Freitag, 25. Dezember 2009

(TÜRK)IYE HALKINA YENI YIL MESAJI

(TÜRK)IYE HALKINA YENI YIL MESAJI

dünyayi döndüren ALLAHin adiyla

Bin yildir Islâm'in ve dolayisiyla insanligin bayraktari olmus, fakat
bir asirdan beri elinden düsürülmek istenen ve onu düsürmemek
icin gösterdigi binbir gayretle bu bayraktarligi tâ kiyamete kadar
sürdürebilecek enerjiye sahip oldugunu isbatlayan ve bayraktarli-
gindan vazgecmeyen ve vazgecmeyecek olan cok degerli Türk hal-
ki!

Bu "yeniyil mesaji"miza, icimizdeki ezilmis halk olan Kürt Halki'nin
haklarini korumak ve kurtarmak icin baslatilmis "Kürt Acilimi"ni
durdurmak, kapatmak ve sabote etmek icin ugrasan MHP lideri sa-
yin Devlet Bahceli'nin son mitingde sarfettigi slogan ve sözlerle bas-
lamak istiyoruz.

CHP ve MHP'ye oy vermis bulunan ve fakat bu oylarin kötüye kulla-
nilmakta oldugunu görmesi gereken Türkiye vatandaslari!

Sayin MHP lideri bu mitingte cok güzel bir söz sarfetmis ve "bin yil-
lik kardesligi ya$a ve ya$at" demis. Ama bin yildir süren bu kardes-
ligin seksen yildan beri kesintiye ugradigini unutmayiniz. O bin yil-
lik kardesligi irkcilik, Türkcülük, Atatürkcülük ve laikcilikle devletiniz
katletti. Simdi bu katliamin üzerine cikmis: "Bin yillik kardesligi ya-
$a ve ya$at" diyorsunuz. Ama nasil? Sorun iste burada basliyor!

"Bin yillik kardesligi ya$a va ya$at" diyorsunuz. Ne güzel bir slo-
gan! Fakat bu güzel söz bir slogan olarak kalmamalidir. Kalmama-
si icin de sormamiz gerekir: "Peki, nasil ya$atalim?"

Madem kardesligi ya$atalim diyorsunuz, o halde gelin ya$atalim.
Bu kardesligi ya$atabilmek icin de her seyden önce "kardesligin
hakki" ni ödemeniz gerekir. Siz bu hakki biliyor musunuz, onu ö-
dediniz mi? Eger onu ödemis olsaydiniz; "PKK" diye, "Öcalan"
diye, "terör" diye bir sorun olmazdi. Bu sorunlar varsa ve cözülme-
mis halde ortada duruyorsa, demektir ki; siz, kardesligin hakkini
ödememissiniz. Ödemek $öyle dursun, o hakki ödememek icin
(devlet eliyle) bin türlü zulümlere, baskiya, asimileye, irkciliga ve
devlet terörüne yönelmissiniz!

Kardeslige gecebilmeniz icin önce bu gercegi görmeli, kabul etme-
li ve ödenmesi gereken hakki ödemelisiniz. Devlet eliyle Kürt halki-
na yaptiginiz zulüm ve iskencelerin diyet ve kefareti olarak da,
"suclu" ve "terörist" durumuna düsürdügünüz Kürt Savascisi PKK'
lilari ve onun Kürt Isyankâri olan "Öcalan" isimli önderini (onlardan
af dileyerek) "affetme"ye hazir olmalisiniz. Eger hâlâ "ne affi" diyor-
saniz, sizin niyetiniz kardeslik mardeslik degil demektir!

Ey Türk Halki!

Millet olarak ve bu millet icindeki halklar olarak büyük bir barisa ih-
tiyacimiz var. Cünkü seksen yildan beri, özellikle 27 Mayis 1960
ihtilâli'nden bu yana sürekli olarak büyük bir catisma icerisindeyiz.
Bu catisma ne zaman durdurulmak istenmisse darbelerle, cuntalar-
la, anarsi ve terörle derhal önü kesilmis ve engellenmis ve catisma-
miz sürdürülmüstür. Ve simdi de israrla bu catismayi sürdürmemiz
istenmektedir. Ama, artik "yeter!" demeli ve bizi catistiranlarin kim-
ler oldugunu taniyip onlari safdisi etmeliyiz.

Bu eylemi gerceklestirebilmek icin önce "icimizdeki düsman"i tani-
mamiz gerekiyor. Acaba kimdir bu düsman?

Bu ic düsmanin birincisi maddî, ötekisi de mânevîdir. Maddî düs-
man, en basta iktidar hastasi cuntacilar ve Ergenekon cetesinin te-
röristleridir. Onlarin kim olduklarini da, "Ergenekon Dâvâsi"nin orta-
ya sacilan (bir degil, binler) delilleri, belgeleri, darbe günlükleri, sa-
hitleri, itiraflari, "bitirme" ve "kafesleme" planlari ve denizden ve ka-
radan fiskiran silahlariyla görmüs bulunuyoruz.

Bu ic düsmanin mânevî kismi ise, en basta Allahsizlik ve Kitapsiz-
lik ve bunlara bagli olarak da haksizlik ve adaletsizliktir. Madem
gercek düsman haksizlik ve adaletsizliktir, onlari yok edebilmemiz
icin de önce Allahli ve Kitapli (veya hic degilse vicdanli), sonra da
hakli ve adaletli olmamiz gerekiyor. Madem biz (cogunluk olarak)
Allahli ve Kur'anli bir milletiz, bunun geregi olarak da hakli ve ada-
letli olmayi da bilmeliyiz.

Hakli olmanin geregi ise; Kürtler'in gasbedilmis haklarini iade et-
mek ve adaletli olmanin geregi olarak da bu gasbedilmis haklar i-
cin savasmis olanlara kazandirdigimiz "terörist" damgasini ve "be-
bek katili" gibi lâkaplari silmek, özgürlüklerini vermektir. Özgürlük-
lerini vermedigimiz müddetce de adaletli olmamiz mümkün degil-
dir. Adaletsizlik ise, bize "zalim" sifatini kazandirir. Bu sifattan a-
rinmamis olanlar ise, Allah'a cok agir bir hesap vermek zorunda
kalir ve cennetini kaybeder. Cennetini kaybetmis olanlar icin ise,
belirli bir müddet aci azap cekmek vardir.

Tabii öte dünyada azap cekmekten önce de dünyada adaletsizli-
gin karsiligi olarak anarsi ve terör cezasi ve bunun sonucu olarak
da mutsuzluk ve huzursuzluk vardir. Öyle ise geliniz, huzur ve
mutlulugumuzu adaletsizligimize feda etmeyelim. Ödenmesi gere-
ken haklari ödeyelim, baris ve saadetimizi kazanalim. Bu kazanci-
miza engel olmaya calisan "kapatilimcilar"a karsi da gereken mü-
câdelemizi verelim. Kürt vatandaslarimizin gasbedilmis haklarini
geri alma ve terörü sona erdirme gayreti olan "Kürt Acilimi"na des-
tek olalim.

Ey can-ciger evlâtlarini teröre kurban vermis $ehid aileleri!

"Bizim cigerimiz yandi. Hic olmazsa baska ana-babalarin da cige-
ri yanmasin. Bu savas bitsin" diyebilecek kadar vicdanli, merha-
metli ve baskalarini da kendilerine deger verdikleri kadar deger ve-
ren kimseler oldugunuzu ve bunun icin de bu haksiz ve kirli sava-
sin biran önce bitmesini en cok sizlerin istediginizi iyi biliyoruz.
Bunun aksi olmasi, müslüman bir millete yakismaz zaten! Fakat
sizin bu acilarinizi istismar ederek, onu savasa cevirmenin ve onu
sürdürmenin ve bu acilar ve savaslar üzerinden de oy elde edebil-
mek icin cirpinan iktidar delisi ve muhterisi politikacilarin var oldu-
gunu unutmuyoruz. Ve onlari sizin de bildiginizi ve acilarinizi onla-
rin ihtiraslarina kurban etmeyeceginizi, bunun icin de, kan ve sa-
vas isteyenlere "dur", baris ve kardeslik isteyenlere de "evet" diye-
ceginizi umuyor ve bekliyoruz.

Unutmayiniz! Sizin $ehidleriniz cennete ucmus oldugundan, onla-
rin kanlari yerde degil, göktedir. Yani ortada temizlenecek kan yok-
tur. Eger o kanin yerde oldugunu düsünüp temizlemege kalkarsa-
niz, onlari kiymetsiz etmis olur, $ehidlerinizi üzersiniz. Ayrica sa-
vas canavari, baris düsmani, oy avcisi seytanlasmis politikacilarin
silahina kursun doldurmus, bununla da diger analarin da canlarinin
yanmasina âlet olmus olursunuz. Ama biz sizin, seytanlasmis po-
litikaci ve cuntacilarin oyununa gelmeyecek kadar uyanik ve basi-
retli oldugunuzu düsünüyoruz.

Sayin CHP lideri Deniz Baykal,

Kürt ve PKK sorununu cözme girisimi olan "Demokratik Acilim"i
baslatan AK Parti'lileri hainlikle suclarken kendinize de "hain" de-
mis oldugunuzun farkinda misiniz? Cünkü bugün AK Parti'nin yap-
mak istediklerini yillar önce siz de düsünmüssünüz ve bunun icin
de raporlar hazirlatmis PKK'yi affetmeyi bile planlamissiniz. Peki,
simdi iktidara gelseniz bu sorunu cözmeyecek misiniz? Kendi key-
finize göre bir cözüm getiremezsiniz. Cünkü icinde Öcalan ve PKK'
lilara af olmayan bir cözüm plani, cözümsüzlük plani olmaktan öte-
ye gidemez. Cünkü PKK af görmeden size Kürt Sorunu'nu cözdür-
mez. Öyle ise Kürt Acilimi'ni kapatmaya calismaktan vazgecmeli-
siniz. Acilim'a takoz olmakla muhalefet degil, seytanlik yapiyorsu-
nuz. Yaptiginiz seytanlikla mi iktidara geleceksiniz? Eger iktidar
istiyorsaniz, bu millete iyilik, güzellik, baris yolunu gösteriniz. Onu
savasa ve catismaya kiskirtmaktan vazgeciniz. Iyilik ve güzellikle
sorunlari cözebileceginizi isbatlayiniz ki, bu millet size güvensin;
size iktidar versin. Yani hakederek iktidara geliniz. Yoksa haksiz
yollarla elde edeceginiz bir iktidar, "haram" iktidardir. Herhalde ha-
ram bir iktidar pesinde kosmuyorsunuz! Öyleyse bunca olumsuz
ve ve ölüme götürücü muhalefetiniz niye? Bundan vazgecmenin
zamani gelmedi mi? Gecmiyor mu?

