşmektedir. Tabii bu 133,-
Euro'yla eskiyen ve bozulan ev eşyaları değiştirilemez. İzine gidi-
lemez. Yeni elbiseler alınamaz ve daha bir çok gerekli harcamalar
yapılamaz. Bunun için İşsizlik Yardımıyla geçinen bir aile sürünerek
yaşamaktadır. Günde 4-5 Euro'luk bir yardımla yaşamak zorunda
olan işsiz bir kimse, bu eline geçen parayla günlük üç öğün yemek
parasını bile karşılayamaz.

Çünkü iş sahibi olan ve çalışan bir çiftin ortalama 2000,- Euro ka-
zandığını düşünürsek, buna karşılık yukarıdaki işsiz ailenin 500,-
Euroluk bir açığının bulunduğunu görürüz. İşte bu açığın kapatılma-
sı gerekiyor.

Bu açığın kapatılması için de işsizlik yardımı alanların aylığının 300-
500 Euro daha artırılması gerekiyor.

"% 50 veya 75'lik bir artırmayı devlet kaldıramaz" denilecektir. E-
vet belki kaldıramaz. Ama bu yükü zenginlere yüklerse, sorun çö-
zülür. Bu çözüm için de, zenginlere acilen bir "sermaye vergisi" ge-
tirilmelidir. Bu vergilendirme ile hem devletin yükü hafifler, hem de
fakirler büyük bir sıkıntıdan kurtulur. Bu kurtuluşla da zenginler, fa-
kirlerin düşmanlık ve saldırısından güvende olarak korkusuzca ve
huzur içinde yaşarlar.

Aksi halde fakirlerin ayaklanması yakındır!

Bu ayaklanmanın yaşanmaması için Alman Hükümetini ve Partile-
rini (özellikle Yeşiller Partisi'ni) göreve çağırıyor ve hemen hareke-
te geçmelerini tavsiye ediyoruz.

Yoksa, geçim sıkıntısından intiharın eşiğine gelmiş olan bir kısım fa-
kirler, Berlin-Kudamm'da, medyanın kameraları önünde özel bir
törenle kendilerini ateşe verip yakmaya başlayacaklardır. Böyle bir
başlangıç ise; "Fakirlerin İhtilâli" demek olacaktır.

Not: Fakirler, sosyalistler ve komünistler gibi zenginlerin bütün ser-
vetini istemiyor. Servetlerinin sadece %5 veya 10'unu "sermaye
vergisi" olarak istiyor.

"Sermaye Vergisi" kanunlaşıncaya kadar fakirlerin ikinci isteği: İş-
sizlik yardımlarının bankalarda "gelir" olarak kabul edilmesidir.
Bankalar şu an işsizlik yardımlarını "gelir" olarak kabul etmemek-
tedir.

Fakirlerin üçüncü isteği: İşsizlik yardımı almak zorunda olan ailelere
her yıl 500,- Euro elbise ve ayakkabı ve 500,- Euro da eşya para-
sı yardımı yapılmalıdır. Sosyal yardım alanlara da buna uygun artı-
rımlar getirilmelidir.

Fakirlerin dördüncü isteği: İşsizlik durumunda olup çok darda kal-
mış aileler 3-5 bin Euro faizsiz kredi alabilmelidir.

Kımse unutmasın! Bundan sonra fakirlik sineye çekilmeyecek, so-
kaklara dökülecektir. Ve bu dökülüş, Sosyal Adalet gerçekleşin-
ceye kadar sürecektir.

Eğer Alman Hükümeti zamanında harekete geçerse, gelecekteki
kaosları önlemiş ve diğer Avrupa ülkelerine de örnek olmuş olur.
Avrupa'nın kurtuluşu da: Sosyal Adalet'tedir. Bu adaletin gerçek-
leşmesi de: Zenginlere sermaye ve servet vergisi koymaktır. Aksi
halde fakirlerin öfkesi yüzünden zenginler korku içinde yaşamaya
başlayacaklardır. Gerekli barışı sağlamak da Alman Hükümetine
düşüyor.

Not 2: Müslüman ve Hristiyan dindarları ve fakirler: "Allah bizi ni-
çin zengin etmedi" diye Allah'a kızmasınlar. Çünkü Allah, insanlık
için gerekli rızk ve zenginliği indirmiştir ve indirmektedir. Fakat bu
indirilenlerin yüzde sekseni her nasılsa yüzde onluk zengin bir kitle-
nin eline geçmiştir. Şimdi gerekli olan da, bu ele geçirilmiş servetin
Sosyal Adalet'le paylaşılmasıdır. Bunun için de zenginlere, sermaye
ve servet vergisi koymak şart olmuştur. Yoksa, kurtuluş yoktur!

Not 3: Konuyla ilgili diğer bildirilerimiz:

FAKİRNAME
http://kuranisthaber.blogspot.com/2008/10/f-k-i-r-n-m-e.html

ZENGİNNAME
http://kuranisthaber.blogspot.com/2008/10/z-e-n-g-i-n-n-m-e.html

Adresimiz: www.kuranisthaber.blogspot.com


Zaman: Yeni Çağ'ın onbiri, Mayıs sonu.
Mekan: Avrupa.
Makam: Uyarı.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANİSTLERİ
* * *