Unutmayiniz! AK Parti'yi devirebilmek icin TSK icindeki gizli cun-
tadan medet umdunuz. Ama Ergenekon cetesinin yakayi ele ver-
mesiyle tokat yediniz. Sonra CHP'li savci ve hâkimleri harekete ge-
cirip Iktidar partisini kapattirmaya calistiniz. Bu sefer de halktan
tokat yediniz; AK PartI'nin oylari artti, iktidarini korudu. Yani ne ka-
dar kuyu kazdiysaniz, kendi kazdiginiz kuyuya hep kendiniz düs-
tünüz. Bu düsmelerden ders almamis olacaksiniz ki, simdi de
MHP'li yoldasinizla Acilim'i kapatma kuyusu kaziyorsunuz. Ama
bu kazi size iktidar kazandirmaz. Siz iktidarinizi ancak olumlu mu-
halefette bulabilirsiniz. Bunun aksinde ise, daima kaybeden ola-
caksiniz. Kazanmak istiyorsaniz, buyrun olumlu muhalefete!

Sayin MHP lideri Devlet Bahceli!

Size ve partililerinize bir tek soru soracagiz: Gelecek secimlerde
AK Parti yeterli oyu tutturamayip veya bir mûcize dogup veya iyi
hal gösterip de iki yil sonra iktidara gelecek olursaniz, Kürt Sorunu'
nu nasil cözeceksiniz? Daga cikarak mi? Bir 25 yil daha savas mi
istiyorsunuz? Acaba buna yetecek ömrünüz var midir? Faili mec-
hûller'le birlikte 60 bin vatan evlâdinin anasinin cigerinin yanmasini
yeterli bulmadiniz mi? Acaba bir 60 bin daha cigeri yanacak ana-
baba bulabilecek misiniz? Bu sorunu analari aglatmadan cözemi-
yecekseniz, size hangi halk ve ana iktidar verir? Eger iktidar istiyor-
saniz, APO'ya ve PKK'ya af getirmeye hazir olmalisiniz. Affa razi
olmadikca iktidarda kalamazsiniz. "Biz böyle bir seyi yapamayiz"
diyorsaniz, partinizi kapatip gitmeye de hazir olmalisiniz. Affa razi
olmadikca iktidarda kalamazsiniz. Affa razi degilseniz, simdiden
erkekliginizi gösterip siyasetten cekiliniz. "Partiyi kapatmayiz, si-
yasetten de cekilmeyiz" diyorsaniz, o zaman affa razisiniz demek-
tir. Siz de siyaset sahnesinde ancak bu riza ile varlik bulabilirsiniz.
Yoksa, Türkiye'nin partisi olmaktan cikarsiniz. Cünkü partiler, mil-
lete hizmet icin, onlarin sorunlarini cözmek icin vardir; cikmaza
sokmak icin degil. O halde Acilim'in önünden cekilmelisiniz. Eger
cekilmezseniz, milletin sorunlarinin cözümünü kilitlediginiz icin,
devletten aldiginiz parti yardimi size haram olur. Millet size bunu
helâl etmez. Siz simdi haramla beslenmeye devam mi edeceksi-
niz? Edebilirsiniz tabii! Ama buna, "muhalefet etmek" denmez.

Merak etmeyiniz! PKK'yi affetmek, AK Parti iktidarina kalmayacak.
Madem Kemalist rejimin ve darbeci zihniyetin kakaladigi PKK pisli-
gini AK Parti'nin temizlemesine engel oluyorsunuz, o halde bu pis-
ligi iki yil sonra -iktidar olmayi basarirsaniz- siz temizleyeceksiniz
demektir. Ama bunu temizlemek icin size silah degil, süpürge ve
kürek verecekler. Ve o pisligi süklüm püklüm temizlemeye mecbur
kalacaksiniz. O zaman halka ne diyeceksiniz? "Mecbur kaldik!"
demekten baska bir diyeceginiz olmayacak. O zaman biz size ne
demeliyiz? "Hain" mi? Merak etmeyiniz! Bu sözü söylemeyecegiz.
Sadece gülüp gececegiz...

Gülüp gececegiz. Fakat bu perde böyle tatlilikla kapanmayacak.
Siz bu pisligi mecburen temizledikten sonra, bunu hazmedemeyen
radikal milliyetcilerin suikastina kurban gitmekten de kurtulamaya-
caksiniz. Yani CHP lideriyle birlikte yine kendi taraftalarinizin hi$-
mina ugrayacaksiniz. Ve, son perde i$te böyle kapanacak...

O halde sayin Baykal ve Bahceli! Iktidara gelmek icin can atarken
ve AK Parti'ye celme takarken iyi düsününüz. Veya kefenlerinizi
giymeden iktidara gelmeyiniz.

(Lâfimiz odun gibi oldu, ama hakikat böyledir...)

Sayin AK Parti lideri R.T.Erdogan!

Sizin actiginiz Acilim'i MHP'liler ve CHP'liler engellemeye devam e-
derlerse, merak etmeyiniz. Isterseniz bu Acilim'i durdurabilirsiniz.
Cünkü bu Kürt ve PKK sorununu siz yaratmadiniz; Kemalist zihni-
yet ve darbeci zalimler yaratti! Onlarin yarattigi sorunu siz cözmek
zorunda degilsiniz. Ama siz bu millete bir iyilik yapmak istediniz.
Fakat muhalefet bu iyiligi size yaptirmak istemiyor. Zorla, inadla gü-
zellik olmaz. Siz en iyisi bu iyiligi yapmayi, onu engelleyenlere bi-
rakin. Eger iki sene sonra iktidara gelmeyi basarirlarsa, onlar yap-
sin, görelim. Yapmazlarsa, yine ba$larina gelecek olani hep birlikte
seyredelim. Iktidara gelemedikleri takdirde ise, siz bu iyiligi ve iyi-
lestirmeyi doludizgin tekrar baslatip zirveye ulastirabilirsiniz.

Henüz Allah'a kul olmamis Kürt Isyan Lideri bay Abdullah Öcalan!

Kesinlikle bilmelisiniz ki; insanliga gecis, Yaratan'a kul olmaktan
gecer. Nefis ve seytana kul olanlar, "insan" ismine lâyik degildirler.
InsaAllah birgün "Allah'in kulu" demek olan "Abdullah" isminin ger-
cekligine erersiniz. Eger ermisseniz, "kulluga hosgeldiniz" diyoruz.

Bu en önemli baslangictan sonra, Kürt Isyani'nin "lideri" olmaniz
sebebiyle $u noktanin bilinmesinde yarar oldugunu düsünüyoruz:
Gercek lider, kendini halkina feda edebilendir. Sahte lider ise, hal-
ki kendine feda edendir. Eger "ben gercek liderim" diyorsaniz, Kürt
halkinin gasbedilmis haklarinin kurtulusuna öncelik verirsiniz. Ken-
di sahsî haklarinizi elbette ki düsüneceksiniz. Fakat gercek lider-
de halkin haklari önce gelir. Bu da sizin, onun haklarini tehlikeye
düsürecek eylem ve davranislardan uzaklasmanizi gerektirir. Eger
"gercek lider" oldugunuzu düsünüyorsaniz, yapmaniz gereken bu-
dur. Yani kendi haklarini halkin haklarina feda edebilmek. Aksi hal-
de Kürt halki sizin liderliginizi tanimaz, deger vermez. $u anda li-
derliginizi Kürt halkinin ancak yüzde yirmisine kabul ettirebilirsiniz.
Eger yüzde seksenine kabul ettirmek isterseniz, gercekliginizi is-
batlamaniz gerekir. Bu hesaba göre $u anda Kürt halkinin önderi
sayilacak durumda degilsiniz. Yani Kürt Isyan Hareketi'nin yani
PKK'nin lideri olmaktan öteye gecememektesiniz. Bu durum da,
sizin siyaseten muhatap alinmanizi gerektirmiyor. Dolayisiyla Kürt
Sorunu'nun cözümü ve PKK affi icin, kapatilan DTP gibi bir partinin
araciligina muhtacsiniz. Bu arac olmadan kendinizi Türk Hükümeti'
nin ilk muhatabi sayamazsiniz. Demokrasilerde bu i$ böyledir. Kur-
tulus istiyorsaniz, makul bir cizgide kalmak zorundasiniz.

(Teröre destek vermekle bir sorunun cözümü icin araci olmak ayni
seyler degildir. Bunun icin DTP'nin kapatilmasi, yasalara uygun ol-
sa da, hakli sayilmaz. Bu da, Anayasa'nin yenilenmesini gerektiri-
yor. Degistirilemeyen Anayasa maddesi olmaz. Meselâ Allah koru-
sun, Rusya Ankara'ya bir atom bombasi atsa veya orada büyük bir
deprem olsa, orasi yine "ba$sehir" olarak mi kalacaktir, kalabilir
mi? Bunun gibi, sartlar gerektirdiginde her madde degistirilebilir.
"Degistirilemez" diye, Anayasa'ya bir madde koymak, hukuk ilke-
lerine zittir. Degistirilemez maddeler, hukukla bagdasmak zorun-
dadir. Anayasa, hukukun üstünde olur, ama hukuk disi olamaz.
Bu sebeple AK Parti iktidari Yeni Yil'da mevcut Askerî Anayasa'
yi degistirmek icin hemen harekete gecmelidir. Muhalefet de bu
harekete destek vermeye mecburdur. Cünkü elimizdeki Anayasa,
Türkiye'nin sorunlarini cözmüyor, kilitliyor. Türkiye adim atamiyor.
Hic bir partinin, bizi cakilip kalmislikta ve cikmazda birakmaya
hakki yoktur!)

"O halde DTP nicin kapatildi" diyebilirsiniz. Elbette ki, Kürt Soru-
nu'nun cözülmemesi ve AK Parti'nin zora sokulmasi icin muhalefet
tarafindan ve önderliginizin muhatap alinmasi icin de PKK tarafin-
dan kapattirildi. Bunu siz de cok iyi biliyorsunuz. Cünkü basörtüsü
yasaginin kalkmasi icin baslattigi girisim sebebiyle kapatilmaktan
kendini kil payi kurtarmis AK Parti gibi bir partinin, DTP'yi kurtara-
cak bir durumu olamazdi. Cünkü Anayasa Mahkemesi'nin üyeleri-
nin onda sekizi CHP'lidir. Kapatma Dâvâsi acan savcilarin cogunlu-
gu CHP'lidir. Ordudaki generallerin yüzde sekseni de CHP'lidir. Ya-
ni bunlardan, DTP'nin CHP+MHP+PKK tarafindan kapattirildigini
anlayabilirsiniz, anliyorsunuz. Bunlardan yine anlamalisiniz ki, Tür-
kiye'de bütün partiler kapattirilabilir, sadece CHP kapattirilamaz.
Hattâ terör örgütüyle i$birligi yapsa bile kapattirilamaz. I$te bunun
icin Ergenekon cetesiyle ve cuntacilarla i$birligi yaptigi belgelenen
CHP'yi Cumhuriyet Savcisi göremez, duyamaz, bilemez ve onu ka-
patamaz! Türkiye kurumlarinda hâkim olan bu CHP tahakkümü so-
na ermedikce de demokratik partilerin ya$ama sansi cok azdir ve
tehlikededirler. Bu durumda partisinin kapatilmasini istemeyenlerin
ne yapmasi gerektigi de iyi anlasiliyor.

Kürt Isyan Hareketi'nin savascisi olan PKK'lilar!

Uluslararasi destegi kaybetmis oldugunuzdan, etrafiniz sarilmis du-
rumdadir. Sizin icin simdi iki cikis kapisi var. Biri, baris kapisi. Öte-
ki de, terör kapisidir. Terör kapisina yönelirseniz, imha edilmeniz
zor degildir. Eger baris kapisina yönelirseniz, kurtulusunuz müm-
kündür. Bunun icin de liderinizi dinleyip ellerinizi tetikten cekmeli,
catismaya son vermelisiniz. Bu da sizin affedilmenizin yolunu aca-
caktir. Af istiyorsaniz, "terör"ün son bulmasi sarttir. Bundan baska
da kurtulusunuz yoktur. Madem siz de bir kurtulus yolu ariyorsu-
nuz, bu firsati iyi degerlendirmelisiniz. Tabii bu firsati elinizden al-
mak isteyenler olacaktir. Siz de buna karsi provokasyonlara kapil-
mamakla yükümlüsünüz. Aksi halde kendinizi büyük bir imhadan
kurtaramazsiniz. Af ve kurtulus icin biraz sabirli olmaniz gerekiyor.
Acele ederseniz, zarar edersiniz. Cünkü Türkiye'yi terörün yönet-
mesine izin vermeyiz. Türkiye'yi ancak DEMOKRASI yönetebilir.
Siz de ona itaat etmelisiniz.

Unutmayiniz! Gerektigi zaman AK-P'yi iktidardan ancak BIZ HALK
indirebiliriz. CHP ve MHP'yi de istersek ancak BIZ iktidara getirebi-
liriz. Bizim iznimiz olmadikca da size af cikamaz. Bunun icin AK
Parti'yi zora sokacak eylemlerden uzak durmalisiniz. Aksi halde
AF sizin icin hayal olur. CHP ve MHP de iktidar yüzü göremez.

Ey Ergenekon cetesinin üyeleri!

Gelecekte muhtemel bir aftan yararlanmak istiyorsaniz, dâvânizla
ilgili bütün sirlarinizi ortaya dökünüz ve sucunuz sabit oldugunda
cezaniza razi olunuz. Sirlarini ortaya dökmeyenlere af yoktur! Af
istiyorsaniz, gelecek alti ay icinde bütün sirlarinizi savciliga bosal-
tiniz.

Ey Ergenekon Dâvâsi'na bakan kahraman Savci ve Hâkimlerimiz!

Ergenekon cetesinin tehditlerinden korkmayiniz. Yasalarin size
verdigi yetkileri kullanarak bu dâvâyi sonuna kadar götürünüz ve
Ergenekon'u bitiriniz. Bitirmelisiniz, cünkü bu cete ve örgüt, PKK'
dan cok daha tehlikelidir. Cünkü o, PKK'yi dahi kismen yönetmis
ve pek cok tehlikeli örgütü de yönetebilecek bir etkinlige ve Türki-
ye'ye de cok büyük zararlar verebilecek TSK'dan calinmis bilgilere
sahiptir. Bu ceteyi bitirmeyenler ve ona avukatlik edenler, Türkiye'
ye ihanet etmis olur. Bunun icin onlardan kesinlikle kormayiniz.
Arkanizda BIZ MILLET variz!

Genelkurmay Baskani Sayin Ilker Basbug!

Sert ve öfkeli cikislarla Biz Millet'i susturamaz, sindiremezsiniz!
Türk Silahli Kuvvetleri icinde "Bitirme" ve "Kafesleme" planlarinin
hazirlayicisi "gizli cunta"cilari tasfiye etmediginiz icin, BIZ HALK o-
larak yakaniza yapisiyor: "Siyasetten uzak durun! Cumhuriyetimi-
ze tecâvüz etmeyin! Demokrasimizi cignemeyin! Egemenlik hak-
larimizi gasbetmeye kalkismayin! TSK icindeki gizli cuntayi ve Er-
genekon cetecilerini tasfiye edin! BIZ MILLET'e karsi yapmakta ol-
dugunuz asimetrik psikolojik saldirilara son verin! Darbeye heves-
lenmeyin!" diyoruz. Ve son basbakanvâri Trabzon konusmaniza
cevap olarak da; Ahmet Altan'in, Mehmet Altan'in, Ahmet Kekec'in,
Emre Aköz'ün, Eser Karakas'in, Hasan Cemal'in, Nazli Ilicak'in,
Mümtazer Türköne'nin, Hasan Karakaya'nin, Yagmur Atsiz ve Ya-
semin Congar'in makalelerinin üzerine "Ilker Basbug'a Cevap" ya-
zip, altina da "DEMOKRASI" adina "BIZ HALK" islak imzasini ca-
karak ve altina bir de "not" düserek: "25 yildan beri 700 bin kisilik
koskoca bir orduyla 7 bin kisilik kücücük bir PKK örgütünü ve te-
rörünü nasil ve neden bitirmediniz ve son 7 erlik Resadiye Katlia-
mi'nin telsiz konusmalarini dinlemesini bildiniz de, katliami önle-
mesini neden bilmediniz" diye soruyor, size gönderiyor ve yaka-
nizi birakiyoruz. Demokrasimizi cignediginiz müddetce de elimi-
zin yakanizda, gözümüzün üstünüzde olacagini bilmenizi istiyo-
ruz.

Siz de unutmayiniz! Siz bir Basbakan degil, Genelkurmay Baska-
nisiniz. Emir altinda oldugunuzu unutmayiniz ve kendinizi Basba-
kan'in üstüne cikarmayiniz. Aksi halde "demokrasiye tecâvüz"den
mahkeme önüne cikmak zorunda kalirsiniz. Kenan Evren Pa$a'nin
ba$ina gelenler de aklinizdan cikmasin...

Sizin sözlerinizden ve (cunta temizligi gibi) yapilmasi gerekenleri
yapmamanizdan, TSK'yi cok cirkin bir zihniyetin ele gecirmis oldu-
gunu görüyoruz. Türkiye siyasetinin yüzde otuzu sizin yaninizda
olabilir. Ama bu siyasetin yüzde yetmisinin de sizin karsinizda ol-
dugunu unutmayin. Siz bugün yüzde otuzun ekmeginden cok, yüz-
de yetmisin ekmegiyle, vergisiyle besleniyorsunuz. Dolayisiyla ek-
megini yediginiz halk cogunluguna karsi asimetrik psikolojik harbi
birakmalisiniz. Tehditlerinize son vermelisiniz. Yüzde otuzun deste-
gi sizi kandirmasin. Cünkü bunun karsisinda yüzde yetmis vardir.
Siz ise yalniz yüzde otuzun degil, yüzde yetmisin de askeri, Ge-
nelkurmay'isiniz.

Konustukca batiyorsunuz ve tabii orduyu da batiriyorsunuz sayin
Basbug! En iyisi hic konusmayin! Bu ülkenin, ordu ile hükümet ara-
sinda siyasal muhatap olacak bir Savunma Bakanligi yok mudur?

Biz Avrupa'da Genelkurmay Baskanlari'nin isimlerini ancak istifa
ettikleri zaman, yani 20-30 yilda bir duyuyoruz. Ama Türkiye'de bir
Genelkurmay Baskani, sanki bir politikaci gibi, sanki bir magazin
yildizi gibi masAllah; sahnelerden inmiyor!

Ara not: Resadiye Katliami'ni, olaydan üc gün sonra PKK üstlendi.
Hemen ardindan da TSK; "bakin, biz yapmadik, PKK yapti" derce-
sine katliamla ilgili telsiz konusmalarini yayinladi. Fakat bu "telsiz
konusmalari" bizim aklimizi karistirdi. Acaba diyoruz: "25 yildan be-
ri TSK'ya karsi savasmakta olan PKK gibi bir örgüt, telsiz konusma-
larinin TSK istihbarati tarafindan dinlenildigini bilmiyor mu? Bilmeme-
si mümkün degildir. Peki, bunu bile bile [gelin bizi yakalayin] derce-
sine nicin telsiz kullaniyorlar? Yoksa [ne olur ne olmaz belki birgün
lâzim olur] diyerek, TSK istihbaratini arsiv olarak mi kullaniyorlar(!)?
Bu tür eylemlerde sahte isim üzerine kaydedilmis bir kac kullanimlik
cep telefonu kullanmak, telsiz kullanmaktan daha akillica degil mi?
Cünkü telsiz konusmalarini TSK istihbarati dinleyebilir. Ama bütün
cep telefonlarini ayni anda ne TSK, ne Emniyet, ne de MIT dinleye-
bilir. Yanlis mi düsünüyoruz? Ayrica, 7 (veya 17) erin ne zaman, ne-
reden, nereye ve nasil hareket edeceklerine dair ayrintili istihbarati
PKK'lilar kolayca nereden elde ettiler?" Bu bile, TSK icinde gizli bir
cuntanin bulunduguna delil degil mi? Evet, TSK kendi askerine kas-
detmez. Ama iceride bir cunta veya bir Ergenekon cetesi olursa,
bal gibi kasdeder, katleder. Eger Genelkurmay gizli cuntayi ve diger
örgütlenmeleri bulup tasfiye etmezse, i$te böyle bütün suc TSK'ya
yikilir. "Bitirme" ve "Kafesleme" cuntacilarini hâlâ koruyacak misi-
niz, sayin Ilker Basbug? Bitirmeci ve kafeslemeci cuntacilari hima-
ye ettiginiz müddetce de bizden saygi ve sevgi göremezsiniz.

PKK, TSK'nin attigi her adimi bilmektedir. Nasil bilmektedir? Tabii
ki TSK icindeki gizli cunta ve ceteler vasitasiyla! Dolayisiyla TSK
bu gizli cunta ve cetelerden temizlenmedikce onun PKK'ya karsi
bir zafer kazanmasi mümkün degildir. Yani askerlerimiz 33'er 33'er,
7'ser 7'ser PKK'nin pususu(!)na düsmeye devam edecektir.

Olaylarin akisina göre "aninda eylem" yapabilmek icin istihbarati-
nizin cok kuvvetli olmasi gerekir. Yoksa istediginiz anda eylem ya-
pamazsiniz. Istihbaratsiz bir eylemi yapabilmek, aylar haftalar sü-
rer. PKK ise, olaylarin akisina göre istedigi vakit eylem yapabiliyor.
Peki, bu degirmenin suyu, yani istedigi zaman istedigi istihbarat
nereden akiyor? Tabii ki TSK icindeki ceteci ve cuntacilardan!

Bunun icin (millet olarak) Genelkurmay'a yalvariyoruz: Ceteci ve
cuntacilari gizlemeyin, onlari bize teslim edin! "Biz suclulari barin-
dirmayiz" demeyin. Cünkü sözlerinizle fiilleriniz birbirini tutmuyor.
Cünkü TSK icindeki cuntacilarin suc delillerini ve belgelerini imha
ederek kendinizi dogru ve hakli cikaramazsiniz. Alin i$te, sizi ya-
lan cikaran taptaze bir olay daha: Iki subay, Bülent Arinc'a suikast
yapacagi anda yakalandi! Hani, "TSK icinde cunta yok"tu? Fistik
gibi var, ama siz yakalamak istemiyorsunuz. Neden yakalamiyor-
sunuz? Lütfen bunu cevaplayin! Yoksa; aydinlar, gazeteciler ve
politikacilar sizin yakanizi birakmaz. "Bitirme" ve "Kafesleme" cun-
tacilarini bitirmediginiz müddetce asimetrik psikolojik savastan
kurtulamazsiniz. Cünkü cunta gizleyiciliginiz, millete karsi yapti-
giniz bir "asimetrik psikolojik savas"tir. Millet de buna karsi elbette
gerekli savunmasini yapacaktir.

(Milli Istihbarat Teskilâti bu Resadiye olayini mercek altina almali,
yanlis düsünüyorsak bizi aydinlatmalidir. Ne de olsa biz, krimina-
list degiliz...

Resadiye baskini'nin ardinda Ergenekon cetesinin oldugu cok bü-
yük bir ihtimaldir. Cünkü bu cetenin liderlerinden Dogu Perincek:
"Ergenekon dâvâsi geri alinmadigi sürece, PKK terörü bitmez" de-
mistir. Bu sözler ise, PKK'nin, -tamamen degilse de kismen-
"Ergenekon'un emri altinda" oldugunu gösteriyor. Bu da, Resadiye
baskini'nin, Ergenekon'un "kollari tâ TSK'nin icine kadar uzanmis
hapiste olmayan bir kolu" tarafindan yapildigini gösterir. Bu sebep-
le Ergenekon'un sirlarini gizleyen kapagi henüz daha acilamamis
karakutusu olan Dogu Perincek'e: "PKK'yi siz mi yönetiyorsunuz"
sorusu mutlaka sorulmalidir. )

(Bir eylem yaptirirsiniz, o eylem de bir bumerang gibi gelir sizi vu-
rur, bay Ergenekoncular! Resadiye baskiniyla Biz Millet'e verdigi-
niz cevabin cevabini da yine kendi yaptiklarinizla almis oldunuz...)

Darbelerden, ihtilâllerden ve sikiyönetimlerden cok cekmis gecmisi
acili ve karali degerli Türk Halki!

Türk Silahli Kuvvetleri'ne ait "Deniz Kuvvetleri" icinde, iktidari ele ge-
cirebilmek icin yüzlerce mâsum yavrumuzu ve binlerce vatandasi-
mizi katletmeye hazir PKK'dan cok daha tehlikeli bir cunta tesbit
edilmis, fakat (bir kac kisinin sorgulanmasi disinda) tasfiye edilme-
mistir. Biz ise, bu cuntanin Genelkurmay tarafindan halen himaye
görmekte oldugunu bir türlü anlayamamaktayiz. Ama bu cuntayi
himaye edenler bir gün cok agir hesap vermek zorunda kalabilirler.
O günle karsilasmadan önce yetkililer bu cuntayi yargiya teslim
etmeli, onu bitirmelidir.

Degerli halkimiz!

Bu aciklamayi size, TSK'yi yipratmak icin degil, onu ceteci ve cun-
taci akreplerinden arindirmak icin yapiyoruz. TSK, Biz Millet'in ver-
gileriyle ya$ayan bir kurum oldugundan, ondan hesap sormak da
hakkimizdir. Dolayisiyla Genelkurmay Baskanligi kizmadan, hid-
detlenmeden, sakince bize cevap vermek zorundadir: BU CUNTA
NICIN TASFIYE EDILMEDI? (Bunun cevabi, Genelkurmay Baskan-
ligindan degil, Savunma Bakanligi'ndan verilmelidir. Cünkü karsi-
mizda basbakanlasmis asker görmek istemiyoruz.)

(Eger Genelkurmay, bizi tatmin edecek bir cevap veremezse, In-
san Haklari Dernegi ve teskilâtlari gibi cesitli Sivil Toplum Kurulus-
lar'i birleserek, Genelkurmay'a -cuntacilari gizlemelerinden dolayi-
hemen bir "CUNTA DÂVÂSI" acmalidir.)

Bize cevap verilirken, kendilerini Biz Millet'in yerine koyarak, kor-
ku ve hassasiyetlerimizi hissederek cevap verilmelidir. Cünkü Biz
Millet; darbeler gördük, sikiyönetimler gördük, iktidari ele gecirmis
darbecilerin zulümlerini gördük; görmeyenler de okudu, ya$amis
gibi oldu. Simdi ayni o acilari tekrar ya$amak istemiyoruz!

Dolayisiyla hic bir cuntaci, hic bir politikaci, hic bir ceteci ve hic bir
asker; kayitsiz sartsiz bizim olan egemenligimizi zorla veya cesitli
oyun ve düzenbazliklarla elimizden almaya kalkmasin. Buna kalki-
sacak olanlara bunun bedelini cok agir ödetiriz!

Dolayisiyla kimse cuntaci ve cetecilerin provokasyonlarini ve PKK
terörünü bahane ederek firsati ganimet bilmeye calismasin. Firka-
teynlerde cuntacilara göz kirpmasin.

Sayin Basbakan!

Siyasal beyanat ve darbeci tavirlariyla Anayasa ve Askerî Ceza Ka-
nunu'nun filan maddelerini cigneyerek haddini a$an bu askeri nicin
görevden almiyorsunuz? Emekliligine kadar bu haddini bilmezin teh-
ditlerini mi dinleyip duracagiz! Yoksa bu dâvânin halli icin Özal'i mi
kabrinden cikarip getirelim? Yoksa Avrupa'dan yeni bir Basbakan
mi ithal edip, bu haddini a$mislarin hadlerini bildirelim?

Cok degerli Türk ve Kürt halki!

Sizlere mutlu, neseli ve huzurlu bir Yeni Yil dilemek isterdik. Fakat
ne yazik ki, Türk ve Kürt halkinin yani sizlerin kardesligini koruya-
cak proje olan Demokratik Acilim'in düsmanlarinin meydana getir-
digi kara bulutlar altinda günlerimiz kara kara gecmekte, huzur bu-
lamamaktayiz. Ama merak etmeyiniz ve ümitsizlige kapilmayiniz.
Cünkü hersey ne TSK'nin, ne MHP ve CHP'nin, ne de PKK'nin elin-
dedir. Hersey Allah'in elindedir. Allah da mutluluk ve zaferi kötülük-
cülere degil, iyilikcilere verir. Dolayisiyla zafer, kapatilimcilarin degil,
acilimcilarin olacaktir. Hepinizin Yeni Yil'i ve gelecegi mutluluk ve
zaferle dolsun. InsaAllah birgün kapatilimcilar da acilimciliga döner-
ler de hep birlikte mutlu oluruz.

Size rizk ve hayat veren Ya$aticiniz'i hatirlayarak, O'na gereken te-
sekkürü yapmayi unutmayiniz. Yeni Yil'iniz kutlu olsun!

DEMOKRASIYI BITIRMEK ISTEYENLERI
YENI YIL'DA HEP BIRLIKTE BITIRELIM!

BIZE YENI BIR "DARBE ZAKKUMU" YUTTURMAK ISTEYENLERE
FIRSAT VERMEYELIM!

DARBECILERE KARSI BIRLIK OLALIM!

ÖZGÜRLÜGÜMÜZE DARBE VURMAK ISTEYENLERI
BOGARIZ! BOGARIZ! BOGARIZ!
+ + +

YENI YIL MESAJI'NIN EKI

Sayin Devlet Bahceli!

Kürtleri gercekten kardes sayiyorsaniz ve bu kardesligin bozulma-
masini gercekten istiyorsaniz, onlarin sorununun cözümüne de ta-
raftar olmali ve Acilim'a razi olmalisiniz. Razi olmalisiniz derken de
biz, AK-P'nin acilimindan degil, Türkiye'nin Acilimindan bahsediyo-
ruz. Yani Kürt sorununun sonucu olan PKK ve Öcalan faktörünü
yok sayarak ve onlara af gibi bir cözüm götürmeden Türk-Kürt kar-
desligi doguramazsiniz. "Bin yillik kardeslik"ten dem vururken de
acilimcilara "bölücü" diye saldirmakta oldugunuzu görmeli ve bu
saldiriyi yaparken de kendi irkdaslarinizi böldügünüzü bilmelisiniz.
Cünkü siz Acilim'a karsi koyarken, ona taraftar olan Türkler'e düs-
manlik ederek bölücülük yapmaktasiniz. "Daga cikariz" diyerek A-
cilim'in dostlarini "düsman" sayip Türkler arasinda bölünme yaratir-
ken Kürt vatandaslarimiza nasil kardeslik götüreceksiniz? Birbirini
tutmayan söz ve davranislarinizla nasil inandirici olabilirsiniz?

Yani bize; herseyden önce "Dogruluk", sonra da "Hakcilik" ve "Ada-
letcilik" gereklidir. Bunlarin geregini yerine getirebilirseniz, "bin yillik
kardesligi" yakalayabilirsiniz. Ama kuvvetli bir dindasliginiz yoksa,
onu ya$atamazsiniz. Bu takdirde bize, hak ve özgürlüklerimizi esit
bir sekilde dagitan ve güvence altina alan bir Anayasa gerekir. Eger
Anayasamiz bunu saglamiyorsa, onu yenilememiz ve degistirme-
miz sart olur. Anayasa'nin degistirilmesine karsi koyanlar ise, en
bastan Türk-Kürt kardesligini imha etmis sayilir. Anayasa'nin yeni-
lenmesine taraftar olursaniz, kardeslik konusunda "yalanci" degil-
siniz demektir. Acilim'a taraftar olan halk cogunlugu simdi sizden
koskoca bir "dogruluk" bekliyor. Biz inancli bir milletiz, yalanciligi
sevmeyiz, degil mi?

Sayin Genelkurmaylilar!

Türk Silahli Kuvvetleri icindeki "gizli cuntalar" hakkinda bize gercek-
leri söyleyiniz. Genelkurmay icindeki "Bitirme Cuntasi"nin bilgisa-
yarlarinizdaki suc delillerini "35 kez" silerek yok etmediniz mi? Bu
33 cuntaci subay ve generali nicin himaye ediyorsunuz? Bu hima-
ye büyük bir suc degil mi? O halde onlari nicin sakliyorsunuz? E-
ger "böyle bir sey yok" diyorsaniz, bu halde o zanli 33 kisi ve De-
niz Kuvvetleri'ndeki 43 'Kafesleme Cuntacisi' rütbeli, halkin karsisi-
na gecip: "Namus ve serefimiz ve canimiz üzerine yemin ederiz ki;
biz cuntaci degiliz. Bitirme ve Kafesleme planlarini biz yapmadik
ve böyle bir plan hic bir zaman olmadi ve böyle bir seye de hic bir
zaman izin vermeyiz. Cünkü biz, millet düsmani degiliz. Cünkü bi-
zim, milletin egemenligini gasbedecek bir iktidar hirs ve hevesimiz
yoktur. Demokrasinin de dostuyuz, düsmani degil. Eger yalan söy-
lüyorsak, Allah belâmizi versin ve canimizi alsin" diye tek tek veya
toplu halde sözlü bir yemin versinler. Biz de bu sekilde süpheleri-
mizden kurtulalim ve dâvânin üzerine bir cizgi cekelim, barisalim.
Eger bu yemini veremiyeceklerse, lütfen suclarini itiraf edip, yargi-
ya teslim olsunlar. Yoksa, onlar yüzünden bütün TSK'lilar zan al-
tinda kalmaya devam edecek ve TSK ve onu yöneten Genelkurmay
da "güvensiz bir kurum" olarak kalacak ve Biz Millet'in bu kirlenmis-
lige ve TSK icindeki ceteci ve cuntaci "millet düsmanlari"na karsi
savasi da sürüp gidecektir.

Ceteci ve cuntacilari uyariyoruz! Sucunuzu örtebilmek ve bir darbe
yapabilmek icin yeni yeni povokasyonlar üretmeyin. Cünkü herse-
yiniz kayit altindadir! Bir müddet sonra hersey gözleriniz önüne se-
rilecek.

Milli Istihbarat Teskilâti'na not: Genelkurmay'daki 33 ve Deniz Kuv-
vetleri'ndeki 43 cuntaci zanlisi gözetim altinda tutulmalidir. Cünkü
Genelkurmay'daki, "cuntacilarla ilgili suc delillerinin imha edilme o-
perasyonu", onlari "zanli" olmaktan cikarip, "suclu" durumuna dü-
sürmektedir. Bu da, cok dikkatli olmamizi gerektirmektedir.

Genelkurmay Baskanligina not: TSK'nin devletten aldigi paralarin
(son 25 yilin, bu mümkün degilse, 10 veya 5 yilin) gelir-gider dö-
küm ve belgelerinin BIZ HALK'a acilip gösterilmesini istiyoruz. Cün-
kü bu paralarin carcur edilmekte ve birilerinin ceplerine indirilmekte
oldugundan süphe icerisindeyiz. Gerekli belgelerin, Savunma Ba-
kanligi'na veya güvenilir bir STK örgütüne ibraz edilerek süpheleri-
mizin giderilmesini rica ediyoruz. Devlete vergi ödemekte olan bir
millet olarak bu ricayi yapmak hakkimizdir. Bu hakkimiz cignenme-
melidir. Neticeyi, gerekli kurum veya bakanlik: "Yapilan kontrol so-
nucu, hesaplarda herhangi bir egrilik görülmemistir" seklinde kamu-
oyuna bildirilmelidir. Bu bildiri yapilmadigi takdirde, hesaplarda müt-
his egriliklerin bulundugu acik hale gelmis olacaktir. En iyi kanit,
belgelerdir. Kimseden belge yerine lâf istemiyoruz.

Bu hesap verme islemi her yil yapilmak zorundadir. Böylece TSK,
milletin; "paralari ne yapiyorlar acaba" dedikodusundan kurtulur,
güvenirligini de kanitlamis olur.

Evet, terörü bitirmek icin devletten aldiginiz 400 milyar dolari ne yap-
tiniz? Parayi aldiniz, terörü neden bitirmediniz? Size verilenin karsi-
ligi nerede. Lütfen, bunun hesabini veriniz!

Ey TSK'nin 700 bin askeri!

Sizler; BIZ MILLET'in kahramanlari, vatanimizin muhafizlari, özgür-
lügümüzün koruyucularisiniz. Koruyuculugunuzu yaparken cok dik-
katli olmalisiniz. Cünkü icinize, Biz Millet'in özgürlügünü yok et-
mek ve egemenligini gasbetmek isteyen cuntaci hainleri sizmis ve
yerlesmis olabilir. Bu hainlerden size, darbeye katilmanizla ilgili bir
emir geldiginde veya bir kipirdanma sezdiginizde onlara itaat etme-
yiniz. Onlari hemen Biz Millet'e bildiriniz, ihbar ediniz. Hainlerin eri
degil, milletin eri, askeri olunuz. Böylece rütbelerin en üstünü olan
"GÜVENILIR ORDU VE ASKER" ünvan ve lâkabini ve apoletini hak-
etmis olursunuz. Bu liyakat ve apoleti omuzlarinizdan hic düsürme-
melisiniz! Bu vatan ve millet size emanettir. Bu emanete hiyanet
etmek isteyenlere firsat vermeyiniz. Ya$asin Arslanlarimiz! Ya$a-
sin Kahramanlarimiz!

Ey arslanlarimizin arslanlari olan Subay ve Generallerimiz!

Görevinizin "politika" degil, "askerlik" oldugunu iyi biliyorsunuz ve
bunun icin Türk Silahli Kuvvetleri'nde bulunuyorsunuz. Bu sebeple
sizler, istediginiz partiye oy verebilirsiniz. Buna karismaya hakki-
miz yoktur. Fakat tuttugunuz partinin muhalefetini, Biz Millet'in sec-
tigi partinin hükümetine karsi kullanirsaniz ve bu muhalefetle ordu-
ya nizamat vermeye kalkarsaniz, cok büyük bir hata ve haksizlik
etmis olursunuz. Bu da, milletin orduya olan güvenini yok eder. Po-
litika yapmak istiyorsaniz, askerlik elbisesini cikarmalisiniz. Biz
Millet'in iradesine ve kayitsiz sartsiz egemenligine saygili olmak
zorundasiniz. Saygili olursaniz, saygi görürsünüz. Yoksa, saygi
görmezsiniz.

Kesinlikle bilmelisiniz ki, bu sözleri söyleyen; bir sahis, bir grup,
bir cemaat, bir örgüt ve bir parti degil; HAK ve ADALET ve ÖZGÜR-
LÜK A$KI'dir. Bu a$k, hepimizin a$ki degil mi? Bu a$kin zarar gör-
memesi icin demokrasiye razi olacagiz, onu koruyacagiz. Öyle ise
lütfen, aranizdaki cuntacilari millete teslim ediniz.

Unutmayiniz! Demokrasimize zarar verirseniz, CUMHURIYETIMIZ'
i katletmis olursunuz. Bu da, cumhuriyetimizin kurucusu BÜYÜK
KUMANDAN'a ihanet olur! Ayrica Biz Millet'in size kazandirdigi,
millete ait olan güc ve silahi bize karsi kullanmaya veya kullandirt-
maya hakkiniz yoktur. Böyle bir haksizlik, MILLET'e ihanettir! Biz-
ler ise sizin, bu ihanetlerden ari oldugunuzu görmek istiyoruz ve
bizi yaniltmayacaginizi umuyoruz. Ümidimizi bo$a cikartmayiniz.

Hepinize saygi ve sevgilerimizle...

Sayin Ba$bakan!

Son olarak partililerinize Iran'la ilgili bir uyarida bulunmak istiyoruz.

Nükleer enerji konusunda Iran'in avukati olacak kadar Iran'in düs-
manlarina kafa tuttunuz. Fakat onlara kafa tutarken cok önemli bir
noktayi görmek gerekiyor:

Bugün dünya siyasetinin ve ülkelerinin bütün ipleri Amerika'nin e-
linde. Yani Rusya da dahil hic bir ülke, ipleri tutan El'den izinsiz bu
El'e zit olacak bir i$ yapamaz. Yapmaya kalkanlar da zarar görür
ve görüyor. Enerjiye ihtiyaci olmayan petrol zengini Iran Yönetimi
ise bu gercegi atlayarak, kendi keyf ve arzusunu gerceklestirmeye
calisiyor. Iran'in hedefi ise, nükleer enerji perdesi altinda nükleer si-
laha ulasmak ve bununla da, ba$siz kalmis Ortadogu'nun liderligini
kapmak. Fakat Ortadogu ülkeleri Iran'in liderligine razi degildir. On-
larin rizasi olmadan hic bir ülke o bölgeye lider olamaz. Ama onla-
rin üstünde de Allah'in Mehdisi'nin ve Amerika'nin razi olup olmama-
si vardir. Bu ikili ortak Irade ise; dilsel, dinsel, bölgesel, siyasal ve
stratejik bir cok acidan Türkiye'nin Ortadogu'ya liderligini daha uy-
gun görmektedir. Iran yönetimi ise bu gercegi tanimak istememek-
te ve doludizgin nükleer silaha erismeye calismaktadir. Ortadogulu'
larin, ABD ve Allah Mehdisi'nin rizalarini cigneyen bu calisma da;
Dünya ve Ortadogu bölgesinin dengelerini ve barisini bozacak bir
gayret olmasindan, "Dünya Hükümdari" mevkiindeki ABD, buna i-
zin veremez ve onu durdurmak ister ve bunun icin calisiyor. Israil'in
"Iran korkusu" ise bu meselede, "ikinci sirada" yer bulur.

Iran'in nükleer enerji elde etme calismalarini sinirlama konusunda
ABD, bu i$in nereye varacagini yani Iran'in söz dinlemeyecegini bil-
digi halde, onunla simdiye kadar "diplomasi oyunu"nu sabirla ve yu-
musaklikla sürdürdü. Fakat bu oyun sonsuza kadar gidemezdi ve
oyunun sonuna geldik. Simdi $ah'in mat olma zamanidir. Biz millet
cogunlugu olarak dindasimiz ve kardesimiz olan Iran'in vurulmasini
istemeyiz. Fakat Iran, vurulmamanin sartlarini yerine getirmek iste-
miyor. Bununla da Israil'e savunma hakki ve düsmanini vurma me$-
ruiyeti kazandirmis oluyor. Bu sekilde de günah bizden gidiyor. A-
merika da: "Ben gerekeni yaptim" diyor ve bununla da Israil'e; "sen
de gerekeni yapabilirsin" demis oluyor. Yani Yeni Yil'in baslangici,
bir Iran-Israil kapismasina sahne olacaktir demektir. Cünkü Iran'in
nükleer enerji ko$usunda sürat kesmesi $öyle dursun, tam aksine
sürat artirmasi, ona biraz daha mühlet tanimanin, ona zafer kazan-
dirmak olacagini herkes görüyor. Onun zaferi ise, Ortadogu'nun
maglûbiyetidir. Global siyasetin lideri ABD elbette ki buna izin ve-
remez. Iran nükleer silah edinme hakkina sahip olsa da, bu, ABD'
den izinsiz olamaz. ABD'yi cigneyecek bir güce sahip olmayan bir
ülke de istegine ulasamaz.

Bu durumda Türkiye de, ABD ve Israil karsisindaki durusunu buna
göre ayarlayacak ve yanlis duruslarin ona, Iran'in vurulmasindan
daha büyük zararlar verecegini görerek hareket edecek demektir.

ALLAH TÜRKIYE'YI KORUSUN!

Not 1: Iki subayin Bülent Arinc'a suikast hazirliginda yakalanma-
sindan sonra Genelkurmay'a hic bir güvenimiz kalmadi. Bu durum-
da bütün millet, TSK'nin herhangi bir darbe kalkismasina karsi ha-
zirlikli olmali ve Emniyet Teskilâtimiz da TSK'dan gelecek hic bir
emri dinlememeli, Biz Millet'in arkasinda durmalidir. Bununla birlik-
te CHP ve MHP'yi de uyariyoruz! Eger Biz Millet cogunlugunun ri-
zasi olmadan anti demokratik yollarla iktidara gelirseniz veya geti-
rilirseniz, bu iktidari size yâr etmeyiz.

Not 2: Bay Öcalan!

PKK'nin son tehditlerini de dinledik. Ama bu tehditlerle Türkiye
halklarini sindiremezsiniz. Evet, cikaracaginiz bir ic savasta bes-
on bin daha sehit verebiliriz. Fakat bu, zatinizin ve PKK'nizin da
sonu olur. Hepiniz imha edilirsiniz. Yoksa maksadiniz bu mudur?
Eger kendinizi hakli görüyorsaniz, bu hakliliginizi önce CHP ve
MHP'ye kabul ettirmelisiniz. Madem kabul ettiremiyorsunuz ve
madem bu muhalefet Kürt Sorunu'nun cözümünü istemiyor ve
AK Partiyi'de engelliyor, bu halde bize, önce bu engeli kaldirmak-
tan baska ne kaliyor? Bu da, sabirla halledilecek bir konudur. E-
ger MHP ve CHP'den: "Siz bir ic savas cikararak AK-P'yi devirin,
biz sizin sorununuzu cözer, affinizi da saglariz" seklinde bir me-
saj aldiysaniz, söyleyin. Eger böyle bir mesaj yoksa, sakin olmak-
tan baska careniz de yoktur. Dolayisiyla PKK'niz, Ergenekon'un
emriyle hareket etmeye son vermeli, Kürt Sorunu'nun cözümü icin
AK Parti'nin yarattigi bu güzel sans heba edilmemelidir. Bunu he-
ba etmek, sizin de sonunuz olur. PKK, bu kötü sona hizmet etme-
ye son vermelidir. Seksen yillik bir dâvânin sekiz dakikada halle-
dilemeyecegini de kabul etmek zorundasiniz. Lütfen sakin olun!
Bir CHP-MHP koalisyonunda da bu sorunun asla cözülemeyece-
gini unutmayin. Bu bakimdan AK Parti iktidarinin devrilmesine e-
deceginiz hizmet, Kürt Sorunu'nun ebedî cözümsüzlügü demektir.
Isteginiz buysa, sizi kim durdurabilir!

MHP ve CHP olmasaydi, Kürt Sorunu sekiz ayda cözülürdü. Sim-
di biz bu muhalefet engeleni nasil a$acagimizi düsünmeliyiz. Me-
selâ, muhalefet üzerinde toplumsal baski kurabiliriz. Herhalde bu
sorunun cözümüne engel olanlar, yüzde yetmis millet cogunlugu-
nu bogazliyacak degiller. "Yeter ki bu sorun cözülmesin" diye,
Türkiye'yi atese vermeye kalkabilir mi milliyetciler? Kalkarlarsa,
vatan icin vatan yakan adama dönmezler mi? Neronlugu kabul e-
debilirler mi? Eger Müslümanliklari varsa etmezler. O halde: "Bu
sorun cözülsün artik. Biz daha fazla kan ve gözya$i görmek iste-
miyoruz" diyen yüzde yetmis halk cogunlugunun sözüne kulak
vermekten baska caresi yoktur Halkci'larin ve Türkcü'lerin.

$u noktalari da gözönünde tutmaniz gerekir bay Öcalan: Eger siz,
bir ic savas cikartarak TSK'nin iktidara gelmesini saglarsaniz, bu,
Ergenekon'un kurtulusu olur. Ama bunun, sizin de kurtulusunuzun
olacaginin garantisi yoktur. Acaba TSK'ya yapacaginiz hizmet kar-
siliginda ondan bir kurtulus garantisi saglayabilir misiniz? Bunun
olumlu kesin bir cevabi yoktur. Cünkü TSK icindeki cunta ve Jitem,
bu sorunu cözmemek icin 17 bin 500 Kürd'ü imha etti. Eger onu
iktidara getirirseniz, bir 20 bin Kürd'ü daha imha etmekten cekin-
mez. Bu opsiyonun size fayda getirmeyecegi acik olmakla beraber,
dindarlarin ve demokratlarin da, TSK'nin iktidarina izin vermemekte
kararli olduklarini ve gerekirse bunun icin bir savasi göze almaya
hazir olduklarini da bilmeniz gerekir. Cünkü dindarlarin ve demok-
ratlarin bir darbeye izin vermeleri demek, 27 Mayis Ihtilâli günlerine
geri dönmeleri demek olur ki, bunu kabul etmek asla mümkün de-
gildir. I$te bu sebeple darbecilerin yolu tikalidir. Yani TSK'yi iktida-
ra getirmeniz de kolay bir i$ degildir, hattâ imkânsizdir. Cünkü on-
larin darbesine rarsi koyacak olan yalniz dindar ve demokrat halk
degil, arkalarinda bundan sonra Avrupa ve Amerika ve Ortadogu
ordulari da bulunacaktir. Bunun icin de bir tek emir yetecektir.
Cünkü Allah'in Mehdisi bu sürece el koymus bulunmaktadir. Cün-
kü Türkiye, sorunlarini cözebilecek bir olgunlukta gözükmüyor.

Görülüyor ki, bu sorunun cözümünde bir iki oyuncu degil, bes alti
oyuncu var ve o oyuncularin biri "en güclü". O en güclü'nün izni ve
yardimi olmadan da bu sorun cözülmez. Eger siz, bu sorunun ö-
nündeki engelleri birer birer degil de, birden bire a$maya kalkarsa-
niz, sorunun cözümünü kilitlemis olursunuz. Bu da bize, demokra-
tik ilkeler ve global degerler cercevesi icinde kalarak hareket et-
mekten baska care olmadigini gösteriyor. O halde demokrasiye i-
taat etmeye mecburuz. Tabii kurtulus istiyorsak!

O halde gelin, seytanin cocugu Ergenekon'un emrini dinlemeyin.
Zira, cocuk akliyla hareket edenler, felâketten baska bir sey ka-
zanmazlar.

Sayin Ilker Basbug!

TSK icindeki cuntacilari bitiriniz. Eger bunu yapamiyacaksaniz,
görevinizden istifa ediniz. Bu millet, neler olup bittigini anlamiya-
cak kadar aptal ve geri zekâli degildir!

Sayin Basbakan!

Cuntacilarin suikast hazirliklariyla yaptiklari korkutmalara pabuc
birakmayin. Onlardan ürkerek daha öncekiler gibi sapkanizi alip
gitmeyin. Bu göreve sizi, bu halk getirdi. Görevinizin ne zaman
sona erecegini de yine ancak bu halk cogunlugu karar verir. On-
larin kararina saygili olmalisiniz.

Ey Osmanli Imparatorlugu'nun torunlari olan Türkiye Halklari!

Sizler, bir imparatorlugun cocuklarisiniz. Bir haksizlik, adaletsizlik
ve kötülükcülük kafesine kapatilmis olabilirsiniz. Böyle bir kafeste
esir olarak kalmaya razi olmak, size yakismaz. Ikiyüz yildir, özel-
likle son 88 yildir kapatildiginiz "kafes"i parcalamalisiniz artik. Bu
kafesinizin üzerine yeni bir "kafes"in daha kapatilmasina izin ver-
memelisiniz. Sizin de insanliga götürebilecek bir seyleriniz olmali.
Hep "alan el" degil, biraz da "veren el" olmasini bilmelisiniz. Avrupa
ve Amerika nasil "bilim ve teknigin imparatoru" olduysa, sizler de
"Hak ve Adalet ve Iyilikciklik'in Imparatoru" olunuz. Dünyayi bunlar-
la fethediniz. Cünkü sizler yalniz Osmanli Imparatorlugu'nun degil;
Mevlâna'larin, Yunus Emre'lerin, Haci Bektas-i Veli'lerin, Pir Sultan
Abdal'larin ve Bediüzzaman'larin da torunusunuz. Onlara lâyik torun-
lar oldugunuzu isbatlamaniz, boynunuzun borcudur. Bu borcu öde-
meden ölmemelisiniz!

ÖYLEYSE HAYDI I$ BA$INA!

Zaman: Yeni Cag'in dokuzu, Aralik sonu.
Mekan: Avrupa.
Makam: Mesaj.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Donnerstag, 10. Dezember 2009

CUNTACILARIN KORUMA ALTINA ALINMASINI VE HIMAYE GÖRMELERINI PROTESTO EDIYORUZ!

CUNTACILARIN KORUMA ALTINA ALINMASINI VE HIMAYE
GÖRMELERINI PROTESTO EDIYORUZ!

kötülüklere razi olmayan ALLAHin adiyla


Genelkurmay Baskanligi tarafindan bazi cuntaci zanli(!)lari icin
devletten koruma talep edilmis. Bu talebin karsilanacak olmasini
siddetle protesto ediyoruz!

Yüzlerce mâsûm cocugu ve binlerce insani katletmeyi göze almis
ve milleti birbirine kirdiracak provokasyonlar hazirlamis ve hazirlat-
mis, "bitirme" ve "kafesleme" planlarinin sahiplerinin (gözaltina a-
linmalari gerekirken) himaye görmesini ve bu yetmiyormus gibi bir
de "koruma" altina alinmalarini anlayamiyoruz.

(Terörizmin eleba$i olduklarindan) teröristlerden daha tehlikeli bu
cuntaci mikroplarinin koruma altina alinmalari derhal durdurulmali-
dir. Bu durdurma yapilmazsa, devletin ve milletin kuyusunu kaz-
maya devam edeceklerdir. Cünkü, bir ceza görmeyen katil ruhlu
cuntacilar, cesaretleri artarak katliam planlari hazirlamaya devam
ederler. Cünkü; huylu huyundan vazgecmez! Dolayisiyla bu katil
ruhlular ordudan atilmadikca Türkiye icin en büyük tehlikedirler ve
tehlike olmaya devam edeceklerdir.

Abdullah Öcalan bile onlarin yaninda cok mâsûm kaliyor! Mâsûm
kaliyor cünkü; Öcalan Kürt Halkinin kurtulusu icin 10 bin Türk as-
kerini sehid etmek zorunda kaldiysa, cuntacilar da fa$ist diktatör-
lügün iktidari icin 17 bin Kürd'ü "fail-i mechûl" ettiler! (Burada Türk
askerinin öldürdügü 20-30 bin Kürt Savascisi'ni hesaba katmiyo-
ruz.) Dolayisiyla, korunacaksa, mâsûmlar korunmalidir. Özgürlük
verilecekse, yine mâsûmlara verilmelidir.

KAHROLSUN CUNTACILAR VE ONLARI KORUYANLAR!
CUNTACILAR ICERI ÖCALANLAR DISARI!
MÂSÛMLAR ICERDE ZALIMLER NEDEN DISARDA?

Not 1: Halk olarak, cuntacilari gözaltinda tutmaya devam edecegiz.
Milli Istihbarat Teskilâti da, onlarin tekrar aktif hale gelmelerini önle-
yecek calismalar yapmalidir.

Not 2: Cuntacilarla i$birligi yaptigi "Darbe Günlükleri"yle aciga cik-
mis olan CHP'nin kapatilmadigi bir yerde, DTP de kapatilamaz. E-
ger DTP kapatilirsa, CHP'yi de kapatmak gerekecektir. CHP'li sav-
cilar ise, hic bir zaman böyle bir dâvâyi acamaz! (Bu not, ilgili
mahkemeye iletilmelidir.)

Not 3: Öcalan'i kimse öldüremez. Cünkü Öcalan öldürülecek olur-
sa, onun affedilmesini engellemekte olan muhalefet liderleri de öl-
dürülür. Bu yüzden Öcalan'in öldürülmesi mümkün degildir. Dola-
yisiyla, Kürt Isyankâri Öcalan'in, "öldürülme korkusu"ndan uzak-
lasmasi gerekir.

Not 4: Iki yil sonra CHP ve MHP iktidara gelecektir. Iktidara geldik-
lerinde de, Öcalan'i affedeceklerdir. Simdi bu iki parti liderinin:
"Böyle bir sey asla olmayacak" demelerini kimse ciddiye almasin.
Cünkü o zaman Öcalan'i özgürlestirmeye (onu idamdan kurtarma-
ya mecbur kaldiklari gibi) elleri mâhkûm bulunacaktir. Partilerini
kapatip gitmedikleri müddetce de bu mâhkûmiyetten kurtulamaya-
caklardir. Partilerini kapatip kurtulsalar bile, onlarin yerine gececek
olan partiler, gerekeni yapmaya mecbur kalacaklardir. Dolayisiyla
DTP'liler, PKK'lilar ve Kürt Halki biraz daha sabretsinler ve sakin
olup terörden uzak dursunlar. Cünkü iktidar partisinin Öcalan'i öz-
gürlestirmesi mümkün olmayacaktir. Dolayisiyla, bir iki yil daha
sabretmekten baska care yoktur. Teröre devam etmek ise, bu so-
runu cözmez.

(Sayin Baykal'a özel not: Cuntacilarla isbirligi yapmis bir partiden
hesap sorulmayan bir yerde, Basbakan'dan da hesap sorulamaz.
Siz önce Öymen'inizi saf disi edin, ondan sonra konusun!)

BUNDAN SONRA TÜRKIYE'YI CUNTA VE DIKTATÖRLÜK DEGIL
BARIS VE DEMOKRASI YÖNETECEKTIR!

Zaman: Yeni Cag'in dkuzu, Aralik ba$i.
Mekan: Avrupa.
Makam: Protesto.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Montag, 7. Dezember 2009

CUNTAYA KARŞI HALKIN SAVAŞI SÜRECEK!

CUNTAYA KARSI HALKIN SAVASI SÜRECEK!

zalimlere karsi mücâdele edenleri seven ALLAHin adiyla


CHP Genel Baskani Deniz Baykal; "Hükümet'in, TSK'ya karsi
yürütülen asimetrik psikolojik savasin bir parcasi oldugundan
hicbir kuskusu olmadigini" beyan etmis.

Bir kere, TSK'ya karsi yürütülen bir savas yok. TSK'ya karsi
yürütüldügü iddia edilen savas, TSK icindeki cuntaya karsidir.
Bu savasin cuntaya karsi yürütüldügünü, CHP'liler de bilir. Bi-
lir ama, ikrar etmezler ve üstelik aksini iddia ederler. Cünkü
Ergenekon cetesinin avukatligini yüklenmek onlara yetmemis-
tir. Simdi de cuntacilarin avukatligini üstlenmek istemektedirler.

Isteyebilirler tabii... Biz de böylece onlarin kimligini daha acik
secik görmüs oluyoruz. Ama bu cuntaci ve ceteci avukatligi,
onlari daha da bölecek, parcalayacak ve sonunda yok edecek-
tir!

Hükümet'in cuntaya karsi savasi ise, me$ru ve hakli bir savas-
tir. Ve cuntacilari yok edinceye kadar da bu savasi sürdürmek
zorundadir. Aksi ise, "aptallik" olur... Acaba CHP, iktidarda ol-
saydi ve cunta da onu "bitirmek" isteseydi, ne yapardi? Elbette
AK Parti'nin yaptigini yapmaktan geri durmayacak ve daha
fazlasini da yaparak cuntaci subay ve generalleri ordudan atti-
racak veya hapsettirecekti. Ne yazik ki AK-P, CHP'nin yapti-
racaklarini henüz yaptiramadi.

Ama bu savas, yalniz AK-P'nin savasi degil, halkin da savasidir.
AK-P cuntacilarin hakkindan gelemezse, halk, cuntacilarin hak-
kindan gelene kadar savasini sürdürecektir.

$u anda Genelkurmay icinde isimleri de$ifre olmus 33 cuntaci
bulunmaktadir. Bu cuntacilar, aleyhlerindeki suc delillerini yok
ederek kendilerini hukukun pencesinden kurtarmis gözüküyor-
lar. Ama onlar halkin pencesinden kurtulamayacaklar ve günün
birinde ordudan ya atilacaklar, ya da defolup gitmek zorunda
kalacaklar. Cünkü "Büyük Göz" ve "Büyük Kulak" uzaydan
onlari adim adim takip etmektedir. Bu büyük gözaltindan kur-
tulmak icin de, TSK'yi i$gal etmeye son vermekten baska ca-
releri yoktur.

Ey TSK icindeki cuntacilar! Bozgunculugunuzla, cuntaciliginiz-
la ve komploculugunuzla Türk Silahli Kuvvetleri'ni i$gal etme-
ye son veriniz. Eger son vermezseniz, ordu icindeki i$galci düs-
mani yok etmek halka dü$er. Ve halk, yapilmasi gerekeni yap-
maktan geri durmaz. Halkin pencesine düsmek istemiyorsaniz,
TSK'dan defolun!

Demokrasiyi korumak icin cuntaya karsi savasimiz sürecektir!
Ceteci ve cuntaci avukatlari ayagimiza bag, ba$imiza belâ ol-
masinlar... Olsalar da ne yazar!

TSK'YI I$GAL ETMIS OLAN CUNTA, TSK'DAN DEFOL!

Ücyüz otuzüc mâsûm cocugu imha ve binlerce insani da katlet-
meyi göze almis iktidar hastasi ve canavar ruhlu "kafesci" asker-
ler, (Türk)iye Milleti'nin askeri olamazlar! Eger Genelkurmay,
bu kafesci ve bitirmeci askerleri korursa ve koruyorsa, Türk
Halki'na ihanet etmis olur. Türk Halki ise, bu ihaneti kaldira-
maz; karsiligini verir...

Eger bir parti de, cuntacilari himaye etmeye kalkarsa, o parti:
C/untaci Halk Partisi olur! Böyle bir parti ise, "halkci" degil, an-
cak "halk düsmani"dir! Halk da, kendisine düsmanlik eden par-
tilere ne yapacagini iyi bilir...

Not 1: Emekli olmus olsalar da, darbe hazirlamis üc kuvvet ko-
mutaninin rütbeleri derhal geri alinmalidir.

Not 2: Iktidar partisi bilmelidir ki; hükümeti devirmek isteyen
cuntacilara karsi, devlet hukukundan önce "siyasal hukuk"
kullanilir ve bu hukuku kullanmak iktidar partisinin hakki-
dir. Siyasal hukukun geregi ise, isimleri cuntaciliga karis-
mis askerlerin görevine son vermektir. AK Parti Hükümeti
bunu nicin yapmiyor? Yoksa Genelkurmay'dan tehdit mi
aliyor? (Eger bir tehdit aliyorsa, bu, halka bildirilsin. Biz de daha
büyük eylemlere gecelim!)

Not 3: Milli Istihbarat Teskilati, TSK icindeki cuntacilarin pesi-
ne düsmelidir. Eger MIT bunu yapmazsa, yabanci istihbarata i$
düser. Bu da TSK'ya büyük zarar verir. Bundan da anlasilmali-
dir ki, Genelkurmaylilar ordu icindeki "ic tehdit" olan cuntacilari
koruduklari müddetce, TSK'ya en büyük zarari kendileri ver-
mis olacaklardir ve belki(?) de vermektedirler.

Not 4: TSK icindeki yüksek rütbelilerin yüzde sekseninin "CH-
P'li" oldugunu iyi biliyoruz. Bütün cuntalarin da bu bazi yüksek
rütbelilerin ba$inin altindan cikmakta oldugunu görüyoruz. Eger
CHP, Ergenekon teröristlerini himaye ettigi gibi cuntacilari da
himaye etmeye kalkarsa ve kalkiyorsa, bu himayeyi nicin yap-
tigini da anlamakta zorluk cekmeyecegiz, cekmiyoruz...

(Bakiniz: CHP'nin cuntacilarla i$birligi):
http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=144940

Türkiye savcilarina duyuru! Kapatilacak parti, DTP degil, CHP'dir.
Cünkü CHP'nin cuntacilarla i$birligi vardir. (Bir parti basörtüsüne
destek verdi diye kapatilmak istenir de, cuntayla i$birligi yapmis
bir parti nicin kapatilmaz?)

(DTP, PKK'nin güdümünde degil, onun üstünde olmalidir. Onun
üstünde olmak ise, onu terörden uzaklastirmaktir. "Demokratik"
parti olmanin geregi budur.)

Not 5: Eger bazi kurum ve kuruluslar ve partiler, cuntacilari ko-
rumaya kalkar veya devam ederlerse, cuntaya karsi sürdürül-
mekte olan halk savasini daha da büyütmüs ve kizistirmis olur-
lar. Bu büyütme ve kizistirma ise, o korumacilari da yutar ve
yutacaktir. Yutulmak isteyen varsa, buyursun arenaya! Demok-
rasi kaplanlarinin, cuntaci kurt ve köpeklerine ne yapacagini
hep birlikte görürüz, görecegiz.

KAHROLSUN TSK ICINDEKI CUNTACILAR VE
ONLARI KORUYANLAR!

Not 6: "Bitirme" ve "Kafesleme" planlarini haberlestiren ve ya-
yinlariyla bizi onlardan haberdar eden Taraf Gazetesi sahibini
ve yazarlarini tebrik ediyor ve Ahmet Altan'i da "yilin yazari"
sectigimizi bildirmek istiyoruz. Bu tebrigimiz, "gercekleri gizle-
meyen gazete" olarak Taraf'a bir ödül armagani olarak kabul
edilmelidir.

(Binler tesekkür Taraf Gazetesi yazarlarina! "Medyanin Kahra-
manlari" olarak taltif edilmeyi hakettiler.)

Not 7: EKREM DUMANLI'NIN MAKALESIYLE
GENELKURMAY'A SORUYORUZ:

ASİMETRİK SAVAŞ MI DEDİNİZ?

Hafta içinde Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) toplandı. Âdet olduğu
üzere görüşme sonrasında bir açıklama yapıldı. Orada deniyor ki:
'Son dönemde Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı yürütülen asimetrik
psikolojik harekât konusunda bilgi verilmiş...' Toplantıya başkanlık
ettiğine göre Sayın Başbakan'a bilgi verilmiş olmalı. Bu asimetrik
psikolojik harekât meselesi Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ
tarafından da sık sık söyleniyor. Şayet böyle bir durum varsa
üzücü. Zira hiçbir insanın vicdanı ordusunun yıpratılmasına
müsaade edemez.

ANCAK! Genelkurmay Başkanlığı bir konuda halka güvence
vermek zorunda. Gerçekten bu ordu içinde darbe planlayanlar,
halka tuzak kurmak isteyenler var mı? Yoksa, bu belgelerin
anlamı ne? AKP'yi ve Gülen'i Bitirme Eylem Planı'nın altında bir
albayın imzası ne arıyor? O belgeye kâğıt parçası diyen Başbuğ,
o kâğıdın orijinali ortaya çıkınca ve o ıslak imzanın kendi emrin-
deki subaya ait olduğu anlaşılınca neden işlem yapmadı? Kafes
Eylem Planı'ndaki o korkunç tuzaklarla çocukların ölümü, gayri-
müslim vatandaşlarımızın öldürülmesi nasıl bir mantıkla planlana-
bilir ve o plana nasıl olur da bir yarbay imza atar? Adli Tıp ra-
porları belgelerin gerçek, imzaların orijinal olduğunu rapor edi-
yor. Neden Genelkurmay katsayı ile uğraşır da kendi işine bak-
maz? Niçin İsrail'e sipariş edilen ve 28 Şubat sürecinden beri
kayıplara karışan tankların peşine düşülmez de hiçbir suça ka-
rışmamış, vergisini ödeyen, vatandaşlık görevinde kusur yap-
mayan insanlar için inanılmaz tuzaklar kurulur?

Yani, ortada hiçbir şey yok da basın mı uyduruyor? Haydi basın
uyduruyor, asimetrik savaşın aracı haline geliyor diyelim; peki
nedir bu belgeler, bilgiler, planlar, imzalar, delil karartmak için
yapılan hileler hurdalar? Her şey bir yana bir dönem kuvvet ko-
mutanlığı yapmış kişiler neden savcılığa ifade veriyor? Ortada bir
şey yok da günlükler neyi anlatıyor? Genelkurmay başkanı neden
bir dönem sefertasıyla yemek yemeye mecbur kalmıştı acaba?
Cuntaları temizlemek gibi tarihî bir görev varken muğlak ve
gizemli kavramlara sarılmak belki günü kurtarır; ancak yarınlar
için sorunu çözmez. Topu sonsuza kadar taçta tutmak mümkün
değil çünkü...


Zaman: Yeni Cag'in dokuzu, Aralik ba$i.
Mekan: Avrupa.
Makam: Mücâdele.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *